komik fıkralar

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juani-
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Trafik polisi Temel sarışın bir bayan sürücüyü durdurur ve ehliyetini sorar. Kadın çantasını kucağına alıp aramaya başlar; ancak uzun süre geçmesine rağmen bir türlü aradığı şeyi bulamaz.
Temel beklemekten bunalır ve sabırsız bir ifadeyle kadına söylenir:
-"Hanımfendi aradığınızı bulamadığınız anlaşılıyor. Üzerinde kendi resminizin olduğu şeyi göstereceksiniz acele edin lütfen."
Kadın bu uyarı üzerine telaşlanır ve kısa bir süre sonra "hah buldum" diye sevinçle çığlıkk atıp çantasındaki makyaj aynasını Temel'e uzatır.
Temel aynayı ciddiyetle inceler ve kadına dönüp kibar bir ifadeyle konusur:
-"Buyrun belgenizi hanımefendi. Özür dilerim polis olduğunuzu söyleseydiniz durdurmazdım...
 
Dursun bir kıza aşık olmuş.
Aşkındanda şiir yazmış:
Sabahları yemek yiyemiyorum; çünkü seni düşünüyorum
Öğlenleri yemek yiyemiyorum; çünkü seni düşünüyorum
Akşamları yemek yiyemiyorum;çünkü seni düşünüyorum
Geceleri uyuyamıyorum;
Çünkü AÇIM..
 
Temel ve Dursun amerikanın ırak a savaş açmasını hazmedemeyip Amerikaya savaş açmaya karar vermişler.
ne yapıp edip Bush un telefonuna ulaşmışlar..
ve arayıp konuşmaya başlamışlar
Temel:sayın Bush siz Iraka savaş açtinuz bizde size açayruz
Bush:siz kimsiniz hangi ülkesiniz..
Temel:biz Rizeliyuz
Bush: peki asker sayınız kaçtır
Temel:ben ve arkadaşım Tursun toplam içi
Bush:silah sayınız kaçtır
Temel:benım dededen kalma çakıralmazTursun unda bi tekkırma tüfek
Bush:buna karşılık bizim 20.000 askerımiz5.000 uçaksavarımız3000 gemimiz var
Temel:ben sizi tekrar arayacağum..
Amerikalılar oturmuşlar aramışlar taramışlar sonunda Rize yi bulmuşlarbakmışlar ufak bir yer şok olmuşlar
Temel tekrar aramış..
Temelayın Bush biz size savaş açıyoruz
Bush:asker sayınız
Temel:benTursun ve kahveden birkaç arkadaş toplam 5 çişiyuz
Bush: peki silah sayınız
Temel:benim çakıralmazTursunun tekkırmakahvedeki arkadaşlardan birunun çakısı bide biçerdöver
Bush:buna karşilık bizim asker sayımız 50.000 e ulaştı10.000 uçaksavarımız ve 7.000 gemimiz oldu
Temel:biz sizi tekrar arayacağuz...
bir müddet sonra Temel tekrar arar
Temel:biz savaştan vaz geçtuk
Bush:neden?
Temel: o kadar savaş esirunu barındıracak yerumuz yok.
 
Temelkirsal alanda kucuk cisini yaparkengecmekte olan birkac kadin onu gormus
ve avvmavv diye kacismaya baslamislar.Temel
arkalarindan bagirmis:
-Korkmayunkorkmayun tutayrum oni.!
 
Temel don almaya gitmis.
Satici kiz sormus:
- Slip mi giyersiniz?
Temel cevap vermis:
- Pazen silip giyerim pazen de silmeden giyerim!
 
Temel birgün yolda arabasıyla gidiyomuş.firenlari patlak ama.önünde pazar varmış ama pazarın yanında bir yol varmış.yoldan adamın biri geçiyomuş.temel düşünüyor.''pazarı ezsem 100'lerce kişi ölcek.adamı ezsem 1 kişi ölcek.gazetede çıkmış temel 100'lerce kişi ezdi.temele sormuşlar.''nasıl oldu.temel:valla adamı ezsem 1 kişi ölcek pazarı ezsem 100'lerce kişi ölcek bende bir suç yok adam beni gördü pazara gitti.bende direk pazara gittim 100'lerce kişi öldi
 
Maliye Bakani Unakitan Akcaabat merkez ilce kongresine destek icin
Tayyip Erdogan tarafindan gorevlendirilir.
Temel Akcaabat'ta bisikletini meydana birakarak bir kahveye girer. 5
dakika sonra iceri giren bir polis memuru bagirir:
-Kardesim! Asfalttaki bisikletin sahibi kimse alsin Maliye Bakani
Unakitan gelecek.
Temel karsidan ayni ses tonuyla cevap verir:
-Hacan kilitledim oni... Bi sey olmaz
 
Temel ile dursun uzun zamandır birbirlerini görmüyorlarmış.büyük bir alışveriş merkezinde karşılaşmışlar.ikiside panik içindebirbirlerine eşlerini görüp görmediklerini sormuşlar.ama ikiside birbirlerinin eşlerini tanımıyorlarmış ve birbirlerine tarif etmeye başlamışlar.temel ''benim kerım 1.80 boyunda sarışın mavi gözlü 90 60 90ebadında güzel bir kadın.'' demiş."ya senin karın nasıl?"diye sormuş temel.dursun"benimkini boşver.seninkini arayalım" demiş.
 
Savcı morgdaki üç cesedi incelemek üzere gelmişti.
Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı nedenini sordu.
"Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandısevincine dayanamadı kalp krizi geçirdi ve öldü" dediler.
İkinci ceset de sırıtıyordu. Savcı sordu;
-Bu neden sırıtıyor?
"Bunun da oğlu doğmuştu. Sevinçten kalbine yenik düştü" diye açıkladılar.
Üçüncü ceset Temel'in kömür halindeki cesediydi. O da sırıtıyordu.
"Bu neden oldu?" diye sordu savcı.
"Efendim buna yıldırım çarptı" dediler.
-Peki neden sırıtıyordu?
-Fotoğrafını çekiyorlar sanmış.
 
Temel ile Fadime bir tepede oturup şehri seyrediyorlarmış temel fadime ile sevişmek istiyor ama bir türlü cesaret edemiyormış derken fadime temele dönüp temel sana gösümden amaliyat olduğum yeri göstereyimmi demiş bunu duyan temel bi fırsat doğduğunu düşünüp sevinçle tabi göster demiş fadime de parmağıyla işaret ederek karşıdaki binanın ikinci katında demiş.
 
Mısıra gezmeye giden Temel ile Dursun'un kayıgı Nil nehrinde batar. Tabii hünerlerini ortaya
koymanın tam zamanı gelmiştir. Sampiyonlar gibi yüzmeye baslarlar. Bir ara Temel kocaman bir nesnenin kendilerine dogru geldigini görür. Dev bir timsah iştahla onlara dogru yüzmektedir.
Temel keyifle bagırır; Ula Dursun işe bak adamların kurtarma gemileri bile LAKOSTE
 
Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve başrahibenin önünde diz çökerek;
- Değerli hemşire sormayın başıma neler geldi.
- Ne oldu kızım ?
- Arka bahçede çiçek topluyordum bahçıvanın oğlu ortaya çıktı ve
maalesef bana...
- Tecavüz mü etti ?
- Evet.
- Peki kızım sen şimdi git mutfaktan bir limon al kes ve suyunu iç.
Bahçıvanın oğlu ile ben ilgilenirim.
- Limon hamileliği önler mi ?
- Hamileliği önlemez de en azından sırıtmanı engeller.
 
Üç rahibe bir araya gelmiş pederi çekiştiriyorlarmış. Birinci rahibe:
- Geçen gün pederin odasına temizlik için girdim dolabını temizlerken
bir de ne göreyim bir sürü porno dergi. Hepsini sobaya atıp yaktım.
İkinci rahibe :
- Ben de geçen gün girdiğimde çekmecesinde çok sayıda prezervatif vardı
hepsinin ucunu iğneyle deldim!
Üçüncü rahibe bayılmış...
 
Bir adamla karısı Mısır'da eski bir çarşıda geziyorlarmış. Ayakkabı
satılan bir dükkanın önünden geçerlerken satıcı içerden seslenmiş buyur
etmiş. Girmişler satıcı:
- Çok özel büyülü sandaletlerim var beyefendi sizi ¤¤¤¤te çok vahşi ve
kuvvetli yapacak sandaletler.
Adam tabi ki erkekliğe bok sürdürmemek için pek önemsememiş ama eski
günleri özleyen karısının ısrarlarına dayanamayıp sandaletleri denemeye
karar vermiş. Adam sandaletleri giyer giymez gözleri parlamış kalbi
hızlı atmış fiziksel değişimler başlamış nefesi sıklaşmış gözleri
büyümüş ve etrafına farklı bir şekilde bakınmaya başlamış. Karısı bir
adım geri kaçmış "aman Allah'ım dur dur... " derken adam koşmuş
satıcıyı yakaladığı gibi ¤¤¤gaha yatırmış satıcının pantolonunu
parçalayarak çıkarmaya başlamış bu arada satıcı bir yandan kurtulmaya
çalışırken diğer yanda bağırıyormuş :
- Dur ulan sandaletleri ters giydin
 
TEMEL için kız istemeye giderler. Temel’in babası kızı istedikten sonra kız babası sorar:
- Oglunizun sigara içki kumari var midur?
Temel’in babası cevap verir;
- Hepsi var bir tek kari eksik!
 
Cennet ve cehennemdekiler iki tarafı birleştirmek için köprü yapmaya karar vermişler. Köprünün yarısını cennettekiler diğer yarısını da cehennemdekiler yapacakmış. Cehennemdekiler köprünün yarısını yapmışlar. Fakat karşı taraftan bir hareket yok. "Neden köprüyü yapmıyorsunuz" diye sormuşlar. Onlar da "Cennette hiç müteahhit yok" demişler.
 
Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken
'kahrolsun Amerika diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini görürler.
Bunun üzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın
geldiğimizde görürsek seni mahvederiz 'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü
papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı
gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer
sakıncası yoksa papağanları değişelim 'der Hoca kabul eder ve değişim
gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir papağanı görürler
ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedik mi? '
Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.
Sivri zekâlı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup
olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
'Kahrolsun Amerika!
Ses çıkmayınca bakkal amca dâhil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
Papağan dile gelir
-Âmin evlatlarım.)))
 
Bir gün hoca giderken yamur yamaya baslamis hoca yavas yavas gidiyordu arkadasini islanmamak icin kostugunu görmüs arkadasina demiski arkadas allah´in nimetinden kacilirmi arkadasida hayir demis. Arkadasi camdan bakarken yine yamur yagmis..Hoca kosuyormus arkadasida bunu görmüs hacaya seslenmis hoca allahin nimetinden kacilirimi? Hayir ben allahin nimetinden kacmiyorum allahin nimetine basmamak icin kosuyorum demis.
 
Bütünleme sınavına girmişti Hakan.Akşam evde babası sınavının nasıl geçtiğini sordu :
-Sorulara cevap verebildin mi oğlum?
-Evet babacığım... Ne sordularsa tümüne tek tek cevap verdim.
-Peki ne cevaplar verdin bakalım?
-Bilmiyorum dedim babacığım!...
 
Nasıl olduysa Hoca eşeğinden düştü. Mahallenin çocukları etrafına toplandılar. Kıkır kıkır gülüşüp alay etmeye başladılar. Hoca "Aman çocuklar bu kadar gülecek ne var?" dedi. "Ben zaten inecekti
 
Geri
Üst