1
EXE RANK
Mustafa Yılmaz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 29 Eyl 2012
- Mesajlar
- 1,022
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Web sitesi
- netbilgini.com
Öncelikle oldukça geç kalınan bu inceleme için okurlarımızın her birinden ayrı ayrı özür dilerim. Sitenin uzun süren data ve yedekleme işlemleri, inceleme için bu vakti buldurdu.
Assassin’s Creed…
İşte hayatımı tamamiyle değiştiren bir seri. Aşığı olduğum senaryosu, karakterleri ve müzikleri ile adeta beni benden alan bir seri. Ezio… tamamiyle bir hayal ürünü, bir oyun karakteri olsa bile örnek aldığım yüce bir kişilik.
Şimdi ise bambaşka bir karakter, bambaşka bir senaryo, bambaşka bir heyecan ve soluksuz geçecek dakikalar bizi bekliyor. Assassin’s Creed serisiyle özdeşleşen Ezio’dan sonra, farklı bir karakteri yönetmek bana oldukça garip ve değişik geldi. Farklı bir kültürde, farklı bir coğrafyada büyüyen ve yetişen yeni karakterimiz Connor, Ezio’nun aksine özgürlük için savaşan bir savaşçı. Bizler Ezio ile doğduk, Ezio ile büyüdük ve Ezio’nun intikamı bizim intakamımız oldu. Babamızın öcünü aldık ve en sonunda kara toprağın misafiri olduk. Artık karizması ile kızları kendine aşık eden, yetenekleri ile tapınakçıların baş belası karakterimiz hayatta değil. Suikastçiler ve Tapınakçıların ezeliye hikayesi, Ezio’nun ölümüyle bitti sandık. Oysa ki Ubisoft yepyeni bir karakter ile yepyeni bir hikaye hazırlıyormuş bizlere. Ubisoft, bizi bu haber ile oldukça çok sevindirdi. Hikayemizin bitmediğini, hala suikastçilerin ölmediğini ve yeni bir coğrafyada var olduklarını öğrendik. Gün geldi çattı ve oyunumuz çıkışını gerçekleştirdi. Bakalım Ezio kadar havalı ve eski AC oyunları kadar kaliteli, kendine özgün bir oynayış sunabilmiş mi bize AC3?
Oyunu yükleyip açtığınızda karşınıza çıkacak ilk isim olan Hayhtam’da yönettiğimiz bir karakter. Ancak çoğunlukla yöneteceğiniz isim tabi ki Connor.
-Arayüz: Oyunda ki eski gri tonlarına sahip olan arayüz yeni oyunumuzda, karşımıza mavi tonlarıyla çıkıyor. Sol altta harita, yanında sağlık durumumuz sağ tarafta ise silahlarımızı görebiliyoruz.
-Silahlar: Eee, artık yeni çağdayız. Ateşli silahlar, eski oyunlardakine göre çok daha fazla. Etrafta rahatça ateşli tüfek ve tabancalar bulabileceğinize eminim. Hatta işin güzel yanı artık öldürdüğünüz düşmanların silahlarınıda alıp, rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Ayrıca oyuna yeni eklenen ve benim oldukça hoşuma giden bir başka ayrıntı ise gördüğünüz tüm silahları kullanabiliyorsunuz. Yani örnek vermem gerekirse askeri bir kampta gördüğünüz tüm silahları ve tabancaları teker teker hepsini kullanabiliyorsunuz. Ancak silahların bir jez avantajı var ki, silahların doldurma süresi çok uzun. Bir silahı doldurmak en az 6-7 saniye sürüyor. Eh bu durumda bizi silah doldurmaktansa silah değiştirmeye yönlendiriyor. Sırf ateşli silahlar değil, oyunda çeşitli patlatıcalarada sahibiz. Mayın ve el bombaları’nı dilediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz. Üstelik, yaptığınız göreve oldukça fazla yardımcı olduklarını söyleyebilirim. Gelelim işin asıl kısımına, Tomahawk baltamız ve okumuz. Oyunda ki en ilgi çekici olan bu 2 silahda işinizi görmek için yeterli.
-Artık Karşılaştığımız İnsanlar, Süs Eşyası Değil: Artık etrafınızda ki bir çok insanla muhabbet edebiliyorsunuz. Eski oyunlarda bu durum, görev almaktan ileri gitmezdi. Ama artık, görevler dışında çeşitli insanlarla muhabbet edebiliyorsunuz. Üstelik yaptığınız muhabbet, görevlerle yada senaryoyla hiç alakası olmayan konuşmalar. Bu oyunda ciddi anlamda bir gerçekçilik katmış. Hemde oyunu daha serbest bir oynanış havasına sokmuş. Bu sayede oyunda ki çeşitlilikte artmış.
-Sıradanlıktan Kurtulmuş Görevler: Önce bunu öldür, sonra şunu öldür, sonrada onu öldür. Artık öyle bir durum söz konusu değil. Rutinlik uyandıran görevler yerine, artık karakterlerimiz bizlere kendilerine has yeni görevleri yapma olanağı sunuyorlar. Ki bu da oynanışı ciddi anlamda güzelleştiriyor. Ayrıca, önceki oyunlarda da söz konusu olan görevin tamamını senkronize edebilme yada, yarısını senkronize edebilme seçenekleride AC3′de hala devam ediyor. Görevleri tamamlayabileceğiniz farklı yollar olduğunu sakın unutmayın.
-Yeni Saklanma Noktaları: Eski oyunlarda toplumun arasına karışıp yada etraftaki banklara oturup düşmanlardan saklanabiliyordunuz. Yeni oyunumuzda, birkaç tane daha saklanma metodu eklenmiş. Bunlardan bir tanesi çalılıklar. Diz boyuna gelen çalılıklara saklanabiliyor ve tıpkı diğer oyunlarda da olduğu gibi burdan düşmanlarınızı gizlice öldürebiliyorsunuz. Bunun yanında görevlerde saklanabileceğiniz çeşitli saklanma yerleride mevcut. Örneğin hareket halindeki bir at arabasının arkasında ki saman yığını arasına saklanabiliyorsunuz. Böylece çeşitli muhafızlar tarafından korunan kapılardan, çaktırmadan geçebiliyor, bazen ise gizlenerek çeşitli kişileri çaktırmadan takip edebiliyorsunuz.
-Yeni Dinleme Görevleri: Önceki oyunlarda konuşan kişilerin arasına sızmamız ve fark edilmememiz dinlemek için yeterli oluyordu. Ancak AC3′te işler oldukça zorlaşmış. Yeni dinleme sisteminde, yalnız yakın bir yere kurulup dinlemeniz yetmiyor. Konuşanlar etrafında ki halkasal daire içinde kalmanızda gerekiyor. Bu söylendiği kadar kolay değil, çünkü konuşmacılar genellikle hareket halinde oluyorlar. Bu da işleri oldukça zorlaştırıyor. Hem daire içinde kalmak hemde çaktırmadan hareket etmek oldukça zor bir iş.
-Lockpick: Kilitli olan sandıkları açmak için sık olarak başvuracağınız bu sistem, ana görevlerde olduğu kadar yan görevlerde de oldukça fazla karşınıza çıkacak.
Gemide 2 tane top çeşidi mevcut. Bunlar büyük toplar ve küçük toplar. Büyük topları kameranın sağ ve sola çevirerek düşman gemisini şerit üzerine getirmeye çalışıyorsunuz. Getirdiğiniz anda topları ateşliyorsunuz. Küçük toplar ise doğrudan hedef almaya dayalı. Küçük toplar daha çok küçük saldırılar için kullanabilirsiniz.
Top ve gemi kontrolleri oldukça kolay ve eğlenceli tasarlanmış. Gemiyi kontrol etmeniz için size 3 tane farklı yelken tipi verilmiş. Tam yelken ile tam gaz yolunuza devam edebilirken, yarım yelken ile daha yavaş ancak daha kolay manevra alabilirsiniz. Alt kısımda rüzgarın hangi yönden estiğini gösteren pusula şeklinde bir gösterge var. Bu rüzgar yönü göstergesi sayesinde, sizde yönünüzü belirleyebilirsiniz.
Ana görevde yalnız 2-3 kez kullandığımız gemimizi, yan görevlerde oldukça fazla kullanıyoruz. Ayrıca gemimizi yalnızca görevler için değil zevk içinde kullanabiliyoruz. Fast Travel seçeneğini kullanabilirsiniz.
AC3′te ise dahada gelişen bu sistem, önceki AC oyunlarındaki sistemden bir adım daha önde. Connor suikastçi olmak için eski suikastçi Achilles’in yanına yerleşince orayı AC2′de ki Villa gibi merkez olarak kullanıyorlar. Tıpkı Villa gibi, bu merkezide geliştirebiliyorsunuz. Ancak bu olay eskisine göre çok daha zor.
Malikane etrafında çeşitli görevler açılıyor ve biz bu görevleri yaptıkça malikanemiz için yararlı olabilecek çeşitli insanlar açılıyor. Örnek vermek gerekirse mühendis, oduncu gibi alanında uzmanlaşmış insanlar geliyor ve evin getirilerini artırıyorlar.
Ticarette bir başka önemli nokta ise, dediğim gibi artık ormanlarda çeşitli vahşi ve vahşi olmayan hayvanlar mevcut. Tavşan, geyik, tilki, ayı, kurt avlama olanaklarına sahipsiniz. Avladığınız bu hayvanların derilerini, kemiklerini, dişlerini, etlerini çeşitli birimlere satarak para kazanabiliyorsunuz.
Assassin’s Creed…
İşte hayatımı tamamiyle değiştiren bir seri. Aşığı olduğum senaryosu, karakterleri ve müzikleri ile adeta beni benden alan bir seri. Ezio… tamamiyle bir hayal ürünü, bir oyun karakteri olsa bile örnek aldığım yüce bir kişilik.
Şimdi ise bambaşka bir karakter, bambaşka bir senaryo, bambaşka bir heyecan ve soluksuz geçecek dakikalar bizi bekliyor. Assassin’s Creed serisiyle özdeşleşen Ezio’dan sonra, farklı bir karakteri yönetmek bana oldukça garip ve değişik geldi. Farklı bir kültürde, farklı bir coğrafyada büyüyen ve yetişen yeni karakterimiz Connor, Ezio’nun aksine özgürlük için savaşan bir savaşçı. Bizler Ezio ile doğduk, Ezio ile büyüdük ve Ezio’nun intikamı bizim intakamımız oldu. Babamızın öcünü aldık ve en sonunda kara toprağın misafiri olduk. Artık karizması ile kızları kendine aşık eden, yetenekleri ile tapınakçıların baş belası karakterimiz hayatta değil. Suikastçiler ve Tapınakçıların ezeliye hikayesi, Ezio’nun ölümüyle bitti sandık. Oysa ki Ubisoft yepyeni bir karakter ile yepyeni bir hikaye hazırlıyormuş bizlere. Ubisoft, bizi bu haber ile oldukça çok sevindirdi. Hikayemizin bitmediğini, hala suikastçilerin ölmediğini ve yeni bir coğrafyada var olduklarını öğrendik. Gün geldi çattı ve oyunumuz çıkışını gerçekleştirdi. Bakalım Ezio kadar havalı ve eski AC oyunları kadar kaliteli, kendine özgün bir oynayış sunabilmiş mi bize AC3?
Yeni Karakterimiz: Connor ve Haytham
Yeni karakterimiz Connor, bahsettiğim gibi özgürlüğü için savaşıyor. Annesi İngiliz, babası ise Amerika’nın yerli bir kabilesi olan Mohawk’lardan. Karakterimiz en az Ezio kadar güçlü ve kuvvetli. Üstüne üstlük Mohawk kabilesinden olduğu için oldukça soğuk kanlı ve cesaretli. Bir sincap misali ağaçların üstüne tırmanıyor, bir kurt gibi sonuna kadar özgürlüğü için savaşıyor.Oyunu yükleyip açtığınızda karşınıza çıkacak ilk isim olan Hayhtam’da yönettiğimiz bir karakter. Ancak çoğunlukla yöneteceğiniz isim tabi ki Connor.
Hikayemiz
Connori bir gün Charles Lee adında birisiyle tanışır ve bu tanışma hayatında çok büyük değişimlere yol açar. Connor, köyünü ve ailesini kaybettikten sonra bir savaşçı, bir suikastçi olmak için, eski bir suikastçi olan Achillesin yanına yerleşir ve burada çeşitli eğitimlerden geçerek suikastçi olmayı öğrenir. Connor’un amacı, köyünü ve ailesini katledenlerden (başta Charles Lee olmak üzere) intikam almaktır. Hikayemiz bu yönüyle her ne kadar Ezio’nun hikayesine oldukça çok benzesede, ayrıntılara inildiğinde birbirinden çok farklı olduğunu göreceksiniz. Hikayeden daha fazla spoiler vermemek için çok fazla ayrıntıya girmiyorum.Özgürlüğün Coğrafyası: Amerika
Artık karşımızda Rönesans İtalyası yok. Coğrafi keşifler sonucu yepyeni bir kıta ve yerleşim birimleri bizi bekliyor. Diğer AC oyunlarında olduğu gibi bu oyunda da, harita tasarımları oldukça gerçekçi ve yeterli seviyede. Adeta Amerikayı ve Vahşi doğayı iliklerimize kadar hissediyoruz. Vahşi doğa demişken, artık oyunda ağaçlık ormanlar ve vahşi hayvanlar da mevcut. Yani arkanızdan bir kurt sürüsü, saldırısına uğrarsanız sakın şaşırmayın. Vahşi yaşam dedik, Amerika dedik, özgürlük dedik, fakat bunların hepsi iyi bir oynanış ve senaryo ile harmanlanmassa hiçbir işe yaramaz. Fakat AC3 bizi bu konuda da hayal kırıklığına uğratmıyor. Gelin şimdi oyunda ki yeniliklere ve oynanışa biraz göz atalım.Eşi Benzeri Görülmemiş Bir Oyun Süresi
[COLOR=#bc0c0c][IMG]http://oyunbutton.com/wp-content/uploads/2012/12/ac35-1024x691.jpg[/IMG][/COLOR]
AC3, sizin için oldukça uzun soluklu bir oyun olacağına eminim. Önceki AC oyunları, oyun süresi açısından çok uzun değillerdi. Ancak hevesimizi kursağımızda bırakmıyorlar, oyun süreleri yeterli düzeydeydi. Ayrıca önceki AC oyunlarında ana senaryo dışında uğraşılabilecek tonla şey mevcuttu. Aslına bakarsanız, ben bu senaryo dışında ki görevleri hiçbir zaman sevmemişimdir. Ancak AC3′ü görene kadar. AC3′ye eski oyunlarda ki gibi ara görevler mevcut. Ama bu ara görevler, artık sıkıcı değil. Çünkü, yaptığınız görev belki senaryoyu tamamiyle bile değiştirebilir. Yaklaşık sırf ana görevleriyle, size 23-24 saatlik bir oyun keyfi sunan AC3 ara görevleriyle birlikte size bir 35-40 saat oynanış sunacaktır. Ki buda bizlerin oyun keyfini yeterince besleyebilecek bir rakam.Yenilikler
Oyunda ki yenilikler, eski oyunlara oranla çok daha fazla. Üstelik yenilikler fazla olmakla kalmayıp, oynanışa iyi yedirilmişler. Şimdi gelin bu yeniliklerin bir kaçına göz atalım.-Arayüz: Oyunda ki eski gri tonlarına sahip olan arayüz yeni oyunumuzda, karşımıza mavi tonlarıyla çıkıyor. Sol altta harita, yanında sağlık durumumuz sağ tarafta ise silahlarımızı görebiliyoruz.
-Silahlar: Eee, artık yeni çağdayız. Ateşli silahlar, eski oyunlardakine göre çok daha fazla. Etrafta rahatça ateşli tüfek ve tabancalar bulabileceğinize eminim. Hatta işin güzel yanı artık öldürdüğünüz düşmanların silahlarınıda alıp, rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Ayrıca oyuna yeni eklenen ve benim oldukça hoşuma giden bir başka ayrıntı ise gördüğünüz tüm silahları kullanabiliyorsunuz. Yani örnek vermem gerekirse askeri bir kampta gördüğünüz tüm silahları ve tabancaları teker teker hepsini kullanabiliyorsunuz. Ancak silahların bir jez avantajı var ki, silahların doldurma süresi çok uzun. Bir silahı doldurmak en az 6-7 saniye sürüyor. Eh bu durumda bizi silah doldurmaktansa silah değiştirmeye yönlendiriyor. Sırf ateşli silahlar değil, oyunda çeşitli patlatıcalarada sahibiz. Mayın ve el bombaları’nı dilediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz. Üstelik, yaptığınız göreve oldukça fazla yardımcı olduklarını söyleyebilirim. Gelelim işin asıl kısımına, Tomahawk baltamız ve okumuz. Oyunda ki en ilgi çekici olan bu 2 silahda işinizi görmek için yeterli.
-Artık Karşılaştığımız İnsanlar, Süs Eşyası Değil: Artık etrafınızda ki bir çok insanla muhabbet edebiliyorsunuz. Eski oyunlarda bu durum, görev almaktan ileri gitmezdi. Ama artık, görevler dışında çeşitli insanlarla muhabbet edebiliyorsunuz. Üstelik yaptığınız muhabbet, görevlerle yada senaryoyla hiç alakası olmayan konuşmalar. Bu oyunda ciddi anlamda bir gerçekçilik katmış. Hemde oyunu daha serbest bir oynanış havasına sokmuş. Bu sayede oyunda ki çeşitlilikte artmış.
-Sıradanlıktan Kurtulmuş Görevler: Önce bunu öldür, sonra şunu öldür, sonrada onu öldür. Artık öyle bir durum söz konusu değil. Rutinlik uyandıran görevler yerine, artık karakterlerimiz bizlere kendilerine has yeni görevleri yapma olanağı sunuyorlar. Ki bu da oynanışı ciddi anlamda güzelleştiriyor. Ayrıca, önceki oyunlarda da söz konusu olan görevin tamamını senkronize edebilme yada, yarısını senkronize edebilme seçenekleride AC3′de hala devam ediyor. Görevleri tamamlayabileceğiniz farklı yollar olduğunu sakın unutmayın.
-Yeni Saklanma Noktaları: Eski oyunlarda toplumun arasına karışıp yada etraftaki banklara oturup düşmanlardan saklanabiliyordunuz. Yeni oyunumuzda, birkaç tane daha saklanma metodu eklenmiş. Bunlardan bir tanesi çalılıklar. Diz boyuna gelen çalılıklara saklanabiliyor ve tıpkı diğer oyunlarda da olduğu gibi burdan düşmanlarınızı gizlice öldürebiliyorsunuz. Bunun yanında görevlerde saklanabileceğiniz çeşitli saklanma yerleride mevcut. Örneğin hareket halindeki bir at arabasının arkasında ki saman yığını arasına saklanabiliyorsunuz. Böylece çeşitli muhafızlar tarafından korunan kapılardan, çaktırmadan geçebiliyor, bazen ise gizlenerek çeşitli kişileri çaktırmadan takip edebiliyorsunuz.
-Yeni Dinleme Görevleri: Önceki oyunlarda konuşan kişilerin arasına sızmamız ve fark edilmememiz dinlemek için yeterli oluyordu. Ancak AC3′te işler oldukça zorlaşmış. Yeni dinleme sisteminde, yalnız yakın bir yere kurulup dinlemeniz yetmiyor. Konuşanlar etrafında ki halkasal daire içinde kalmanızda gerekiyor. Bu söylendiği kadar kolay değil, çünkü konuşmacılar genellikle hareket halinde oluyorlar. Bu da işleri oldukça zorlaştırıyor. Hem daire içinde kalmak hemde çaktırmadan hareket etmek oldukça zor bir iş.
-Lockpick: Kilitli olan sandıkları açmak için sık olarak başvuracağınız bu sistem, ana görevlerde olduğu kadar yan görevlerde de oldukça fazla karşınıza çıkacak.
Donanmayı Hazırlayın Sefere Çıkıyoruz!
Önceki AC oyunlarında, çeşitli deniz araçları kullansakta, hiç deniz muharebelerine katılmadık. Senaryoda bir bölümden sonra Connor’un Aquila isimli gemiye sahip olmasıyla, bizim deniz maceramız başlıyor. Bu gemi ile hem ana senaryo, hemde yan senaryolarda görevler yapıyorsunuz.Gemide 2 tane top çeşidi mevcut. Bunlar büyük toplar ve küçük toplar. Büyük topları kameranın sağ ve sola çevirerek düşman gemisini şerit üzerine getirmeye çalışıyorsunuz. Getirdiğiniz anda topları ateşliyorsunuz. Küçük toplar ise doğrudan hedef almaya dayalı. Küçük toplar daha çok küçük saldırılar için kullanabilirsiniz.
Top ve gemi kontrolleri oldukça kolay ve eğlenceli tasarlanmış. Gemiyi kontrol etmeniz için size 3 tane farklı yelken tipi verilmiş. Tam yelken ile tam gaz yolunuza devam edebilirken, yarım yelken ile daha yavaş ancak daha kolay manevra alabilirsiniz. Alt kısımda rüzgarın hangi yönden estiğini gösteren pusula şeklinde bir gösterge var. Bu rüzgar yönü göstergesi sayesinde, sizde yönünüzü belirleyebilirsiniz.
Ana görevde yalnız 2-3 kez kullandığımız gemimizi, yan görevlerde oldukça fazla kullanıyoruz. Ayrıca gemimizi yalnızca görevler için değil zevk içinde kullanabiliyoruz. Fast Travel seçeneğini kullanabilirsiniz.
Gelişmiş Ticaret
AC2′de ticaret suikastçilerin merkezi olan Villa’yı geliştirmekten ve çeşitli dükkanlardan eşya satın alıp, eşya satmaktan ileri gitmiyordu. Brooterhood’da ise Roma’nın çeşitli bölgelerine yerleştirilmiş Borgia kulelerini yıkmanız gerekmekteydi. Yıktığınız taktirde, orda ki dükkanları işletebilme f ırsatına erişiyordunuz. Revelations’da ise bölgeleri alıp, bir köşeye oturuyum diyemiyordunuz. Çünkü tapınakçılar kaybettikleri bölgeyi geri almak için tekrar tekrar saldırıyorlardı ve eğer sizde iyi bir şekilde savunmazsanız bölgeyi kaybediyordunuz.AC3′te ise dahada gelişen bu sistem, önceki AC oyunlarındaki sistemden bir adım daha önde. Connor suikastçi olmak için eski suikastçi Achilles’in yanına yerleşince orayı AC2′de ki Villa gibi merkez olarak kullanıyorlar. Tıpkı Villa gibi, bu merkezide geliştirebiliyorsunuz. Ancak bu olay eskisine göre çok daha zor.
Malikane etrafında çeşitli görevler açılıyor ve biz bu görevleri yaptıkça malikanemiz için yararlı olabilecek çeşitli insanlar açılıyor. Örnek vermek gerekirse mühendis, oduncu gibi alanında uzmanlaşmış insanlar geliyor ve evin getirilerini artırıyorlar.
Ticarette bir başka önemli nokta ise, dediğim gibi artık ormanlarda çeşitli vahşi ve vahşi olmayan hayvanlar mevcut. Tavşan, geyik, tilki, ayı, kurt avlama olanaklarına sahipsiniz. Avladığınız bu hayvanların derilerini, kemiklerini, dişlerini, etlerini çeşitli birimlere satarak para kazanabiliyorsunuz.
Genel Olarak: Assassin’s Creed III
Genel olarak AC3′ü oldukça fazla beğendiğimi söyleyebilirim. Serinin eski oyunlarına göre oldukça fazla yenilik eklenmiş oyuna. Üstelik yenilikler oynanışa da iyi yedirilmişler. Türü sevenler kaçırmasın diyor ve incelememi bitiriyorum. Herkese iyi oyunlar.Kaynak : Oyunbutton.com