((dini Güzel Sözler))

Hz. Adem cennetten gelirken oradan yalnız bir şey çıkarabildi. O da aşk. Cennet yadigârı olan aşkı, bunun için lekelememek, hakkını vermek, ona hürmet etmek hepimizin borcudur.
(Salâhaddin Eyyubî)
 
Dünyalık elde ederek mutlu olma peşinde koşan insan mutluluğu hiçbir zaman tam olarak yakalayamaz. Çünkü isteklerin sonu yok ve sahip oldukça tatmin duygusu değil, tatminsizlik büyüyor. Gerçek zenginliğin kanaat olduğu gerçeğini insanlık bir kez daha yeniden öğreniyor.
 
Kul hakkına riayet, bütün Müslümanların görevi olmakla birlikte bunun en fazla ihlâl edildiği saha, İslâmî esaslardan uzak olarak yapılan ticarettir.
 
Şâyet insanlar Allah-ü Teâlâ’nın büyüklüğünü düşünselerdi, O'na isyân etmezlerdi.
 
İnsan beyni üzerine yapılan bir araştırma, çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Yale Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre insan beyni “Allah’a inanmak için programlanmış.”
Bebekler ve çocuklar arasında yapılan araştırma sonuçları, insan beyninin doğasında bir yaratıcıya inanmanın olduğunu gösterdi.
New Scientist dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, hiçbir din eğitimi almamış 6-7 yaşında çocuklar bile dünyadaki her şeyin bir nedeni olduğuna inanıyor. Taşların, nehirlerin veya kuşların yaratılmasının bir nedeni olduğunu düşünüyor. Uzmanlara göre “inanmaya ihtiyaç duymak veya inanmak” genlerimize işlenmiş durumda.(BU ATAİSTLER O ZAMAN BEYİNSİZ OLUYOR HİÇ BİR ŞEYE İNANMADIKLARINA GÖRE)
 
Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri, bir gün Padişah Ahmed'in gönderdiği hediyeyi kabul etmeyip, geri iade etmiş. Bunun üzerine Padişah da o hediyeyi bir başka âlim olan Abdülmecid Sivasi'ye göndermiş. Abdülmecid Sivasi ise Padişahın gönderdiği hediyeyi kabul etmiş.
Bunun üzerine Padişah:
"Abdülmecid Efendi! Aziz Mahmud senin kabul ettiğin hediyeyi kabul etmemişti," dediğinde Abdülmecid Efendi şöyle demiş:
"Aziz Mahmud, anka kuşu gibidir. O öyle şeylere itibar etmez ki..."
Sultan Ahmed, bu kez de Aziz Mahmud'a:
"Senin kabul etmemiş olduğun hediyeyi Abdülmecid Sivasi kabul etti," dediğinde, Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri şöyle demiş:
"O deniz gibidir; içine bir damla necasetin düşmesiyle pislenmez."
 
İyiliği gizlemek, kötülüğü gizlemekten daha üstündür. (Ebu Bekir Ferra)
 
Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi. (İmam-ı Azam)
 
Herkes herkese bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah’ın işidir. (Mevlana)

Güzel söz söyleyen, kimseden kötü söz işitmez. (Firdevsi)

Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir. (Mevlana)

Avcı nice al (tuzak, hile) bilirse, ayı da onca yol bilir. (Kaşgarlı Mahmud)

Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali (r.a))

Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir. (Hz. Ebubekir)

Özü doğru olanın, sözü de doğru olur. (Hz. Ali (r.a))

Birliğin kederi, ayrılığın safasından daha hayırlıdır. (Yahya bin Muaz)

Her gecenin bir gündüzü vardır. (Hz. Ali (r.a))

Sakladığın sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun. (Hz. Ali (r.a))

Bütün kötülüklerin anahtarı, hiddettir. (Cafer bin Muhammed)

Kesilmiş koyuna derisinin yüzülmesi elem vermez. (Hz. Esma)

Güzel ahlak; bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür. (Hasan-ı Basri)

En iyi nasihat; iyi örnek olmaktır. (Malcolm X)

Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar. (Mevlana)

Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer. (İbni Haldun)

İnce sözler keskin kılıca benzer, kalkanın yoksa geri dur. (Mevlana)

Gerçek zengin, bilgisi çok olan insandır. (Hz. Ali (r.a))

Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol. (Mevlana)

Cevizi kırıp özüne inemeyen, hepsini kabuk zanneder. (İmam Gazali)

Hayat, iman ve cihaddır. (Hz. Hüseyin (r.a))

Haksızlığa baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar. (Hz. Ali (r.a))

Hayatında ekmeği yenmeyen kimsenin adı, ölümünden sonra anılmaz. (Şeyh Sadi)

Hiç kimse, diğer bir kimsenin kulu değildir. (Hz. Ali (r.a))

Uzun mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür. (İmam Gazali)

Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor. (Abdulhamid Han)

En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)
 
Cahillerin kalbi dudaklarında, alimlerin dudakları kalplerindedir. (Hz. Ali (r.a))

Her kalbin çarpıntısı kendi ecelinin ayak sesleridir. (Beyazidi Bestami)

Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur. (Hz. Ebubekir (r.a))

Gecenin ne kadar uzun olduğunu ancak hastalar bilir. (Sadi)

Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. (Hacı Bayram-ı Veli)
 
Geri
Üst