20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
KİTABIN ÖZETİ :
I NCİ BÖLÜM
Çevre bilincinin gelişmesine rağmen, gezegenimizin sağlığı benzeri görülmemiş bir hızla bozulmuştur. 1972’ den bu yana Dünya, yaklaşık 200 milyon hektar ağaçlık alanı kaybetmiştir. Bitki ve hayvan türlerinin binlercesi yok olmuştur. Stockholm’ deki toplantıdan bu yana insan nüfusu 1,6 milyar artmıştır; bu sayı 1900’ deki toplam insan nüfusuna eşittir.
Çağdaş toplumlar, teknolojideki gelişmelere rağmen, doğaya bağımlıklarını yadsıyarak kendilerine zarar vermektedir. Gezegenin sağlığı sonuçta, üzerinde yaşayan insanların sağlığını da etkiler. Bu bakış açısına göre son yirmi yılda zararlı eğilimler görülmektedir. Ekonomik çıktının büyük bir hızla yükselmesine rağmen, dünyadaki yoksulların sayısı artmıştır.Üçüncü dünya ülkelerinde iş sayısındaki artışın nüfus artışının altında kalması nedeniyle, on milyonlarca insan işsizdir ve yüz milyonlarcası da yetersiz işlerde çalışmaktadır. Bundan çok daha fazla insan ise temiz sudan, yeterli sağlık hizmetinden ve dengeli beslenmeden yoksundur.
Rüzgar ve su erozyonu nedenleriyle toprağın üst tabakasının kaybolması ve bunun yol açtığı toprak bozulması da aynı derecede kaygı vericidir. Üçüncü dünya ülkelerinde yaygın olarak görülen ormansızlaşma ve aşırı otlakçılık ta toprağın bozulmasına neden olur.
Hava kirliliği tüm dünyada yüzlerce şehirde ve pek çok kırsal alanda sürekli bir sorun haline gelmiştir. Dünyanın pek çok yerinde hava kirliliği ve asit yağmurları ekinlere ve ormanlara zarar vermektedir. Atmosferde huzursuz edici bir hızla gelişen başka değişimler de söz konusudur. Bilim adamları, büyük oranda sanayileşmiş ülkelerin ürettiği karbon ve diğer sera gazlarının yoğunluğunun giderek artmasının, önümüzdeki yirmi otuz yılda ortalama küresel sıcaklıklarda hızlı bir artışa yol açacağını tahmin etmektedirler.
Yeryüzünün fiziksel durumunda yerel, bölgesel ve küresel düzeylerde yaşanan bütün bu değişimler, gezegendeki biyolojik çeşitlilik üzerinde korkunç bir etki yaratmaktadır. Kitabın bu ilk bölümünde ele alınan mücadele kaynağı temelde, sürdürülebilir bir toplumun taslağını çizmek, bu toplumun neye benzeyeceğini ve nasıl işleyeceğini tanımlamaktadır.
I NCİ BÖLÜM
Çevre bilincinin gelişmesine rağmen, gezegenimizin sağlığı benzeri görülmemiş bir hızla bozulmuştur. 1972’ den bu yana Dünya, yaklaşık 200 milyon hektar ağaçlık alanı kaybetmiştir. Bitki ve hayvan türlerinin binlercesi yok olmuştur. Stockholm’ deki toplantıdan bu yana insan nüfusu 1,6 milyar artmıştır; bu sayı 1900’ deki toplam insan nüfusuna eşittir.
Çağdaş toplumlar, teknolojideki gelişmelere rağmen, doğaya bağımlıklarını yadsıyarak kendilerine zarar vermektedir. Gezegenin sağlığı sonuçta, üzerinde yaşayan insanların sağlığını da etkiler. Bu bakış açısına göre son yirmi yılda zararlı eğilimler görülmektedir. Ekonomik çıktının büyük bir hızla yükselmesine rağmen, dünyadaki yoksulların sayısı artmıştır.Üçüncü dünya ülkelerinde iş sayısındaki artışın nüfus artışının altında kalması nedeniyle, on milyonlarca insan işsizdir ve yüz milyonlarcası da yetersiz işlerde çalışmaktadır. Bundan çok daha fazla insan ise temiz sudan, yeterli sağlık hizmetinden ve dengeli beslenmeden yoksundur.
Rüzgar ve su erozyonu nedenleriyle toprağın üst tabakasının kaybolması ve bunun yol açtığı toprak bozulması da aynı derecede kaygı vericidir. Üçüncü dünya ülkelerinde yaygın olarak görülen ormansızlaşma ve aşırı otlakçılık ta toprağın bozulmasına neden olur.
Hava kirliliği tüm dünyada yüzlerce şehirde ve pek çok kırsal alanda sürekli bir sorun haline gelmiştir. Dünyanın pek çok yerinde hava kirliliği ve asit yağmurları ekinlere ve ormanlara zarar vermektedir. Atmosferde huzursuz edici bir hızla gelişen başka değişimler de söz konusudur. Bilim adamları, büyük oranda sanayileşmiş ülkelerin ürettiği karbon ve diğer sera gazlarının yoğunluğunun giderek artmasının, önümüzdeki yirmi otuz yılda ortalama küresel sıcaklıklarda hızlı bir artışa yol açacağını tahmin etmektedirler.
Yeryüzünün fiziksel durumunda yerel, bölgesel ve küresel düzeylerde yaşanan bütün bu değişimler, gezegendeki biyolojik çeşitlilik üzerinde korkunç bir etki yaratmaktadır. Kitabın bu ilk bölümünde ele alınan mücadele kaynağı temelde, sürdürülebilir bir toplumun taslağını çizmek, bu toplumun neye benzeyeceğini ve nasıl işleyeceğini tanımlamaktadır.