Deyimler'in Açıklaması -B-

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan kanuLt0
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Bununla birlikte (beraber): -1. Buna bağlı olarak. -2. Şu da var ki, ay­rıca.
 
Burnu bile kanamamak : Büyük bir kazayı herhangi bir yara bere al­madan atlatmak.
 
Burnu büyümek : Kendini büyük biri olarak görmeye başlamak; baş­kalarını beğenmemek
 
Burnu havada (burnu büyük, burnu Kaf dağında): Kibirli, herkese yukarıdan bakan kimse için söylenir.
 
Burnuna barut kokusu gelmek : bk. Barut kokusu gelmek
 
Burnundan (fitil fitil) gelmek : Elde ettiği güzel bir şey, sonradan olan tatsızlıklar nedeniyle kendisine zehir olmak; ağzından burnundan gelmek.
 
Burnundan getirmek: Birini bir şeyi yaptığına yapacağına pişman et­mek; ağzından burnundan getirmek.
 
Burnundan kıl aldırmamak: Kendisine hiçbir söz söyletmemek, huy­suz ve gururlu olmak, eleştiriye tahammülü olmamak
 
Burnundan solumak : Çok öfkelenmek, sinirlenmek
 
Burnunda tütmek (bir şey, yer, kimse) : Onu çok özlemek, istemek, aramak; gözünde tütmek.
 
Burnunu kırmak : Kİrbirii bir kimseyi güç duruma sokup, artık büyükle-nemez duruma getirmek
 
Burnunun dikine (doğrusuna) gitmek : Başkalarının öğütlerine kulak asmayıp kendi bildiği gibi davranmak.
 
Burnunun direği kırılmak : Pis koku yüzünden rahatsız olmak
 
Burnunun direği sızlamak: Çok üzülmek.
 
Burnunun ucunu görmemek : Sarhoşluk, dalgınlık nedeniyle basaca­ğı yeri görememek.
 
Burnunu sokmak (bir şeye) : Kendisini ilgilendirmeyen işe karışmak.
 
Burnu sürtülmek : Zorunlu, yorucu olaylar yaşamak, zorunluklan öğ­renmek bunlardan ders almak.
 
Burnu yere düşse almaz: Kendini beğenmiş, kibirli kimse için söyle­nir.
 
Burun buruna gelmek (biriyle, bir şeyle) : Onunla beklenmedik bir anda karşılaşmak (Kars. Yüz yüze gelmek.)
 
Burun kıvırmak (bir şeye): Onu beğenmemek, küçümsemek.
 
Geri
Üst