İL İL ATATÜRK müzesi tarıhcelerı

Ankara - Atatürk'ün Mekanı Müze Köşk

Ankara'nın Çankaya köyünde tahminen 1800'lü yılların sonlarında yapılan bir bağevinin inşa edilirken tarihe tanıklık edeceği ülkenin kaderini değiştiren dünya çapında bir lidere konut olarak hizmet vereceği kimin aklına gelirdi?
Ankara'ya geldiği 27 Aralık 1919 tarihinden 1921 yılına kadar önce Ziraat Okulunda TBMM Başkanlığına seçilmesinden sonra da İstasyondaki taş binada ikamet eden Atatürk 1921 yılının Haziran ayında Çankaya'daki bağevine yerleşti. Bugün Müze Köşkü'nün girişinde Atatürk'ün 56 yıllık ömründe en uzun süre ile yaşadığı ikametgâh olma özelliğini de taşıyan bina ile ilgili şu satırları görürüsünüz:
" Eski bir bağ evidir. Ankaralı Bulgurluzade Mehmet ve Rıfat Beyler tarafından satın alınmış olup 1921 yılı başlarında Ankara Müftüsü Hoca Rıfat Börekçi'nin önderliğinde Ankara halkı adına Atatürk'e armağan edilmiştir. Atatürk tarafından ordu namına devir ve ferağ edilmesi üzerine 'Ordu Köşkü' adını alan bina ilk haliyle alt kat holünde mermer bir havuzu bulunan iki katlı bir yapıdır. 1921 yılı Haziran ayı başlarında Atatürk Ankara Garı'nda ikamet etmekte olduğu konuttan bu Köşk'e küçük bir onarımdan sonra taşınmışlardır.
1924 yılında Mimar Mehmet Vedat Bey tarafından Köşk'e ilaveler yapılarak bugünkü şekline getirilmiştir.
Bu ilaveler ön taraftaki camekânlı giriş arkada ise uzunlamasına bir ofis ve mutfak yan tarafında bulunan kuledir. 1932 Haziran ayına kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılmış olan ve Cumhuriyet tarihinde çok önemli bir yer tutan bu yapı yeni köşke taşınıldığında tüm mefruşatı ile korunarak o günkü hali ile muhafaza edilmiştir."
Sonradan "köşk" haline getirilen ve büyük sarayların ihtişamından uzak mütevazı ancak zevkli ve rahat bir biçimde döşenen binanın methal taşlığına ayak bastığınız anda kendinizi birden 1920'li yıllarda bulursunuz.
Tarihe yapılan bu ani yolculuğa beyniniz ve duygularınız uyum sağlamaya çalışırken bedeniniz hole varmıştır bile. Ve o andan itibaren tarihi yaşamaya başlar her eşyada her köşede Atatürk'ün izlerini görür hemen bir kapıdan çıkıverecek gibi bir beklentiye kapılarak o anı yaşama heyecanı ile tüm köşkü beyin kıvrımlarınıza yerleştirmeye başlarsınız. Giriş holünde ortada duran bilardo masasının Atatürk'ün Köşk'te yaşadığı süre içinde üst katın sofasında bulunduğunu ancak çok ağır olduğu için binada çökme yaratabileceği endişesi ile alt kata konulduğunu hemen belirtmek gerekir.
Holde tam karşıda yemek salonunun sağda yeşil salonun kapıları solda ise elçi kabul salonunun kapısı ile üst kata çıkan merdivenler Müze Köşk'ü tanıma isteğinizi anlamışçasına davetkârdır. Holde piyano ile altılı oturma grubu bulunur. Duvarlarda ise 2 adet tablo ile Atatürk'ün çeşitli tarihlerde çekilmiş 3 adet fotoğrafı asılıdır. Üç girişli holün ortada bulunan kapısı kapatılmıştır ve önünde bilardo dolabı bulunmaktadır. Bu kapıda asılı bulunan kilim perdelerin güzelliğini dikkatli gözler hemen yakalar. Geçen yıllar perdenin zarafetini hiç mi hiç etkilememiş gibi görünüyor.
Holün sol tarafındaki elçi kabul salonunda Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından kendilerine hediye edilen ve Atatürk'ün çok sevdiği 3 koltuk 1 kanepe bir çalışma masası ve dolaptan oluşan sedef kakmalı bir takım ile sol tarafta ayrı bir çalışma masası bulunmaktadır.
Odaya girer girmez Atatürk'ün huzuruna çıkmışçasına bir duygu tüm benliğinizi sarıverir. Duvarlarda bulunan sedef kakmalı çerçevelerdeki bazı fotoğrafların yanı sıra çalışma masası üzerindeki bir fotoğraf insanı adeta içine çeker. Fotoğrafın üzerinde el yazısıyla yazılmış şu notu okursunuz:
"21.9.1935-İstanbul'dan Ankara'ya vagonda." Elçi kabul salonunun karşısında bulunan yeşil salon; oturma grupları bazı fotoğraflar ve bir vitrin dolabın yer aldığı kabul ve oturma odasıdır. Yemek salonuna da bir kapısı bulunmaktadır.
Çankaya'da Atatürk'ün verdiği yemeklerle ilgili çeşitli anıları hemen hepimiz okumuş olduğumuz için midir yemek salonuna girdiğiniz anda kendinizi erken gelmiş bir konuk gibi duyumsayabilirsiniz. Döneme özgü möblelerin yer aldığı salonda ilk göze çarpan şey hole açılan kapının tam karşısında bulunan bacası ve yan tarafları tahta oymalı şömine ile şöminenin her iki yanının üst kısmındaki ikişer adet vitray kaplı pencerelerdir. Yemek salonunda bir de dört kişilik kahvaltı masası ile yeşil salon giriş kapısının poker masası yer alır.
İki vitrin dolap bir büfe bir konsol iki gramofon ve şömine ile kapı kenarlarında bulunan büyük çini vazolar salona uyumlu bir biçimde yerleştirilmiştir ve vitrinlerle büfede bulunan takımlar kullanıma hazır gibidir. Kanepenin önünde tam ortada büyük bir gümüş mangal bulunur.
Yemek salonuna holden açılan kapının üzerinde Hüseyin Avni Lifiş'in 1922 tarihini taşıyan tablosu yeşil salondan açılan kapının üzerinde ise eski harflerle atılmış imzası olan ağlayan kadın tablosu gözünüze ilişecektir.
Cepheden sadece eşyaları dönen şehite yakılan ağıt kulaklarınızda çınlar. Salondan hole çıkınca hemen sağda bulunan merdivenler Atatürk'ün yaş*****n özel anlarına uzanan bir yoldur.
Üst katta "sofa"ya açılan 6 kapı vardır. Birisi merdivenlerden sofaya girilen kapıdır. Bunun hemen solundaki kapı yatak odasına sağdaki kapı istirahat odasına ön cepheye bakan kapı balkona tam karşıdaki kapı da kütüphaneye açılır. Sofanın ortasında oval bir masa (eskiden bilardo masasının bulunduğu yer) bir kanepe ile iki koltuk ve iki tane vitrin dolap bulunur. Balkon kapısının önünde büyük bir mangal vardır. Vitrinlerin birinde Atatürk'ün madalyaları ile 1931 milletvekilliği mazbatası diğerinde de ilk Atatürk serisi pullar sergilenmektedir.
Merdiven sahanlığına açılan bir kapısı daha olan istirahat odası tek kişilik mütevazı bir yatak odasıdır. Bir divan yatak bir koltuk küçük bir yazı masası bir gardrop ile iki puf yer alır. Duvarlarında bir duvar saati bir tablo ile Atatürk'e ve Fethi Okyar'a ait birer fotoğrafın bulunduğu bu odayı Atatürk'ün çok sevdiği rivayet olunur.
İstirahat odasının karşısında bulunan iki kapı da kütüphaneye açılır. Sağ taraftan girdiğinizde çalışma masasında Atatürk'ün oturduğu hissine kapılabilirsiniz. Çünkü Atatürk pek çok konu hakkındaki fikirlerini bu masanın başında oluşturmuştur. "Büyük Nutuk"u burada kaleme almıştır.
Kütüphanedeki kitaplar Atatürk'ün geniş ufkunu ve kültür yapısını nasıl oluşturduğunu gösteren önemli delillerdir. Kitaplarda aldığı küçük notları işaretlediği bölümleri ve altını çizdiği satırları bulmak mümkündür.
Kütüphanenin devamı şeklinde döşenen ve bir kapı ile yatak odasına bağlanan arka kısmında yine kitaplıklar ve dört sandalyeli yuvarlak bir masa ile köşede okuma koltuğu ve abajurun bulunduğu bölümle kule odaya adım atarsınız. Koyu renklerin hakim olduğu kule odada yine bir çalışma masası ve koltuklar ile yerde Moskova Sefiri Muhtar Bey'in hediyesi bir ayı postu yer alır.
Adımlarınız artık sizi Köşk'ün görülecek en son bölümüne insanların en özel mekânı sayılan yatak odasına ulaştırmıştır.
Yatak odası da Köşk'ün diğer bölümleri gibi son derece sade ama zevkli bir şekilde döşenmiştir. Atatürk'ün yastığı ve yorganı örtüsü ile birlikte yatağın üzerinde muhafaza edilmektedir. Yatağın kenarına bırakılan terlikleri her an sahibi gelip giyiverecek gibidir. Odadaki iki tuvalet masasından birisi banyo kapısının yanında durur. Üzerindeki tuvalet malzemelerinin Latife Hanım'a ait olduğu bilinir. Atatürk'ün 9 Ocak 1923 tarihinde başlayıp 5 Ağustos 1925 tarihinde sona eren evliliğine tanıklık eden Köşk'te Latife Hanım'a dair tek iz de bu tuvalet malzemeleridir.
Yatak odasında gardırop bir koltuk iki sandalyeli küçük yuvarlak bir masa dışında dikkat çeken bir başka şey de şöminenin üzerindeki Zübeyde Hanım'ın gençlik resmidir. Yatak odasından geçilen banyonun dönemin en iyi malzemeleri ile yapıldığı görülür. Gömme küvetin yanında merdiven sahanlığına açılan bir kapı bulunur.
Atatürk'ün mekânındaki gezintiniz banyo dairesi ile sona erer. Merdivenlerden inip Köşk'ün dışına çıktığınız zaman karşılaştığınız ana döndürür ve gözleriniz Atatürk'ün "en büyük eserim" dediği Cumhuriyet'in modern başkenti Ankara ile buluşur.
 
Ankara - Kurtuluş Savaşı Müzesi (I. TBMM Binası)

Binanın Tarihçesi
Ankara Ulus meydanında bulunan I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının inşaasına 1915 yılında başlanmıştır. İlkin İttihat ve Terakki Cemiyeti kulüp binası olarak tasarlanmış binanın planı evkaf mimarı Salim Bey tarafından yapılmış inşasına ise kolordunun askeri mimarı Hasip Bey nezaret etmiştir.
Türk mimari stilinde olan iki katlı binanın en belirgin özelliği duvarlarında Ankara taşı (ANDEZİT) kullanılmış olmasıdır.
Meclisin 23 Nisan 1920'de bu binada toplanması kararlaştırıldığında henüz bitirilmemiş olan bina milli bir heyecanın eseri olarak milletin katkısıyla tamamlanmıştır.
23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında I. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak işlevini sürdürmüş 1952 yılında Maarif Vekaletine devredilmiş 1957 yılında ise müzeye dönüştürülmek üzere çalışmalara başlanmıştır. Bina 23 Nisan 1961'de "Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi" adıyla halkın ziyaretine açılmıştır.
Atatürk'ün doğumunun 100. yılını kutlama programı çerçevesinde 1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restorasyon Ve teşhir-tanzim çalışmaları sonucu 23 Nisan 1981 tarihinde "Kurtuluş Savaşı Müzesi" adıyla yeniden ziyarete açılmıştır.
I. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılışı
23 Nisan 1920'de Meclis etrafında binlerce kişi büyük bir kalabalık halinde Meclis' in açılışını beklemişlerdir. Gerekli törenlerden sonra Meclis 115 temsilci ile ilk toplantısını yapmıştır. Meclisin ilk açılış konuşmasını ise Meclis Başkalığı'na seçilen en yaşlı üye Sinop Mebusu Şerif Bey gerçekleştirmiştir.
"Saygıdeğer hazır bulunanlar;
Hilafet ve hükümet merkezinin geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal edildiği bağımsızlığın her bakımdan kısıtlandığı bilinmektedir. Bu vaziyette baş eğmek milletimizin kendisine teklif edilen yabancı esaretini kabul etmesi demektir. Ancak tam bağımsızlık ile yaşamak kararlılığında olan ezelden beri hür ve bağımsız yaşayan milletimiz bu esaretini kesin ve kararlı bir biçimde reddetmiş ve derhal vekillerini toplamaya başlayarak yüce Meclisini vücuda getirmiştir. Bu yüce Meclisin reisi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlığı dahilinde geleceğini bizzat düzenleyerek ve bütün dünyaya ilan ederek Millet Meclisini açıyorum."
Bu açılış konuşmasından sonra Ankara mebusu Mustafa Kemal söz alarak Meclisin hangi azalardan teşekkül edeceğine dair aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.
"Yüce Meclisiniz bildiğiniz gibi olağanüstü yetkilere sahip olarak yeniden seçilmiş saygıdeğer milletvekilleriyle taarruz ve işgale uğramış saltanat merkezinden canlarını kurtararak buraya gelen saygıdeğer milletvekillerinden oluşmuştur. Kaçıp gelebilecek milletvekilleriyle birlikte bir yüce Meclisin meydana getirilmesi ancak yeni uygulanan seçim tarzıyla söz konusu olmuştur. Bu anda Meclisiniz yasal olarak toplanmış bulunmaktadır."
24 Nisan 1920 günü Meclis ikinci toplantısını yapmış ve Mustafa Kemal oybirliğiyle Meclis Başkanlığına seçilmiştir.
Mustafa Kemal bu toplantıda uzun ve anlamlı bir konuşma yapmış
"Artık yüce meclisin üzerinde bir güç yoktur" diyerek meclisin önemini vurgulamıştır.
Kurtuluş Savaşı Gazi Mustafa Kemal'in başarılı yönetimi ve 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde alınan kararlarla gerçekleştirilmiştir. Bu kararlar arasında 20 Ocak 1921'de ilk anayasanın kabulü 12 Mart 1921'de İstiklal Marşı'nın kabulü 1 Kasım 1922'de Saltanatın kaldırılması da vardır. Öte yandan 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması 13 Ekim 1923'te Ankara'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti oluşu 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilanı ile Gazi Mustafa Kemal'in Türk devletinin Cumhurbaşkanı seçilmesi yine bu Mecliste onaylanarak kabul edilmiştir.
Atatürk bir konuşmasında "Büyük Millet MeclisiTürk Milletinin asırlar süren arayışlarının özü ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir timsalidir" diyerek Büyük Millet Meclisi'nin önemini vurgulamıştır.
Binanın Bölümleri
Koridor
Koridorun sol tarafında ve odalarda 1918-1923 yılları arasındaki olaylar tarih sıralamasına göre yağlıboya tablo fotoğraf belge bazı objeler harp silah araç gereçleri ve modelleriyle anlatılmaktadır.
Koridorun sağ tarafında ve odalarda ise Meclis çalışmaları birinci ve ikinci dönem mebuslarına ait fotoğraf yağlı boya tablo belge hatıra eşyaları ve bazı objeler sergilenmektedir.
Riyaset Divanı-Bakanlar Kurulu Odası
Girişte koridorun solundaki ilk odadır. Burası icra vekilleri heyeti odası olarak kullanıldığı gibiRiyaset Divanı odası olarak da kullanılmıştır. Burada Sivas Kongresi'nde kullanılan başkanlığa ait masa ortada uzunca bir masa ile sandalyeler teşhir edilmekte odanın duvarlarında ise Cumhuriyet'in ilanından sonraki ilk Bakanlar Kurulu üyelerinin fotoğrafları bulunmaktadır. Oda ilk hali korunarak teşhir edilmektedir.
Encümen Odası (Komisyon Odası)
Koridorun solundaki ikinci oda olup mecliste çeşitli konuların komisyonlar tarafından incelendiği odadır. Odada Mondros Müterakesi'nden başlayarak Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı Amasya Tamimi Erzurum ve Sivas Kongreleri ve Misak-ı Milli belge fotoğraf ve bazı objelerle anlatılmaktadır. Odada sergilenen en önemli eser Erzurum Kongresi'nde kullanılan mühürdür.
Dinlenme Odası
Koridorun solundaki üçüncü odadır. Meclis kulisi olarak kullanılmıştır. Odada Mustafa Kemal'in Ankara'ya gelişini anlatan bir yağlı boya tablo yer almaktadır. Meclisin açılışı Sevr ve Lozan anlaşmalarına göre Türkiye'nin durumu 1. ve 2. İnönü muharebeleri fotoğraf belge ve haritalarla anlatılmaktadır. Ayrıca Kurtuluş Savaşı'nda kullanılan telefon santralı bazı harp araç ve gereçleri Gümrü Antlaşması sırasında Kazım Karabekir Paşa'ya hediye edilen gümüş yemek takımı sergilenmektedir.
Şer'iye Encümeni Odası
Koridorun solundaki dördüncü odadır. Bu odada yasa tekliflerinin anayasaya uygunluğu görüşülürdü. Kurtuluş Savaşı'nın son aşaması olan Büyük Taarruz fotoğraf belge ve haritalarla anlatılmaktadır. Odada Misak-ı Milli'yi temsil eden sembolleri taşıyan bir halı istiklal madalyaları Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Meclis balkonunda gösteren yağlıboya tablo sergilenmektedir.
İdare Odası
Koridorun solundaki beşinci oda Meclis idare odası olarak kullanılmıştır. Odada İstiklal Marşımız Kurtuluş Savaşı'na katılan komutanların fotoğrafları Mudanya Mütarekesi Lozan Barış Antlaşmaları ile ilgili belgeler Ankara'nın Başkent oluşu Cumhuriyetin ilanı Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanı seçildikten sonra meclisteki konuşması ve Cumhurbaşkanı iken çekilen fotoğrafı Mustafa Kemal'e ait baston mavzer mühürler ile Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'nda kullandığı dürbün üniforma örnekleri 23 Nisan 1920'de meclis binasına asılan Recep Peker imzalı bayrak Büyük Millet Meclisi'ne Hanımlar Esirgeme Derneği'nin hediye ettiği üzeri yazılı örtü sergilenmektedir.
İdare Odası
Koridorun sağındaki beşinci ve altıncı odalar meclisin idari odaları olarak kullanılmıştır. Bugün altıncı oda müze idare odası olarak kullanılmaktadır. Beşinci odada ise birinci ve ikinci dönem mebuslarına ait fotoğraflar hüviyet vesikaları TBMM tarafından mebuslara hediye edilen mavzerler istiklal madalyaları rozetler belgeler ve özel hatıra eşyaları sergilenmektedir.
Meclis Toplantı Salonu
Koridorun sağında yer alan büyük salon toplantı salonudur. Burası ilk haliyle teşhir edilmektedir. Salonun ortasında Başkanlık ve Divan üyeleri kürsüsü kürsünün arkasında eski yazıyla "Hakimiyet Milletindir" yazısı yer almaktadır. Kürsünün karşısındaki sıralar Bakanlar Kurulu yanlardaki sıralar milletvekilleri sağdaki balkon kordiplomatik soldaki balkon dinleyiciler balkon altları ise yerli ve yabancı basın temsilcileri yeri olarak kullanılmıştır.
Meclisin 23 Nisan 1920'de toplandığı bu salonda bulunan kürsü Ankaralı bir marangoz tarafından yapılarak meclise hediye edilmiş sıralar Ankara Öğretmen Okulu'nun uygulama sınıfından iki petrol lambası ile sac sobalar civar kahvehanelerden büro malzemeleri ise resmi dairelerden getirilerek Ankara'da kurulmakta olan ve millet egemenliğine dayanan ilk meclis binasının temelleri milletle birlikte burada atılmıştır.
Mescit
Müze girişinin sağındaki ilk odadır. Sade bir görünümü olan bu odada seccade ve Kuran rahleleri teşhir edilmektedir.
Reis Odası (Meclis Başkanı Odası)
Sağdan ikinci oda olup Mustafa Kemal'in Meclisteki çalışma odasıdır. İlk hali korunarak teşhir edilmektedir. Sade bir görünümü olan bu odada çok önemli kararlar alınmıştır. Bu odada milli bayramlarda zaman zaman sergilenen Cumhurbaşkanlığı mührü müzenin en önemli ve en seçkin eserleridir.
Alt Kat
Müzenin alt katı bugün fotoğrafhane eser depoları ve sergi salonu olarak kullanılmaktadır.
 
Ankara - II. Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet Müzesi
1923 yılında mimar Vedat Tek (1873-1942) tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası Mahfeli olarak tasarlanan ve inşa edilen bu bina işlevi değiştirilerek meclis olarak kullanılmıştır. Bodrum üzerine iki katlı olan bu yapının iç bölümleri iki kat boyunca yükselen ortadaki meclis salonunun üç kenarına dizilmişlerdir. Girişten sonra enine uzanan iki ucunda merdivenlerin yer aldığı geniş geçit Selçuklu ve Osmanlı bezeme motiflerinin yer aldığı bir tavanla örtülmüştür. Benzer bir biçimde ele alınmış yerlerden birisi de büyük salondur. Yer yer localarla değerlendirilen bu salonun özellikle yıldız motiflerini içeren ahşap tavanı sonradan düzenlenen taç kapı ve bazı noktalar dışında kemerler saçaklar yer yer çinilerin yer aldığı bölümler ile bu dönemin mimari özelliklerini yansıtmaktadır.
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının yetersiz olması ve gelişen Cumhuriyet Türkiye'si meclisinin ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeni ile bina bir takım değişiklikler geçirmiş sonra da II. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak 18 Ekim 1924 tarihinde hizmete açılmıştır.
II. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1924-1960 yılları arasında Atatürk ilke ve inkılâplarının gerçekleştirildiği; Cumhuriyetimiz'in gelişmesi için çok önemli çağdaş kararların alındığı; çağdaş yasaların çıkarıldığı uluslararası alanda Türkiye'nin etkinliğini ve saygınlığını artıran antlaşmaların yapıldığı; çok partili sisteme geçişin sağlandığı önemli bir yapıdır. Türk siyasi tarihinde önemli yeri olan II. Türkiye Büyük Millet Meclisi binası işlevini 27 Mayıs 1960 tarihine kadar 36 yıllık bir dönem boyunca sürdürmüştür. 1961 yılında meclisin yeni yapılan modern binasına taşınması üzerine bu bina Merkezi Antlaşma Teşkilatı'na (CENTO) tahsis edilmiştir. 1961-1979 yılları arasında CENTO Genel Merkezi olarak kullanılan bu bina CENTO'nun kaldırılması ile aynı yıl Kültür Bakanlığı'na devredilmiştir. Bu binanın ön kısmının Cumhuriyet Müzesi olarak düzenlenmesi arka kısmının ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün hizmet binası olarak kullanılması kararlaştırılmıştır. Müze kısmı onarım ve restorasyonlardan sonra düzenlenerek 30 Ekim 1981 tarihinde Cumhuriyet Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Bu düzeniyle 1985 yılına kadar hizmet vermiştir. Aynı yıl ziyarete kapatılarak teşhir çalışmaları başlamıştır. Çalışmalar 1991 yılına kadar devam etmiş Ocak 1992 yılında yeniden ziyarete açılmıştır. Müzede ilk üç Cumhurbaşkanı dönemini yansıtan olaylar kendi sözleri fotoğrafları bazı özel eşyaları ile o dönemde mecliste alınan kararlar ve kanunlar sergilenmektedir.
Müzenin Bölümleri
Girişin Sağ Tarafındaki Birinci Oda
II. TBMM döneminde "Muhasebe Odası" olarak kullanılan oda bugünkü teşhirde "Atatürk İlkeleri Odası"dır. Burada yer alan ışıklı panolarda Atatürk'ün kendi sözleri ve fotoğrafları ile Cumhuriyetçilik Milliyetçilik Halkçılık Devletçilik Laiklik ve İnkılâpçılık ilkeleri anlatılmaktadır.
Girişin Sağ Tarafındaki İkinci Oda
II. TBMM döneminde "Mescit" olarak kullanılan oda bugünkü teşhirde "Atatürk İnkılâpları Odası"dır. Buradaki ışıklı panolarda ve vitrinlerde Teşkilat-ı Esasiye Kanunu hukuk alanında düzenlemeler giyim ve görünüm değişikliği uluslararası takvim saat tartı ve ölçüler yeni Türk Harfleri Soyadı Kanunu Büyük Nutuk 10. Yıl Nutku Türk Hava Kurumu demiryolları ekonomi ve sanayi ile ilgili Atatürk Devrimleri ve olayları kanun teklifleri kanunlar gazete küpürleri Atatürk'ün sözleri fotoğraflar ve konu ile ilgili objeler sergilenmektedir.
Girişin Sağ Tarafındaki Üçüncü Oda
II. TBMM döneminde "Zabıt Kalemi" olarak kullanılan bu oda bugünkü teşhirde "Atatürk Odası" dır. Buradaki panolarda ve vitrinlerde; Atatürk'ün imza ve el yazısı örnekleri tekke ve zaviyelerin kapatılışı Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarının kuruluşu dış siyaset Montrö Boğazlar Sözleşmesi tarım arkeoloji ve güzel sanatlar Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesi ve Atatürk'ün ölümü ile ilgili olaylar kendi sözleri fotoğraflar ile anlatılmakta ve Atatürk'ün bazı özel eşyaları sergilenmektedir.
Girişin Sol Tarafındaki Birinci Oda
II. TBMM döneminde "Kavanin Kalemi" (Kanunlar Kalemi) olarak kullanılan bu odada III. Cumhurbaşkanımız Mahmut Celal Bayar'ın hayatı 1950-1960 dönemi olayları; kendi sözleri fotoğraflarıyla anlatılmaktadır. Celal Bayar'ın ailesi tarafından müzeye bağışlanan bazı özel eşyaları da sergilenmektedir.
Girişin Sol Tarafındaki İkinci Oda
II. TBMM döneminde "İdare Heyeti" olarak kullanılan bu odada bugünkü teşhirde Cumhuriyet'in ilanından günümüze kadar tedavüle çıkan kağıt ve madeni paralar pullar hatıra paralar ve madalyalar sergilenmektedir.
Girişin Sol Tarafındaki Üçüncü Oda
II. TBMM döneminde "Evrak Kalemi" olarak kullanılan bu oda bugünkü teşhirde II. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'nün hayatı 1938-1950 dönemi olayları kendi sözleri ve fotoğraflarıyla anlatılmaktadır. İsmet İnönü'nün ailesi tarafından müzeye bağışlanan bazı özel eşyaları da sergilenmektedir.
Meclis Toplantı Salonu
II. TBMM döneminde "Genel Kurul Salonu" olarak kullanılan bu salon Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren gerçekleştirilen büyük atılımların karar merkezi olarak birçok konuşmalara sahne olmuş tarihi değeri yüksek bir mekândır. Bu salonun ana giriş kapılarının ortasında "Riyaset Divanı" (Başkanlık Kürsüsü) sağ ve sol üst köşelerde Sefirler Locası sol tarafta Cumhurbaşkanlığı Şeref Locası salonun arka tarafında Dinleyiciler ve Basın Locası yer almaktadır. Bu salonda 1924-1960 yılları arasında milletvekili sayısı en fazla 610'a kadar yükselmiştir.
Günümüz müzeciliğine uygun teşhir düzenlemesinin sağlanabilmesi teşhire eğitici bir rol verilerek hareketlilik kazandırılması amacıyla toplantı salonunda Kurtuluş Savaşı'mızdan başlayarak devletimizin kuruluşunu belgeleriyle anlatan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önemli kaynaklarından biri olan Atatürk'ün "Nutuk" unun 15-20 Ekim 1927 tarihinde okunduğu doğal ortam balmumu heykellerle canlandırılmaktadır. Canlı teşhiri desteklemek amacıyla da Büyük Nutuk'tan seçilen pasajlar Devlet Tiyatrosu sanatçıları tarafından seslendirilmiştir.
Büyük Nutuk (Söylev); siyaset ve askerlik tarihimizin en önemli kaynağı Türk hitabet (Güzel Söz Söyleme) sanatının erişilmesi güç en güzel örneklerinden birisidir.
Nutuk Türk milletinin yeniden doğuşunun Kurtuluş Savaşının ve Cumhuriyet'in ilk yıllarının (1919-1927) ayrıntılı ve belgelere dayalı geniş bir özeti ve yorumudur.
Nutuk'un felsefesinde ulus sevgisi insanlığa saygı ve ahlak anlayışı önde gelir. Atatürk; "Ben 1919 yılı Mayısında Samsun'a çıktığım gün elimde hiçbir kuvvet yoktu yalnız Türk ulusunun asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete bu Türk milletine güvenerek işe başladım" demektedir.
1960 yılına kadar TBMM olarak kullanılan bu bina Kültür Bakanlığı'na devredildikten sonra müze olarak kullanılmaya başlanmıştır; Müzede teşhirin yanı sıra halkımıza ve özellikle genç nesle Kurtuluş Savaşımızı Cumhuriyeti ve Atatürk'ü tanıtmak amacıyla muhtelif sergiler açılmakta video gösterileri yapılmakta ve seri konferanslar düzenlenmektedir.
Müzenin İkinci Katı
II. TBMM döneminde Cumhurbaşkanı Odası Cumhurbaşkanı'nın yerli ve yabancı devlet adamlarını kabul ettiği Cumhurbaşkanı Kabul Salonu Cumhurbaşkanı Özel Kalem Odası Başbakan ve Bakanlar Kurulu Odası Meclis Başkanı Odası Meclis Başkanı Özel Kalem Odası ve Komisyon Odası olarak kullanılmıştır. Ancak bu odalar kullanım açısından ihtiyaca göre zaman zaman değiştirilmiştir.
 
Ankara - Atatürk Kültür Merkezi Cumhuriyet Devri Müzesi


Müze 27 Aralık 1987 yılında hizmete girmiştir. Binanın giriş katında bulunan müzenin duvarları Kurtuluş Savaşı'nı devrimleri Atatürk'ün Cumhuriyet bağımsızlık gençlik sanat konularındaki sözlerini kapsayan rölyeflerle kaplıdır. Rölyefler bölüm bölüm aydınlatılarak müzik ve ses eşliğinde "ses ve ışık"gösterileri yapılmaktadır. Bu gösteriler Türkçe İngilizce Almanca ve Fransızca olmak üzere 4 dilde hazırlanmış olup yaklaşık 15 dakika sürmektedir. Giriş katının altında ise Kurtuluş Savaşı devrimler kalkınan Türkiye ve kuruluşları resim obje yazı maket slayt gibi araçlarla (445 adet) tanıtılmaya çalışılmaktadır. Bu katta ayrıca Türklerin Orta Asya'dan çıkıp Anadolu'da Kurtuluş Savaşı'nı müteakip bir devlet kurma ve Atatürk devrimlerini içeren 25 dakikalık bir multivizyon gösterisi izleyicilere sunulmaktadır.
 
Ankara - Alagöz Karargah Müzesi
Sakarya Savaşı'nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine Batı Cephesi Komutanlığı Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyü'nü Cephe Karargâhı olarak seçmiştir. Bu köyün halkından Türkoğlu Ali Ağa'ya ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır.
Sakarya Savaşı'nın bitiminde bina sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları tarafından 1965 yılına kadar ev olarak kullanılmıştır. 1965 yılında varisleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir. 1967 yılında Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Anıtkabir Müze Müdürlüğü'ne devredilen binanın restorasyonu yapılarak müze haline getirilmiştir.
10 Kasım 1968 tarihinde sadece üst katı tanzim edilerek teşhire açılmış alt kat odaları ise 1983 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle teşhire açılmıştır.
Bina iki katlıdır ve Giysi Odası Kitaplık ve Hatıra Eşya Odası Zabitan Yemek Odası Mutfak Muhabere Odası Başkumandanlık Odası Kurmay Heyeti Odası Dinlenme Odası Yaveler Odası Atatürk'ün Yatak Odası Atatürk'ün Yemek Odası ve Hizmet Eri Odası olmak üzere 12 odadan oluşmaktadır
 
Trabzon - Atatürk Köşkü

Cumhuriyetin ilanından sonra Sonbahar Gezisi adıyla Atatürk'ün yaptığı büyük yurt gezisi Dumlupınar'dan başlamıştı. Buradan Bursa'ya gelen Atatürk 12 Eylül 1924'te Hamidiye Kruvazörü ile Mudanya'dan hareket etmiş. İstanbul Boğazından geçerek Karadeniz'e açılmış 15 Eylül1924 sabahı saat 11. 00 de Trabzon'a gelmişti. Atatürk Trabzonlular tarafından heyecanla karşılandı Yanında eşi Latife Hanım ve yakın arkadaşları vardı. Doğruca Belediyeye geldi. Öğleden sonra da kendileri için dayanıp döşenen Soğuksu'daki köşke giderek dinlendiler. Köşk 1913 yılında yaptırılmış Cumhuriyetin ilanından sonra da Özel İdarenin mülkiyetine geçmişti. Bodrumu ile birlikte dört katlıydı. Üçüncü katın büyük odası Atatürk'ün yatak odası idi.
O gün akşam Köşk'ün alt kat salonunda Trabzon Belediye Başkanı Kazazoğlu Hüseyin Atatürk'ün onuruna bir yemek vermiş bir de konuşma yapmıştı. Atatürk bu konuşmayı cevaplandırdı: (Efendiler hemen bütün Trabzon halkını yekpare bir samimiyete kitlesi halinde gördüm. Kadınların çocukların ihtiyarların gözlerinde yaş gördüm. Bu ne yüksel duygu bu ne şefkat bu ne asalettir. ) dedi Trabzonlulara teşekkür etti.
Ertesi gün okulları hastaneyi iplik fabrikasını ziyaret ettikten sonra 17 Eylül 1924 sabahı Trabzon'dan ayrıldı Rize'ye yolcu oldu.
Atatürk'ün Trabzon'u ziyaretinden sonra özel idareye ait bulunan Köşk Trabzon Belediyesince satın alınarak Atatürk'e hediye edildi. Bir Trabzon heyeti Ankara'ya gelerek Köşkün tapusunu ve anahtarlarını Atatürk'e teslim etti. Atatürk 27 Kasım 1930 günü Ege vapuru ile Samsun'dan Trabzon'a geldiği zaman geceyi yine bu Köşkte geçirmiş iki gece kaldıktan sonra İstanbul'a dönmüştü. Köşk artık (Atatürk köşkü) adıyla tanınıyor Trabzonlular bu Köşkle övünüyorlardı.
Atatürk'ün Trabzon'a üçüncü ve son gelişleri 10 Haziran 1937 tarihine rastlar Ege vapuru ile İstanbul'dan Trabzon'a gelen Atatürk doğruca kendi Köşküne gelmiş iki gecesini bu Köşk'te geçirmişti. Bu son gelişlerinde: (Mal ve Mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime bağışlamakla ferahlık duyacağım. İnsanın serveti kendi manevi kişiliğinde olmalıdır. Ben büyük milletime daha çok şeyler vermek istiyorum. ) diyerek bütün mal ve mülk varlığını hazineye bağışladığını noter huzurunda tescil ettirmişti. Atatürk 12 Haziran 1937 sabahı Trabzon'dan İstanbul'a döndü.
Atatürk'ün ölümünden sonra Trabzon Belediyesi Atatürk köşkünü Atatürk Müzesi olarak ziyarete açmağa karar verdi. Atatürk 'ün kullandığı eşyaları fotoğraflarını sergiledi. Bugün Köşk'ün girişinde Atatürk'ün Trabzon'a ilk gelişlerinde yaptığı konuşmanın tam metni asılıdır. Sağdaki küçük salon Atatürk'ün yaptığı konuşmanın tam metni asılıdır. Sağdaki küçük salon Atatürk'ün hayatına ve Trabzon'u ziyaretlerine ait fotoğraflarla donatılmıştır. Bitişiğindeki odada ise Atatürk'ün dinlendiği koltuk ve kanepeler bulunmaktadır. Bunlardan biri üzerindeki plakada şu cümle yazılıdır. (Atatürk 11 Haziran 1937 tarihinde şahıslarına ait emval-i gayrimenküllerini millete bıraktıklarına dair muameleyi burada imza buyurdular. ) Öteki oda Atatürk'ün yemek salonu olarak döşelidir.
Köşk'ün üçüncü katında Atatürk'ün yatak odası banyosu yaver odaları çalışma salonu vardır. Köşk bugün çiçekli geniş bahçesi ile Trabzon'un en güzel evlerinden biri olarak tanımakta Belediyenin yönetiminde Atatürk Müzesi olarak ziyarete açık bulundurulmaktadır.
 
Bigalı (Çamyayla) Atatürk Evi:
Çanakkale Savaşları sırasında Atatürk’ün 19.Tümen Karargâhı olarak kullandığı iki katlı bu ev 1973 yılında müze haline getirilmiştir. Bu evin alt katında iki üst katında üç odası bulunmaktadır. Bunlardan üst katta Atatürk’ün çalışma ve yatak odası ile yaverinin odası bulunmaktadır. Burada Atatürk’ün kişisel eşyaları deri evrak çantası sivil ve askeri giysileri günlük mutfak eşyaları ve fotoğraflar sergilenmektedir.

Atatürk bu evde 275 kg.lık mermiyi omuzu ile kaldırıp top namlusuna süren Seyit Onbaşı’nın öyküsünü dinlemiştir.

Kabatepe Mevkii Gelibolu
 
Polatlı Alagöz Köyü Başkumandanlık Cephe Karargahı: Bu ev Atatürk'ün Büyük Nutkunda "Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa hazretleriyle beraber Polatlı Cephe Karargahına gittim.." dedikleri düşmana en yakın tarihi binadır. Mustafa Kemal" 23 Ağustos'tan 13 Eylül tarihine kadar 22 gün-22 gece aralıksız devam eden Sakarya Meydan Muharebesini bu binadan idare etmiş bütün planlarını burada hazırlamış tarihi kararlarını burada vermiştir" (Önder 1970: 78). Sakarya Meydan Savaşı'nın hareket planları haritaları savaşta kullanılan silahlardan bazıları ve Atatürk'ün özel eşyaları da dahil olmak üzere pek çok tarihi belgenin yer aldığı bina 10 Kasım 1968 tarihinde müze olarak hizmete girmiştir.
 
Akşehir Garp Cephesi Karargahı: 18 Kasım 1921'den 24 Ağustos 1922'ye kadar Garp Cephesi karargahı olarak kullanılan o zamanki Belediye binasında Büyük Taarruzun planları hazırlanmıştır. Atatürk 18 Kasım 1921- 24 Ağustos1922 tarihleri arasında kaldığı bu binada 22 Ağustos günü "Ordular.. İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!" emrini vermiştir (Çetinor1981:33). Bina 1966 yılında "Atatürk ve Etnografya Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır.
 
Afyon Şuhut Atatürk Karargah Binası: Şuhut kasabasındaki bu küçük köy evi 22 Ağustos 1922'de Atatürk'ü ağırlamış iki gün sonra 26 Ağustos'ta Büyük Taarruz başlamıştır. Günümüzde özel mülkiyet olan bina "korunması gerekli tarihi evler" arasındadır. (Önder 1970:84)
 
Afyon Atatürk Karargah Binası: Büyük Taarruz sonunda Türk Orduları 22 Ağustos 1922'de Afyon’a girmişler ve Başkumandanlık ile Garp cephesi Kumandanlık Karargahı da Afyon belediye binasına nakledilmiştir. Bu bina Kurtuluş Savaşı'nın sonuna kadar karargah olarak kullanılmıştır (Çetinor 1981 :33).
 
Geri
Üst