Karışık Komik +18 Fıkralar.

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Almeria
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Heykeller

Yillarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri disi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmis, bir gun bir melek cennetten gelene kadar...
"sizler iyi ve ornek heykel oldunuz, bu yuzden ben de size ozel bir hediye verecegim. Yarim saat icin sizi canlandiracagim, siz de bu sure icinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demis.
ve melek ellerini cirpar cirpmaz heykeller canlanmis, birbirlerine biraz utanarak yaklasmislar, ama sonra hizla parktaki caliliklarin arkasina kosmuslar. Kisa bir sure sonra caliliklarin arkasindan kikirdesmeler, kahkahalar duyulmus, calilar sallanmis. Onbes dakika sonra, caliliklardan cikmislar, ikisinin de yuzunde genis bir tebessum varmis.
"Onbes dakikaniz daha var!" demis melek, gozlerini anlamli anlamli kirparak... Disi heykelin yuzundeki tebessum biraz daha yayilmis ve erkek heykele donmus:
"Harika! ama bu sefer guvercini sen tut, ben siccam kafasina !..."
 
Astranot

Dallas'daki NASA uzay ussunde, us komutani, George ve Bob adindaki astronotlari yanina cagirip, ertesi gun cikacaklari Mars yolculugu hakkinda son talimatlari verir ve bu zor yolculugun oncesinde uyumak uzere evlerine gitmelerini soyler. Her iki astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur.
"Alo, George. ben Bob. Uyudun mu?"
"Henuz degil."
"ben cok heyecanliyim. Uyku tutmadi. Sana da uyarsa, benimle birlikte icmeye ne dersin? Uzun sure icki icemiyecegiz..."
"Ok."
bir saat sonra George ve Bob bulusurlar, bir bara girip icki soylerler. Barmen tam ickiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar.
"Hey men. sizi tanidim. Yarin Mars'a gidecek astronotlarsiniz. size icki verdigim ortaya cikarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayin."
George ve Bob barmenle tartismalarina ragmen o barda icki icemezler. Baska barlarda sanslarini denerler; ama TV programlarini surekli izleyen barmenler onlari her seferinde tanirlar ve icki vermeyi reddederler. Marketlerde kapalidir. tam eve donmeye karar verdiklerinde Bob'un aklina bir fikir gelir.
"Yahu George'cugum. bizim uzay roketine koyduklari yakitin kokusunu hatirliyor musun. ayni viski gibiydi. Istiyorsan ondan icelim."
birlikte uzay ussune girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakit tankinin yanina gelirler. Kimse suphelenmez. onlara guvenmeyip te kime guveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah fuzeye binecek olanlar onlardir. George ve Bob yakit tankindan aldiklari yakittan birer kadeh
icerler; sonra da evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon calar. Arayan yine Bob'dur.
"Alo George. Yine ben. Rahatsiz ettim ama kusura bakma. Sana birsey sormak istiyorum. Karnin agriyor mu?"
"Evet Bob. Hem de cok."
"Peki. O zaman sakin gaz çıkarayım deme. ben seni TOKYO'dan ariyorum..."
 
Bileti Olan Varmı


Mecidiyekoy-I.U Avcilar kampusu otobusune ara duraklarda yasli bir Teyze bindi. Yasli teyze:
-Evladim biletim yok bir sonraki durakta inip bilet alabilirmiyim.
Sofor:
-Tamam ama once iceriye bir sorun.
Teyze arkasini doner ve arkaya dogru yuksek sesle:
-Pardon acaba bundan sonraki durakta inip bilet alabilirmiyim?
 
Kaleci Sensin

İki yaşlı dost 70'li yaşlarına gelmiş iki adam, bir ömür boyu birbirlerinin en iyi dostu olmuşlardı...
Derken birgün bir tanesi ağır hasta oldu.. Ölüm döşeğindeyken yanında yine en iyi dostu vardı ve ona fısıldadı.
"Bana bir iyilik yap olur mu... Cennete gittikten sonra orda futbol oynanıyorsa lütfen bir şekilde bana haber ver.."
Öteki "Tamam..."dedi.. "Bütün hayatım boyunca en iyi dostum sendin, bunu senin icin yapıcam.."
ve birkaç dakika sonra da adam öldü....
bir hafta sonra adam uyurken birden arkadaşının sesini duydu "Dostum..... sana bir iyi bir de kötü haberim var..."
Öteki hemen sordu.
"İyi haber nedir?"
"Cennette futbol oynanıyor....."
"BU HARİKA...!!! :))) Peki kötü haber nedir???"
"Yarınki maçta kalede sen varsın...
 
Sherlock Holmes

Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek yiyip bir sise de sarabi devirdikten sonra uykuya dalarlar. birkaç saat sonra Holmes uyanir ve arkadasini dürtükler.
"Watson, yukariya bak ve bana ne gördügünü söyle".
Watson cevap verir:
"Milyonlarca yildiz görüyorum."
Holmes sorar:
"Bu sana neyi gösteriyor?"
Watson bir an düsünür ve yanitlar:
" Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayisiyla milyarlarca gezegenin varligini görüyorum. Yildizlarin konumuna bakarak saatin 3'üçeyrek geçtigini çikariyorum. Teolojik olarak tanrinin kudretini ve kendi acizligimizi görüyorum. Meteorolojik açidan da bugün havanin çok güzel olacagini tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?"
Holmes arkadasini sabirla dinlemistir ama artik dayanamaz:
"Ulan hiyar, çadirimizi araklamislar!"
 
İmam Osurursa

bir köyün imami ögle namazini köylüye kildiriyor tam secdeye giderken imam osuruyor..
Tabii bunu bütün köylü duyuyor. İmam bu olayi kendine yediremiyor, köyden ayrilma karari aliyor ve köyden ayriliyor. Aradan 15 sene geçiyor, köyünü özlüyor ve geri dönüyor.
Köyün girisinde 18 yaslarinda bir çocukla karsilasiyor :
-"sen kimlerdensin?", diyor, cocuk söylüyor.
İmam :
-"Peki sen kaç yasindasin?" diye soruyor.
Genç çocuk :
-"Valla pek emin degilim ama imam osurdugunda 3 yasindaymisim"
 
bu Kış Çok Soğuk Olmak

Beyaz gocmen Kanada'nin ucsuz bucaksiz ormanlarinda bir kulube yapmis, kisa hazirlaniyordu. tam odun keserken bir kizilderili gecti.
"Hey kizilderili", diye seslendi, "Kis nasil olacak?"
"Soguk" dedi kizilderili ve yoluna devam etti. Yerlilerin doga bilgisine buyuk guven duyan gocmen epey endiselendi ve her ihtimale karsi daha fazla odun kesti.
Aksam kizilderili tekrar gecerken "Hey arkadas", diye beyaz gocmen bir kez daha seslendi. "Kis gercekten cok mu soguk gececek?"
"Cok hem de cok soguk", dedi kizilerili ve yoluna devam etti.
Gocmen artik fena halde korkmustu. Cilginlar gibi odun kesip istifledi. Ertesi sabah kizilderili seslendi, gecerken:
"Bu kis, insan oglunun yasayamayacagi kadar soguk olmak!"
"Nereden biliyorsun?" diye nefes nefese butun gece odun durmadan odun kesip bitkin dusen gocmen sordu.
"eski bir kizilderili sozu var, beyaz adam cok odun kesmek, kis cok cok soguk olmak
 
İkinci Dünya Savaşı

Yasli Italyan, kasabanin papazina günah çıkarmaya gitmisti.Ihtiyar adam itiraflarina basladi:
"Ikinci Dünya savasinin ilk günlerinde bir güzel kiz kapimi çalip kendisini Almanlardan saklamami istedi. Onu bodruma sakladim.ve Onu asla bulamadilar.
"Bu harika birsey" dedi, papaz..
"Devami var" dedi ihtiyar.. "ben zayif karakterli bir adamim.
birgün ondan, kendisini saklamamin bedelini bazi arzularimi gidererek " odemesini istedim." Papaz bir süre düsündü,sonra.. "Himmm..Savas yillari. Zor günler.. O kosullarda böyle bir zaaf affedilebilir.çok büyük bir riski göze almissiniz.. Kaldi ki, kiz Almanlarin eline düsse, basina çok daha kötü seyler gelirdi. Allah anlayisli, hos görülü ve affedicidir. Yaptiginiz iyilik ve kötülükleri tartar, sizi sefkatle yargilar.."
"Tesekkür ederim peder" dedi, yasli adam.. "Simdi içim rahatlamisken, bir soru daha sorabilir miyim?."
"Tabii sorabilirsin oglum" dedi, papaz..
"Ona savasin bittigini söylemem gerekiyor mu?.."
 
Lastik Olayı

Belediye otobusu agzina kadar dolu, yasli bir adamcagiz ayakta. Elindeki bastonu otobusun her kalkisinda ve durusunda kayiyor ve adamcagiz dusmemek icin olanca gucunu harciyor.
Bu sirada oturmakta olan genclerden biri kustahca akil veriyor:
-Baba, baba, bastonunun ucuna lastik taksan kaymaz!
-Ah oglum, demis yasli adam, senin baban o lastigi zamaninda taksaydi ben simdi bu otobuste oturacak yer bulurdum!
 
Tanrı

Zengin bir is adaminin kizi, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadasini anne ve babasiyla tanistirmak icin evlerine yemege cagirdi. Yemekten sonra zengin is adami damat adayiyla basbasa konusmak istedi ve onu calisma odasina ***urdu.
senle söyle erkek erkege konusalim yavrum, dedi.
- Evlendikten sonra aileni gecindirmek icin ne is yapmayi düsünüyorsun?
Damat adayi duraksamadan yanit verdi:
- Aslinda benim elimden her is gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir is bulurum. Sonra da nasil olsa, Tanri yardim eder.
Damat adayinin bu yanitini kuskuyla karsilayan is adami, bu kez daha somut bir soru sordu:
- Peki icinde kizimi oturtabilecegin bir eve nasil sahip olmayi düsünüyorsun?
Damat adayi yine duraksamadan cevap verdi:
- ben aslinda cok caliskan bir insanimdir, dedi. Gece gündüz demez calisir, para biriktiririm. Sonra da nasil olsa Tanri yardim eder, bizde bir ev sahibi oluruz.
Kız babasinin nesesi iyice kacti. Bu kez sesini yükselterek sordu:
- Peki oglum ilerde cocuklariniz olunca onlara nasil bakacaksiniz?
Damat adayi o soruyu da yanitladi:
- biraz önce söyledim ya, gece gündüz calisir kazandigim tüm parayi biriktiririm. Sonrada nasil olsa Tanri'nin yardimiyla cocuklarimizi büyütürüz.
Damat gittikten sonra kizi kosarak babasinin yanina geldi:
- Damadini begendigini gözlerinden anliyorum babacigim, lütfen söylermisin onun en cok neyini begendin?
Babasi kizinin yüzüne dik dik bakti:
- Onun en cok hosuma giden yani benim hakkimdaki görüsü, dedi ve ekledi:
- beni Tanri saniyor!
 
Ne Giyersen Giy

Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler..
Adam korku icinde, mali danışmanına gitmiş..
Sormuş:
- vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?
Mali danışman öğüt vermiş:
- En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler..
Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış..
Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş:
- En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler..
Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle demiş:
- bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler..
vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi icin arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar:
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki?
Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder:
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..
 
Geçen Sene


Genç is adami uçaga binmek üzere havaalanina gelir ve bilet kontrolü yapilan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.
Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?"
Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceginiz gibi New York'a gidiyorum. ancak, verdigim yesil valizin Londra'ya, mavi olanin da Paris'e gitmesini istiyorum".
Görevli kiz saskinlikla; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün degil".
bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduguma çok sevindim. Geçen sene yapmistiniz da!
 
Hız


Amerikada -22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş.
ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.
Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş.
Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadaruyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.
Yaşlı teyze: ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hızla uymak istedim!
Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km hızla gitmelisiniz.
Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. ve sormaya karar vermiş sürücüye.
Teyzeciğim birşey sorabilirmiyim? Bu ardada oturan kişlerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!
Kadın şöyle cevap vermiş: Valla bende anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktıktan beri böyleler.
 
Mesajınız Var

New York sokaklarının karla kaplandığı günlerde ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde is gezilerinde olan kari koca, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar verirler..
Kocası esinden önce gider Florida'ya ve ertesi gün icinde esine yer ayırttıktan sonra, ona bir e-mail gönderir. fakat mesaj, adresi bir harf yanlış yazdığı icin esi yerine, bir gün önce ölen yaslı bir papazin esine gider.
Papazin en az kendisi kadar yaşlı esi bilgisayar ekranında mesajı okuyunca korkunç bir çiğlik atar ve yere düşer. Zaten çok üzgün olan kadının bu çiğliği üzerine ev halkı odaya dolar ve hemen herkes, yerde yatan kadına yardim icin koşuşturmaya baslar. Kadıncağız bir süre sonra kendine gelir ve ne olduğunu soranlara bilgisayar ekranını gösterir.
Ekrandaki mesaj ise aynen böyledir:
- Sevgili kariciğim! Bugün buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarin senin gelişinle ilgili bütün işlemleri tamamladım. Sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok çok sıcak... seni özlemle bekliyorum. Kocan
 
Çatlak Yumurta

Adamin biri amerika ya gitmis ve orada cok guzel bir civciv gormus ve ulkesine ***urmek istemis.
Ucaga binmis ve civcivi ceketinin ic cebine koymus. Yanina da bir rahibe oturmus. Civciv bir sure sonra adamin gomleginin icine girip pantolonuna dogru inmis ve fermuar seviyelerine geldiginde cani disari cikmak istemis.
Fermuarin azicik acik kalan yerinden disari bakmis ve hemen kafasini geri cekmis. Bu hareketi bir kac kez tekrarlamis. Civciv rahibenin dikkatini cekmis.
Rahibe utana sikila adama donmus:
'Beyefendi, ben bu islerden pek anlamam ama galiba yumurtalarinizdan biri catlamis’’
 
Üçüncü Boğaz Köprüsü

Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'
 
Gören Kimse Olmadı

Arabasini park edip lokantaya giren adam, çiktiginda arabasini akordeona dönmüs bir halde bulur. Cam sileceginin altinda bir kagit vardir. Kagidi açtiginda, su satirlarla karsilasir :
- Ön vitesle geri vitesi karistirip arabaniza sert bir sekilde çarptim. Arabanizda gördügünüz gibi çok büyük hasar var. Olayi gören kimseler de su an, ben bu satirlari yazarken çevremde toplanmis bulunuyorlar ve bu kagida adimi ve adresimi yazdigmi saniyorlar. Ne halin varsa gör, o kadar enayi degilim!
 
Hangi Otelde ?

Isvicre Çin e savas ilan etmis. bir sekilde Çine kadar gelmisler. Haber Çin basbakanina gec ulasmis.
- Basbakanim Isvicreliler saldirdi Pekine girdiler
- Isvicre de ne?
- Avrupada bir ülke
- Kac kisi bunlar?
- 5 milyon
- Hangi otelde kaliyorlar?
 
Çeşitli Fıkralar
Sayfalar:1 5 8 9 [10] 11 12 15 20 24 25 30 38 52 66 80 94 108 122 132

Mesajınız Var

New York sokaklarının karla kaplandığı günlerde ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde is gezilerinde olan kari koca, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar verirler..
Kocası esinden önce gider Florida'ya ve ertesi gün icinde esine yer ayırttıktan sonra, ona bir e-mail gönderir. fakat mesaj, adresi bir harf yanlış yazdığı icin esi yerine, bir gün önce ölen yaslı bir papazin esine gider.
Papazin en az kendisi kadar yaşlı esi bilgisayar ekranında mesajı okuyunca korkunç bir çiğlik atar ve yere düşer. Zaten çok üzgün olan kadının bu çiğliği üzerine ev halkı odaya dolar ve hemen herkes, yerde yatan kadına yardim icin koşuşturmaya baslar. Kadıncağız bir süre sonra kendine gelir ve ne olduğunu soranlara bilgisayar ekranını gösterir.
Ekrandaki mesaj ise aynen böyledir:
- Sevgili kariciğim! Bugün buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarin senin gelişinle ilgili bütün işlemleri tamamladım. Sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok çok sıcak... seni özlemle bekliyorum. Kocan




Çatlak Yumurta

Adamin biri amerika ya gitmis ve orada cok guzel bir civciv gormus ve ulkesine ***urmek istemis.
Ucaga binmis ve civcivi ceketinin ic cebine koymus. Yanina da bir rahibe oturmus. Civciv bir sure sonra adamin gomleginin icine girip pantolonuna dogru inmis ve fermuar seviyelerine geldiginde cani disari cikmak istemis.
Fermuarin azicik acik kalan yerinden disari bakmis ve hemen kafasini geri cekmis. Bu hareketi bir kac kez tekrarlamis. Civciv rahibenin dikkatini cekmis.
Rahibe utana sikila adama donmus:
'Beyefendi, ben bu islerden pek anlamam ama galiba yumurtalarinizdan biri catlamis’’






Üçüncü Boğaz Köprüsü

Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'




Gören Kimse Olmadı

Arabasini park edip lokantaya giren adam, çiktiginda arabasini akordeona dönmüs bir halde bulur. Cam sileceginin altinda bir kagit vardir. Kagidi açtiginda, su satirlarla karsilasir :
- Ön vitesle geri vitesi karistirip arabaniza sert bir sekilde çarptim. Arabanizda gördügünüz gibi çok büyük hasar var. Olayi gören kimseler de su an, ben bu satirlari yazarken çevremde toplanmis bulunuyorlar ve bu kagida adimi ve adresimi yazdigmi saniyorlar. Ne halin varsa gör, o kadar enayi degilim!




Hangi Otelde ?

Isvicre Çin e savas ilan etmis. bir sekilde Çine kadar gelmisler. Haber Çin basbakanina gec ulasmis.
- Basbakanim Isvicreliler saldirdi Pekine girdiler
- Isvicre de ne?
- Avrupada bir ülke
- Kac kisi bunlar?
- 5 milyon
- Hangi otelde kaliyorlar?




Agopla Haykanus

Agop'la karisi Haykanus kahvalti ediyorlarmis.
Haykanus sormus:
- Sular akmoor Agop, bir bakarsin degil mi?
- Nereden cikarirsin simdi Haykanus, ben muslukcu ?
- Peki havagazini kontrol etsen.
- Canim, ben tesisatci?
- Agop, elektrik dugmesi de bozulmus
- Yeter artik Haykanus...
Agop aksam eve geldiginde bir bakmis ki butun aksakliklar onarilmis. Merakla sormus Haykanus 'a:
- Canim karim, kime yaptirdin bunlari?
- Kirkor 'a rica ettim beni kirmadi.
- Ne?... Kirkor mu? O dunyanin en kotu adamidir. Karsiliksiz bir sey yapmaz.
- Evet bana " ya benimle yatacaksin ya da cikolatali pasta yapacaksin" dedi
- Guzel...Pastayi yaptin degil mi?
- Ah Agop, nereden cikarirsin bunu? ben pastaci...
 
Ölmeden Önceki Son Sözler

- Lan olum Rus ruleti öyle mi oynanır dur da göstereyim.
- teker teker gelin layn...
- Sevgilim, abin bizi böyle görse ne yapardı?
- Korkma, bu tünelden yllardr tren geçmiyor...
- Abi çevremizde fazla polis yok, teslim olmayalım, kaçalım abi...
- Geeel, geeel, sağ yap gel.
- Abi çok seri bi araba bu yaaa...
- Demek piranha dedikleri şey bu. Hiho, bak Hulusi abi bıyıkları ile oynuyom bi şey olmuyo.
- O irmikleri neden aldın Nurhan, helva mı yapıcan? Niye?
- Burası Fener tribünü değil mi?
- Bah bah bah hala uzunlarla geliyo...
- Müjdemi isterim Turhan abi bi kızın daha oldu.
- Ordular ileri... Allah, allah, allah, allah...
- Kim bekler lan yeşilin yanmasını?!
- Bekle Cemşit abi ben bi dalıp çıkıcam.
- Hala karlı gösteriyor mu hanım?
- Elektrikçiye ne gerek var canım, ben hallederim.
- Gel abi burası boyu geçmiyo.
- Vakkas abi. senin icin öyle böyle diyorlar, doğru mu?
- Hihoha... Bak gelen şey köpekbalığına ne kadar da benziyor.
- Rasim abi, kafesin kapısı kapalı değil mi?
- Baba... ben hamileyim.
- Yapma Satılmış abi, şeytan doldurur.
- Bu külüstür essahtan 200 yapıyor mu?
- Semra'cığım bak arabanın ibresi 200'ü gösteriyor.
- ben öldükten sonra tablolarım çok para edecek ayşegül..
- Boğaza gelip temiz hava almayı iyi akıl ettik... Çocuğum oynama şu arabanın el freniyle...
- Doktora neyin gerek yok. beni üfürükçü Sabit hocaya ***ürün.
- Ohooo doktorun her dediğini yapsak açlıktan ölürüz birader. Hadi yeyin yeyin afiyet olsun...
- Ulan, biz bugüne kadar kaç bomba imha ettik be! İşimi bana mi öğretiyon, lavuk! Kes şu mavi teli!
- Sayın seyirciler! Simdi en büyük numaraya geldik. Aslanın ağzını açıp, başımı icine sokuyorum.
- Burası eskiden mayın tarlasıymış ama artık bi tane bile kalma...
- Havlayarak üzerimize geliyor, çünkü bu cinsler çok insan canlısıdır.
- Paraşütü en aşağıda ben açacağım.
- Komutanım, pimini çektikten sonra kaça kadar sayıcaktık?
- Olum bu mantarlar zehirli değil, bak ben nasıl yiyorum.
- Amma keskin virajmış yav!!
- Dikkat kaptanınız konuşuyor: Eşhedü en la ilahe illallah ... (Pilot Temel)
- Önüne baksana lan! Ne çarpıyon omzuma?
- Bu kadar korkma canım! Bu yılanların hepsinin zehirleri alınmış.
- Uçağın pervanesini görüyon mu? O kadar hızlı dönüyo ki sankim dönmüyomuş gibi.
- Kaplanlar da aynı kedi yavruları gibidir. Bak böyle gıdışından sevicen bak iyi bak...
 
Geri
Üst