7
EXE RANK
-тнє αLуx-
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 21 Tem 2009
- Mesajlar
- 7,782
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Gerileyen Evrimleşme (= Regressif ya da Rekonstriktif Evrim)
Birçok hayvan grubu, yeni ortamlara uyum yaparken, bazı yapılarını yitirir. Buna gerileyen evrim ya da regressif evrim ya da rekonstriktif evrim, yaptıkları uyuma da 'Postadaptasyon' denir. örneğin mağara yaş***** uyum yapan bazı hayvan gruplarının (böcekler, balıklar, yengeçler vs.) renklerini ve gözlerini yitirmesi; yılanların taşlık ve oyuk yerlere uyum yaparken ayaklarını kaybet*mesi; insanların tam bir otçul beslenmeden kurtulurken körbağırsağını yitirmesi vs., regressif evrim için tipik örneklerdir.
Regressif evrimin meydana gelişi konusunda çeşitli görüşler vardır. Örneğin, bu hayvanlarda mağaraya girmeden önce, gerçekte, bir önuyumu vardır (gözleri kıs*men körelmiş, renk pigmentleri azalmıştır). Bu önuyuma (= preadaptasyona) sahip bireylerin, mağaralara, ya da yeraltı nehirlerine ve göllerine gir*mesiyle, uyum (= postadaptasyon) daha da kuvvetlendirilir. Bu önuyuma sahip ola*mayan canlı grupları, mağaralara girseler de uyum yapamazlar. Nitekim, yalnız bazı hayvan gruplarının mağaralarda yaşayabilmesi, bu varsayımı doğrulamaktadır.
Mağaraya giren bir hayvan, ışıkla karşılaşamayacağı için, taşıdığı göz ve renk önemini yitirir. Bu nedenle gözlerin ve renklerin yitirilmesini sağlayacak mutasyonlar desteklenir. Böylece, bir zaman sonra, gözsüz ve renksiz bireyler ortaya çıkar. Keza yeni mutasyonlarla, gözün yerine, diğer etkin his organları (yetkin bir koku ve tat al*ma organı) geliştirilir.
Mağaralara, yeraltı nehirlerine ve göllerine giren canlı gruplarının yakın akraba*ları, genellikle, yeryüzünde nemli, ılık ve yarı karanlık yerlerde yaşar. Bazı tesbihbö*ceği, örümcek ve sinek türleri mağara yaş***** uyum yapabildikleri halde, karınca ve arılarda bu önuyum hemen hemen hiç yoktur. Mağaralarda ya da yeraltı nehirlerinde ve göllerinde uzun süre yaşayan canlılar, yeryüzünde yaşayan akrabalarıyla gen akı*şını koparmamışlarsa, çiftleştiklerinde karanlık yerlere uyumu sağlayan özellikler ba*kımından intermediyer bireyleri meydana getirebilirler. Örneğin, yarı gelişmiş göz ve yarı pigmentleşme ortaya çıkar. İç Anadolu'daki yeraltı nehirlerinde yaşayan gözsüz ve renksiz Aphanius denen balıklarda bunu tipik olarak görmek mümkündür. Bu ba*lıkların gözlü ve pigmentli akrabaları yeryüzünde yaşar ve aralarında melezleşme olur. Çünkü, Aphanius, binlerce yıl önce yeraltı nehirlerine ulaşmış ve orada karanlık ortama uyum yapmıştır; fakat yeryüzünde yaşayan akrabaları zaman zaman. sularla yeraltına ulaştığı için, gen akışı hiçbir zaman kesilmemiş dolayısıyla eşeysel yalıtım oluşmamıştır.
Birçok hayvan grubu, yeni ortamlara uyum yaparken, bazı yapılarını yitirir. Buna gerileyen evrim ya da regressif evrim ya da rekonstriktif evrim, yaptıkları uyuma da 'Postadaptasyon' denir. örneğin mağara yaş***** uyum yapan bazı hayvan gruplarının (böcekler, balıklar, yengeçler vs.) renklerini ve gözlerini yitirmesi; yılanların taşlık ve oyuk yerlere uyum yaparken ayaklarını kaybet*mesi; insanların tam bir otçul beslenmeden kurtulurken körbağırsağını yitirmesi vs., regressif evrim için tipik örneklerdir.
Regressif evrimin meydana gelişi konusunda çeşitli görüşler vardır. Örneğin, bu hayvanlarda mağaraya girmeden önce, gerçekte, bir önuyumu vardır (gözleri kıs*men körelmiş, renk pigmentleri azalmıştır). Bu önuyuma (= preadaptasyona) sahip bireylerin, mağaralara, ya da yeraltı nehirlerine ve göllerine gir*mesiyle, uyum (= postadaptasyon) daha da kuvvetlendirilir. Bu önuyuma sahip ola*mayan canlı grupları, mağaralara girseler de uyum yapamazlar. Nitekim, yalnız bazı hayvan gruplarının mağaralarda yaşayabilmesi, bu varsayımı doğrulamaktadır.
Mağaraya giren bir hayvan, ışıkla karşılaşamayacağı için, taşıdığı göz ve renk önemini yitirir. Bu nedenle gözlerin ve renklerin yitirilmesini sağlayacak mutasyonlar desteklenir. Böylece, bir zaman sonra, gözsüz ve renksiz bireyler ortaya çıkar. Keza yeni mutasyonlarla, gözün yerine, diğer etkin his organları (yetkin bir koku ve tat al*ma organı) geliştirilir.
Mağaralara, yeraltı nehirlerine ve göllerine giren canlı gruplarının yakın akraba*ları, genellikle, yeryüzünde nemli, ılık ve yarı karanlık yerlerde yaşar. Bazı tesbihbö*ceği, örümcek ve sinek türleri mağara yaş***** uyum yapabildikleri halde, karınca ve arılarda bu önuyum hemen hemen hiç yoktur. Mağaralarda ya da yeraltı nehirlerinde ve göllerinde uzun süre yaşayan canlılar, yeryüzünde yaşayan akrabalarıyla gen akı*şını koparmamışlarsa, çiftleştiklerinde karanlık yerlere uyumu sağlayan özellikler ba*kımından intermediyer bireyleri meydana getirebilirler. Örneğin, yarı gelişmiş göz ve yarı pigmentleşme ortaya çıkar. İç Anadolu'daki yeraltı nehirlerinde yaşayan gözsüz ve renksiz Aphanius denen balıklarda bunu tipik olarak görmek mümkündür. Bu ba*lıkların gözlü ve pigmentli akrabaları yeryüzünde yaşar ve aralarında melezleşme olur. Çünkü, Aphanius, binlerce yıl önce yeraltı nehirlerine ulaşmış ve orada karanlık ortama uyum yapmıştır; fakat yeryüzünde yaşayan akrabaları zaman zaman. sularla yeraltına ulaştığı için, gen akışı hiçbir zaman kesilmemiş dolayısıyla eşeysel yalıtım oluşmamıştır.