felsefik ve tarihi karizmatik sözler
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle bizanstopraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna geliptelaşla:
- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
-Bizde onlara yaklaşıyoruz.
---
Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
- Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya
başlayınca, Sokrat:
- Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi
öldürülseydim!
---
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla
karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir...
Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
- Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem der.
Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
- Ben çekilirim!!
---
Meşhur bir filozofa:
- Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden
bu kadar fakirsiniz, diye sorulduğunda:
- Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.
---
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarından biri:
- Efendim, demiş. Kulaklarınız, bir insan için
biraz büyük değil mi?
Galile:
- Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?
---
Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon' un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
- Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
- Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
---
İdam edilmek üzere olan bir mahkuma:
- Diyeceğin bir şey var mı? diye sorduklarında:
- Bu bana iyi bir ders oldu!!
---
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca,
Yavuz ona:
- Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş.
Vezir:
- Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
- Bende bilirim.
---
Yunanlar, Sakarya yenilgisinden sonra, bulunulan yerde tutnmak için mevzilenirken, Anadoludaki Yunan ordusunun başına Hacianesti getirilir. Hazırlıklar yapılırken birliklerini gezen Hacianesti, bir toplantıda "Anadolu'yu gezdim, Mustafa Kemal adında birinin izine rastlamadım." der.
...
Türk askerleri, Büyük Taarruz'un en kanlı zamanlarında düzensiz bir şekilde kaçan Yunan ordusunun askerlerine cehennemi yaşatırken Mustafa Kemal de "Hacianesti, gel de ordularını kurtar." diyecektir.
---
Bir toplantida bir genç Mehmet Akif'i küçük düsürmek için:
-Afedersiniz, siz veteriner misiniz? demis.
M. Akif hiç istifini bozmadan su cevabi vermis:
-Evet, bir yeriniz mi agriyordu?
---
Sokrates ve esi bir turlü iyi gecinemezlermis. Bir gun esi Sokrates'e verip veristirmis, agzina geleni soylemis. Bakmis kocasi hicbir tepki gostermiyor; bir kova suyu alip basindan asagi bosaltmis.
Sokrates:
"Bu kadar gok gurultusunden sonra bir sagnak zaten bekliyordum"
demis.
---
Bernard Shaw ile Churchill hic gecinemez ve *** *** birbirlerini ignelermis.. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill'i davet etmis ve davetiyeye de bir pusula ilistirmis:
-Size iki kisilik davetiye gonderiyorum. Bir dostunuzu alip gelebilirsiniz, tabii dostunuz varsa!"
Churchill , hemen cevap gondermis:
-Maalesef o gece baska bir yere söz verdigim icin oyununuzu seyretmeye gelemeyecegim. Ikinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece oynarsa!
---
Bir gun Eflatun, talebelerinden birini xxxxx oynarken yakalamis ve siddetle azarlamis. Talebesi:
-Iyi ama ben cok az bir parasina oynuyordum, diye itiraz edecek olunca
Eflatun cevap vermis:
Ben seni kaybettigin para icin degil, kaybettigin zaman icin azarliyorum.
---
Biraz kilolu olan ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı uzunca bir yokuşu çıktıktan sonra bir büfenin sandalyesine çöküverir...
Sahibi hemen dışarı çıkarak
- Bir şey alırmıydınız beyefendi? diye sorar.
Yahya Kemal:
- Mümkünse biraz nefes alayım!...
---
Çanakkale savaşında takviye destekleri gören Liman Von Sanders Mustafa Kemal'e sorar:
-Düşündüğünüz bir önlem varmıdır?
Mustafa Kemal cevap verir:
-Vardır
-Nedir ?
-Bütün kuvvetleri benim himayeme vermenizdir Paş**.
Liman Von Sander alaycı bir gülüşle:
- Bu kadar kuvvet size fazla gelmesin?
Mustafa Kemal cevabını verir:
-AZ BİLE GELİR..
---
Yıllar sonra (cumhuriyetin ilanından sonra )İstanbulda bir resepsiyon verilir. Resepsiyon gayet güzel şekilde devam etmektedir ancak Bir ingiliz binbaşısının bakışları Atatürkün gözünden kaçmaz.
Ne olduğunu anlamak için yaverini gönderir. Yaveri olayın aslını öğrendikten sonra gelir ve Atatürk'e aynen şöyle der:
"Paş** ne olduğunu sordum o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi" der.
Bunu Üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
GİT SOR BAKALIM BABASININ ÇANAKKALE'DE NE İŞİ VARMIŞ
kaynak: Dilimle Açarım-Serhat TOPRAK Alfa Yayınları