Batı etkisinde gelişen türk edebiyatı

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan 0qzz
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
1
EXE RANK

0qzz

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
22 Ağu 2009
Mesajlar
1,166
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
0qzz
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI





A)Tanzimat Edebiyatı (1860-1896)



Osmanlı Devleti, Batı’nın Rönesansla başlayıp çeşitli alanlardaki reform hareketleriyle ilerleyişine ayak uyduramamış ve 17. yy.dan sonra gerilemeye başlamıştır.

Siyasi ve toplumsal hayatta ortaya çıkan bu gerileme edebi hayatta da kendini göstermiştir. 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane Parkı’nda okunan Tanzimat Fermanı (Gülhane Hattı Hümayunu) ile hem siyasi hem de edebiyat alanında yeni bir dönem başlamıştır.

Tanzimat edebiyatının başlangıcı, Tercüman-ı Ahval gazetesinin 1860’taki yayın hayatına başlaması kabul edilir. Tanzimat ile birlikte Türk edebiyatına yeni türler girmiştir ve bu dönemde Batı’dan çeviriler yapılmış ya da ilk örnekleri verilmiştir. Şimdi bu yeni türleri görelim:



Roman-Hikaye



Türk edebiyatı romanla ilk kez Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan yapmış olduğu Telemak’ın çevirisiyle karşılaşır: (Terceme-i Telemak, 1856). Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı romanı edebiyatımızda ilk yerli romandır (1872). İlk hikaye kitabı Ahmet Mithat Efendi’nin Letaif-i Rivayat adlı eseridir. Edebi değer taşıyan ilk romanımız da Namık Kemal’in İntibah (1876) adlı eseridir.



Tiyatro



Yayımlanan ilk tiyatro eseri Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı eseridir (1859). Bu, iki perdelik bir piyestir. Yazar görücü usulüyle evlenmeyi yerer. Şinasi bu eserinde meddah geleneğinden yararlanmıştır. Tanzimatçılar toplum için sanat görüşünü benimsedikleri için toplumu aydınlatmada tiyatroyu bir araç olarak görmüşlerdir.



Şiir



Tanzimat döneminde şiir alanında büyük yenilikler olmuştur. Şiirde biçim olarak divan edebiyatına bağlı kalınmış; ancak şiirin konusu genişletilmiştir.

Tanzimatla birlikte kanun, adalet, eşitlik, hürriyet, vatan gibi konular işlenilmeye başlanmıştır. Bu dönemdeki şiirlerde konu bütünlüğü vardır. Eski şiirde parça bütünlüğü vardı.

Tanzimat şiirinde dört ana tema vardır:

Sosyal temalar: medeniyet, akıl, kültür, hürriyet, adalet, eşitlik, vatan, millet…

(En büyük netbilgini.net bebeğim)(En büyük netbilgini.net bebeğim)(En büyük netbilgini.net bebeğim)(En büyük netbilgini.net bebeğim)fizik temalar: varlık, yokluk, Allah, ölüm, madde, ruh…

Aşk teması: Divan edebiyatındaki soyut ve platonik aşk yerine ete, kemiğe bürünmüş aşk anlatılır.

Tabiat teması: Mazmunlarla anlatılan soyut tabiat yerine somut bir tabiat işlenmiştir.



Gazete



İlk gazete 1831 yılında çıkarılan Takvim-i Vakayi’dir. Bu, resmi bir gazetedir. Ceride-i Havadis yarı resmi bir gazete olup 1840 yılında İngiliz William Churchill tarafından yayımlanmaya başlanmıştır.

İlk özel gazete ise Şinasi ve Agah Efendi’nin birlikte çıkardıkları Tercüman-ı Ahval’dir. Daha sonra Şinasi tek başına 1862 tarihinde Tasvir-i Efkar adlı gazeteyi çıkarmaya başlamıştır. Bu gazete bir zaman sonra Namık Kemal tarafından yönetilmeye başlar. Bu gazete dışında Muhbir (1866), Hürriyet (1867), Basiret (1869), İbret (1867) adlı gazeteler çıkarılır.

TANZİMAT EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ



1-Tanzimat edebiyatı sanatçıları divan edebiyatında bulunan bazı türleri (şiir, tarih, mektup) geliştirmiş; bunun yanı sıra ise Batı edebiyatından yeni türleri (makale, roman, hikaye, tiyatro, anı, eleştiri) edebiyatımıza sokmuşlardır.

2-Tanzimat edebiyatının özellikle ilk dönem yazar ve sanatçıları Fransız devrimci yazarlarından (j.j.Rousseau, Montesquie vb.) yazarların etkisinde kalmışlardır. Bu görüşlere bağlı olarak hak, adalet, hürriyet, eşitlik, vatan, millet gibi kavramları ülkede yaymaya çalışmışlardır.

3-Tanzimat edebiyatı sanatçıları iki kuşağa ayrılır:

a)Toplum için sanat anlayışını benimseyenler: Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi.

b)Sanat sanat için görüşünü benimseyenler: Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Sami Paşazade Sezai.



4-Tanzimat edebiyatı sanatçıları batılı yazarların etkisiyle klasisizmin etkisinde (Şinasi, Ahmet Vefik Paşa, Ali Bey); romantizmin etkisinde (Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, Ahmet Mithat Efendi, Abdülhak Hamit Tarhan); realizmin etkisinde (Beşir Fuat, Sami Paşazade Sezai, Nabizade Nazım) eserler vermişlerdir. Ama bu dönemde bu akımların kuralları tamamen uygulanmamıştır.



5-Tanzimat edebiyatı seçkin kesim için değil halk tabakası için ortaya getirilmiş bir edebiyattır; ama Tanzimat edebiyatının ikinci dönem yazar ve şairleri bu görüşten uzaklaşmışlardır.



6-Halk için yazma düşüncesinin bir sonucu olarak çoğu yazar konuşma diline yönelmek gerektiğini savunmuş; ama hiçbiri eski alışkanlıklarından kopamamışlardır.



7-Tanzimat edebiyatında en büyük yenilik nesirde, anlatımın kuruluşunda yapılmıştır. Amaç hüner göstermek değil; halka bir şeyler vermek olmuş. Bu nedenle kısa anlatım tercih edilmiştir.



8-Nesirde ilk defa noktalama işareti kullanılmıştır.



9-Şiirin konusu genişletilmiş, günlük hayatla ilgili her türlü konu şiirin konusu olmuştur.



10-Beyitlerin başlı başına bir bütün olmasından vazgeçilmiş, şiirin bütününde bir anlam bağının olmasına dikkat edilmiştir.



11-Şiirde aruz ölçüsünün kullanılmasına devam edilmiş olup hece ölçüsünün Türklerin milli ölçüsü olduğu savunulmuş; ancak bu görüş başarısız bir iki denemeden ileriye gidilememiştir.



12-Dilden yabancı kelimelerin atılmaya başlanması Türkçenin aruz kalıbına uydurulmasını zorlaştırmış, bu nedenle nazımda eski kelimelerin kullanımına aynen devam edilmiştir.



Tanzimat Şair ve Yazarlarının Ortak Özellikleri



1-Hepsi Batıcı ilim ve fen taraflısı, gelişmeyi isteyen aydınlardır. Yurdu gerilikten kurtarmak isterken Türk halkının manevi değerlerine de bağlı görünürler. Hepsi dindardır. Din hükümleri ile medeniyeti karıştırmaya çalışırlar.



2-Hemen hepsi Fransız kültürüyle yetişmiştir. Batı dendiği zaman onlar için ilk akla gelen Fransa’dır.



3-Genellikle bütün Tanzimat edebiyatı sanatçıları Fransızcayı mektep medrese görmeden öğrenmişlerdir. Bu yönleriyle onlar didaktik sanatçılardır.



4-Tanzimat sanatçılarının hemen hepsi yüksek makam (paşa, vali vb.) sahibi devlet memurlarıdır. İç ve dış siyaseti çok iyi bilirler.



5-Sanattan çok ülkü ve fikir peşinde koşmuşlardır. Her türlü haksızlığa ve zulme karşı savaş açmışlardır.

-Toplumumuzda o güne kadar kullanılmayan birtakım kavramları (hak adalet, meşrutiyet, eşitlik, reisicumhur) kullanmaya başlamışlardır.



7-Divan edebiyatıyla yetiştikleri için divan edebiyatının iyi ve kötü yanlarını çok iyi bilirler; Divan edebiyatına sırt çevirirken sırtlarını halka dayarlar ve güçlerini halktan alırlar.



8-Batıdan aldıkları türlerin sadece bir tanesiyle uğraşmakla yetinmezler; hemen hemen bütün türlerde eser verirler.



9-Tanzimat sanatçılarının hemen hepsi çok yönlü kişilerdir. Edebiyatçı, devlet memuru, siyasetçi ve mücadele adamıdırlar.



---Tanzimat Edebiyatının Amacı---

1-Eski edebiyatı yıkmak yerine sosyal hayatla geniş ölçüde ilgili yeni ve inkılapçı bir edebiyat getirmek.



2-Halka halk diliyle hitap ederek yeni edebiyatı ve yeni fikirleri çok büyük sosyal ve siyasi buhran içerisinde bulunan millete geniş ölçüde tanıtmak.



3- Millet, vatan, hürriyet, adalet, fikir, meşrutiyet rejimi gibi kavramları tanıtarak bunları yeniden kurmak.



Tanzimat Edebiyatının Dönemleri



1.Dönem Tanzimat Edebiyatı



Özelikleri



1-Bu dönem sanatçıları “Sanat toplum içindir.”görüşünü benimsemişlerdir.

2-Dilde sadeleşme amaçlanmış; ama uygulanamamıştır.

3-Fransız yazarlardan etkilenmişlerdir

4-Romantizm akımından etkilenmişler; bu nedenle eserlerdeki kişiler hastalıklı ve veremli kişilerdir.

5-Şiirde estetik güzellik yerine işlenen konu ön plana çıkmıştır. Yani içerik ön plandadır.

6-Bu dönemde yazılan romanlar roman tekniği açısından zayıftır. Romanda yer yer konu kesilip okura ansiklopedik bilgi verilir.

7-Noktalama işaretleri ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.

8-Batı edebiyatından yeni türler edebiyatımıza sokulmuş; ayrıca bizim edebiyatımızdaki türler de yenileştirilmiştir.

9-Şiirde eski şekiller kullanılmış, yeni konular işlenmiştir.

10-Bu dönem sanatçılarının çoğunluğu devlet adamıdır.

11-Hece ölçüsünü ve halk edebiyatını savunmuşlar; ama uygulayamamışlardır.

12-Divan edebiyatına şiddetle karşı çıkmışlar; fakat ondan kopamamışlardır.

13-Tanzimat edebiyatında her alanda ikilik görülür:

Sade dil savunulur; ağır dil kullanılır.

Hece ölçüsü savunulur; aruz ölçüsü kullanılır.

Divan edebiyatı kötülenir; o tarzda eserler verilir vb.



14-Bu dönemin sanatçıları; Şinasi, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa’dır.



NAMIK KEMAL (1840-1888) (ROMANTİK)



Edebiyatımızda “vatan şairi” olarak bilinir. Eserlerinde çoğunlukla toplumsal konuları işlemiştir (vatan,millet,hürriyet vb.). Sanat toplum için görüşüne bağlı kalmıştır. Edebiyatımızda edebi değer taşıyan ilk roman olan İntibah ve ilk tarihi roman Cezmi’yi yazmıştır.

Namık Kemal, yeni edebiyatı savunmakla birlikte şiirde şekil bakımından yenici olmayan bir şairdir. Divan edebiyatı nazım şekilleri ve aruz ölçüsünü kullanmıştır. Konu olarak yenilikçidir.

Namık Kemal’in bütün edebi türlerde eseri vardır. Tiyatro alanında altı eser vermiştir. Bunlar; Vatan Yahut Silistre, Gülnihal, Akif Bey, Zavallı Çocuk, Kara Bela, Celaleddin Harzemşah’tır. Celaleddin Harzemşah on beş perdelik bir oyun olup oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır.

Namık Kemal, eski edebiyat ve yeni edebiyat konularında görüş ayrılığına düştüğü Ziya Paşa’nın Harabat’ını tenkit etmek için Tahrib-i Harabat’ı ve Takib-i Harabat’ı yazmıştır.

Tarih konusunda yazmış oldukları ise Kanije Muhasarası, Evrak-ı Perişan, Devr-i İstila, Osmanlı Tarihi (Tamamlanamamıştır.).

Renan Müdafaanamesi, İslamiyeti savunan bir eleştirdir.



İNTİBAH: Bu eserde Ali Bey adındaki bir kişinin Mahpeyker adındaki bir kadına aşık olması anlatılmaktadır.

CEZMİ: Bu eserinde İslam birliği düşüncesi vardır.



ZİYA PAŞA (1825-1880)



Doğu kültürüyle yetişmiş daha sonraki dönemlerde Batıya yönelmiştir. Yenilikçi fikirleri vardır. Ama bu fikirler eserlerinde görülmez. Eski ile yeniye gidip gelen bir yazardır. Bu nedenle Namık Kemal’le arası açılmıştır. Önceki dönemlerinde Divan şiirini Türk şiiri olarak kabul etmez; fakat daha sonra yayımlamış olduğu Harabat adlı eserinde ise bunun tersini söyler. Arapça ve Farsça kelimelerle örülü bir dili vardır. Şiirleri divan üslubundadır. Hece ölçüsüyle bir türküsü vardır.

Gazeller, kasideler yazmıştır. Edebiyatımızın en önemli terci-i bent ve terkib-i bent şairidir.

Edebiyatımızda ilk edebiyat tarihi sayılan Harabat adlı antolojiyi yazmıştır. Bu eserde divan edebiyatını övmüştür.

Zafername adlı üç bölümlük manzum eserinde Sadrazam Ali Paşa’nın tutum ve davranışlarını över görünürken üstü örtülü bir şekilde onu yermiştir.

Ziya Paşa’nın şiirleri ölümünden sonra Eş’ar-ı Ziya ve Külliyat-ı Ziya Paşa adlı kitaplarda toplanmıştır.

Şiir ve İnşa adlı eserini Divan edebiyatını yermek amacıyla yazmıştır. .Defter-i Amal adlı eserinde çocukluk anıların anlatmıştır. Ayrıca Emile (j.j. Rousseau) çevirisiyle Rüya adlı röportaj eseri vardır.





ŞİNASİ (1826-1871) (KLASİK)



Tanzimat edebiyatında yeniliğin öncüsü olmuş bir yazarımızdır. Dilde sadeleşmeye öncülük etmiştir.

Tercüman-ı Ahval ve Tasvir-i Efkar gazetelerini çıkarmıştır. İlk makaleyi (Tercüman-ı Ahval Mükaddimesi), ilk piyesi (Şair Evlenmesi) yazmıştır. Noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır. 1845-1860 yılları arasında Fransa’da bulunmuş ve Fransız edebiyatını ve yazarlarını iyice tanımış, bu yazarlardan etkilenmiştir. Lamartine ve Lafontaine’den çeviriler yapmıştır.

Didaktik eserlerini, tartışmalarını ve eleştirilerini 1862’de yalnız başına çıkardığı Tasvir-i Efkar gazetesinde yayımlamıştır.

Müntehabat-ı Eş’ar adlı eserini daha önce yazmış olduğu şiirlerinden seçerek yapmıştır. Osmanlı atasözlerini toplayarak Durub-ı Emsal-i Osmaniye adlı kitap yazmıştır. Tasviri Efkar gazetesinde yazdıklarını Müntehabat-ı Tasvir-i Efkar adlı kitapta toplamıştır.





AHMET VEFİK PAŞA (1844-1912)



Devlet adamıdır, çeşitli yerlerde yöneticilik yapmıştır. Tiyatro alanındaki çalışmalarıyla tanınır. Molliere’nin hemen hemen bütün eserlerini tercüme etmiştir. (17-18 eser) Bursa valiliği sırasında kendi adıyla anılan bir tiyatro binası inşa ettirmiş ve eserlerinin burada oynanmasını sağlamış, halka tiyatro sevgisini aşılamıştır.

Lehçe-i Osmani adlı sözlüğü yayınlamış, Hikmet-i Tarih ve Fezleke-i Tarih-i Osmani adlı tarihle ilgili eserler yazmıştır.

Milliyetçili,k ve Türkçülük fikirlerinin önde gelen savunucularındandır.

Atalar Sözü adlı eserinde atasözlerini derlemiştir.

Ahmet Vefik Paşa taklitçilikten uzak doğu Batı sentezi ürünlerin ilk örneklerini vermiştir. Kullandığı dil onun anlatımına güzellik katmıştır.

ŞEMSETTİN SAMİ (1860-1936)

Türk edebiyatında ilk roman olan Taaşşuk u Talat ve Fitnat adlı eseri yazmıştır. Bu eserde cariyelik ve kölelik konularını işlemiştir.

Şemsettin Sami edebiyat çalışmalarının yanında dille de uğraşmış devrin en büyük dil alimidir. Yazmış olduğu Kamus-ı Türki Türkçe bir sözlüktür. Sefiller ve Robinson Cruise isimli eserleri tercüme etmiştir. Seydi Yahya, Besa yahut Ahde Vefa ve Gave adlı piyesleri vardır.

Ayrıca Orhun Abidelerini ve Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.





AHMET MİTHAT EFENDİ (1844 -1912)



Sanat toplum için anlayışına bağlı kalmış, bu nedenle Servet-i Fünuncuları tenkit emiş ve onlar hakkında DEKADANLAR adlı makalesini yamıştırr.

Ahmet Mithat Efendi ansiklopedik bir yazardır. Her konuda her türlü yazılar yazar. Eserlerinde okuyucularını bilgilendirmeye çalışır. Eserlerinde sade bir dil kullanmıştır. Halka okuma zevkini aşılamaya çalışır. Çok yazmasından dolayı yazı makinesi diye adlandırılır. Amacı ebedilik değil halkı aydınlatmaktır. Yer yer romanların akışını keser ve uzun bilgiler verir. Romanları teknik açıdan zayıftır.

Onun 36’sı roman, yaklaşık 200 eseri vardır.

Eserleri



Ahmet Mithat Efendi, Tercüman-ı Hakikat, Bedir, Devir gibi birçok gazete çıkarmıştır.

Küçük hikayelerden oluşan Letaif-i Rivayat adlı eseri 28 hikayeden ve 25 ciltten oluşur ve edebiyatımızda ilk hikaye kitabıdır.

Avrupa’da Bir Cevelan gezi yazılarından oluşur.



Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Felatun Beyle Rakım Efendi, Yeniçeriler, Henüz On Yedi Yaşında, Diplomalı Kız, Kıssadan Hisse…



Not:Halkı aydınlatmaya çalıştığı için Hece-i Evvel (ilk öğretmen) olarak bilinir.
 
Geri
Üst