20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Yazarı: Nurettin TOPÇU
Yayınevi: Dergah
Baskı: İstanbul / 1986 / 232 shf.
Eserimiz altı bölümden oluşmaktadır.
1- Hürriyet problemi
2- İnsanın esirliği
3- Sorumluluk ideali
4- Taklid ve inanç
5- Mistik iman
6- İmandan isyana
Yazara göre hürriyetten isyana kadar katettiğimiz yol, bir ilerlemeyi mi gösteriyor yoksa sadece bir terimin yerine başka bir terimin mi konulmasıdır? Bize öyle geliyorki asandaki cüzi irade yanılgısını olduğu kadar, hareketlerinde kaçınılmaz olan determinizm yanılgısını da ortadan kaldırmak idi. Böyle olunca isyan problemi, ispatlanması söz konusu olacak bir varsayım ve tartışma içerisindeki çatışma olarak değil de isyanın ta içinde keşfedilmiş bir olgu selametini belirleyecek bir seçim olarak ortaya çıkıyor. İsyan etmeyi istemek veya istememek, harekete geçmeyi istemek veya istememek, bu ikisinden birini seçmek gerekiyor. En iyisini seçmek için de hep daha fazlasını istemek, elini daha ileriye uzatmak, kalbini genişletmek bir yandan kendini aleme verirken öte yandan kendini alemin merkezi haline getirmek yeterlidir. Hür hareketi isyan vasıtasıyla ve isyan içerisinde tanımlandığını gördük. Tabiat determinizminin ve sosyal uysallığın karşısına dikilen her hareket aslında hakiki bir isyandır. Böylece aranan ve istenen yaratma kişinin kendi hayat aslında hakiki bir isyandır. Böylece aranan ve istenen yaratma kişinin kendi hayat kuralını kendisinin keşfetmesi isyan hareketleri olmaktadır. Böylece insan, çoğu zaman ve belli bir ölçüde isyan halindedir. Yazarın gayreti ise gerçek tavrını, hareketlerinin yöneldiği ideali tanıtmaktan ve bu şekilde ondaki üstün görev şuurunu uyandırmaktan ibarettir.
Nureddin Topçu, felsefi metod ve anlayış bakımından 20. yüzyılın önde gelen sistemlerinden Hareket (action) felsefesine bağlanmış bir düşünürümüzdür. Hareket felsefesi 18. yüzyıldan beri batıda gelişen materyalist - pozitivist akımların karşısında insanlığın kurtuluşunu ahlaki ve moral değerlerin yükselişinde gören spritüalist bir felsefi akımdır. Bu felsefenin kurucusu olan Fransız filozofu Maurice Blondel (1861-1944), L'action adlı eseriyle insan hareketlerinin aile, toplum, devlet ve insanlık basamaklarından geçerek Allah'a doğru ilerlemede olduğunu ince tahlillerle ortaya koymuştur? Blondel dinin kendi başına ve sistemi olduğu açıkladı. Blondel akıl ile inancı ayırmanın sun'i olduğu, pozitif ilimlerden felsefenin hareketlerine ve dinin, deneyi tamamıyla aşan alanlarına kadar, herşeye ancak insan hareketlerinin ortaya koyduğu imanla ulaşmanın mümkün olacağını iddia etti. Bu anlamda din ile felsefeyi birbirine yakınlaştırmaya çalıştı.
Yayınevi: Dergah
Baskı: İstanbul / 1986 / 232 shf.
Eserimiz altı bölümden oluşmaktadır.
1- Hürriyet problemi
2- İnsanın esirliği
3- Sorumluluk ideali
4- Taklid ve inanç
5- Mistik iman
6- İmandan isyana
Yazara göre hürriyetten isyana kadar katettiğimiz yol, bir ilerlemeyi mi gösteriyor yoksa sadece bir terimin yerine başka bir terimin mi konulmasıdır? Bize öyle geliyorki asandaki cüzi irade yanılgısını olduğu kadar, hareketlerinde kaçınılmaz olan determinizm yanılgısını da ortadan kaldırmak idi. Böyle olunca isyan problemi, ispatlanması söz konusu olacak bir varsayım ve tartışma içerisindeki çatışma olarak değil de isyanın ta içinde keşfedilmiş bir olgu selametini belirleyecek bir seçim olarak ortaya çıkıyor. İsyan etmeyi istemek veya istememek, harekete geçmeyi istemek veya istememek, bu ikisinden birini seçmek gerekiyor. En iyisini seçmek için de hep daha fazlasını istemek, elini daha ileriye uzatmak, kalbini genişletmek bir yandan kendini aleme verirken öte yandan kendini alemin merkezi haline getirmek yeterlidir. Hür hareketi isyan vasıtasıyla ve isyan içerisinde tanımlandığını gördük. Tabiat determinizminin ve sosyal uysallığın karşısına dikilen her hareket aslında hakiki bir isyandır. Böylece aranan ve istenen yaratma kişinin kendi hayat aslında hakiki bir isyandır. Böylece aranan ve istenen yaratma kişinin kendi hayat kuralını kendisinin keşfetmesi isyan hareketleri olmaktadır. Böylece insan, çoğu zaman ve belli bir ölçüde isyan halindedir. Yazarın gayreti ise gerçek tavrını, hareketlerinin yöneldiği ideali tanıtmaktan ve bu şekilde ondaki üstün görev şuurunu uyandırmaktan ibarettir.
Nureddin Topçu, felsefi metod ve anlayış bakımından 20. yüzyılın önde gelen sistemlerinden Hareket (action) felsefesine bağlanmış bir düşünürümüzdür. Hareket felsefesi 18. yüzyıldan beri batıda gelişen materyalist - pozitivist akımların karşısında insanlığın kurtuluşunu ahlaki ve moral değerlerin yükselişinde gören spritüalist bir felsefi akımdır. Bu felsefenin kurucusu olan Fransız filozofu Maurice Blondel (1861-1944), L'action adlı eseriyle insan hareketlerinin aile, toplum, devlet ve insanlık basamaklarından geçerek Allah'a doğru ilerlemede olduğunu ince tahlillerle ortaya koymuştur? Blondel dinin kendi başına ve sistemi olduğu açıkladı. Blondel akıl ile inancı ayırmanın sun'i olduğu, pozitif ilimlerden felsefenin hareketlerine ve dinin, deneyi tamamıyla aşan alanlarına kadar, herşeye ancak insan hareketlerinin ortaya koyduğu imanla ulaşmanın mümkün olacağını iddia etti. Bu anlamda din ile felsefeyi birbirine yakınlaştırmaya çalıştı.