Bodiroga'dan mesaj var

20
EXE RANK

` La[S]T.# ~ @FENA ;;

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
25 Haz 2009
Mesajlar
33,693
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
` La[S]T.# ~ @FENA ;;
Vilnius'taki 2. günümüzde nihayet basketbola verdiğimiz bir günlük ara sona eriyordu. Aslında, maçların oynanacağı ***mens Arena'ya gidip hem salona gidiş yolunu keşfetmek hem de varsa yapılan idmanları takip etmek istemiştim bu yüzden Salı günü öğleden sonra bu işe giriştim.

Salona girdiğimde Sırbistan idmanı vardı. Normalde medyaya kapalı olan (Kapalı olduğunu biliyor ama bilmiyormuş gibi yapıyordum) idmanı çok uzun süre takip edemedim. O arada, bir grupla hararetli ve keyifli bir sohbet gerçekleştiren, Sırbistan Basketbol Federasyonu Başkan Yardımcısı Dejan Bodiroga'nın, idmanı izlemek için saha kenarına hareketlendiğini gördüm. Efsane ismi, keyifli durumundan da yararlanıp, kendimi tanıttıktan sonra ayak üstü birkaç soru sorma şansı yakaladım.

Türk Milli Takımı'nın, Bogdan Tanjevic'ten ötürü kendisi için diğer rakiplere göre biraz daha farklı olduğunu söyleyen Bodiroga, Türk Milli Takımı ile oynayacakları maçın, gruptaki son maçları olması açısından çok heyecanlı ve zorlu geçeceğini söyledi. Sırp efsanesi ayrıca, Hidayet ve Ersan gibi kendilerini kanıtlamış oyuncuların yanında Türklerin, yetenekli gençlerle turnuvalarda boy gösterdiğini ve bizi seyretmekten keyif aldığını ifade etti.

tro1.jpg


Sonra çalan telefonu sonrası Bodiroga'ya veda ettim. İşte bu arada yanıma yaklaşan bir yetkili, görevimi sorup "medya mensubu" yanıtını alınca kibarca, idmanın basına kapalı olduğunu söyleyerek dışarı çıkmamı rica etti.

Evet bir yerde kurallara uymak önemli ancak, özellikle bu meslekte zaman zaman kuralları inceden çiğnemek, işimizi daha iyi yapmamıza neden oluyor. O yüzden bu tür şeyleri ne yazık ki yapmaya devam edeceğiz.

VE MAÇ GÜNÜ

Günümüzü bu olayla kapatıp otele döndüm. Ertesi gün, güneşli ama hafif serin idi. Sabah kalkıp doğrudan ***mens Arena'nın yolunu tuttuk. Günün ilk maçı olan Almanya - İspanya karşılaşması öncesi Medya Çalışma Merkezi'nde oturmuş hem maç öncesi yorumları okuyor hem de zamanın geçmesini bekliyorduk.

Bu arada, Fransa maçı öncesi sabah şut idmanına gelen A Milli Takımımız da salondan çıkıyordu. Ayak üstü kısa sohbet ettiğimiz oyuncular, İspanyamaçından beri devam eden moralle oldukça iyi görünüyorlardı. SadeceOrhun hoca biraz temkinli, belki de biraz endişeli idi. Ne de olsa kafasınıFransa meşgul ediyor ve onları nasıl yeneceğinin planlarını yapıyordu.

Nihayet maçlar başladı. Önce Almanya ile İspanya karşılaştı. Aslında maç içinde kopma hiç olmadı. Geride olan Almanya sürekli oyunda kaldı ama son anlarda pili bitti.

Bizim maç ise apayrı bir hikaye... Verdiğimiz maçı geri alacak duruma geldik ancak bunu başaramadık ve 2. tura yenilgiyle başladık. Artık kalan iki maçımız final havasında geçecek.

Panevezys'teki kritik son gün maçlarında, Sine Büyüka ile yan yana oturup yarattığına inandığımız sinerjinin Büyük Britanya ve İspanya karşısındaki Türkiye'ye verdiği katkıyı, bu maçta yan yana oturmadığımız için Fransakarşısındaki Türkiye'ye veremedik. Zaten maç sonu yemek yerken Sine de bu eksikliğin altını çizdi. Almanya maçında enerjimizle orada olacağız.

Ve gelelim Litvanya maçına... Bu arada maça girmeden önce, kahin yengeç Lazdeika'ya koca bir tebrik gönderiyoruz. Litvanya'nın turnuva boyunca oynadığı tüm maçlarda galip tarafı bilen Lazdeika, Sırbistan karşısında ev sahibi ekibin kazanacağı yönünde tahminde bulundu ve serisini sürdürdü.

Maç atmosferi ise gerçekten olağanüstüydü. Tribünler adeta yeşile boyanırken, bir kez daha basketbolun bu ülke için ne anlama geldiğini görebiliyordum. Bizdeki gibi "Kırmızı giyip maça öyle gelelim" tarzı kampanyalarla o yeşilleri giymiyorlardı. Litvanyalılar zaten her milli maça yeşil formalarıyla gelerek bu geleneği sağlamışlardı.

tro2.jpg


Salon dışındaki taraftarların oluşturduğu ambians, içeride yaşanacaklar hakkında bizlere ipuçları veriyordu. Zaten Litvanya'da milli maç günü halk, maçı saatler öncesinden yaşıyor. Bizim futboldaki milli maçların havasından bile daha başka bir ortam bu. Maç saati dışarıda taksi bulmakta zorlanırsınız, salondaki Litvanyalı görevliler bile takımlarının maçları yüzünden görevlerini aksatıyorlar. O derece bir bağlılık var. Bizim futbola olan bağlılığımızdan daha az değil belki de daha büyük bir bağlılık bu...

Açıkçası geçen yaz FIBA 2010'da Türkiye'nin, Sinan Erdem'deki atmosferinin bir benzerini Litvanyalılar ***mens Arena'da oluştmuşlardı ve geçen sene finallerdeki Türkiye'nin gösterdiği performansın bir benzerini gösteren Litvanya, güçlü Sırbistan karşısında, neredeyse her attığını sokup 100 sayı ile maçı güle ıynaya galip tamamladı.

Bu maç sonrası otele dönerek günü noktaladık.

Bakalım perşembe günü bizi neler bekliyor... Planlanan tek olay, Vilnius'taki konsolosluğumuzun bize ve takımımıza vereceği yemek olacak.
 
Geri
Üst