Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Erzurum - Atatürk Müzesi
Müze Çaykara Caddesi Çaykara Sokak'ta bulunmaktadır. XIX. yüzyılın sonlarında Erzurumlu bir zengin tarafından konak olarak yaptırılmıştır. 1915-1916 yıllarında 9 ay kadar kısa bir süre için Alman Konsolosluğu olarak kullanılan yapı 12 Mart 1918 tarihinde Erzurum'un kurtuluşunu müteakip Erzurum Valiliği'ne ikametgâh olarak verilmiştir. Vali Mahir Akkaya 3 Temmuz 1919 tarihine kadar burada oturmuş onun Erzurum'dan ayrılması ile konak boşalmıştır.
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmasından sonra kongre için gelmiş olduğu Erzurum'daki bu konağa 9 Temmuz 1919 tarihinde Hüseyin Rauf Bey ve arkadaşları ile yerleşmeleri 29 Ağustos 1919 tarihine kadar 52 gün Erzurum Kongresi çalışmalarını sürdürmeleri ile konak tarihsel bir önem kazanmıştır. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum'dan ayrılmaları üzerine ev yine vali konağı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Cumhuriyet'in ilanından sonra 13 Eylül 1924 günü Erzurum'a gelişlerinde Belediye Başkanı Nazif Bey tarafından Erzurumlu bir kuyumcuya yaptırılan altın anahtar ve evin tapusu şehir adına Mustafa Kemal Paşa'ya armağan edilmiştir.
1930-1934 yılları arasında Erzurum kolordu kumandanlarının ikâmetine verilen konak Atatürk'ün ölümü üzerine kızkardeşi Makbule Boysan Hanım'a intikal etmiş ve tapu kayıtlarından elde edilen bilgiye göre onun da ölümünden sonra isteği üzerine 12.10.1944 tarihinde Çocuk Esirgeme Kurumu'na devredilmiştir. Bu kurum tarafından 1980 yılına kadar kullanılan bina 8.5.1984 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından Kültür Bakanlığı'na devredilmiştir.
Bodrum kat üzerine zemin ve birinci kat ile çatı katından ibaret olan bina onarılarak 3.10.1984 tarihinde Atatürk Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Zemin Kat
Taş kemerli çift kanatlı girişten sonra sağda Kazım Karabekir ve Kazım Yurdalan'a ait eşya belge ve fotoğraflar sergilenmekte olup bu odadan bir kapıyla Erzurum Müdafai Hukuki Milliye Cemiyeti Başkanı ve Erzurum Kongresi üyesi Raif Dinç'e ait giysiler silahlar fotoğraflar ve belgelerin sergilendiği odaya geçilmektedir.
Bu odanın karşısında Anadolu'da yayınlanan Türk Gazetesi Envari Şarkiye'nin Milli Mücadele Dönemi'nin unutulmaz gazetesi Albayrak'ın ve Erzurum Kongresi bildirilerinin basıldığı matbaa makinasının teşhir edildiği oda yer almaktadır.
I. Kat
Birinci katta merdiven başı sahanlığında Atatürk'ün ikinci kez Erzurum'a gelişlerinde toplu halde çekilen büyük boy fotoğraf ve o yıllara ait koltuk ve sehpalar bulunmaktadır. Buradan geçilen antre kısmından Erzurum Kongresi üyelerinin fotoğrafları ve biyografileri bulunan salona kabul salonuna ve yatak odasına geçilmektedir.
23 Temmuz Kongre Salonu
Kendi adını verdiği Kongre Meydanı'nda bulunmaktadır. XIX. yüzyıl sonlarında yapılmıştır.
23 Temmuz Kongre Salonu (Atatürk Yapı Meslek Lisesi) binası Güzel Sanatlar Lisesi olarak hizmet vermektedir.
23 Temmuz Erzurum Kongresi İdadi Mektebi (Lisesi) olarak hizmet veren bu binanın birinci katındaki bir salonda yapılmıştır. 1925 yılında geçirdiği yangında binanın tüm ahşap bölümleri yanmıştır. Yangınından sonra onarılan bina Yapı Sanat Mektebi olarak hizmete açılmıştır. Binanın ikinci katında bulunan bir salon ve salona açılan iki oda Kongre Müzesi olarak düzenlenmiştir. Atatürk'ün başkanlığında gerçekleştirilen Erzurum Kongresi ile Cumhuriyet'in temelleri bu binada atılmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giden yol bu kongre ile aralanmıştır. Dolayısıyla bu bina Cumhuriyet tarihimizde çok önemli bir yere sahiptir.
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı özel müze statüsünde bulunan bu salonda kongre üyelerinin fotoğrafları biyografileri o dönemden kalma sıralar ve benzeri kongre belgeleri sergilenmektedir. Bina U planlı olup bodrum ve 2 kattan oluşmaktadır. Binanın ana girişi esas alındığında planda ve cephede tam simetri hakimdir. Ana girişle beraber iki girişi daha mevcuttur. Merdivenlerden birinci kata çıkınca tam karşıda Erzurum Kongresi'nin temsili salonu bulunmaktadır. Salondan girince tam karşıda Atatürk heykeli dört sıra halinde oturma grupları duvarlarda kongreye hangi illerden delegelerin katıldığını gösteren harita bulunmaktadır. Salonun karşılıklı her iki yanında küçük odalar zamanın mobilyaları ile donatılmıştır.
Bir yerleşim merkezi olarak tarihi oldukça eskilere dayanan Yalova Termal Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde de dikkatleri üzerinde toplayarak küçük oranda yapılaşmalara ve onarımlara sahne olmuştur. Tedavi edici doğal kaynakları ve yeşil çevresiyle Yalova ve Termal Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün de beğenisini kazanmıştır. Çeşitli nedenlerle geldiği Yalova’da kendisine Baltacı Çiftliği’ndeki köşk tahsis edilmiş daha sonra Millet Çiftliği’ndeki köşk yaptırılmıştır.
Yerini Atatürk ve arkadaşlarının seçtiği Atatürk Köşkleri grubu içinde yer alan Atatürk Köşkü ise; çok kısa bir süre içinde tamamlanışı ve bir “Atatürk Evi” niteliği taşımasıyla tanınmaktadır.
Cumhuriyet Dönemi mimarlığımızın erken örneklerinden biri olan yapı 1929 yılında yapılmış ve döneminde kullanılan eşyasıyla birlikte günümüze gelmiştir. Köşk’ün bahçesi Atatürk’ün yurttaşları ile sohbet ettiği bir yer olarak ünlenmiştir.
Yalova Atatürk Köşkleri; Atatürk Evi Yaverler Köşkü ile Genel Sekreterlik Binası ve mutfağından oluşmaktadır. Atatürk Evi’nin hemen yakınındaki iki binadan ahşap olanı Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nde (1876-1909) bir dinlenme köşkü olarak yapılmış ve Cumhuriyet Dönemi’nde Yaverler Köşkü olarak kullanılmıştır. Diğer yapıysa Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılmış olan Genel Sekreterlik Binası’dır.
Gerekli bakım ve onarımı yapılarak halkın ziyaretine açık tutulan Yalova Atatürk Köşkü’nün sahip olduğu tarihsel ve çevresel değerler onu özellikli bir yapı konumuna sokmaktadır. İstanbul’un hemen yanıbaşında bulunan bu yeşil alan gelecekte kent halkının rahat bir nefes alabileceği ve geçmiş dönemin mirasını özgün ortamı içinde görme fırsatı bulabileceği bir yer olarak daha da önem kazanacaktır. Eski mutfağın yerine bugün iki katlı TBMM Dinlenme Tesisi yapılmakta bahçe ve çevresindeyse kafeterya hizmeti verilmektedir
Samsun Eski Fuar alanı içinde 19 Mayıs Galerisi olarak inşa edilmiş bulunan Atatürk Müzesi 1 Temmuz 1968'de ziyarete açılmıştır. Tamamen taş ve renkli mermerlerle inşa edilen müze binası anıtsal ve etkili bir görünüme sahiptir. Ön cephesindeki basamaklar ve bir friz halinde Kurtuluş Savaşı'nı temsil eden kabartmalar binaya hareket kazandırmaktadır. Müzede Atatürk'e ait 114 eser teşhir edilmektedir.
Müzedeki eserler üç bölümde sergilenmektedir. Giriş ve çıkış bölümlerinde Atatürk'le ilgili çeşitli kitaplar Atatürk'ün Samsun'a gelişinde çekilmiş kronolojik bir sıraya göre düzenlenmiş fotoğraflar yer almaktadır. Samsunluların Atatürk'e armağan ettikleri yöresel tütün yapraklarından oluşan bir tablo da müzede sergilenmektedir. Arkadaki büyük salondaki vitrinlerde Anıtkabir Müzesi'nden getirilen Atatürk'e ait şapka kostüm eldiven gibi giyim eşyaları ile silahlar bastonlar yemek takımı vb. eşyalar sergilenmektedir. Orta salonun çıkışında sağda; müzeyi ziyaret eden devlet erkânının ziyaretleri sırasında istirahat ettikleri ziyaretleri ile ilgili izlenimlerini yazılı olarak dile getirdikleri bir bölüm yer almaktadır
Sivas - Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesi
Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliye tarafından 2 Eylül-18 Aralık 1919 tarihleri arasında "Milli Mücadele Karargâhı"olarak kullanılan bina Cumhuriyet tarihimizde çok önemli ve müstesna bir yer tutmaktadır.
Binanın 12 Rebiül-evvel 1310 H (5 Ekim 1892) tarihinde Sivas Valisi Mazlum Paşazade Mehmet Memduh Bey tarafından Mülki İdadi Binası olarak yaptırıldığını belirten dört satırlık kitabe halen Sivas Müzesi'nde bulunmaktadır.
XIX. yüzyılın Geç Osmanlı Dönemi sivil mimarlık örneklerinden biri olan yapı üç katlı ve iç avluludur. Dış cephelerinde taş iç mekânlarda ise ahşap ana malzemedir.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına üç buçuk ay süre ile resmi karargâh olarak tahsis edilen bina; Sivas Kongresi içtimalarının burada yapılmış olması Anadolu'daki Milli Mücadele hareketinin teşkilatlandırılarak millet iradesinin her türlü baskının kişi ve zümre idaresinin üstünde olduğunun bütün dünyada ispatlanması ve Cumhuriyet yönetiminin temellerinin burada atılmış olması ile tarihi bir hüviyet kazanmıştır.
Sivas Kongresi'ne ondokuz vilayeti temsilen otuz iki üye katılmıştırancak illerden seçilerek kongreye sonradan dahil olan delegeler nedeniyle bu sayılar değişiklik göstermektedir.
Yapıldığı tarihten itibaren okul binası işlevini sürdüren yapı; İdadi Sultani Sivas Lisesi Kongre Lisesi adları ile anılmıştır. 1930 yılındaki bir tadilatta doğu cephesindeki esas giriş batı cephesine alınmış çatısı sacla kaplanmıştır.
1981 yılına kadar lise olarak hizmet veren binanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in direktifleriyle müze haline getirilmesi planlanmıştır. 1984 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilen Kongre Binası; Bakanlığımızın Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce aynı yıl başlatılan müze amaçlı restorasyon ve teşhir ve tanzim çalışmaları sonucunda; bodrum kat depoların laboratuvar ve fotoğrafhanenin yer aldığı mekânlar olarak; zemin kat Etnografya Müzesi; üst kat ise Atatürk ve Kongre Müzesi olarak düzenlenmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliye'nin bir müddet karargâh olarak kullandıkları binanın müsamere salonunda 4-12 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresi'nin içtimaları yapılmıştır.
Tarihi Kongre Salonu ve Atatürk'e ait çalışma ve dinlenme odası kongrenin yapıldığı günlerdeki hali ile muhafaza edilmektedir.
Üst katta ayrıca; kongre öncesindeki olayların Mustafa Kemal Atatürk'ün kongre hazırlığı ile ilgili tamimlerinin ve bildirilerinin sergilendiği salon; o zamanki muhaberenin temelini oluşturan telgraf odası; Sivas Kongresi ile ilgili tutanakların yer aldığı salon; merkezi Sivas'ta kurulmuş olan Anadolu Kadınları Müdafa-i Vatan Cemiyeti'ne ait bildiriler ve haberleri içeren belgeler ile İrade-i Milliye Gazetesi'nin basıldığı matbaa makinası ve bu gazeteye ait nüshaların sergilendiği salonlar bulunmaktadır.
Sivas Kongresi sırasında ve sonrasında Sivas'ta alınan tüm kararlara ait belgeler; Cumhurbaşkanlığı Köşkü-Atatürk Özel Arşivi Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih Komisyonu ve Ateşe Özel Arşivi Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı arşivlerindeki belgelerin örnekleri müzede sergilenmektedir.
Etnografik Eserler Bölümü
1892 tarihinde Sivas Valisi Memduh Paşa tarafından yaptırılan yapı XIX. yüzyıl Geç Osmanlı Dönemi sivil mimarisinin güzel örneklerinden biridir. Üç katlı ve iç avlulu binanın dış cephelerinde taş iç mekânlarında ise ahşap malzeme kullanılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliye'nin bir süre karargâh olarak kullandıkları ve o tarihlerde Sultani olan bina; Sivas Kongresi'nin 4-12 Eylül tarihleri arasında burada toplanması ile tarihsel bir kimlik kazanmıştır.
1981 yılına kadar okul olarak kullanılan bina onarımı teşhir ve tanzimi gerçekleştirildikten sonra 1990 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır.
Üst kattaki tarihi Kongre Salonu Atatürk'e ait çalışma ve dinlenme odası Kongre'nin yapıldığı günlerdeki hali ile muhafaza edilmektedir
Bu katta ayrıca; Kongre ile ilgili çeşitli belgelerin sergilendiği mekânlar bulunmaktadır.
Binanın zemin katı tümüyle etnografik nitelikli eserlere ayrılmıştır.
Silah Seksiyonu: Osmanlı Dönemine ait kılıç kama zırh miğfer kalkan ok yay tüfek tabanca barutlu tüfek gibi çeşitli savaş aletleri sergilenmektedir.
A. Turan Türkeroğlu (Hacı Beslen) Odası: Etnografik nitelikli eserler sikkeler hat sanatının güzel örneklerinden olan levhalar yağlıboya tablolardan meydana gelen koleksiyonunu müzeye bağışlayan Hacı Beslen'e müzede ayrı bir mekân ayrılmıştır.
Kilim Seksiyonu: Sivas ve yöresinden derlenen kilimseccadezili örnekleri bu seksiyonda yer almaktadır. 1180 tarihli Divriği Kale Camii'nin ahşap mimberi de burada sergilenmektedir.
Sivas Başodası: Osmanlı Döneminde Sivas konaklarında misafirlerin ağırlandığı baş oda; ocaklı ısınma sistemi işlemeli perdeleri sedirli minderli kırlentli oturma yerleri ve şerbetlikleriyle eskiden olduğu gibi düzenlenmiştir. Burada ayrıca mankenlerle de teşhir yapılmaktadır.
Divriği Ulu Camii'ne ait ahşap eserler de bu bölümde teşhir olunmaktadır.
Bakır Eserler Bölümü: Osmanlı Döneminde günlük hayatta çok kullanılan sini ibrik kazan matara lenger sahan kevgir şamdan gibi bakır eşyaların yanı sıra çeşme lüleleri ağırlık ölçüleri kilit ve kapı tokmakları bu seksiyonda yer almaktadır.
Tekke Eşyaları Bölümü: Sivas'taki eski tekkelere ait sancak teber şiş tesbih mum zikir tespihleri tef zil gibi eserler teşhir edilmektedir.
Giysiler ve El İşlemeleri: Sivas yöresine has yağlık cepken gibi çeşitli giysiler seccade havlu ve bohçalar üç salonda sergilenmektedir. Orta vitrindeki giysiler mankenler üzerinde canlı teşhirle ziyaretçilere sunulmaktadır.
Müze binasının orta avlusu halı seksiyonu halinde düzenlenmiştir. Sivas ve yöresine ait halılar kronolojik sıra ile sergilenmektedir.
Bu avluya açılan ve koridor üzerinde bulunan ondört pencere vitrin haline getirilmiş olup; kahve takımları gümüş takılar yazma ve hat sanatı ile ilgili eserler cam ve porselen eşyalar lambalar bu vitrinde teşhir edilmektedir.
Binayı yaptıran Memduh Paşa'nın 1904 (1322 H) tarihinde Sivas'ta dokunan portre halısı ile yapılış tarihini gösteren kitabe müzenin dikkate değer eserleri arasındadır.
Prof. Dr. Şefik Dener'in müzeye armağan ettiği Kangal çorapları halı yastık yüzleri de ayrı bir vitrinde sergilenmektedir. Gürün şalları müzede ayrı bir eser grubunu teşkil etmektedir.
Malatya - Atatürk Evi
Malatya Atatürk Evi eski Halkevi binasında 1981 yılında düzenlenerek ziyarete açılmıştır.
Atatürk Malatya'ya iki kez gelmiştir. İlkin; Malatya'yı Adana'ya bağlayan Demiryolunun 1931 yılı başlarında tamamlanması üzerine Atatürk 13 Şubat 1931 günü trenle Adana'dan Malatya'ya gelmiş Malatya'da bir gece kalmıştır. 1937 yılında Sivas Malatya Demiryolunun tamamlanması ile de 14 Kasım 1937 günü Sivas'tan Malatya'ya gelmiş incelemelerde bulunarak aynı gün Diyarbakır'a hareket etmiştir.
Atatürk'ün Malatya'ya ilk geldiği zaman bir gece kaldığı eski Türk Ocağı daha sonra Halkevi Binası'nın giriş katındaki iki oda 1981 yılında Atatürk Evi olarak düzenlenmiştir. Girişte sağdaki ilk oda Atatürk'ün Halkevini ziyaret ettiği sarada kullandığı masa ve koltukla döşenmiş işlemeli bir sehpa konulmuştur. Girişin solundaki odada Atatürk kitapları sergilenmiştir.
Rize - Atatürk Müzesi Rize - Atatürk Müzesi Osman Mataracı'ya ait tarihi evde 1984 yılında düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır.
Atatürk 1924 yılı Eylül ayında "Atatürk'ün Sonbahar Gezisi" olarak bilinen birkaç ay süreli bir geziye çıkmış bu gezi sırasında Karadeniz illerini ziyaret etmiştir. İşte bu gezi günlerinde Atatürk beraberinde eşe Latife Hanım birkaç milletvekili olduğu halde 17 Eylül 1924 gürü Trabzon'dan Hamidiye Vapuru ile Rize'ye gelmiş Rize de coşkun gösterilerle karşılanmıştır. O geceyi Rize'de Mataracı Mehmet Bey'in evinde geçiren Atatürk ertesi günü şehirde bazı ziyaretlerde bulunmuş incelemeler yapmış saat 16.30'da ayni vapurla Giresun'a hareket etmiştir.
Rize'de Atatürk'ün bir gece konuk olduğu ev daha sonra sahibi Mehmet Mataracı'Dan yeğeni Osman Mataracı'ya geçmiştir. Atatürk'ün 100. Ölüm yıldönümü dolayı sile Atatürk Müzesi yapılmak üzere Osman Mataracı evini Rize Özel İdaresine bağışlamıştır. 1984 yılında Kültür Bakanlığına devredilen ev onarılarak Atatürk Müzesi halinde düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır. Evin bir bölümü de Kültür Merkezidir.
Çatısı ile birlikte 3 katlı olan ev 1902 yılında Mataracı ailesi tarafından yaptırılmıştır. Bu günkü düzenlemeye göre evin üst katı Atatürk Müzesi'dir. Atatürk'ün Rize gezileri kullandığı eşyalar Atatürk fotoğrafları Milli Mücadele yallarında Rize'de Kuvay-ı Milliye iler gelenlerinin fotoğrafları bu bölümde sergilenmektedir. Müzenin alt bölümü idare odaları ve Kültür Merkezine ayrılmıştır
Konya - Atatürk Müzesi
Atatürk Caddesi üzerinde 1912 yılında inşa edilen iki katlı tarihi bina; kesme moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. 1923 yılında hazine adına tescil edilen ev Vali Konağı olarak kullanılmış Atatürk'ün Konya'ya gelişlerinde de kendisine tahsis edilmiştir. 1927 yılında hazineden Konya Belediyesi'nce satın alınan ev 19.7.1928 tarihinde Konyalıların Atatürk'e şükranlarının bir ifadesi olarak Atatürk adına tescil edilmiş ve tapusuna "Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya Konyalıların hediyesidir." kaydı konulmuştur. 1940 yılında Konya Özel İdaresi'nce sembolik bir bedel karşılığında satın alınan ev tekrar Vali Konağı haline getirilmiş ve 1963 yılına kadar Vali Konağı olarak kullanılmıştır.
1963 yılında bina Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilerek onarılmış ve bir yıl sonra 17 Aralık 1964 tarihinde "Atatürk Evi-Kültür Müzesi" adıyla ziyarete açılmıştır.
Atatürk Müzesi Atatürk'ün doğumunun 100.yılında İl Kutlama Komitesi Başkanlığı'nın talepleri üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce restore edilerek sergileme ve düzenlemesi de yeniden yapılmış ve 17 Nisan 1982 tarihinde "Atatürk Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Müzenin düzenlenmesinde yapının ev olarak kullanılma özelliği göz önünde tutulmuş olup bu nedenle mimari özelliğini bozacak bir değişikliğe gidilmemiştir.
Müzede Kurtuluş Savaşı'nda Konya ve Konyalının yeri belge ve fotoğraflarla anlatılmaya çalışılmıştır. Müzenin alt ve üst salonlarındaki sergilemede pano ve vitrinle bütünlük sağlanmaya çalışılmış zemin katta Cumhuriyet öncesine ait belge ve fotoğraflarla Atatürk'ün Konya ziyaretleri anlatılmıştır.
Panolarda Atatürk'ün Konya'ya gelişlerini şehirde yaptığı ziyaretleri bu evde tuttuğu günlük notları gösteren belgeler fotoğraflar ve gazete kupürleri sergilenmektedir. Vitrinlerde ise Atatürk'e ait bazı elbiseler ile bu evde kullandığı muhtelif eşyalar teşhir edilmektedir.
Konya - Akşehir Batı Cephesi Karargahı Müzesi
Sakarya Meydan Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasından sonra düşmanın Afyon-Eskişehir hattının doğusunda mevzilenmesi üzerine Alagöz Köyü'ndeki Batı Cephesi Karargahı Akşehir'e taşınır. 18 Kasım 1921' de Akşehir'e gelen Karargah Belediye binasına yerleşir. 24 Ağustos 1922 günü Büyük Taarruz için cepheye hareketlerine kadar bu binada çalışılır. Geçen dokuz buçuk aylık sürede Büyük Taarruz hazırlıkları buradan yönetilir planlar burada yapılır ve karar burada verilir. Bu arada Mustafa Kemal birçok kez Akşehir'e gelerek çalışmaları denetler hazırlıkları yönlendirir. Bina 1904-1905 yıllarında Belediye Başkanı Bostan Bey zamanında Belediye Binası olarak inşa edilir. İki katlı olan bina taş temelli tuğla ve bağdadi malzemelidir. Binanın zemin katının doğu ve güney kısmında bulunan dükkanların cepheleri kapatılarak buraya "Büyük Taarruz" hazırlıkları ve "Büyük Taarruzu" canlandıran agrafito tekniği ile birer pano yapılmıştır.
Umut ve mücadele günlerinin belgesi olan Karargah Binası 1965 yılında Belediyenin başka bir binaya taşınması üzerine müze olması kaydıyla Bakanlığa bağışlanır. Büyük bir onarım sonrasında 5 Temmuz 1966 günü "Atatürk ve Etnografya Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. 1981 yılında yapılan onarım ve düzenleme sonrasında esas işlevi nedeniyle bugünkü adını alır.
Müzenin zemin katında İdari Bölüm yer almaktadır. Üst kat Karargah zamanından günümüze kadar orijinal malzemesiyle kalabilen güney köşedeki büyük oda Atatürk'ün çalışma ve Büyük Taarruz'un kararının alındığı odadır. Bu odanın her iki yanında yer alan odalar ise Karargah Komutanı İsmet İnönü ile Kurmay Başkanı Asım Gündüz'ün çalışma odalarıdır. İsmet Paşa' nın balmumu heykeli çalışma masasına oturtulmuştur. Kuzey köşede yer alan odanın içerisindeki vitrinlerde Ulu Önder' e hediye edilen ve kendisi tarafından kullanılan eşyalar ile silahları sergilenmektedir.
Diğer dört odada Karargahta çalışan subayların biyografileri Nutuk’tan alıntılar levhalar fotoğraflar haritalar belge ve silahlar teşhir edilmektedir
İzmit Müzesi ve Atatürk Evi tarihi Av köşkünde 1966 yılında törenle ziyarete açılmıştır.
Atatürk Büyük Zaferden önce Kocaeli Grubunu denetlemek üzere 16 Haziran 1922 günü Beypazarı Nallıhan Göynük yolu ile Geyve'ye gelmiş geceyi Belediye Başkanı Rasim (Turhan) ın evinde geçirmişti. Ertesi günü Geyve'lilerle görüştükten sonra Adapazarı'na gelerek Askerlik Şubesi Başkanı binbaşı Baha Bey'in evinde konuk olan annesi Zübeyde Hanımla buluşmuş ana-oğul sarmaş dolaş olmuşlardı. Atatürk o geceyi annesinin yanında geçirdikten sona ertesi 18 Haziran 1922 günü Türk dostu Fransız yazarı Claude Farrere ile görüşmek üzere İzmit'e hareket etmiştir.
İzmit'te Atatürk-Claude Farrere görüşmesi Milli Mücadele tarihimizde önemli bir olaydır. Atatürk o gün İzmit'te coşkun gösterilerle karşılandıktan sonra İzmit'tiler tarafından halkın saray adını verdiği meşhur Av Köşkü'nde misafir edilmiştir.
İzmit Av Köşkü 1874 yılında Sultan Abdülaziz için yaptırılmış iki katlı küçük bir saraydı. Abdülaziz'in çevrede avlandığı zaman dinlenmesi için yaptırılmıştı. Atatürk'ün İzmit'e geleceği duyulunca İzmit'liler kendisine bu köşkü hazırlamışlardı. Atatürk köşkün üst katında merdivenin solundaki odada kalmıştı. Claude Farrere de Hafız Rüstü Konağında misafir ediliyordu.
Atatürk Büyük Zaferden sonra 16 Ocak 1923'te İzmit'e tekrar geldi. İstanbul gazetelerini bazı başyazarları Atatürk'le görüşmek isteğinde bulunmuşlardı. Bu istek üzerine Atatürk İzmit'te bir basın toplantısı yapmayı kararlaştırdı. Doğruca yine kendisi için hazırlanan Köşk'e geldi. Akşam yemeğinden sonra Basın toplantısı yaptı. Toplantı gece yarısından sonra ertesi günü 17 Ocak 1923 sabah üçe kadar sürmüştü. Toplantıdan sonra odasına çekildi. Öğleye kadar dinlendi. Öğleden sonar heyetleri kabul etti. Ertesi gün Yarımca ve Hereke'deki askeri birlikleri denetledi. 19 Ocak 1923 günü İzmit'ten ayrılarak Bilecik'e uğurlandı.
Atatürk bu tarihten sonra İzmit'e çok kereler geldi fakat gecelemedi. İzmit'te birkaç saat veya daha az sürelerle kalıyor İstanbul'a geçiyordu. İzmit'teki Av Köşkü de Atatürk'ün anılarıyla baş başa kaldı.
Atatürk'ün konuk olduğu İzmit Av Köşkü Cumhuriyetle birlikte Valilik Konağı olarak kuşanılmağa başlamıştı. Köşk'te Valilik makamı ile birlikte bazı resmi daireler bulunuyordu. Köşk'ün mimari ve sanat değeri düşünülerek Müze yapılmasına karar verildi. Üst katta Atatürk'ün yatak odası düzenlendi. Alt kat arkeolojik eserlere ayrıldı. Müze 1966 yılında ziyarete açıldı.
Kastamonu - Arkeoloji Müzesi - Atatürk Salonu
Planı Mimar Kemalettin Bey tarafından çizilen müze binası ilkin 1910 yılında İttihad ve Terakki Klübü olarak kullanılmış daha sonra 1921'de İstiklal Mahkemesi'nin hizmetine verilmiştir.
1940'lı yıllara kadar Türk Ocağı Halk Fırkası Kastamonu Gençlik Teşkilatı gibi çeşitli kurum ve derneklerce de kullanılan bina 1945 yılında Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından alınıp müzeye dönüştürülmüştür.
Bina 1952 yılında müze müdürlüğü haline getirilmiştir. Müzede Kastamonu ve civarından bulunan Hellenistik Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli cam pişmiş toprak eserler heykeller mezar stelleri sergilenmektedir. Ayrıca teşhirin bir bölümü Atatürk Salonu olarak düzenlenmiş olup Atatürk'ün 1925 yılında Kastamonu gezisinde kullandığı çeşitli eşyalar ve fotoğraflar sergilenmektedir.
Lahit - Roma lahtinin ön cephesinde iki çelenk ortasında boğa başı üstünde savaşçı Dioscur bulunmaktadır. Arka cephesinde iki çelenk Medusa başı çelenk üstünde aslan ve kartal kabartmaları yer almaktadır.
Satyr - Roma Devrine ait mermerden çıplak erkek heykeli olup kaide üzerinde durmakta sol omzundan sağ omzuna doğru sarılı dağarcığı eliyle tutmaktadır.
Kadın Heykelciği- Helenistik Döneme ait pişmiş toprak heykelcik tahtına oturmuş vaziyette sağ eliyle saçını tutmaktadır. Başında tacı vardır; sağ elinin altında aslan durmaktadır. Elbise kıvrımları son derece doğal şekillendirilmiştir.
Lahit - Sert beyaz mermerden Roma Dönemine aittir sağlam durumdadır. Kapak ve kutu demir bir mengene ile bir arada tutuluyor. Kapak yüksek bir çatı görünümünde köşelerinde akroterler vardır. Ön cephede yarım çelenk çelengin üzerinde bir çiçek sağda bir yarım çelenk üzerinde bir baş (Eros olabilir) ortada kitabe bulunmaktadır. Dikili Taş- (Mezar Taşı) Ortadan delinmiştir. Soluk kireç taşındandır: Yukarıda kitabe; dikili taşın yüzünde kitabenin altında objeler ve aletler yukarı kısımda (soldan sağa) bıçak tarak sepet ayaklı bir kap bulunmaktadır; aşağı kısımda vazo asma ve üzümler keser kanca; en aşağıda ise pırazvana veya kesme aleti yer almaktadır.
İzmir 1. Kordon (Atatürk Caddesi) üzerindedir ve 1875-1880 yıllarında halı tüccarı Takfor tarafından ev olarak yaptırılmıştır. 9 Eylül 1922'de sahibi tarafından terkedilmiş ve hazinenin mülkiyetine geçirilmiştir. İzmir'e giren Türk ordusu burasını karargâh olarak kullanmıştır. 17 Şubat 1923'te İzmir İktisat Kongresi toplandığında Atatürk şahsi çalışmalarını burada yürütmüştür. Kongre bitiminde karargâh bu binadan taşınmış ve hazine binayı Naim Bey'e otel olarak kullanmak üzere kiralamıştır. 16 Haziran 1926'da İzmir'e gelen Atatürk İsmet Paşa ile birlikte Naim Palas'ta kalmıştır. 13 Ekim 1926'da bina İzmir Belediyesi tarafından satın alınmış ve bazı yeni eşyalar da konularak Atatürk'e hediye edilmiştir. Atatürk 1930-1934 yılları arasında İzmir'e her gelişinde hep bu evde kalmıştır. 10 Kasım 1938'de Atatürk'ün vefatı üzerine ev kızkardeşi Makbule Baysan'a veraset yoluyla intikal etmiştir. 25 Eylül 1940'ta İzmir Belediyesi binayı müze yapmak üzere istimlak etmiştir. Atatürk'ün İzmir'e gelişinin 19. yılına rastlayan 11 Eylül 1941 tarihinde müze törenle halka açılmıştır. 5 Ekim 1962 tarihinden itibaren müze "Atatürk İl Halk Kütüphanesi ve İzmir Şehri Atatürk Müzesi" adını almıştır. 28 Aralık 1972'de Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı'nın 12088 sayılı yazıları ile binanın mülkiyeti İzmir Arkeoloji Müzesi'ne verilmiştir. Restore ve tanzim edilerek 29 Ekim 1978'de törenle "Atatürk ve Etnografya Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Müzedeki etnografik eserler 13 Mayıs 1988'de açılan yeni Etnografya Müzesi'ne taşındıktan sonra müzenin adı "Atatürk Müzesi" olmuştur.
Bina Osmanlı ve levanten mimarisi karışımından meydana gelen Neoklasik tarzda bir yapıdır. Bodrum zemin 1. kat ve çatı katından oluşmaktadır. Dikdörtgen planlı arka cephesi revaklı avlulu 852 m²lik bir alanı kaplayan kârgir bir yapıdır. Ön cephede 1. katta cumbası vardır.
Tüm zemin kat tabanı büyük boy mermer plakalarla döşelidir. Salonda yerde 345 m²lik Uşak halısı sağ ve sol nişlerde mermer heykeller büyük kristal ayna ve Atatürk büstü vardır. Sağ ve soldaki odada ve küçük salonda 19. yüzyıl stili nefis şömineler vardır. Birinci kata çıkan merdivenlerin başında aplik görevi yapan 2 adet tunç şövalye heykelciği vardır. Merdiven sahanlığında büyük Atatürk portresi asılıdır.
1. katta Atatürk'ün kullanım odaları bulunmaktadır. Bunlar: Toplantı salonu çalışma odası yatak odası misafir odası berber odası muhafız odası bekleme-kabul odası kütüphane yemek odası ve banyodur. Toplantı salonunda ortada yeşil çuhalı rulet masası ve etrafında 12 adet Cosmos marka sandalye yer almaktadır. Salon duvarlarına dayalı 10 adet küçük boy maun sandalyelerin arkalıklarındaki çini plakalar üzerinde Shakaspeare'nin eserlerinden kimi sahneler canlandırılmıştır. Yatak odasında maun karyola 2 komidin 2 kadife koltuk 1 kanepe 1 şezlong 1 markiz 3 dolap vardır. Yatak odaları günün modasına göre döşenmiştir. Kütüphanede Fransızca bir ansiklopedi bulunmaktadır. Çalışma odasında meşe kaplama çalışma masası ve onun üzerinde Atatürk'ün kullandığı yazı takımı vardır. Odalar bronz dolama heykeller vazolar ve yağlıboya tablolarla süslenmiştir. Yerde Isparta ve Uşak halıları serilidir
Marmara Denizi kıyısında Yeşilköy ile Küçükçekmece arasında bir yerleşim bölgesi olan Florya’nın 19. yüzyılda sönük bir avcı uğrağı konumunda olduğu bilinmektedir. Atatürk’ün buraya olan ilgisiyle önem kazanan Florya giderek yazlık bir dinlenme merkezine dönüşmüştür.
Atatürk için İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında mimar Seyfi Arkan’a projelendirilen köşk yazlık bir konut olarak yapılmış ve aynı yıl 14 Ağustos tarihinde kullanıma açılmıştır.
Ulu Önder 1936 yılının Haziran ve Temmuz aylarında uzunca bir süre burada yaşamış siyasal ve bilimsel toplantılar için köşkü özellikle kullanmış aralarında İngiliz Kralı VIII. Edward ve Madam Simpson’un da bulunduğu kimi önemli konukları burada ağırlamıştır.
Köşk Atatürk tarafından son olarak 28 Mayıs 1938 günü kullanılmış kendisinin ölümünden sonra bu yapılar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak Sayın İsmet İnönü Sayın Celal Bayar Sayın Cemal Gürsel Sayın Cevdet Sunay Sayın Fahri Korutürk ve Sayın Kenan Evren tarafından kullanılmıştır.
16 Eylül 1988 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’mızca TBMM’ne bağlı Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na devredilen bu yapılar topluluğu restorasyona alınarak Atatürk Müzesi haline getirilmiş ve içinde “Atatürk İstanbul’da” konulu sürekli bir fotoğraf sergisi oluşturulmuştur. Öte yandan köşkün bir bölümünde de Atatürk ile ilgili çeşitli yayınlar tanıtılmakta ve satılmaktadır. Yaverlik ve Genel Sekreterlik binaları onarılarak TBMM sosyal tesisleri haline getirilmiş bu binaların arasında kalan boşluğa kafeterya ve restoran hizmeti veren bir yapı eklenmiş yine bahçe; kafeterya hizmetleri verilecek bir konuma getirilmiştir.
Silifke büyük Atatürk'ün çiftlik olarak kurduğu köylülerle birlikte ilk tarım kredi kooperatifini oluşturduğu ve değişik zamanlarda dört defa ziyaret ettiği bir beldedir.
27 Ocak 1925 salı günü Atatürk'ün Silifke'ye ilk gelişlerinde misafir edildikleri ev ise şehrin Saray Mahallesi'nde bulunan iki katlı kâgir bir yapıdır ve 329 m² lik bir yerleşme alanına sahiptir. O tarihlerde Silifke Belediye Reisi Hacı Hulusi Efendi'ye ait olan ev daha sonra varislerine intikâl etmiştir.
Söz konusu yapı tarihi ve mimari değerinden dolayı 1982 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce kamulaştırılmıştır. 1983 yılında başlayan onarım çalışmaları 1984 yılında tamamlanmış 1985-1986 yıllarında Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından teşhir ve tanzim çalışmaları gerçekleştirilerek alt kat; ilçe halk kütüphanesi ve idare bölümü üst kat ise Atatürk Evi (müze-ev) olarak halka açılmıştır. Ortada artı işareti şeklinde bir plana sahip sofanın bulunduğu bu kat ; sofaya açılan misafir odası oturma odası ile ona bağlı namaz odası mutfak ve bu mekâna bağlı iş odası olarak tanzim edilmiştir. Müze o dönemin ve yörenin özelliklerini yansıtacak şekilde düzenlenmiş sergilemede Silifke bölgesinden temin edilen etnografik malzemelerden ve Silifke Müzesi'nin etnografya seksiyonundan yararlanılmıştır. Müzede Atatürk'ün 28 Ocak 1925 günü misafir edildiği evin yatak odası ve yemek takımları Atatürk'ün ev sahibi Sadık Taşucu'ya hediye etmiş olduğu üzerinde "Gazi M. Kemal" ibaresi taşıyan küçük bir tabanca kurmuş olduğu çiftlik ve kooperatifle ilgili belge ve fotoğraflar sergilenmektedir
Diyarbakır Atatürk Köşkü Diyarbakır surlarının 2 5 Km. güneyindedir.
Atatürk Çanakkale Savaşından sonra 1916 yılı şubat ayı sonlarında 16. Kolordu Komutanı olarak Doğu cephesinde görevlendirilmiş 14 Mart 1916 günü Kolordu Karargahı olan Diyarbakır'a gelmiştir. Diyarbakır surlarının dışındaki Semanoğlu Köşkü Atatürk'e verilmiştir. Atatürk 27 Mart 1917 tarihine kadar bu köşkte kalmıştır. 1917 yılı Mart ayında 2. Ordu Komutanı olarak Diyarbakır'a tekrar gelen Atatürk bu kez Mardin Kapısı dışındaki Pamuk Köşkünde kalmıştır.
Diyarbakır Belediyesi 5 Nisan 1926 günü aldığı bir karala Atatürk'ü fahri hemşehrileri olarak seçmiş ve Diyarbakır'a ilk gelişlerinde kaldığı Semanoğlu Köşkünü kendisine hediye etmiştir. Köşk o günden sonra Atatürk Köşkü olarak tanınmıştır.
Diyarbakır Atatürk Köşkü Diyarbakır evleri tipinde geniş eyvanlı siyah-beyaz kesme taşlardan yapılmış örneklerinden biridir. Eyvanın duvarındaki mermer sebilden havuza dökülen sular köşke serinlik vermektedir. Girişin sağındaki küçük kapı mutfağa solundaki kapı da çay ocağına açılmaktadır. Üst katta çalışma ve yatak odaları vardır.
Atatürk'ün ölümünden sonra Atatürk Köşkü Diyarbakır belediyesinin korumasında yeniden onarılmış ve ziyarete açılmıştır.
Denizli - Atatürk ve Etnografya Müzesi İlimiz merkezi Uçancıbaşı Mahallesinde bulunan ve bugün müze olarak kullanılan binanın yapım tarihi ile ilgili kesin bir belge yoktur.
Ancak 19.yy. sonlarında Rum asıllı ve sonradan Türk tabiyetine geçen Kimon Vandazoflus tarafından yaptırıldığı halk bilgilerinden anlaşılmaktadır. Yapı iki katlı olarak inşa edilmiş olup her iki katta da orta sofaya açılan odalardan oluşmaktadır. Üst katın boydan boya uzanan sofası giriş cephesinde bu cepheyi hareketlendiren çıkma bir balkonla açılır. Arka cepheye ise iki kat boyunca yükselen ve sonradan ilave edildiği anlaşılan bölüme açılmaktadır.
Ana duvarları kâgir ara duvarlar ise ahşap karkas tekniğiyle yapılmıştır. Binaya giriş ön ve arka cephede bulunan ve aynı özelliklere sahip çift kanatlı ahşap kapılardan sağlanmaktadır. Pencereler dikdörtgen şeklinde ve basık kemerlidir. Sürgülü çerçeveli pencereler dıştan iki yana açılan kepenklerle korunmuştur. Üst örtü kırma çatı olup Marsilya tipi kiremit ile örtülüdür. Zemin kat duvarlarının üst kenarlarındaki alçı silmeler ile üst kat tabanı taşıyan ahşap direklerin üzerlerini örten yivli ve Meander bezemeli silme başlıklı dekoratif köşe payelerinden başka süsleme bulunmamaktadır. Binanın üst katında etnografik nitelikteki kültür varlıkları sergilenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün Denizli'ye geldiğinde kaldığı ev de müzeye dönüştürülmüştür. Burada gardrob pirinç başlıklı karyola divan ve barok stili bir çalışma masası teşhir edilmektedir. Odalardan biri de Denizli yöresinin geleneğine uygun olarak döşenmiştir.
Çanakkale Savaşlarını başlangıç yallarıydı. Sofya'da Ateşemiliter olan Yarbay Mustafa Kemal (Atatürk) Osmanlı Devleti'nin hızla birinci Dünya Savaşı'na girmekte olduğunu görmüş Başkomutanlıktan memlekette faal bir görev verilmesini ısrarla istemişti. Bu ısrar karşısında onu 20 Ocak 1915'te Tekirdağ bölgesinde yeni kurulmakta olan 19. Tümen Komutanlığına tayin ettiler. Atatürk kısa sürede bu tümeni kurmuş 25 Şubat 1915'te Çanakkale Savaşlarına katılmak üzere Eceabat'a gelmiş burada ikmal yaptıktan sonra 18 Nisan 1915'te Çamyayla (Bigali) köyüne gelerek bir köy evini Karargah yapmıştı. Bir hafta sonra savaş başlamış Atatürk Conkbayırı ve Arıburun'da üstün düşman kuvvetlerine karşı taarruz ve savunma savaşları yaparak kahramanlığı cesareti ve kazandığı zaferlerle bütün dünyanın dikkatlerini üzerine toplamış 1 Haziran 1915'te albaylığa yükseltilmiştir. Atatürk bu günlerde Çamyayla'daki karargahında oturuyor taarruz planlarını bu karargahta hazırlıyor buradan cephenin en ön saflarına gidiyordu.
Çanakkale Zaferi'nden sonra bir kahraman olarak 10 Aralık 1915'te İstanbul'a döndü.
Çanakkale savaşlarından sonra Atatürk'ün Çamyayla'daki Karargahı yine eski sahiplerini elinde ev olarak uzun yıllar kullanıldı. Bu evde Atatürk'ün günlerce en uzun gecelerin geçirdiğini petrol lambalarını sabahlara dek yandığını herkes biliyordu. O gün kullanılan eşyalardan tek bir masa kalmıştı. Atatürk bu masaya dirseklerini dayayarak kim bilir kaç gece düşünmüş haritaları işaretlemişti. Sonunda (Çamyayla Atatürk Müzesi Kurma Komitesi) adıyla bir komite kuruldu. Bu komite ilk iş olarak 1969 yılında evin dış kapısı üzerine (M. Kemal Atatürk'ün 1915 tarihindeki 19.cu Tümen Karargahı) ibaresini taşıyan bir levha yerleştirdi. Evin sahiplerinden satın alınarak müze haline getirilmesi isteniyordu. Sonunda bu işte oldu.
Atatürk'ün Çamyayla Karargahı Kültür Bakanlığına devredildi. Bakanlık evi onartarak 1973 yılında ziyarete açtı. Atatürk'ün Çamyayla Karargahı iki katlı ve bağdadî olarak yaptırılmıştır. Dış kapısından küçük bir avluya girilmektedir. Alt katta biri büyük öteki küçük iki odası vardır. Buradaki tahta bir merdivenle üst kattaki salona çıkılır. Salona açılan üç kapıdan ortadaki en büyük oda Atatürk'ün çalışma odası sağdaki yatak odasıdır. Diğer oda yaverine ayrılmıştır. Odaların tavan ve döşemeleri tahtadır. Atatürk'ün masası çalışma odasındadır.
Karargah Müzesi Atatürk'ün resimleriyle ve sonradan buraya getirilen eşyalarla sergilenmiştir.
Çekirge Caddesi üzerinde bulunan binanın 19.yüzyılın sonlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Köşk bodrum ve çatı katının dışında iki katlıdır. Atatürk'ün Bursa'yı ikinci ziyaretinde (20-24 Ocak 1923) Bursa Belediyesi bu binayı Miralay Mehmet Bey'den satın alarak kendisine hediye etmiştir. Bundan sonra Atatürk Bursa'yı ziyaretlerinde bu evde kalmış 1938 yılından sonra Bursa Belediyesi tarafından T.C. Emekli Sandığı'na satılmış 6.2.1968 tarihinde Emekli Sandığı köşkün kullanımını Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne devretmiştir. 29 Ekim 1973 tarihinde Cumhuriyet'in 50.yılında müzeye dönüştürülerek ziyarete açılmıştır.
I. Kat: Girişin sağında kabul salonu solda yemek salonu ile buraya açılan dinlenme odasından meydana gelmiştir.
II. Kat: Sağda yatak odası solda çalışma odası ve çalışma odasının sağ yan tarafından geçilerek limonluk bölümüne ulaşılır. Bodrum kat mutfak ve hizmet için kullanılmıştır. Köşkün eşyalarının tamamına yakını Atatürk'ün kullandığı orijinal eşyalardır
1930 yılı Mart ayının başlarında Atatürk İzmir'deydi. Havalar soğuk gidiyordu. Antalya'nın ılık ikliminde bir hafta dinlenmeyi düşündü. 5 Mart 1930 günü karayolu ile İzmir'den Antalya'ya hareket etti. Isparta Burdur derken 6 Mart 1930 günü öğleden sonra Antalya'ya geldi. Kepez'den şehre kadar halk yolun iki yanını doldurmuştu. Saat tam 16. 00 da Tophane Meydanına gelen Atatürk'e armağan etmişlerdi. Köşkün önü mahşerdi. Atatürk kısa bir süre Köşk'te dinlendikten sonra balkona çıktı. Halk çılgınca alkışlıyordu. Atatürk burada kısa bir konuşma yaparak Antalyalılara teşekkür etti. O akşam Türk Ocağındaki toplantıya katılarak gençlerle memleket sorunları üzerine görüştü. Gece yarısına doğru Köşküne çekildi.
Atatürk Antalya'da 12 Mart 1930 sabahına kadar tam bir hafta kalmıştı. Bu süre içinde Antalya'da geziler yaptı. Müzeleri eski eserleri gezdi. Narenciye bahçelerinde üreticilerle görüştü. Dinlendi. 12 Mart 1930 sabahı saat 10 da arkadaşlarıyla birlikte Ankara'ya döndü.
Atatürk Antalya'ya 10 Şubat 1931 günü öğleye doğru tekrar gelmişse de o gün Antalya'da kalmamış İzmir'den beri kıyıları tarayarak gelen Ege'de o gün Antalya'da kalmamış İzmir'den beri kıyıları tarayarak gelen Eğe Vapuru ile Silifke'ye geçmişti. Atatürk'ün Antalya'ya üçüncü ve son gelişi 1935 yılı Şubat ayına rastlar. Atatürk 16 Şubat 1935'te Ege Vapuru ile İzmir'den hareket etmiş 18 Şubat 1935 Pazartesi günü saat 13. 30'da Antalya iskelesine çıkmıştı. Yanında kız kardeşi Makbule Atadan Nebile Hanım Prof. Afet İnan Fahrettin Altay Nuri Conker Cevat Abbas Gürer yaverler ve başkaları vardır. İskeleden faytonlarla doğruca Köşküne gelen Atatürk burada akşama kadar dinlendi. Akşam Erenkuş'a oradan tekrar köşke geldiler. Geceyi Köşkte geçiren Atatürk ertesi günü gece saat 22. 30 da Ege Vapuru ile Taşucuna hareket etti.
Antalyalıların Atatürk'e hediye ettikleri Atatürk Köşkü iki katlı üzeri kiremit çatı taş bir yapıdır. Girişinde uzun bir hol holün sağında bir salon bir oda banyo ve mutfak solonda da iki oda ve üst kata çıkan merdiveni vardır. Üst katta ise holden ayrı olarak birisi balkonlu olmak üzere yedi odası vardır. Atatürk merdivenin karşısındaki odada yatmıştır.
Atatürk'ün ölümünden sonra Antalya Atatürk Köşkü Özel İdareye geçmiş 1939 da Akşam Kız Sanat Okulu ve Kız Enstitüsü binası olara kullanılmıştı. 1952 yılında Tarım Bakanlığına devredilen Köşk son yıllara kadar Teknik Ziraat Müdürlüğünün büroları olarak kullanılmıştır. 1980 yılından sonra Kültür Bakanlığına devredilin Köşk onarılmış Atatürk Müzesi olarak ziyade açılmıştır.
Tarihçesi
Kuva-yi Milliye Müzesi oluncaya kadar Belediye Binası olarak kullanılan bina 1840 yılında Karesi Sancağı Defterdarı Giridizade Mehmet Paşa'nın konağı olarak yaptırılmış daha sonra 1800 yıllarında bir yangın sonucu yok olmuş yerine torunu Halit Paşa konağı inşa ettirilmiş ve Kurtuluş Savaşı esnasında önemli hizmetlerin verildiği bir mekân olmuştur.
15 Mayıs 1919 yıllarında İzmir'in işgali akabinde 16 Mayıs 1919'da Balıkesirlilerin toplanarak silahlı mücadele kararının alındığı ve Kuva-yi Milliye ateşinin parladığı bu bina uzun yıllar II. Kolordu Komutanlığı'na ve Ali Hikmet Paşa'ya da karargâh vazifesi görmüştür. İzmir Şimal Cepheleri Heyeti'nin çalışma merkezi olmuştur. Konağın kompleksi içinde bulunan ve 1913 yılında "Okuma Yurdu" olarak açılan ve yine 18 Mayıs 1998'de "Milli Mücadele Tarihimiz Kitaplığı" olarak hizmete giren binada 6 Şubat l923 tarihinde Balıkesir'e ilk gelişlerinde Büyük Atatürk de kalmıştır.
Kuva-yi Milliye Müzesi
Milli Mücadele çalışmalarına karargâhlık etmiş eski belediye binasının müze olarak açılması için Belediye l985 ve l986 yılında harekete geçmiş ve iki meclis kararı çıkarmıştır. Daha sonra bu binanın süresiz kullanım hakkı Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş ve bu konuda Balıkesir Valiliği ve Belediye Başkanlığı arasında protokol imzalanmıştır.
Daha sonra 1987 yılında Müze Müdürlüğü'nün kurulmasından sonra restorasyon çalışmalarına hız verilmiş ve eser toplama çalışmaları bitirildikten sonra müze 6 Eylül 1996 tarihinde hizmete açılmıştır.
İki seksiyondan oluşan Kuva-yi Milliye Müzesi'nin 120 m²'lik zemin katında; Balıkesir'de Kuva-yi Milliye'nin kurulmasına öncülük etmiş 41 kişinin aldıkları yazılı kararlar kongrenin kararları bu kahramanların zatî eşyaları fotoğrafları ile Atatürk'ün Balıkesir'e gelişlerinde çekilmiş fotoğrafları sergilenmektedir. Yine 120 m²'lik ikinci katında ise ilimizde ortaya çıkan arkeolojik eserler ile etnografik eserler sergilenmektedir