6
EXE RANK
LegendsNeverDie
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 1 Şub 2009
- Mesajlar
- 6,222
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 34
......20 li yaslara kadar iyilikle kötülügün ülkesi,
kalin sinir çizgileriyle ayriliyor birbirinden. Siki
dostlari ve düsmanlari oluyor insanin. Onlari ölesiye
seviyor yada ölesiye nefret ediyor onlardan.
30 larindayalani hakikatten ayirt etmeye basliyor. Iyi
sandiklarinin hiyanetiyle tanisiyor, sirtinda dost isi
hançer darbeleriyle; ve en kötü zannettigi sefkatle
imdadina yetisiveriyor.
Zaman kanatlanip da 40 in ayaklastiginda insan, iyiyi
kötüden ayiran hudut çizgilerini birbirine karistiriyor.
Iyilere naksolmus kötüyü ve kötülerin içindeki iyiligi de
kesfediyor ademoglu. Anliyor ki, iyi insan/kötü insan yok;
insanin içinde iyilik ve kötülük var, kötüyle iyi panzehiri
degil birbirinin; kankardesi. Iyilerle kötüler
çekistirmiyor ipi. Iyilik ve kötülükten örülmüs ibrisimin
kendisi.
Bunu anlayinca sasmiyorsun nefretin birden sehvete
dönüsmesine; aci girdaplarinin içinde hazzin raksetmesine.
Tevazuyla gurur, haysiyetsizlikle onur el ele yürüyor.
Insan, suuraltindaki isyankarla sahtekari, günahkarla
tövbekari birarada farkediyor. Benim, hükmeden ve boyun
egen, zulmeden ve aci çeken. Bunca siddet kadar onca
merhamet de benim eserim. Minneti nefrete, korkuyu
cesarete, zaferi hezimete bulayan benim. Kundak bezime
tipatip benziyor kefenim, hayatim muhtesem ve sefil, magrur
ve rezil, hayasiz ve asil.
Iste bu kesif kolaylastiriyor yasami.. Anliyorsun ki
toplumlar gibi insanlar da kanli iç savaslarina borçlu
ilerlemesini..
O zaman , iyileri kötülerden ayirmakgibi nafile bir ugrasi
birakip -basta kendin olmak üzere- insanlarin içindeki
iyiligin pesine düsüyorsun; kiymet bilmeyi ve -yine basta
kendin olmak üzere- herkesi hos görmey ögreniyorsun.
Tükendikçe pahalaniyor zaman; günler azaldikça uzuyor.
Saçlarin gibi, seyreldikçe degerleniyor dostlarin.
Günahlari ve zaaflariyla da övünüyor insanlar; sevaplari ve
zaferleri kadar.
Önemli degil kaç kez yenildigin; önemli olan, kaç
yenilgiden sonra yeniden dogrulabildigin.
Bu paramparça ruhlardan, çeliskili duygulardan, çatismanin
açtigi yaralardan mucizevi bir ahenk çikiyor ortaya ki
olgunluk diyorlar adina....
kalin sinir çizgileriyle ayriliyor birbirinden. Siki
dostlari ve düsmanlari oluyor insanin. Onlari ölesiye
seviyor yada ölesiye nefret ediyor onlardan.
30 larindayalani hakikatten ayirt etmeye basliyor. Iyi
sandiklarinin hiyanetiyle tanisiyor, sirtinda dost isi
hançer darbeleriyle; ve en kötü zannettigi sefkatle
imdadina yetisiveriyor.
Zaman kanatlanip da 40 in ayaklastiginda insan, iyiyi
kötüden ayiran hudut çizgilerini birbirine karistiriyor.
Iyilere naksolmus kötüyü ve kötülerin içindeki iyiligi de
kesfediyor ademoglu. Anliyor ki, iyi insan/kötü insan yok;
insanin içinde iyilik ve kötülük var, kötüyle iyi panzehiri
degil birbirinin; kankardesi. Iyilerle kötüler
çekistirmiyor ipi. Iyilik ve kötülükten örülmüs ibrisimin
kendisi.
Bunu anlayinca sasmiyorsun nefretin birden sehvete
dönüsmesine; aci girdaplarinin içinde hazzin raksetmesine.
Tevazuyla gurur, haysiyetsizlikle onur el ele yürüyor.
Insan, suuraltindaki isyankarla sahtekari, günahkarla
tövbekari birarada farkediyor. Benim, hükmeden ve boyun
egen, zulmeden ve aci çeken. Bunca siddet kadar onca
merhamet de benim eserim. Minneti nefrete, korkuyu
cesarete, zaferi hezimete bulayan benim. Kundak bezime
tipatip benziyor kefenim, hayatim muhtesem ve sefil, magrur
ve rezil, hayasiz ve asil.
Iste bu kesif kolaylastiriyor yasami.. Anliyorsun ki
toplumlar gibi insanlar da kanli iç savaslarina borçlu
ilerlemesini..
O zaman , iyileri kötülerden ayirmakgibi nafile bir ugrasi
birakip -basta kendin olmak üzere- insanlarin içindeki
iyiligin pesine düsüyorsun; kiymet bilmeyi ve -yine basta
kendin olmak üzere- herkesi hos görmey ögreniyorsun.
Tükendikçe pahalaniyor zaman; günler azaldikça uzuyor.
Saçlarin gibi, seyreldikçe degerleniyor dostlarin.
Günahlari ve zaaflariyla da övünüyor insanlar; sevaplari ve
zaferleri kadar.
Önemli degil kaç kez yenildigin; önemli olan, kaç
yenilgiden sonra yeniden dogrulabildigin.
Bu paramparça ruhlardan, çeliskili duygulardan, çatismanin
açtigi yaralardan mucizevi bir ahenk çikiyor ortaya ki
olgunluk diyorlar adina....