∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

kördüğümsün fikrimde, çözülmeye niyetsiz
açan bir gül, gözyaşlarımla beslenen
mavi bir okyanus ömrüme inat, dalga dalga
yüreğime asırlık derdin binmiş, soluğu ensemde
saklasam da orta yerindeyim sevdanın
müebbet giymiş mahkumun uykusuzluğundayım
tutmayım seni, işkence kaldığın her an
gideceksen git, durma bir an
içimde depremler
içimde yangınlar
seni tutsam, ağlasan bıraksam
saçlarını belik belik yapsam
gözyaşlarım yüklü bulutlarla uğurlasam
kafamı vursam duvarlara
bir inada binse ömürlük sevdam
yıksa da, yıksa da yine mutluluğu aşkında bulsam
nasılsa adımlarına söz geçmiyor
gideceksin kafaya koymuşsun sen
kal desem faydasız... yakıyorsun
bir ömürlük sevdaya azrail oluyorsun...

ne olmuşsa bu yalancı baharlarda olmuş
kış bitmemiş, yakacak odun tükenmiş
kalmışım çırıl bir halde ayazlarda
sorgusuz bir sevda diye yaslanırken
çilesi yaklaşmış, hüzün takalarının,
yüreğimi saldığım hırçın sularda...
istanbul kalabalığımsın istanbul
koskoca toprakların derdi gibi apaçık
gün geliyor kemiriyor ıssızlığım
ve bir gün aslı olmayan bir gülüş.
yanağımın sana ayırdığım öpücük boşluğunda...
bunca kedere
bunca sevmişliğin üstüne
neyi uydursam kar etmez...
sisli bir ankara olur bakışlarımın altı
heybetinden devrilmiş dağ sanki
sokak arası berduşlar misali
sallana sallana geziyor sevmediğin adam şimdi
nasılsa adımlarına söz geçmiyor
gideceksin kafaya koymuşsun sen
kal desem faydasız... yakıyorsun
bir ömürlük sevdaya azrail oluyorsun
 
Yine uyuyamadığım bir gece ve yağmur...
Yağmur yüklediğim gözlerim seni arıyor,
Sana biriktirdiğim gözyaşlarımı geceye döküyorum..
Aramadığım yer, çalmadığım kapı kalmadı.

Yoruldum...

Yoksun?

Beni

Duyuyormusun?



ruhun bi anda kollarımdaydı,mutlulugun damlaları kollarımdan süzülüyordu,ruhunun içinden gecerek...
her damla mutlu ediyordu askımızı
her saniye bizim için uzun bir ömürdü artık..
agladık saaatlerce,sarıldık sımkı birbirimize,
seni seviyorum dierek..

küçük bi kötülük kırıntısı dolastı sıkı bedenimiz arasında..
ruhunu kemirdi tüm gücüyle...
ve kollarım..
kollarımdaki agırlık yoktu artık,eriyordun...bırakıordun beni,aktın,karıstın topraga..
son gördügüm sey,yüzündeki gülücüklerin yerini,küçük bi kötülük kırıntısının almıs olmasıydı...

yalnızdım.......
kollarım bos..aklımda birtek sen düsünülüordun....
anılarımızla birlikte kaybolmustun...
oysa sevgiyi hiç bir kötülük bozamazdı..hiç bir kötülük...

senden tek kalan sey,sarıldıgımızda vücuduma gecen kokuydu...kokladım saatlerce...kokladım...ve bitmişti...
kokun kurumus,gözyaslarım almıstı yerini,üsüdüm sensiz geceler,agladım sensiz gecen her dakika..

yine yalnızdım...yine..yine..yine...
ta ki beyazlar içindeki diyarda bulusana kadar...
senle burada sonsuza kadar mutlu olcagız sevgilim...
 
sensizliği yaşadım ölüm ötesinde
hiç kimse yoktu yanımda
birtek birtek sen vardın düşlerimde gönlümde
herkesi herşeyi kaybettiğim bu hayattan gidiyorum
seni seninle yaşamadan gidiyorum
kahretsin.....
hayatta tek varlığım olan
seni kaybettim
gidiyorum



Hiç bilmediğin iklimler sermek istiyorım ayaklarına. Yağmuru, karı, güneşi, rüzgarı aynı anda eline vermek istiyorum. Belkide dört mevsimi aynı anda yaşatmak benim istediğim. Ya da bir beşinci mevsimi kucaklamak seninle birlikte. Hiç kimsenin bilmediği ve hiç kimsenin yaşamadığı...
Çok uzağımdasın şehrimin şu an, olsun, yokluğuna bile bağlıyım ben. Engel değil sevmeme, özlememe seni. Şehir üşütüyor yokluğunda. Kalbimde yanan aşkın olmasa, inan donardım uzaklığında...
 
^^^^^^SEVGİN^^^^^^

solgun düşlerime ,
yine yeniden,
hayat veren,
ruhumu fethedip,
damarlarımda dolaşan,
yüreğimde ki sessizliğe,
haydi uyan diyen,
o tarifsiz sevgin.

dipsiz karanlıklarımı,
ışığa veren,
yangınlara mahkum,
bedenime,
yudum yudum su veren,
yüzümde taşıdığım,
aşkın yara izini,
bir gülüşle silen,
o beyaz sevgin.

fırtınalı geçen aşklardan,
yaralı geçmişten,
savruk benliğimin,
devasa dalgalarından,
beni alıp çıkaran,
yalnızlık rüzgarının,
esintilerinde,
darmadağın olan,
parçalanmış düşlerimi,
biraraya toplayan,
o; kol kanat sevgin.

içimde kanayan,
pıhtılaşmaz yarayı,
sarıp sarmaladığım,
korkulardan kurtulup,
kaçıp gelip,
huzuruna sığındığım,
bebek kundağıdır sevgin.


gözlerinde erirken,
yorgun bakışlarım,
sukunetinde ,
hayat bulduğum,
o,yeniden doğuşuma,
güç veren,
ıstıp dirilten,
yaşama tutunmaya,
köprü olan,
yaşam giden yoldur,
bende sevgin...
 
YALNIZLIĞI BANA SORMA

Sen yalnızlığı bana sorma,
Anlatsam da bilemezsin ki Gülüm.

Okyanus ortasında,
Çöl susuzluğunu yaşamak.

Ekvator ormanlarında,
Gölgelenecek bir yaprak altı aramak.

Ölüm uykusunda
Uykusuz kalmak.

Senle varım derken bile,
Sensiz olmak.

İşte Gülüm, yalnızlık,
Yalnız olmadan bile,
 
GÖzyaŞi

AyriliĞin Acisi ÇÖktÜ İÇİme
İkİ Damla YaŞ Akti GÖzlerİmden Senİn İÇİn
HİÇ BÖyle AĞlamamiŞtim,
Hasretİne DayanamayacaĞim,

O İkİ Damla GÖz YaŞinin Kiymetİnİ Bİl
Bu GÖzyaŞlari Senİn İÇİn Akti,
Bundan Sonrada Akacak
Ama Ne Olur Benİ Çok Sev,

SensİzlİĞe Dayanamam, Yikilirim
AŞki TatmiŞken YaŞarken ÖlÜrÜm
Ne Olur Benİ Çok Sev, Helal Etmem
Senİn İÇİn DÖktÜĞÜm İkİ Damla YaŞi,
 
Şimdi ;
Bir hastane odasında ,
Duygularım yasta ...
İki elimde siyah güller,
Kolumda serumlarla
Yolunu gözlüyorum ...
Belki kapıdan görünecek
Bana merhaba diyecek,
Getirdiğin beyaz gülleri
Üzerime sereceksin diye
Bekliyorum sevda yüreklim ...

Doktorlar söylerken duydum,
Bir şey duymadığımı ve görmediğimi
Sanıyorlar ...

“Neyi , kimi bekliyor bilenmez
Sadece sol yanı işliyor
Sanki başka bedende yaşıyor ...”
Diyorlar...

Ama bilmiyorlar ki ben seninle
Can bulmuşum ...
Senin dalında yeşermişim...
Yüreğimi yüreğine mühürlemişim ...
Şimdi ;
Seni görmeden ,sesini duymadan
Verdiğim son nefeste sen olmadan
Gidilmiyor sevda gözlüm...

Sahi ;
Neydi bizi bizden ayıramayan ...?
Neydi sevdamızı çınar gövdesinde saklayan ...?
Neydi yollara set vuramayan...?
Neydi yılları eskitemeyen...?
Neydi hasreti sol yanımıza diken
Vuslatı mezar taşına işleyen ...?
Neydi sevdamıza sonsuzluk damgasını vuran ...?

Sende biliyorsun
Ne verilen sözler di,
Ne edilen yeminler,
Ne atılan imzalar,
Ne de bir ömür ,
Birlikte baş koyamadığımız yastığımızdı...
Sadece birbirine kenetlenmiş
İki ayrı beden de çırpınan ,
İki başka baharda yeşeren ,
Aynı kanatta uçan
Duygulara yağmur olup yağan
Yüreğimizdi ...

Şimdi sen sevda bakışlım,
Hasretin kefene sarılmadan
Gözlerine toprak ekilmeden
Gelip de türkü gözlünü uğurlamayacak mısın... ?
Gelip de hasreti vuslata erdirmeyecek misin... ?
Son nefeste yanında olamayacak mısın ...?

Gel sevda gözlüm ,
Gel ki çınarlar ağlasın ...
Gel ki yollar karalar bağlasın ...
Gel ki yıllar ardına gizlediği sözlerden utansın ...
Gel ki hasret kefene darılmasın ...
Gel ki ölüm meleği ağlamasın...
Gel ki sevdamız sonsuzluk merdiveninden tırmansın...


Sen gelemezsen ben beklerim,
Ben sensiz nereye gittim ki,
Gidilmiyor mühür yüreklim gidilemiyor ...
 
Sana bakmak, kısması aydınlığa çıkan mahkumun, gözlerini.
Sana bakmak, beklediği sanması insanın, köşeyi her döneni.
Sana bakmak, incelemesi savaşçının, düşmanın ayak izlerini.
Sana bakmak, hatırlamaya çalışması kaybolmuş bir çocuğun, evini.
Sana bakmak, seçmeye çalışmak bir koruda, piknik yerini.
Sana bakmak, yatağın sakız gibi olmuş yününü çırpan bir kadın gibi
-hani, kaç kez sıkıntıdan sabaha kadar üzerinde dönüp durmuş,
kaç kez süpürgeyle kovalamış üzerinde zıplayan çocukları,
kaç kez sevişmiş üzerinde, kaç kez sırtını dönüp naz yapmış
ve kaç kez idare etsin diye elleriyle köpürtmüş bir kadın gibi-
bakışlarını boşaltmak; yumuşatmaya çalışmak.



Sana sarılmak, tırmanmaya çalışması kiraz ağacına, çocuğun.
Sana sarılmak, yapışması kökleriyle toprağa, tohumun.
Sana sarılmak, tutunması bir kütüğe, gemisi batmış yolcunun.
Sana sarılmak, yönelmesi iki derenin, çağrısına okyanusun.
Sana sarılmak, ölçmek karışla, yüzölçümünü yurdunun.
Sana sarılmak, tek bacağı felçli bir adam gibi
-hani, her dalıp gitmesi iki bacaklı bir karabasan,
her konuşması koltuk değnekli bir susuş taşıyan
ve bir içki masası kurup o bacağın üzerinde
top oynayan bir şarkı mırıldanan bir adam gibi-
sağlam bacağını uzatmak; sıvazlamak.



Seni öpmek, gövdeni yeşil bir dal gibi dişler arasına almak.
Seni öpmek, bir gölden su içmesi geyiğin, çevresini kollayarak.
Seni öpmek, dolaşması işgalci askerlerin boş yollarda, kasılarak.
Seni öpmek, alfabesini okuması körün, kabartılara dokunarak.
Seni öpmek, ağzının çağlayanından dökülmek; terine karışmak.
Seni öpmek, evi deprem görmüş birinin çatlakları sıvaması gibi
-hani, bütün ömrünü verdiği başını sokacak bu yerden
bir gece, yeryüzünün bağrı iç geçirince sokağa fırlayan
ve kolonlar, kirişler sağlam olsa da, çatlakları derin olan
ve her görüşte dehşeti ve çaresizliği hatırlayan biri gibi-
dil malasını sürmek; gözden uzaklaştırmak.


BekLe dur da sabah oLa gün doga..
Ezan sesi beyaz bayrak cekerim..
Mecnun bana ahbab oLa dost oLa..
Dert kimdeymish inan görsün isterim..
 
Bir tek seyi unutma.....

Seni sevdim ben.
Kalbim şimdi bir sokak çocuğu
Kelebekleri göç etti gönlümün
Issızlaştı hayat sanki
Sanki, sabahı eksik şiirlerimin.
Sanki, gecesi hep kanayan bir yara
Ve sanki, artık hep kanayacak...
Ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim
Çare yok, ağlayacak.
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Kapıları kendime ben açamadım
Ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni
Düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım..
Sarmaşık aşkın sarısında kaldım, sarılamadım.
Savunamadım seni kimselere
Anlatamadım seni kimselere
Kimsesiz kaldım,
En çok da sensiz...
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben..
Sana uyumak,
Sana uyanmaktı hayat.
Sıratını geçtim yaşarken korkmadan
Korkumu geçtim cesaretle, ihanetle
Berduş bir yalan masumiyeti öptüm bile bile
Tek sen gitme diye
Sonbahar oldum yaprak yaprak
Ağaç oldum köklerimi unutarak
Tesellisiz bir geceye fırlatıldım
Kalbimi dar kafese kapatarak
İçimdeki bir kanarya
Hiç susmadan ağlayacak
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak
Seni sevdiğimi bağırdım mehtabına
Beyazında akladım bulutunun
Mavi mavi sevdim seni içim kan ağlayarak
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.

Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak
 
Yazılmış tüm sözlerin şiirlerin hikayelerin ötesinden
Sana haykırmak istediklerim vardı.
Senin asla bilemediğin
hayata yenik düşmüş,
çok isterdim sana her seferinde anlatmayı.
Ama öyle dolambaçlı yolların ardında saklı kalmıştı ki sevdan.
Ne sözlerim yetişti ömrüne,
Ne kelimelerim varabildi gönlüne.
Bütün bu yaşanmış yalanların ardından
İçerimde ağlayan,
Bedenimde kanayan,
Özümde azap çeken bir sen hala var.
Her nerede ne halt ediyorsan bil
“ Gitmekle bitmiyor sevda ”
 
Hiçbir şiir anlatamaz seni ve gözlerini,
Senden başka !
Sen şiirsin dize dize içime kazılan,
Yazan ben değilim benden öte benliğim,
Kalem sensin kağıt benim,
Ben şair değilim...

Ben şair değilim sen şiirsin,
Ben kiremitleri paramparça çatısı delik.
Bir gecekonduda çocuk gibiyim,
Sen yağmursun sağanak sağanak yağan.
Ben çaresiz kalmış biriyim,
Bütün varlığıyla göz olmuş sana bakan...

Sen şiirsin ya sonumsun ya mutluluğum,
Adını andıkça yakıyor genzimi soluğum.
Cok acılar çektim yolunda, çekiyorum yine de...
Sana sormadan aşkına düşmekse suçum.
Sen $iirsin, Güzelsin, Anlayan, Bağışlayansın,
Beni göğsünde dinlendir, Ben Sana Vurgunum...
 
Beyhude heveslerimle süslesemde yılları
Bir hiç uğrunaymış ki geçip gittiler.
Beyaz elbisesini giydiğinde bedenim,
Ömür çıkmazının son durağındayımdır.
Kaç yangını küle çevirmiş kalbim,
Kaç aşkın hasarı var kimbilir ?

Toplanıp gelsede sevenler,
Elbet beni karanlığa bırakıp'ta gidecekler.
Uzaktan uzağa belki ağlarsa gözlerin,
Koparıp çocuk sevinçlerimden,
Bana bir mutluluk vereceksin...!

Ansızın düşerse bir damla göz yaşı, süzülüp yanagından,
Belki ölmüş ve yalnızımdır o an.
İçini yakıp'ta geçerse bir hüzün seli
Ölmüşlüğümün yanında, birde tebessümlerimle hatırla beni.
Aşkını aramak düşerse aklına,gecenin kuytu karanlığında.
Düğümlenmiş duygularına hesap vereceksin.

Arayıp'ta bulamassan beni,
Eski bir çıkmazda sana şiirler yazacağım.
Sonbahar yağmurları ıslatırken toprağımı,
Zaman acımı alıpta gidecek senden.
Geride kalırken yaşanmış gerçekler,
Ve ayışığı kadar parlakken güzelliğin,
Ben kuytu bir köşede ölümün esiriyim..
 
Biraz sonra ayırmaya ***ürecekler beni.
Yalnız kaldığım bu dünyadan
Yanaklarını öpmediğim yarimden,
Mürekkebi yarıda kalmış kalemimden

Her şey biraz sonra ,
Uyku tutmuyor gözlerimi.
Biraz sonra kapanacak bu gözlerim
Yarime hasret kalan bu gözlerim
Açılmayacak edebiyen ,bu hayata

***ürseler beni
Sorun,
Şehirlerin kuytu sokaklarına
Sorun,
Dağda korkak şekilde açan papatyaya
Buradan bir eşkıya ***ürdüler mi?
Diye sorun…

Dolasalar boynumu küflenmiş iplere
Sizi de alıp ***ürecem.
Sultanımla paylaştığım anılar
Yalın ayak, üstümde beyaz kefenimle
Alıp ***ürecem sizleri.

Sonrası ne olur o zaman
Zamansız mı…
Yoksa
Yoksa
Yoksa….
………………….

Geliyorum üstadım.
Su gibi akıp geliyorum
Tutmaz beni kanyonlar,
Önüme set çekmez bu kayalar

Ya dediğim gibi her şey biraz sonra
Bir yıldız kayacak
Yalnız kaldığı göküzünde,
Sınırsız uçsuz bucaksız çukurlara
Kayıp gidecek arkandan bakan olmaz gökyüzüne.

Ve o zaman ellerim kopacak bu kalemimden
Ve o zaman yalnız mı kalacak bu davam
Hayır,
Ben gidersem binlerce adsız kahraman gelir,
Ana kucağında yar koynundan ayrılıp gelirler

Artık vakit tamam

Hoşça kal anılar
Hoşça kal iki gözüm
Hoşça kal geceleri uykumda usulca saçlarını okşadığım
İki gözüm sultanım...
 
Ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı
Ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz
**
Ben seni tanıyorum
Çırıl çıplak
Sordun aşkın sonunu
Boynuma sarılarak
F.H.DAĞLARCA


Çelişkileri yüreğini körükleyen volkandı
Son gündü elimi tutmak,son kez ömek istedi
Güvenemediğimi söylüyordu içimdeki uğultu
Nefes aldırmayacak kadar sıkıca sarılmak istiyordum
Ne elimi tutmasına ,ne de hayatımı altüst etmesine izin verebildim
Dudaklarımdaki yaşam sona erdi ,bitti
Sislerin içinde kayboldu
Son kez gözlerime baktığında
Umut görüyordum
Ağlamaktan kançanağı olmuş gözleri
Damlalarını dökmeye hazırlanan bir yağmur bulutuydu
Tenime dökülen şarap oluyordun


Gece yarısı olmuştu,kapım çalındı
Tanımadığım bir siluet,apansızca ***ürdü beni
Beni bana anlatmaya başladı
Hiçbir şey hatırlamıyordum
Titreyiş nöbetleri tuttu vücudumu
Bana ulaştığını sanıyordu
Hiçbir zaman ulaşamayacağı varlımdaki karşısındaki

Kendimi bir an yaşamımdaki geciken şeylerin
Farkındalığıyla boyluboyunca uzanmış buldum yere
Düşünüyor,gökyüzünde şekiller çiziyordum
Seni her karanlıkta arayan ben
Şimdi yıldızlarla resmini çiziyordum
Mavi buğuluğumun derinliğine
 
Bana öyle bir gün ver ki
Sonsuzluk kadar uzun olsun
Yarınlarım bugün olsun
Ruhumda aşkın renkleri
Pembe,mavi,yeşil olsun
Sarılar sarsın onları
Dalgalar ebruli dursun
Bana öyle bir gün ver ki
Sonsuzluk kadar uzun olsun

Su üstünde oynaşan dalgalar gibi
Benim aşkımda ebruli
Ruhumun desenleri,
Yüreğinde nakış olsun
Bu sevginin hikayesi
Ölümsüz bir motif olsun
Bana öyle bir gün ver ki
Yarınlarım bu gün olsun
 
Gitme !..

Gidiyorsun karalari baglayip,
Gitmek istiyorsun gönlünce,heyecaninla,
Hzak durmak istiyorsun mavi semalarin körerdigi bu sehirden...
Hayalin aci verdigi yangin dolu bu alemden kaciyorsun
Geride birakmak istemedigin göz yaslarinida beraberinde ***ürüyorsun,
Hadi git...
Gitmek istiyorsan.
Pismanligin fayda etmedigi yeni dünyana hadi kos,
Geride biraktigin yangin dolu dakikalari düsünmeden hadi git.
BIir asirlik camlarin yapraklarini kurutmaya acimdan,
Hadi kiy özenle büyüttügüm sevgi ciceklerini kurutarak git...
Git hadi !..
Günesin aci cektigi kizil sonsuzlukta gözyaslarima semsiye tutarak git.
Dokunma bulutlarima,
Ellerinle getirdigin kudretli buzul daglarinla
Sogutmaya calistigin dünyamadan cek elini..
Durma kos git!..
inan bana gözlerimden tek damla düsmez.
Hatiralara cizdigim yesil tablomdan eser kalmaz..
Sana yazdigim sarkilarin notalarini,ne kuslar okur penceremin kordonundan,
Nede penceremin bugusundan nefesim yazar siirlerimi..
Git durma hadi git git git !...
 
Gün gelecek tek kalacaksın...
Birkaç mısra doldururken...
Birden gözlerin dolacak amansız...
Aynanın karşısındaki yüz utanacak senden.
Işte o zaman,
Hayata en büyük mücadeleni vereceksin.
Her çırpınışta yavaş yavaş dibe doğru ineceksin.
Göreceksin,
Vicdanın yureğini saracak, inleyeceksin.
Içtiğim her sigara,
Duman duman haykıracak beni sana.
Sana verdiğim kara gül mutlaka anlatacaktır beni sana
Ve vakit geçtikçe gözlerin iflaz edecek.
Birden bir huzur dolacak içine
Süzülürcesine yükseldiğini hissedeceksin.
Minik bir tebessüm gülü açacak yüzünde.
Sevineceksin.
Aniden gözünü açıp göreceksin
Yanımdasın, cennettesin.
 
Bu akşam bir başka efkarlıyım
Bir başka dertliyim, hüzünlüyüm
Adımlarım beni nereye ***ürüyor
Bilmiyorum
Bir meçhule doğru adım adım ilerliyorum

Bu akşam , bir başka kederliyim
Bir başka yokluğun çöküyor içime
Göz kapaklarım sızlıyor direniyor
Ağlamamak için ,
Ama bir çocuk misali ağlıyorum

Bu akşam , bir başka doluyum
Bir başka ağlamaklıyım bu akşam
Içtiğim ,sigaraların haddi hesabı yok
Üçüncü paketin sonuncu sigarası
Ciğerlerim duman ortalık duman kafam duman
Bir başka içime çekiyorum bu zıkkımı ..

Bu akşam bir başka doldun içime
Bir başka yokluğun koyuyor bana
Olmadığını bile bile seni seni arıyorum
Neredesin vicdansız
Bu kadar hasretlik yeter
Bu kadar ayrılık yeter
Yetmez mi? Bunca zaman
Seni bana , beni sana uzak ettiğin
Bir başkayım ben bu akşam ,
Bir başka kederliyim
Halbuki önceden böyle duygulu içli değildim

Böyle ağlamaklı olmazdım
Bir tek babam öldüğünde ağlamıştım
Şimdi ise kaç zamandır yüzüme tebessümler uğramaz
Kaç vakittir de kapımı çalmaz
Bir başka yalnızım bu akşam
Duvarlar üzerime üzerime geliyor
Lambalar yanmıyor, ışıklarım yok
Bir başka karanlıktayım bu akşam

Bu akşam bir başka sevda dolu ,
Hasret dolu sözler savuruyorum
Dertli şarkıları kederli şiirleri
Geceye haykırıyorum
Dönüşü olmayan bir yola sapmışım
Nasıl kurtulacağım bu keşmekeşlikten
Bilemiyorum çaresizim,
Yani bir başka dardayım bu akşam
Yani bir başka zordayım bu akşam...
 
Acı Çekmeyi Sevdik


Bu son ayrılışımız olacak
Ellerimiz bir daha elveda
Diyerek ayrılmayacak
Canımız bir daha bu denli yanmayacak
Sözlerimiz anl***** yitirmeyecek
Gözlerimiz bir daha yalan söylemeyecek
Bir başka kalplerde
Yaşayacağız sevgimizi,
Bir daha asla birlikte
Olamayız Unutma bu son ayrılışımız
Biz hiçbir şeyin değerini bilmedik
Doğru dürüst sevmeyi bile beceremedik
Bir rüyaydı geldi geçti sadece...
Yaşamadığımızı farz et
Gerçek şu ki gönlüm
Şimdiden sana hasret.
Biz bitti dedik ama bitmedi
Ya kalplerimiz acaba onlar silebildi mi kalbinden sevgimizi?
 
ölecek kadar yaşlı savaşacak kadar gençtin tanıştığımızda. bu vatan içindi herşey. toprağa gömülenler hiçbir zaman yetmezdi. "o"ndan lazımdı hep.

nasıl tanıdım ki seni... bi gece bi anda niye konuşmak istedim senle. hiçbirşey demeden ben seni hiç bilmeden bana ilk dediğinşey sana organlarımı bağışlayabilirim oldu...

nasıl yani?

ben ölmeye gidiyorum dedin...

anlamadım... öldüğünde de haberini alamayacağım... biliyorum.. ama kimse bilmiyor... nasıl bir düzen bu? bu nasıl yaşamak?

mavisini yitirmiş yaşamak? evet tam anlamıyla öyle...

kapıyı çekip gidiyor bir asker
onu nerede bekliyor makber...
duymasan da
okumasan da bil ey asker,
ayrı olsa da dilin,
tenin rengi başka olsa da,
yaşayacak kadar genç,
savaşacak kadar güçlü,
kazanacak kadar inançlısın...

anlamıyorsunuz değil mi? anlamıyoruz aslında hepimiz. bu gece nasıl olduğunu bilmediğim bi şekilde, bi özbekistanlı gençle konuştum. daha 18 yaşında... 3 abisini çeçenistanda kaybetmiş, kendi özbekistanlı... bana sadece sana organlarımı ve iliğimi bağışlayabilirim uyarsa dedi. ne yapmalıy(d)ım?

hayat çok garip.... boşvermek çok zor...
hayat çok garip... beni yoruyor...
hayat çok garip... sanırım siyah...
hayat çok garip... hiç çekilmiyor...
çeaaaim mi fişi__________?
 
Geri
Üst