20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Yazar : Necip Fazıl KISAKÜREK
Yayınevi : Büyük Doğu Yayınları
Baskı : İstanbul / 1994 / 522
ADIMIZ DAVAMIZ MANAMIZ
Necip Fazıl’ın, “davayı temellendirici başeseri” tavsif ettiği “ideologya Örgüsü”nün girişinde: Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billurlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim, nefsim için değil de, sırf O’nun ümmetinden en hakir ferde düşen liyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için diyerek bir yön tayin ediyor kendine ve inananlara.
Eserin, kendisinin herşeyi olduğunu ve “Ben arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım.” Diyerek kitabın önemini belirtmekte ve sair eserlerinin bunu bir müştemilatı olduğunu belirtmektedir. Kitap davamız olan “Büyük Doğu”nun tanımıyla başlamakta ve doğu batı muhasebesi yapılmaktadır. Doğuyla kast edilen İslamın kısa bir dönemde madde ve manada zirveyi yakalaması ve daha sonra yakalanan çizginin korunamayışı, İslamın şekline takılıp mana ve ruhundan uzaklaştırılması anlatılıyor. Dinin, ham softa ve kaba yobazlara teslim edilişi ile “HİKMETİ VE MARİFETİ” bulmayı gaye edinen İslama en büyük ihanetin yapılışı, küfür karşısında madden üstün olmayı öğütleyen İslamı şekilci ruh kalıbına sokmakla maddi alanda gerileyiş anlatılmaktadır. Buna karşın BATI’nın madde planında tahakkümü ele alınıp Ruhçu Doğuyla Maddeci Batı’nın muhasebesi yapılmaktadır. Batı karşısında gerileyişimiz ve bunun çareleri aranmaktadır. Bu durumu giderecek bir “Nesl-i Cedit’ten bahsediliyor. Batı karşısında üstünlüğümüzü sağlayacak inkılaptan ve bunun temel dinamikleri üzerinde durulmaktadır.
Yayınevi : Büyük Doğu Yayınları
Baskı : İstanbul / 1994 / 522
ADIMIZ DAVAMIZ MANAMIZ
Necip Fazıl’ın, “davayı temellendirici başeseri” tavsif ettiği “ideologya Örgüsü”nün girişinde: Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billurlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim, nefsim için değil de, sırf O’nun ümmetinden en hakir ferde düşen liyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için diyerek bir yön tayin ediyor kendine ve inananlara.
Eserin, kendisinin herşeyi olduğunu ve “Ben arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım.” Diyerek kitabın önemini belirtmekte ve sair eserlerinin bunu bir müştemilatı olduğunu belirtmektedir. Kitap davamız olan “Büyük Doğu”nun tanımıyla başlamakta ve doğu batı muhasebesi yapılmaktadır. Doğuyla kast edilen İslamın kısa bir dönemde madde ve manada zirveyi yakalaması ve daha sonra yakalanan çizginin korunamayışı, İslamın şekline takılıp mana ve ruhundan uzaklaştırılması anlatılıyor. Dinin, ham softa ve kaba yobazlara teslim edilişi ile “HİKMETİ VE MARİFETİ” bulmayı gaye edinen İslama en büyük ihanetin yapılışı, küfür karşısında madden üstün olmayı öğütleyen İslamı şekilci ruh kalıbına sokmakla maddi alanda gerileyiş anlatılmaktadır. Buna karşın BATI’nın madde planında tahakkümü ele alınıp Ruhçu Doğuyla Maddeci Batı’nın muhasebesi yapılmaktadır. Batı karşısında gerileyişimiz ve bunun çareleri aranmaktadır. Bu durumu giderecek bir “Nesl-i Cedit’ten bahsediliyor. Batı karşısında üstünlüğümüzü sağlayacak inkılaptan ve bunun temel dinamikleri üzerinde durulmaktadır.