∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

Aşk sende Gitme benden



Sana bir çiçek çizdim;
asla solmasın diye...
Senden bakmasın; hiç kimse görmesin
koklamasın diye...
Gözyaşlarımla sulayıp büyüttüm
ölmesinher zaman hatırlansın diye...
Sana bir çiçek gönderiyorum
artık büyütemiyorum;
ölmesin diye
ben unutuyorum
senasla unutma
artık sen büyüt diye...
 
MECHUL YOLCU
Rüzgar bile susmuşken bu sabah ben ağlarım sevgine
Yağmur bile durmuşken gün batımında
Ben düşünürüm bugünümüzü yarınımızı
Eğlenirken tüm gece şehirler
Ben bir kuru yaprak üstünde yanarım halime...
Yıllar geçer
Yollar biter
Bir gün
Yağmurlar altında kalırsan eğer
Düşünme beni
Çünkü ben;
Yüreğine akan yağmur damlası
Saçlarını okşayan rüzgar
Ve yüreğinde bir yerlerde
Meçhul bir yolcuyum...
 
dün...
yoktuk ya biz çoğalırken şu koca deniz
fener alayına tutuştuğunda ki yakamoz
rengarenk ve siyahında saklandı giz
kaç tomurcuk uçurdu rüzgar yeşil çorak
kaç tohum topladın ki bağrımdan toprak
zarı yırtıldığında filiz...

bugün...
yoktuk ya büyürken bedenimizde sevda
yetmezdi rengi kararmayınca ki canımız
acıdıkça bulur muyduk ki yardan deva
kaç yangın körüklendi ki gözlerimizde kor
kaç sevda açtı bağrımızda ki sümbül mor
rengine sulandığında neden gördük hor..
 
----KUMAR---
Bir Kumar Masasi düsün
Attiğin Her Zar Cektiğin Her Kağıt
Sana Kazandırıyor...
Bir İcki sisesi düsün
Her Kadehi Her Yudumu
Seni Mutlu ediyor...
Bir Yol Düsün
Her Girdiğin Yön Her Yol
Seni Adrese Cıkarıyor...
Birde Sensiz Beni Düsün
Attiği Her Zar Kaybediyor
İctiği Su biLe Efkarlandırıyor
Girdiği Her yol Cıkmaza Gidiyor...
 
SENİ SEVME NEDENİM
Gökyüzünde hiç bulut yoktu
Hayat ve aşk eski bir çocukluk sinemasıydı
Gişe başarısı elde etmemiş bir film gibiydi
Fırtınalar çıkıyordu sokaklarda
Seninle fırtınalara bile yakalanmak güzel ve özeldi aslında
Senin olduğun ve bulunduğun bütün metrekareler kilometrekareler
Benim en gizemli mabedim oluyoru
Seninle geçirilmiş saniyelerin önemi yıllara bile sığmıyordu
Affedilmesi zor bir davaydı
Hakimlere mahkumluk mahkumlara hakimlik ünvanı verilmişti
Seni sevme nedenim
Bir mahkumun hakim olabime hayaliydi
Yani ulaşılması zordu ve bir o kadarda güzeldi
Unutmamak ve özlememek mümkün bile değildi
Aslında sevmek dünyada bırakılan son kaleydi
Hiç bir kötülük yıkamıyordu
Sana gizlice aşk manifestoları bırakıyordum
Yakalanma ihtimalimin olduğu yerlerde
Sana kaçmak en iyi çözüm oluyordu
Ve uzak bir şehir sana olan özlemimle ağlıyordu
Çocuk yüreğimle her akşam sarhoşluklar yaşıyordum...
 
AYRILIK CÜMLELERİ
Bırak gün ağarmış mı
Kuşlar ötüyor mu hala
Bırak bütün bunları...
Sen hangi iklimleri
Hangi mevsimleri ağlattığına bak...
Bir deli seyrinde şimdi yüreğin
Birileri gelir ve gider elbet
Benden ise
Bir kalemde dökülür ayrılık cümleleri
Dev***** getiremeyerek...
Yollar yakın mı yüreğine
Açık mı kapadığın kapılar hala
Kimin umrunda...Çünkü ben;
Geldiğinde boşluğu dolduranlardan değil
Gittiğinde yeri doldurulamayanlardan olmayı tercih ettim hep...
 
Yumruğumu masaya vurunca
geçmiyormuş acısı...
ipe sapa gelmez mi biterken
susmuyor işte..
Dost değil
kırılgan
biraz çocuk
adım adım hasret...
Şurada bir yerde kalmıştı
kim bilir ne yapıyor şimdi...
 
GİDİŞ BİLETİ
O yüreğin ne biletler kesti bana
Gittim
Ya da gittiğimi sandım
Döndüm
Başka gidişlere gebe kaldım
Karşılamaların göndermeye zemin hazırlamış meğer
Yeni anladım
Şimdi yine bir bilet istiyorum yüreğinden
Bu sefer sadece gidiş olsun
Bilmeni istediğim birşey var
Geceler ne kadar karanlıksasende benim içimde o kadar koyulaşırsın geceleri
Gecelerim ve ben hep seveceğiz seni
Sen hep bir yerlerde olacaksın
sevgimin kundakçısı biliyorum
Ama bende değilsin artık bunuda biliyorum...
 
iki kenarız biz seninle
asla yan yana gelmeyecek ik kenar
ne dikiş tutar
nede yama olur bizden
hep birşeyler eksik kalır
bir kere yırtıldık
ayrıldık birbirimzden
ne yaparsak yapalım
yan yana gelemeyecek
iki kenarız artık seninle..
 
Biliyor musun?
Gündüzleri işime
Akşamları evime ***ürüyorum
Yastığımı rüyalarımı paylaşıyorum seninle
Beni kahredecek
Ne çok anımız varmış
Gitmediğimiz yer san ki kalmamış
Dün yine arabayı vurdum
Dikiz aynasını kırdım.
Kızdım söylendim trafiğe
Aslında içime çöken sensizliğe
Anlayacağın ayrılığa dair
Her yere benimle geliyorsun...
 
Neden?
Hani ayrılmıştık seninle
Yokluğun berbatmış
Saklayamıyorum seni kendime
Şimdi esmeliydi rüzgar
Yağmalıydı yağmur
Tıpkı benim yerime
Değmeliydi tenine
Yokluğumda şifa olmalıydım her yerine
Örf adet töre neyimize
Belki nasip
Belki bahane
Haklısın
Uzak kalmalıyım
Ayrı olmalıyım
Bu yüzden
Aşk’a söz verdim
Bir da hamı?
Tövbe
Sakin olmalıyım...
Zaman mı ?
Zamanı düşünen kim?
 
siyah beyaz televizyonların
solmuş yıldızları gibiyiz artık
yaşlandık...
ne ben eskisi kadar güzel
nede sen eskisi gibi yakışıklısın
seneler geçti üzerimizden
olanla ağırlığınca
yüzümüzde çizgiler
saçımızda aklar bırakarak
ve.....
senide alarak bıraktı beni
çaresizliğimle başbaşa
şimdi boş evimizde
zamanı başa sarıyorum düşüncelerimle
bizi yaşatıyorum anlarla sınırlı olsada
gitme vaktini bekliyorum
usulca.........
 
Gün batar usul usul kararır gece
Bardaktan boşanır yağmur sel olur gider...
Gündüzler geceler ne zaman biter?
Şu batan güneş nereye gider?
Buharlaşır yeniden dökülen su
Bulutları sil pencerenden sevgi devrialemi bu
Yeniden doğar herşey
'Herşey bitti' dediğin anda bir gül kök salar damarlarında
Herşey biter bir şey bitmez...
Herşey biter SEN bitmezsin ne ömrümde ne de gönlümde...
 
BİRİ VAR DÜŞLERİMDE
Birisi var düşlerimde
Bilmediğim
hissedebildiğim yerde çoğalıp duran birisi...
Ona benzettiğim herkesten
korkuyorum biraz...
Benzettiklerime
yakınlaşıp aniden kaçıyorum...
kalbim atarken
ben
duruyorum
benzettiğimde...
Sıcak gülüşünde kaybolmam mı
Yoksa
sıra dışılığında çoğalmam mı beni ona getiren
anlamıyorum bir türlü...
 
RESMİN
Güneş batmak üzereydi
Kızıl ufuklar yanıyordu sanki
Alaca karanlıktı etraf
Sessiz sakindi deniz
Ve sen
Uçuşuyordu saçların rüzgarda
Biraz kızarmıştı yanakların soğukta
Bir şey söylüyecekmiş gibiydi davetkar dudakların
Sevgiyle sıcacık bakıyordu gözlerin
İki yana hasretle açılmıştı ellerin
İşte böyleydi çizdiğim resmin...
 
BU ATEŞ NE ?
Sen...
Dağlarca denizlerce uzaktaki sevgili
Bilir misin?
Ben de özlerim seni
Sesini duymamış
Yüzünü görmemiş olsam da
Bir kere tenine dokunmasam da
Özlerim merak ederim seni...
Meselâ gözlerini merak ederim
İri mi? Siyah mı? Elâ mı? diye
Saçlarını merak ederim
Uzun mu? Siyah mı? Kızıl mı? Diye.
Bilemiyorum ki...
Ben seni bilmez
Sen beni bilmezken
Yüreğimdeki bu ateş niye ???
 
Ben vedayım coğu zaman
Sen yalancı bahar bir bahar bil beni
vazgeçilen bir güz olma ))
Neden mi ???
ÇÜNKÜ:
Zaman akıp giderken hayatımızdan
Kimi zaman ” vazgeçen” oluruz bir merhabada
Bir başkasında “vazgeçilen” belki
Seçeneksizliktir vazgeçilen olmak
Giden gitmiştir ardında boşluğunu bırakarak
Ve siz kalansınızdır
Orda...
Öylece...
 
SEN & BENKİM ?
Fiziki boyutlardan atladım gitti ruhani bir düzlemde sek sek oynama halindeyim...
Diyeceklerim yazacaklarım bir anda birikmiş gibi zaman içerisinde sustuklarımı yazmak değil bir anda binlerce yazıntı var olmuş beynimde anında bir yerden yüklenmiş bunlar ara kablo sen....
Kişisel evrimimin son noktası olsana sen son şeklimi seninle alayım sen olup kalayım....
Beni bir yerlerine koyup saklasana izole etsene beni her şeyden yemeyip içmesem de olur kokunla beslenebilecek haldeyim....Tüm hallerimi de alsana benden...Seninle olduğum her hangi bir boyutu durağanlaştırmak istiyorum sonra o durağan yerden bize özel başka bir kapı açıp çıkmak durağanın içinde hareket halinde olmak...
Nesin sen? Nasıl bir şey?
Neyim ben? Nasıl bir şey?
 
Acıdan ölürmü insan?
Düşünür oldum ben
Eğer seni kaybedersem
Yaşaya bilir miyim ben
Bir başıma sensizliğimde
Nasıl nefes alabilirim ben
Seninle gündüzleri paylaşamazken
Nasıl dayanırım gecelere ben
Ve o gecelerde sen
Neredesin bilirken ben....
 
süpürüp halıların altına gizledi
hiçbir çöplüğe yakıştıramadığı korkularını
kaybetti repliklerini
doğaçlama bir masalda askıda duyguları
ne bulduysa geçirdi yüreğine
büyük durdu kimi
ya da uymadı
bir masalın son cümlesinden kaçtı çocuk
sayamadı
gökten kaç elma düştü ...
her çocuk biraz ben şimdi
dünsüz
yarınsız
masalsız...
 
Geri
Üst