20
EXE RANK
`korkunc` `FENA`
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 6 Kas 2010
- Mesajlar
- 28,252
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
- İnandığın âmirin yanında çalış!
- Âmirine akıl verme, yol göstermeye kalkışma; arz et.
- Âmirinle mümkün mertebe “ben” ve “benim...”le başlayan cümlelerle konuşma.
- Âmirinin kafasında ne olduğunu; yani maksadını anlamaya gayret et. Eğer aldığın talimat müphem kaldıysa “efendim, ben bu meseleyi şöyle anlıyorum... Doğru mu” diye teyid al. Az ve öz konuş; âmirini laf kalabalığına boğma!
- Arz edeceğin mevzuda; âmirinin yapacağı itirazlarla sana yönelteceği soruları önceden tahmin et ve bunları ikna edici bir tarzda cevaplandırmak için hazırlıklı ol.
- Âmirini bunaltma! Arz ettiğin meseleyi duyurduğun andan itibaren o da söz konusu işi düşünmeye başlamıştır.
- Âmirine emri vaki ve sürpriz yapma. Unutma ki nihai noktadaki mesuliyet âmirindedir. Senin vermen gereken malumatı başkasından işitmesi veya ondan hayret uyandıracak sürpriz tasarruflar sana önce puan, sonra yerini kaybettirir.
- Meselelerini âmirinin üzgün, yorgun ve aşırı neşeli olduğu zamanlarda arz etme. Uygun zaman kadar; uygun zemin de çok önemlidir.
- Âmirinle aranda ilk yanında çalışmaya başladığın günkü terbiye, nezaket ve mesafeyi koru.
Samimiyetle laubalilik farklı şeylerdir.
- Sana aykırı gelen fikir ve tâlimatlara hemen “olmaz!” deme. [Hemen itiraz âmire itiraz demektir. Peki dedikten sonra, birkaç gün düşünüp tekrar fikrini söyleyebilirsin. İlk itiraz yapılacak işe değil, âmire itiraz kabul edilir.]
- Unutma ki âmirin, senin yaşadığını ve yaşayacaklarını daha evvelden yaşamış; kendisine inanılır; tecrübeli bir insandır.
- Sabırlı ol. Yanlış hesap, senin ihtilafında da Bağdat’tan dönecektir.
- Âmirine senin için “ne dalkavuk adam, beni enayi yerine koyuyor” dedirtecek ölçüsüz methiyeler dizmekten kaçın. Gerektiğinde hakikatleri söyle. Ama söylemesini bilerek.
- Âmirine akıl verme, yol göstermeye kalkışma; arz et.
- Âmirinle mümkün mertebe “ben” ve “benim...”le başlayan cümlelerle konuşma.
- Âmirinin kafasında ne olduğunu; yani maksadını anlamaya gayret et. Eğer aldığın talimat müphem kaldıysa “efendim, ben bu meseleyi şöyle anlıyorum... Doğru mu” diye teyid al. Az ve öz konuş; âmirini laf kalabalığına boğma!
- Arz edeceğin mevzuda; âmirinin yapacağı itirazlarla sana yönelteceği soruları önceden tahmin et ve bunları ikna edici bir tarzda cevaplandırmak için hazırlıklı ol.
- Âmirini bunaltma! Arz ettiğin meseleyi duyurduğun andan itibaren o da söz konusu işi düşünmeye başlamıştır.
- Âmirine emri vaki ve sürpriz yapma. Unutma ki nihai noktadaki mesuliyet âmirindedir. Senin vermen gereken malumatı başkasından işitmesi veya ondan hayret uyandıracak sürpriz tasarruflar sana önce puan, sonra yerini kaybettirir.
- Meselelerini âmirinin üzgün, yorgun ve aşırı neşeli olduğu zamanlarda arz etme. Uygun zaman kadar; uygun zemin de çok önemlidir.
- Âmirinle aranda ilk yanında çalışmaya başladığın günkü terbiye, nezaket ve mesafeyi koru.
Samimiyetle laubalilik farklı şeylerdir.
- Sana aykırı gelen fikir ve tâlimatlara hemen “olmaz!” deme. [Hemen itiraz âmire itiraz demektir. Peki dedikten sonra, birkaç gün düşünüp tekrar fikrini söyleyebilirsin. İlk itiraz yapılacak işe değil, âmire itiraz kabul edilir.]
- Unutma ki âmirin, senin yaşadığını ve yaşayacaklarını daha evvelden yaşamış; kendisine inanılır; tecrübeli bir insandır.
- Sabırlı ol. Yanlış hesap, senin ihtilafında da Bağdat’tan dönecektir.
- Âmirine senin için “ne dalkavuk adam, beni enayi yerine koyuyor” dedirtecek ölçüsüz methiyeler dizmekten kaçın. Gerektiğinde hakikatleri söyle. Ama söylemesini bilerek.