Allah Sevigisi Şiirleri

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Almeria
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Aşkın elinden

Gönül hayran oldu aşkın elinden,
Ciğer büryan oldu aşkın elinden.

Niceler tacı tahtı, malı mülkü,
Koyup üryan oldu, aşkın elinden.

Özümün kalmadı sabrı, kararı,
Gözüm giryan oldu, aşkın elinden.

Eridi kalmadı dağların karı,
Deniz umman oldu, aşkın elinden.

İbrahim Ethem’in yok oldu tahtı,
Yeri külhan oldu, aşkın elinden.

Ne gördü Leyla’nın yüzünde Mecnun?
Nasıl hayran oldu, aşkın elinden.

Ne gördü Zeliha Yusuf yüzünden?
İşi figan oldu, aşkın elinden.

Muhabbet derdine düşeli bülbül,
Dili handan oldu, aşkın elinden.

Yunus dostun hasretiyle yanarken,
Gelip mihman oldu, aşkın elinden.
 
Divane olur

Onunla bir an birlik,
Odur cihanda erlik,
Onsuz olacak dirlik,
Olur, hepsi efsane.

Yakın eder ırağı,
Kalbler onun durağı,
Yaktığı bir çırağı,
Ömür boyu hep yana.

Bir göz kendini görmez,
Sırdaş sırrını vermez,
Yunus’un aklı ermez,
Eren olur divane.
 
Açar oldum

Hak’tan geldi inayet,
Kapılar açar oldum,
Kavuştum hazineye,
Cevherler saçar oldum.

Bir devlet kuşu kondu,
Nice dertlerim ondu,
Dolu kadehler sundu,
İksirler içer oldum.

İçince, aşka düştüm,
Boş kapken, dolup taştım,
Ham idim, şimdi piştim,
İyiyi seçer oldum.

Kesilmez Rabbin aşı,
Durmaz gözümün yaşı,
Kesildi nefsin başı,
Havada uçar oldum.

Salihler göçüp gitti,
Orada karar etti,
Gün geldi ömür bitti,
Ben her şeyden geçerim.

Yunus’umla biliştim,
Maşukumla görüştüm,
Ben hocama eriştim,
Sırrımı açar oldum.
 
Ermek için

Rızasına ermek için,
Sonsuz sefa sürmek için,
Bugün canı yere serdim,
Yarın sağlam görmek için.

Evet, canı serdim yere,
Yarın ivazını vere,
Önüme Cenneti sere,
Rahat rahat girmek için.

Yunus yalan yok sözümde,
Çok nimeti var önümde,
Hevesim yok hiçbirinde,
Arzum ona ermek için.
 
Rabbim

Ne zaman ansam seni,
Sıkıntım kalmaz Rabbim.
Senden gayrı gözümü,
Hiç kimse silmez Rabbim.

Sensin dilde okunan,
Ezel ve Ebed olan
Hak aşkına dokunan,
Kendini bilmez Rabbim.

Yarattın cismi, canı,
Hem şu iki cihanı,
Sensin mülkün sultanı,
Gayrinin olmaz Rabbim.

Okunur hep destanın,
Açılır bağ bostanın.
Bağındaki gülistanın,
Gülleri solmaz Rabbim.

Aşkın ile dolmayan
Görüp ibret almayan,
Canı feda kılmayan,
Buraya gelmez Rabbim.

Zârdır âşığın işi,
Akar gözünden yaşı,
Seni bilmeyen kişi,
Didarı görmez Rabbim.

Yunus hep seni ister,
Cemalin bize göster!
Cemali gören âşık,
Ebedi ölmez Rabbim.
 
Aşk yüzünden

Helâl kıldı maşuka,
Âşık kendi kanını,
Maşuk nakşından okur,
Aşk eri Kur’anını.

Gitmez âşık gözünden,
Maşuk hayali her an,
Verdi Zeliha hatun,
Yusuf’un nişanını.

Erlik budur âşığa,
Maşuk yolunda öle,
Derim, sorarlar ise,
Âşığın burhanını.

Şöyle bir an hatırla,
Belkıs’la Süleyman’ı,
Fakat bulamadılar,
Bu derdin dermanını.

Boş görme sakın aşkı,
Rezil eder insanı,
Çıkarır baştan şahı,
Yıkar itibarını.

Ferhat külüngü attı,
Verdi aşka başını,
Hüsrev, Şirin yüzünden,
Kaybetmişti canını.

Mecnunla Leyla aşkı,
Taaccüp eder halkı,
Abdürrezzak bıraktı,
Aşk için imanını.

Zamane etse vefa,
Yunus’a gelir cefa,
Doğru yâri bulunca,
Feda kılar canını.
 
Aşk ateşi düştü cana

Hey yarenler gelin görün,
Bir şeyler oluyor bana,
Ne dünüm dün, ne günüm gün,
Aşk ateşi düştü cana.

Bu dünya dönmüş zindana,
Koydular bizleri ona,
Zindanda gülünür mü hiç?
Yürüyeyim yana yana.

Dünyada dertsiz baş olmaz,
Dertlilerin âhı dinmez,
Yanar yürek, belki sönmez,
Erişmiştir yaram cana.

Ben bir garip bülbül idim,
Gülistana güle geldim,
Gülüp oynamak isterdim,
İnlemem doldu cihana

Yunus, dünyada sen nesin?
Kim güldü ki sen gülesin,
Hepsi ağlayarak geçti,
Kim geldi ise cihana.
 
İşim benim

Her nereye dönersem,
Aşkladır işim benim,
Odur kalbde vesvese,
Âşık yoldaşım benim.

Aşksıza acır özüm,
Ellere yoktur sözüm,
Âşıkta olur çözüm,
Dinmez gözyaşım benim.

Bu aşk bize Rahmandan,
Sanmayın ki şeytandan,
Canımız da canandan,
Dostlar yoldaşım benim.

Canım kuş, vücut kafes,
Alacağım kaç nefes,
Ecelden gelince ses,
Uçan bir kuşum benim.

Bilinmez yere gittim,
Bu âlemi seyrettim,
Şu dünyayı terk ettim,
Burda yok işim benim.

Yunus der ki, âşığım,
Aşkıma çok sadığım,
Kimselere benzemem,
Bulunmaz eşim benim.
 
Destan ola

İki cihan zindan olsa,
Hepsi bana bostan ola,
Artık bana yok hiç tasa,
Hep inayet dosttan ola.

Varam o dosta kul olam,
Yeni açılan gül olam,
Bahçesinde bülbül olam,
Durağım gülistan ola.

Dost yüzünü gördü gözüm,
Erenlere toprak yüzüm,
Bilenedir benim sözüm,
Gerek şekeristan ola.

Her davadan geçen kişi,
Hak’tan yana uçan kişi,
Aşk şarabın içen kişi,
Kâh ayık, kâh mestân ola.

Her an yüzü yere sürem,
Benliğimi yere serem,
Neyim varsa dosta verem,
Hep dillere destan ola.

Dünyada açılsın gözün,
Temizlensin kendi özün,
Yunus senin iş bu sözün,
Âlemlere destan ola.
 
Dünyada kaldım

Ben miskin biri iken, adımı âşık taktım,
Terk ettim edebleri, şöyle haber bıraktım.

Gerçeklerden habersiz, âşıklıktan uzaktım,
Kendim kendi elimle, yüzüme kara yaktım.

Âşıklar meclisinde, Yunus, utanıp kaldım,
Âşık mâşuka erdi, bense dünyada kaldım.
 
Ölmeyem hiç

İlâhi, bir aşk ver bana,
Neredeyim bilmeyeyim,
Aramalıyım kendimi,
İstesem de bulmayayım.

Şöyle hayran eyle beni,
Bilmeyim dünü bugünü,
İsteyeyim daim seni,
Başka şeye bakmayayım.

Al gider benden benliği,
Doldur içime şenliği,
Öldürüp ver esenliği,
Orada hiç ölmeyeyim.

Bülbül olayım öteyim,
Dost bahçesinde yatayım,
Gül olup da açılayım,
Senden ayrı kalmayayım.

Aşktır dertlerin dermanı,
Aşk yoluna koydum canı,
Miskin Yunus söyler bunu,
Bir an aşksız olmayayım.
 
Bu aşk

Dağa düşer kül eder,
Gönüllere yol eder,
Sultanları kul eder,
Akıl ermez bu aşka.

Dost vurmuşsa kime ok,
Onda tasa kaygı yok,
Feryadı çok, âhı çok,
Akıl ermez bu aşka.

Bardakları taşırır,
Sıkıntıya düşürür,
Ateşlerde pişirir,
Akıl ermez bu aşka.

Denizleri kaynatır,
Dalga vurur oynatır,
Yunus seni söyletir,
Akıl ermez bu aşka.
 
Dervişe benzer

Bilmeli, bilmeyenler,
Aşk bir güneşe benzer,
Aşkı olmayan kalbler,
Sanki bir taşa benzer.

Taş gönülde ne biter,
Dilinde ağı tüter,
Çok yumuşak dese de,
Sözü savaşa benzer.

Aşk dolu gönül yanar,
Yumuşar muma döner,
Kararır taş gönüller,
Bir kara kışa benzer.

Yunus geç endişeden,
Hazırlan yola dünden,
Hayrını gönder önden,
Bunlar dervişe benzer.
 
Aşk budur

Aşk duyulmaz hitaptır,
Yazılmaz ve okunmaz,
Acayip bir kitaptır,
Silinmez ve kazınmaz.

Ölü gönlü diriltir,
Akıllıyı delirtir,
Düşerse bir taş kalbe,
Onu bile eritir.

Derde deva bildirmez,
Çok çektirir öldürmez,
Düşünmez kavuşmayı,
Ağlatır da güldürmez.

Aşk tuhaf bir bakıştır,
Ateşsiz bir yakıştır,
Yaşamayan bilemez,
Kalbden kalbe akıştır.

Aklını alır baştan,
Keser ekmekten aştan,
İçin için ağlatır,
Gözler kurumaz yaştan.

Yunus yanar yakınır,
Sağa sola bakınır,
Gizleyemez hâlini,
Yüzünden aşk okunur.
 
Seher vakti

Ne hoş tatlı Hû yâdı,
Seher vakti olunca,
Baldan tatlı Hû adı,
Seher vakti olunca.

Geceleyin kalkarlar,
Canı feda kılarlar,
Aşk oduna yanarlar,
Seher vakti olunca.

Seher vakti hoş saat,
Kalkanlar eder rahat,
Aşk bilmez istirahat,
Seher vakti olunca

Göklere çıkınca âh,
Pek çok olsa da günah,
Affeder bizi O Şâh,
Seher vakti olunca.
 
Allahü ekber

Kahraman yiğitler gezer dillerde,
Kükreyip der aşkla Allahü Ekber.
Hak dostları yaşar hep gönüllerde,
Kükreyip der aşkla Allahü Ekber.

İhlâsla alınır bütün nefesler,
Şehidlik içindir yüce hevesler,
Yaşanmış tarihe şan veren sesler,
Kükreyip der aşkla Allahü Ekber.

Hoca, bu, ecdadın zafer bestesi,
Durur mu hiç artık cesur hamlesi,
Göklere yükselir, imanlı sesi,
Kükreyip der aşkla Allahü Ekber.
 
Vefakâr

Kime gönül vermişsem,
Olamıyor bana yâr,
Kiminle dost, olmuşsam,
Olmuyor hiç vefakâr.

Hakk’tan meğer takdirdi,
Kalb aşkı benimsedi,
Hiç kimse benim gibi,
Olamaz aşka duçar.

Âşıklar aşkı alır,
Derdine derman bulur,
Nicesi mahrum kalır,
Hiç olmazmış haberdar.

Bu kahra hayret gerek,
Dervişe gayret gerek,
Yunus âşıksan gerçek,
Âşığa olmazmış âr.
 
Ümitsiz değilim

Ümitsiz değilim, günahkârsam da,
Mağfiretin çoktur, affet Allah’ım!
Huzurda edepsiz, cüretkârsam da,
Mağfiretin çoktur, affet Allah’ım!

Geceyi gündüze katamıyorum,
Üstümden gafleti atamıyorum,
Kaç kez tevbe ettim, tutamıyorum,
Mağfiretin çoktur, affet Allah’ım!

Hoca imdat ister, böyle taşkına!
Lütfet, doğru yolu göster şaşkına!
İki cihan habibinin aşkına,
Mağfiretin çoktur, affet Allah’ım!
 
İrşâdî manzumesi

Her cihetten münezzehtir Rabbimiz,
Muhtaç değil zaman ile mekâna.
Varları yok, yokları da var eder,
Dilediği şeyler gelir imkâna.

Hayat’tır varlığı, bizle değildir.
Basardır, görmesi, gözle değildir.
Kelamı var ama sözle değildir.
Hiç benzetilemez yaratılana.

Rabbimizden iste, yükselt feryadı,
Herkese veriyor neyse muradı,
Mevla emretmese, sinek kanadı,
Oynatıp da, uçamazdı bir yana.

Hangi şahta vardır böyle bir hüner,
Batıdan doğuya çekmiştir kemer,
Gökte dönüp durur Şems ile kamer,
Yazık olsun onda kusur bulana!

Hakk’ın eseridir yoktur mimarı,
Odur yerin göğün perverdigârı,
Bulutlardan verir bize yağmuru,
Damla damla akar, bağa bostana.

Nasıl yaratılmış yedi kat felek,
Bir ibadet olur bunu düşünmek,
İçleri doludur hesapsız melek,
Tesbih edip yalvarırlar Sübhana.

Kimi gözlerinden akıtır yaşı,
Kimisi secdeye koymuştur başı,
Hiç biri değildir erkek ve dişi,
Yiyip içmez, benzemez hiç insana.

Gökten indirmiştir yüz dört kitabı,
Kime indi şöyle bunun hesabı:
On suhuf Âdem’e kıldı hitabı,
Dostu koyup aldanma sen düşmana.

Elli suhufunu Şit’e indirdi,
Otuz suhufunu İdris’e verdi,
On suhufu Halil’ine gönderdi,
Herkes Mevla birdir diye inana.

Büyük kitaplarsa dört tanedir bil!
Musa’ya Tevrat’tır, İsa’ya İncil,
Allah’ın emriyle indirdi Cibril,
Gaflette olanlar artık uyana!

Zebur’un sahibi Hazret-i Davud,
İnanmayan oldu sanki bir Nemrud,
Kur’an-ı kerimi gönderdi Mabud,
Nebiler Serveri Şah-ı Sultana.
 
Hoştur

Kulun Hak aşkıyla yanması hoştur,
Şu gönlün Mevla’yı anması hoştur.

Aşk denizi dalgalanıp taşıyor,
Âşığın içine dalması hoştur.

Bu denize düşen ölür dediler,
Denizde boğulup ölmesi hoştur.

Gün gelir gözlere topraklar dolar,
İmanlı gözlere dolması hoştur.

Hak aşkı gelince eksikler biter,
Bitmemiş olsa da, gelmesi hoştur.

Hoca, şan ve şöhret hepsinden beter,
Her birinden uzak kalması hoştur.
 
Geri
Üst