Ali Rıfat ve Mürsel Beylerin Tutuklanmaları

20
EXE RANK

OttoMaNs* ;яeiz

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
32,869
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Web sitesi
www.netbilgini.com
OttoMaNs* ;яeiz
İngilizlerin, Kafkasya 'yı ve doğu vilâyetlerini kontrol altına almaları ve buralarda etkin bir güç haline gelmeleri için bölgenin stratejik noktalarını işgal etmekten başka, Osmanlı ordusunun terhis edilmesi, silâhsızlandırılması ve Türk millî teşkilâtlanmasına öncülük eden askerî ve mülkî memurların görevlerinden uzaklaştırılması hatta bazılarının tutuklanması gerekiyordu.

Bu konuda İngilizlerin üzerinde en çok durduğu birlik 9. Ordu Kumandanlığı idi. Bu kumandanlık diğerlerine nazaran daha güçlü konumda olmasından başka, silâhsızlandırma ve terhis faaliyetlerine karşı direnmekte, bölgedeki Ermeni faaliyetlerine karşı halkın teşkilâtlanmasına öncülük etmekteydi. Bu nedenle İngilizler, 9. Ordu 'ya bağlı birliklerin kumandanlarını, her hangi bir olayla ilişkilendirerek yada mütarekenin ihlâl edildiğini ileri sürerek görevlerinden uzaklaştırmaya ve tutuklamaya başladılar.

9. Orduya bağlı 5. Fırka (Tümen) Kumandanı Mürsel Bey ve 12. Fırka Kumandanı Ali Rıfat Bey, İngilizlerin takibatına uğrayan ve birer bahane ile tutuklanan kumandanlardan yalnızca ikisiydi. Mürsel Bey, Bakû 'nün zaptında katliamlara göz yummak Ali Rıfat Bey ise, Kars Telsiz Telgraf İstasyonu 'nun tahrip edilmesinden sorumlu tutuluyordu.

Her iki kumandan hakkındaki iddiaların da asılsız olmasına rağmen Osmanlı Hükûmeti 'nin etkisiz ve teslimiyetçi politikası nedeniyle bölgedeki İngiliz askerî valileri tarafından tutuklanmıştı.

Anahtar Kelimeler

Ali Rıfat Bey, Mürsel Bey, Kumandan, İngiliz/İngiltere, Doğu Anadolu, Kafkasya, Savaş Tutsağı.

TAN APLICATION TOWARDS TO INTIMIDATE OF THE ENGLISH TO THE TURKISH ARMY COMMANDERS AFTER THE ARMISTICE: MR. ALİ RIFAT AND MR. MÜRSEL WERE ARRESTED

ABSTRACT

To take under control Caucasia and East villages and to become an effective force in these places, apart from occupying the strategic point of the region, it was necessary for the English that the Ottoman army was to be discharged and to be disarmed and the military and civil cervants who were in the vanguard of the organization of Turkish Nation were to be taken away from their duties an even to be arrested.

On this subjet, the unity on which the English mostly insisted was the 9 th Army Commendership. Apart from the fact that this commendership was in a stronger position than the others, it had been resisting against the disarming and discharging activities and it had been in the vanguard of organizing of the public against Armenian activities. For this reason, The English began to take away or arrest the commanders of the unities connected to the 9 th Army by relating them any event or by putting forward that the armistice contravened.

Mr. Mürsel, the the Commander of the 5 th division connected to the 9 th Army and Mr. Ali Rıfat, the Commander of the 12 th division, were only the two of them among the commanders who were followed by the English and then arrested by any excuse. Mr. Mürsel was being held responsible for conniving the massacres in mastering of Bakû. And Mr. Ali Rıfat for destroying the Kars radio-set and Telegraph station.

In spite of the fact that the claims about both of the commanders were unfounded, they had been arrested by the English army governers in the region becouse of the ineffective and submissive policy of the Ottoman goverment.

Key Words

Ali Rıfat Bey, Mürsel Bey, Commander, English, East Anatolia, Caucasia, Prisoner of war.

Mondros Mütarekesi 'ni takip eden günlerde İngilizlerin başta Boğazlar olmak üzere Anadolu 'nun bazı önemli noktalarını sorunsuz bir şekilde işgal etmeleri ve bu işgaller karşısında İstanbul Hükûmetinin teslimiyetçi bir tutum izlemesi kendilerini umutlandırmıştı. Ancak çok geçmeden Türk ordu kumandanlarının silâhsızlandırma faaliyetlerine karşı çıkması ve halkı teşkilâtlandırmaya başlaması İngiliz makamlarını endişeye sevketti.

İngiliz Yüksek Komiserliği henüz teşkilâtlanma aşamasında olan Türk mukavemetini, bütün ülkeye yayılmadan ve güçlenmeden ezmek için yeni bir yöntemi tatbike karar verdi. Bu da devlete ve millete önderlik edebilecek askerî ve mülkî memurları görevden uzaklaştırmaktı. Bu yeni stratejiye göre mütareke şartlarını uygulamayan ve halkı bilinçlendirmeye çalışan kumandanlar birer bahane ile tutuklanacaktı. Bu amaçla İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, 2 Ocak 1919 'da hükûmetine bir telgraf göndererek bu tür kişilerin yakalanması için kendisine yetki verilmesini istedi. Çünkü İstanbul Hükûmeti mütarekeyi uygulamak ve İngilizlere yardımcı olmak istemesine rağmen sözünü geçiremiyordu.

Amiral Calthorpe 'a göre bu uygulama, hem kendilerini hem de Padişah ve hükûmeti memnun edecekti. Zira, bu yolla Padişah kendisinin bir türlü kontrol altına alamadığı, söz geçiremediği askerî ve sivil şahıslardan kurtulmuş olacaktı.1

İngiliz Hükûmeti, Amiral Calthorpe 'un yazısına olumlu cevap verdi. Bu cevapta mütarekeye aykırı hareket eden kumandanların yakalanıp cezalandırılmaları gerektiği belirtilmekte ve bu konuda kendisinin yetkili olduğu bildirilmekteydi. Hatta bu amaçla İngiliz kumandanlarınca gerekli görülecek yerlerde divan-ı harpler dahi kurulacaktı.2

İşte bu tarihten sonra ordu kumandanları üzerindeki İngiliz baskısı iyice artmaya başladı. İngiliz Savaş Bakanlığı, güya suçlu Türklerin yakalanması ve cezalandırılması için harekete geçmede gecikmedi. 15 Ocak 1919 günü İstanbul, Kahire ve Bağdat 'taki İngiliz Başkumandanlıklarına şifre telgrafla 9 Türk kumandanının isimlerini ve suçlarını belirten bir liste gönderdi ve bunların en kısa zamanda yakalanarak cezalandırılmasını istedi.
Bu kumandanların isimleri ve İngilizlere göre suçları şöyleydi:

Nuri Paşa: Kafkasya 'da eski İslâm Ordusu Kumandanı. Azerbaycan 'a asker sokmak ve Ermenilere karşı zorbalık etmekten suçlanıyordu.

Mürsel Bey3: Kafkasya 'da Azerbaycan Kuvvetleri Kumandanı (5. Kafkas Fırkası Kumandanı). Nuri Paşa 'yı desteklemek ve Türk ordusunun geri çekilmesini geciktirmekle suçlanmaktaydı.

Şevki Paşa: 9. Ordu Kumandanı. Ermenilere, Ruslara zorbalık etmek ve geri çekilmeyi geciktirmekle suçlanmaktaydı.

Nihat Paşa: Pozantı 'da 2. Ordu Kumandanı, mülkî makamları ayaklandırmaya çalışmak ve Kilikya 'yı boşaltmamakla suçlanıyordu.

Ali İhsan Paşa: Mezopotamya 'da 6. Ordu Kumandanı. Cerablus 'ta İngiliz kumandanına karşı gelmekten ve Anadolu içlerine silâh sevketmekten suçlanıyordu.

Fahri Paşa: Hicaz Ordu Kumandanı, Mondros Mütarekesi imzalanmasına rağmen teslim olmamakla suçlanıyordu.

Galip Paşa: Yemen 'de 40. Fırka Kumandanı, o da Fahri Paşa gibi teslim olmayı reddetmişti.
Tevfik Paşa: Yemen 'de 7. Kolordu Kumandanı, Fahri ve Galip Paşalar gibi mütareke sonrası teslim olmayı kabul etmemişti.4

İstanbul 'daki İngiliz İşgal Kuvvetleri Kumandanlığı aldığı bu emir doğrultusunda listede belirtilen kumandanların tutuklanması ve cezalandırılması için teşebbüslerine başladı. Fakat ilk yakalanan kişi, tutuklama listesinde ismi bile olmayan 12. Fırka Kumandanı Ali Rıfat Bey oldu. Kars telsiz istasyonunun tahrip edilmesinden sorumlu tutulan Ali Rıfat Bey, 15 Ocak 1919 'da İngilizler tarafından tutuklanarak sorgulanmak için Tiflis 'e oradan da Batum 'a ***ürüldü ve burada tutuklandı.5

Öyle anlaşılıyor ki, İngilizler Ali Rıfat Beyi tutuklamakla mütarekenin uygulanmasında daha doğrusu mütarekeye aykırı isteklerinde kendilerini sürekli direnen ordu kumandanlarına özellikle de 9. Ordu Kumandanı Yakup Şevki Paşaya mesaj göndermek istemişti. Zira Yakup Şevki Paşanın eldeki erzağı nakletmekte ve terhis edilen askerleri tahliye etmekte ağır davranması İngilizleri sinirlendirmekteydi. General Milne 12 Ocak 'ta Londra 'ya gönderdiği telde, Türklere sert bir dersin verilmesini gerekli gördüğünü ifade ederken, Osmanlı Harbiye Nezareti 'ne gönderdiği yazıda da 9. Ordu Kumandanı Yakup Şevki Paşanın tahliye için hem ağır davrandığını hem de askerden çok, erzak ve silah nakline ağırlık verdiğini bildirmekte ve 9. Ordu 'ya gerekli talimatın gönderilmesini istemekteydi.6

İngilizler, Bolşevik ihtilâlinden beri Kafkasya 'da hakimiyet tesis etmek ve bu vesile ile Türk millî hareketi ile Bolşevikler arasındaki doğrudan bağlantıyı önlemek için çok yönlü bir siyaset izlemeye başlamışlardı.7 Bu bağlamda ilk olarak Osmanlı ordusunun bölgeden çekilmesi ve silâhsızlandırılması için yoğun baskı uygulamışlar, daha sonra bölgenin önemli bir mevkii olan Batum 'u işgal etmişler8 ve Osmanlı silâhları ile beraber Ruslardan kalan silâhların bir kısmını teşkil ettikleri Ermeni, Rum ve Çar taraftarı Rus milislere dağıtmışlardı.9 Şimdi sıra kendilerine karşı gelen ordu kumandanlarını çeşitli bahanelerle işten el çektirilmesine gelmişti.

İngiliz Yüksek Komiserliği ilk olarak 23 Aralık 1918 'de Hariciye Nezareti 'ne bir yazı göndererek 9. Ordu birliklerinin Elviye-i Selâse 'yi tahliye ederken mütarekenin 13. maddesine aykırı hareket ettiğini iddia etti.10 Aynı yazıda; 9. Ordu Kumandanı Yakup Şevki Paşa, 12. Fırka Kumandanı Ali Rıfat Bey ve 3. Kafkas Fırkası Kumandanı Halit Bey Batum ve Kars 'ta hükûmet teşkil etmek ve propaganda maksadıyla pek çok subay ve eri buralara göndermekle suçlanmaktaydı.11

Bu iddiaların doğru olmadığı 9. Ordu Kumandanı Yakup Şevki Paşa ve Mürsel Bey tarafından İngilizlere bildirildiyse de, Osmanlı Hükûmeti üzerinde ve bölgede etkisini göstermek, Osmanlı ordusunu iyice sindirme hareketi yaparak hedeflerine ulaşmak isteyen İngilizleri pek etkilemedi.12

İngilizlerin Türk kumandanlarına yönelik ikinci girişimi Kars Telsiz İstasyonu 'nun tahrip edilmesi nedeniyle oldu. İngilizler, 15 Ocak 1919 'da Kars Telsiz İstasyonu 'nda dinamonun ve diğer malzemelerin çalınması ve istasyonda çıkan yangın sebebiyle 12. Fırka Kumandanı Ali Rıfat Beyi mütarekenin 13. maddesine aykırı hareket etmekle suçladılar ve kendisini bilgi vermesi amacıyla Tiflis 'e davet ettiler.13

Ali Rıfat Bey 'le ilgili bundan sonraki uygulamalara geçmeden önce İngilizlerin niyetlerini ortaya koyması açısından Kars Telsiz İstasyonu ile ilgili olayları belirtmenin faydalı olacağı kanaatindeyiz.

Nisan 1918 'de Türk ordusu Kars 'ı Ermenilerden kurtardığı zaman14 Kars Telsiz İstasyonu büyük oranda sağlam idi. Yalnız Ermeniler geri çekilirken bazı parçaları söküp ***ürmelerinden dolayı istasyon çalışamaz hale geldi. Büyük gayretlerle yeni parçalar getirilerek istasyon yeniden faal duruma geçirildi.

İstasyonun işler durumunda teslim edilmesi hususu Batum 'daki İngiliz İşgal Kuvvetleri Kumandanı General Farestier Walker - Yakup Şevki Paşa görüşmesinde (7 Ocak 1919) konu olmuş ve General Walker, istasyonun sağlam bir şekilde teslim edilmesini talep etmişti.15
 
Bu görüşmelerden sonra Telsiz İstasyonu 'nun motoru arızalandı. Kumandanlık uzun uğraşlardan sonra başka bir motor bulup gerekli tamiratı yaptırarak, istasyonu yeniden çalışır hale getirdi ve teslim etmek için İngiliz kumandanlığına başvurdu. Ayrıca, Yakup Şevki Paşa, Erzurum 'a hareket etmeden önce bütün kumandanları Kars 'a davet ederek tahliyeye dair birçok meselenin yanısıra istasyonun da sağlam bir şekilde teslim edilmesi için gereken emirleri verdi. Hatta bir mülazım kumandasında bir miktar askeri, istasyonu korumakla görevlendirdi. Ancak Yakup Şevki Paşa ve 9. Ordu Karargahı 'nın Kars 'tan Erzurum 'a hareket etmesinden İki gün sonra istasyonda yangın çıktı ve büyük hasar meydana geldi. Yakup Şevki Paşa 'nın talimatı ile 12. Fırka Kumandanlığı 'nca yürütülen tahkikat neticesinde istasyonu korumakla görevlendirilen Mülazim Zekai Efendi 'nin görevini ihmal ettiği, istasyonda yalnızca iki nöbetçi bıraktığı anlaşıldı. Olay ise şöyle cereyan etmişti. Ordu Otomobil Parkı Ustabaşısı olan ve ordu karargahının hareket ettiği gün ortadan kaybolan Rus tebaasından Romanyalı elektrik mühendisi Joan 'ın yardımı ve teşvikiyle nöbetçiler istasyonun bir dinamosunu, pek çok eşyasını ve mazotunu satmışlar ve daha sonra da firar etmişlerdi. Yangın ise bu hırsızlığı örtbas etmek için çıkarılmıştı. Olayı gerçekleştirenlerin Fatsalı Ömer ve Rumlardan Teofil olduğu yapılan tahkikat neticesinde anlaşıldı. Şehirde benzin satarken yakalanan Teofil sorgulanmasında istasyonu Ömer ve Joan 'ın kasten yaktığını itiraf etti.

Joan hakkında yapılan tahkikatta, bu kişinin bu tür olaylara daha önce de karıştığı, yani sabıkalı olduğu ortaya çıktı.

İstasyonun güvenliğinden sorumlu olan Zekai Efendi ile 12. Fırka Telgraf Takım Kumandanı Mülazim Faik Efendi de olaydan birkaç gün sonra firar etmişlerdi.

İşin en önemli yanı ise Fırka Kumandanlığı 'nca yakalanan ve eldeki tek tutuklu olan er Teoifil 'in Kars İngiliz Askeri Valisi16 Albay C. E. Temperley tarafından koruma altına alınmasıdır. Keza bir süre sonra Ustabaşı Joan da İngiliz Askeri Valiliği 'nin hizmetine girmiştir.

Bu kişilerin teslim edilmesi için İngiliz Valiliği 'ne müracaat edilmişse de çeşitli bahanelerle teslim etmekten kaçınmışlardır.17

Kars Telsiz İstasyonu 'nun tahribinde rolleri olduğu kesinlikle belli olan iki kişinin İngiliz Valisi tarafından himaye edilmesi olayda İngiliz parmağı olduğu şüphesini akla getirmektedir.
Eğer İngiliz makamları olayın hiçbir şüpheye yer kalmaksızın aydınlatılmasını istiyor olsalardı Osmanlı makamlarınca yapılan tahkikata yardımcı olmaları gerekirdi. Fakat İngiliz makamları her olayda olduğu gibi bu olaydan da kendi politikalarını tatbik etmek için faydalanmaya kalkıştılar ve faillerin ikisi ellerinde olmasına rağmen, olayda hiçbir suçu olmayan 12. Fırka Kumandanı Ali Rıfat Beyi mütarekenin 13. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle sorumlu tuttular.

İngiliz Yüksek Komiserliği 25 ocak 1919 'da Harbiye Nezareti 'ne gönderdiği notada Ali Rıfat Bey 'in istasyonun tahribatı hakkında bilgi vermek üzere Tiflis 'e gönderilmesini istedi.18

İngilizlerin; Ali Rıfat Beyi Tiflis 'e davet etmelerine yönelik talebinin masumane bir istek olmadığı açıktı. Zira istedikleri bilgileri Kars 'taki Askeri Valileri Albay Temperley vasıtasıyla da alabilirlerdi. İngilizlerin bu talebini önceden hazırlanan ve Osmanlı Ordusunu zayıflatmayı hedef alan bir plânın parçası olarak değerlendirmek mümkündür. Çünkü İngilizlerle Ordu Kumandanlığı arasında önceden yaşanan olaylar bunun en açık delilidir.

İngiliz Komiserliği 'nin Harbiye Nezareti 'ne notası üzerine Ali Rıfat Bey Tiflis 'e gitmek üzere Kars Askeri Valisi Albay Temperley ile bir görüşme yaptı. Vali, Ali Rıfat Bey 'e Tiflis 'ten sonra İstanbul 'a gideceğini, geriye dönmeyeceğini bu sebeple bütün eşyalarını almasını söyledi. Bu konuşmanın ardından Askerî Vali bazı sorular sorarak tehditvari bir üslupla bunlara doğru cevap vermesini istedi. Bu soruların Kars Telsiz İstasyonu 'yla hiçbir ilgisi yoktu.
 
Geri
Üst