11
EXE RANK
~TiM[e]-oVeR~
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 11,101
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.google.com
Yıldırım
Yıldırım, dünyanın yaratılmasından beri meydana gelen hadiselerden birisidir. İlahî terbiyeden mahrum, O'ndan mesaj getiren elçilerin anlattığı hakikatleri kabul etmeyen insanlar, kâinatta meydana gelen eşya ve hadiselerin mahiyetini anlamaktan uzak kaldılar. Kendilerine verilen korku hissini yanlış yerlerde kullanıp, kâinatta meydana gelen olaylardan korkup hayatlarını endişe içinde geçirdiler. Canların öldürücü ye cisimleri tahrib edici hususiyetlerinden dolayı yıldırımdan da korktular. Bazı iptidaî kavimler yıldırım; "tanrılarının" kendilerine fırlattığı alevli mızraklar, bazıları da "gök tanrıları"nın yeryüzüne fırlattığı çekicin izleri olduğunu sandılar.
Yıldırımlar üzerinde gerçeğe yakın esaslı ve köklü araştırmalar 18. y.y'da yapılmaya başlamıştır, İngiliz Wale birbirine sürtülen kehribarın çıkardığı şerare ve sesin sebebinin yıldırım ve gök gürültüsünde aynı olabileceğini söyledi. 1752 yılında Amerikalı Benjamin Franklin yağmurlu bir havada uçurtmanın ipinden anahtar geçirdi, birden anahtardan etrafa şeraleler yayıldığını gözledi. Böylece ölme tehlikesini göz önüne alarak bu korkunç ateş şualarının elektrikî bir hadise olduğunu ispata çalıştı. Mahiyetini anlamak gayesi ile araştırma ve çalışmaları, elektriğin tatbikatına zemin hazırladı. Çalışmaları paratonerin keşfiyle neticelendi.
Dünya, daima doldurulmaya ihtiyacı bulunan büyük bir akümülatöre benzer. Bulut olmayan yerlerde, negatif yüklü dünyadan pozitif yüklü olan yüksek atmosfere elektrik sızar. Bu sızma, kaybolan elektriği toplayıp biriktiren fırtına bulutlan tarafından dünyaya tekrar verilir. Bir bulut, dünyanın yükünün 100 milyon katı kadar kuvvetli elektrik biriktirebilir.
Bir fırtına bulutunun alt kısmında pozitif yükten oluşan bir tabaka mevcuttur. Bunun üzerindeki tabaka negatif yükle yüklüdür. Bulutun en üst kısmı yine pozitif yüklüdür. Elektrik yüklerinin her ayrılışında bir gerilim alanı oluşur. Oluşan gerilim izolasyon tabakasını zorlayıp dayanma gücünü aşarsa bir şerare bir yandan öte yana sıçrar ve şimşek çakar. Hava, fırtına bulutlan da izolatör vazifesini görmektedir. Çok kısa bir zamanda geçen elektrik akımı, yük farklarının bir kısmını denkleştirir.
Yeryüzündeki bir nokta ile bir bulut arasında boşalma kıvılcımı çıkanca bu noktaya yıldırım düştü denir. Yıldırımın ışıklı görünüşü için şimşek terimi kullanılmaktadır. Gök gürültüsü, yıldırım oluşurken ışıkla çıkan gürültüyü belirtir.
Şimşek, 1/100 saniyelik aralıklarla meydana gelen kısmî boşalmalardan ibarettir. Bu boşalmalar bulutla toprak arasında aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağıya ve inişli çıkışlı olduğundan gök gürültüsü uzaklaşır ve yaklaşır gibi duyulmaktadır.
Yıldırımları oluştukları ve düştükleri yerlere göre üç kısma ayırabiliriz. Bunlardan birincisi bulut yıldırımlarıdır. Bunlar yıldırımların büyük bir kısmını teşkil edip, bulut içinde oluşur ve bulut içinde kalırlar. İkinci kısım yıldırımlar ise bulutla oluşup diğerine atlarlar. Bu kısmın sayısı da yer yıldırmalarınınkinden fazladır. Üçüncüsü ise yer yıldırımlarıdır. Yıldırımların az bir kısmını teşkil eden bu kısım bir bulutla oluşur ve yere düşer. Bu oluşum ve düşüş için saniyenin çok küçük bir kısmı yeterlidir.
Şimşeğin yapısı, günümüzde iki döner objektifi ile sabit bir fotoğraf camı bulunan Boys fotoğraf makinesiyle çekilen fotoğraflarla daha da iyi anlaşılmıştır. Bu çekilen fotoğraflarla ve yıldırımı yakından inceleme imkânlarının doğmasından sonra birkaç hususî şimşek hâli belirlenebilmiştir. Dal budak salmış yıldırımlar, çizgi yıldırımları, aşağıya inen yukarıya çıkan yıldırımların yanında sıcak, soğuk yıldırımların varlığı tesbit edilebilmiştir. İlim adamlarının şimdiye kadar müşahede edemedikleri fakat halkın gördüklerini iddia ettikleri kürevî yıldırımların varlığı söylentiden öteye geçmemiştir. Bu yıldırımlar anlatıldıklarına göre güya, parlayan toplar gibi rahatça havada süzülüp türlü hareketler yapmaktadırlar. Genişliklerinin 20-25 m. kadar olduğu, parlaklıklarının birçok renk tonu arasında değiştiği söylenmektedir.
Yıldırımların ölçülmesi ve parçalanması çalışmalarında bulunan İsviçre'li Kari Berger, yıldırım hakkında bilinmeyen birçok noktayı açıklığa kavuşturdu. Berger, İsviçre'nin 915 m. yükseklikteki "San Solvatore" dağına 70 m. yükseklikte çelik bir kule yaptırdı. Sonra bu kulenin yanına bir ikincisini ilave etti. Bu kulelerden her yıl, çevreye ve kulelere çarpan 100'e yakın yıldırımı tetkik etme imkânını buldu. Binanın içine yerleştirilen teknik aletlerle yıldırımın fotoğrafını çekti. Yıldırımlar üzerinde yaptığı çalışmalar neticesinde sıcak ve soğuk yıldırımların aaafiyetlerini ortaya çıkardı. Sıcak yıldırımlar yangınlara sebeb olduğu halde soğuk yıldırımlar yangın çıkarmıyordu. Bunun sebebi de soğuk yıldırımların sıcak yıldırımlardan daha az bir sürede oluşup hemen tesirini kaybetmesiydi. Dolayısıyla düştüğü madde üzerinde, o maddelerin yeterli tutuşma sıcaklığını sağlayabilecek süreden az duruyordu. Böylece o madde için gerekli aktivasyon enerjisi sağlanmamış oluyordu.
Berger, yıldırımların % 20'sinin "aşağıdan yukarı çıkan" yıldırımlar olduğunu gözledi. Bu tip yıldırımlar hususî şartlarda ve muayyen bölgelerde olabiliyordu. Açık arazi ve evlerde oluşmadığı halde maden tepeli dağlarda, gemi direkleri ve yüksek bacaların çevresinde görülebiliyordu.
Yüksek hız fotografisiyle yıldırımın her seviyesini tesbit mümkün olmaktadır. Bir buluttan dışarıya fırlayan bir yıldırımın hızı saniyede 150 bin km'dir. Yıldırım, yolunun her 50 m'sinde bir, yolunu değiştirdiğinden zikzaklı bir yol izler. Esas yıldırım, saniyenin bir kaç milyonda biri kadar bir süre durur. Onu yakalamak için yerden çıkan bir yıldızıma veya sivri bir cisme rastladığında kısa devre meydana gelir.
Dünya üzerinde her saniye tahminen 1800 fırtına patlak vermekte, her saniye ortalama 100 defa 300-2700 m. uzunlukta şeritler halinde de yıldırım düşmektedir. Bir tek yıldırım 3.750 milyon kilovatlık elektrik gücü taşıyabilir. Bir yılda dünyaya ortalama 3 milyar düştüğüne göre, yıldırımlar dünyamıza 11,25.10 kilovatlık enerji taşımış olurlar. Gerilimleri 100 milyon volt olan yıldırımlar beraberlerinde 100 bin amperlik akım ***ürürler. Yıldırımların sıcaklığı, güneşin yüzeyindeki sıcaklıktan 5 kat daha fazladır. Bu sıcaklıkta 30.000°C dolaylarındadır. Saniyedeki hızlan 100.000 km. bulan yıldırımlar enerjilerinin % 75'ini geçtikleri yollar üzerindeki havaya ısı enerjisi halinde vererek dağıtırlar. Herhangi bir yıldırımın yolu üzerindeki havanın sıcaklığı 15-20 bin °C'ye yükselir. Bu yükseliş havanın genleşmesini sağlar. Bu hadise 25 km. uzaktan gök gürültüsü şeklinde duyulan ses dalgalarını doğurur.
Yıldırım her yıl takriben yarım milyarlık mal kaybına sebeb olmaktadır. ABD' de her yıl 90 milyon yıldırımdan 50.000'i evlere çarpmaktadır. Almanya'da yılda yaklaşık 100 kişi yıldırımdan ölmektedir. Bu sayı Dünya nüfusuna göre 1000-2000 kişiyi bulmaktadır. Yıldırım çarpma ihtimali Dünyanın her yerinde aynı değildir. Zira yıldırım oluşabilmesi için fırtına bulutu gerekir. Fırtınayı meydana getiren unsurlar nem ve sıcaklıktır. Kutup bölgelerinde sıcaklık, çöllerde de nem olmadığı için oralara ne yıldırım düşer ne de gök güder.
Yıldırımın elektrikle çalışan vasıtalara yaptığı hasar yüz milyonlarca dolan bulur. Radyo parazitlenir, televizyon net yayın yapamaz, elektrik hattına yıldırım düşerse yüksek gerilim oluşur. Bu gerilim şehirlerde pek tehlikeli olmamakla beraber köylerde oluşursa zararı büyük buudlara ulaşabilir. Telefon hattına düşen yıldırım o an telefon etmekte olan kişiyi öldürebilir. Aynı zamanda yıldırım çarpmalarında kalbin durması, ölüme sebep olmaktadır.
Yıldırımın, yukarıda saydığımız zararları olmasına rağmen kendisinden kolayca korunulabilir. Paratonerler, binanın üstüne konur ve çevrede oluşan yıldırımın yolunu kesip onu yakalayarak hiç bir zarara sebeb olmadan toprağa gönderebilir. Açık bir arazide fırtınaya tutulan bir kimse ortada yalnız duran bir ağacın (cinsine bakmadan) yapraklan altına sığınmaktan sakınmalıdır. Düz arazide ise en yüksek noktayı teşkil etmemek için yere çömelerek beklenmelidir. Ormanlık bir bölgede ise genç ağaçların altına sığınmalıdır.
Yıldırım, dünyanın yaratılmasından beri meydana gelen hadiselerden birisidir. İlahî terbiyeden mahrum, O'ndan mesaj getiren elçilerin anlattığı hakikatleri kabul etmeyen insanlar, kâinatta meydana gelen eşya ve hadiselerin mahiyetini anlamaktan uzak kaldılar. Kendilerine verilen korku hissini yanlış yerlerde kullanıp, kâinatta meydana gelen olaylardan korkup hayatlarını endişe içinde geçirdiler. Canların öldürücü ye cisimleri tahrib edici hususiyetlerinden dolayı yıldırımdan da korktular. Bazı iptidaî kavimler yıldırım; "tanrılarının" kendilerine fırlattığı alevli mızraklar, bazıları da "gök tanrıları"nın yeryüzüne fırlattığı çekicin izleri olduğunu sandılar.
Yıldırımlar üzerinde gerçeğe yakın esaslı ve köklü araştırmalar 18. y.y'da yapılmaya başlamıştır, İngiliz Wale birbirine sürtülen kehribarın çıkardığı şerare ve sesin sebebinin yıldırım ve gök gürültüsünde aynı olabileceğini söyledi. 1752 yılında Amerikalı Benjamin Franklin yağmurlu bir havada uçurtmanın ipinden anahtar geçirdi, birden anahtardan etrafa şeraleler yayıldığını gözledi. Böylece ölme tehlikesini göz önüne alarak bu korkunç ateş şualarının elektrikî bir hadise olduğunu ispata çalıştı. Mahiyetini anlamak gayesi ile araştırma ve çalışmaları, elektriğin tatbikatına zemin hazırladı. Çalışmaları paratonerin keşfiyle neticelendi.
Dünya, daima doldurulmaya ihtiyacı bulunan büyük bir akümülatöre benzer. Bulut olmayan yerlerde, negatif yüklü dünyadan pozitif yüklü olan yüksek atmosfere elektrik sızar. Bu sızma, kaybolan elektriği toplayıp biriktiren fırtına bulutlan tarafından dünyaya tekrar verilir. Bir bulut, dünyanın yükünün 100 milyon katı kadar kuvvetli elektrik biriktirebilir.
Bir fırtına bulutunun alt kısmında pozitif yükten oluşan bir tabaka mevcuttur. Bunun üzerindeki tabaka negatif yükle yüklüdür. Bulutun en üst kısmı yine pozitif yüklüdür. Elektrik yüklerinin her ayrılışında bir gerilim alanı oluşur. Oluşan gerilim izolasyon tabakasını zorlayıp dayanma gücünü aşarsa bir şerare bir yandan öte yana sıçrar ve şimşek çakar. Hava, fırtına bulutlan da izolatör vazifesini görmektedir. Çok kısa bir zamanda geçen elektrik akımı, yük farklarının bir kısmını denkleştirir.
Yeryüzündeki bir nokta ile bir bulut arasında boşalma kıvılcımı çıkanca bu noktaya yıldırım düştü denir. Yıldırımın ışıklı görünüşü için şimşek terimi kullanılmaktadır. Gök gürültüsü, yıldırım oluşurken ışıkla çıkan gürültüyü belirtir.
Şimşek, 1/100 saniyelik aralıklarla meydana gelen kısmî boşalmalardan ibarettir. Bu boşalmalar bulutla toprak arasında aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağıya ve inişli çıkışlı olduğundan gök gürültüsü uzaklaşır ve yaklaşır gibi duyulmaktadır.
Yıldırımları oluştukları ve düştükleri yerlere göre üç kısma ayırabiliriz. Bunlardan birincisi bulut yıldırımlarıdır. Bunlar yıldırımların büyük bir kısmını teşkil edip, bulut içinde oluşur ve bulut içinde kalırlar. İkinci kısım yıldırımlar ise bulutla oluşup diğerine atlarlar. Bu kısmın sayısı da yer yıldırmalarınınkinden fazladır. Üçüncüsü ise yer yıldırımlarıdır. Yıldırımların az bir kısmını teşkil eden bu kısım bir bulutla oluşur ve yere düşer. Bu oluşum ve düşüş için saniyenin çok küçük bir kısmı yeterlidir.
Şimşeğin yapısı, günümüzde iki döner objektifi ile sabit bir fotoğraf camı bulunan Boys fotoğraf makinesiyle çekilen fotoğraflarla daha da iyi anlaşılmıştır. Bu çekilen fotoğraflarla ve yıldırımı yakından inceleme imkânlarının doğmasından sonra birkaç hususî şimşek hâli belirlenebilmiştir. Dal budak salmış yıldırımlar, çizgi yıldırımları, aşağıya inen yukarıya çıkan yıldırımların yanında sıcak, soğuk yıldırımların varlığı tesbit edilebilmiştir. İlim adamlarının şimdiye kadar müşahede edemedikleri fakat halkın gördüklerini iddia ettikleri kürevî yıldırımların varlığı söylentiden öteye geçmemiştir. Bu yıldırımlar anlatıldıklarına göre güya, parlayan toplar gibi rahatça havada süzülüp türlü hareketler yapmaktadırlar. Genişliklerinin 20-25 m. kadar olduğu, parlaklıklarının birçok renk tonu arasında değiştiği söylenmektedir.
Yıldırımların ölçülmesi ve parçalanması çalışmalarında bulunan İsviçre'li Kari Berger, yıldırım hakkında bilinmeyen birçok noktayı açıklığa kavuşturdu. Berger, İsviçre'nin 915 m. yükseklikteki "San Solvatore" dağına 70 m. yükseklikte çelik bir kule yaptırdı. Sonra bu kulenin yanına bir ikincisini ilave etti. Bu kulelerden her yıl, çevreye ve kulelere çarpan 100'e yakın yıldırımı tetkik etme imkânını buldu. Binanın içine yerleştirilen teknik aletlerle yıldırımın fotoğrafını çekti. Yıldırımlar üzerinde yaptığı çalışmalar neticesinde sıcak ve soğuk yıldırımların aaafiyetlerini ortaya çıkardı. Sıcak yıldırımlar yangınlara sebeb olduğu halde soğuk yıldırımlar yangın çıkarmıyordu. Bunun sebebi de soğuk yıldırımların sıcak yıldırımlardan daha az bir sürede oluşup hemen tesirini kaybetmesiydi. Dolayısıyla düştüğü madde üzerinde, o maddelerin yeterli tutuşma sıcaklığını sağlayabilecek süreden az duruyordu. Böylece o madde için gerekli aktivasyon enerjisi sağlanmamış oluyordu.
Berger, yıldırımların % 20'sinin "aşağıdan yukarı çıkan" yıldırımlar olduğunu gözledi. Bu tip yıldırımlar hususî şartlarda ve muayyen bölgelerde olabiliyordu. Açık arazi ve evlerde oluşmadığı halde maden tepeli dağlarda, gemi direkleri ve yüksek bacaların çevresinde görülebiliyordu.
Yüksek hız fotografisiyle yıldırımın her seviyesini tesbit mümkün olmaktadır. Bir buluttan dışarıya fırlayan bir yıldırımın hızı saniyede 150 bin km'dir. Yıldırım, yolunun her 50 m'sinde bir, yolunu değiştirdiğinden zikzaklı bir yol izler. Esas yıldırım, saniyenin bir kaç milyonda biri kadar bir süre durur. Onu yakalamak için yerden çıkan bir yıldızıma veya sivri bir cisme rastladığında kısa devre meydana gelir.
Dünya üzerinde her saniye tahminen 1800 fırtına patlak vermekte, her saniye ortalama 100 defa 300-2700 m. uzunlukta şeritler halinde de yıldırım düşmektedir. Bir tek yıldırım 3.750 milyon kilovatlık elektrik gücü taşıyabilir. Bir yılda dünyaya ortalama 3 milyar düştüğüne göre, yıldırımlar dünyamıza 11,25.10 kilovatlık enerji taşımış olurlar. Gerilimleri 100 milyon volt olan yıldırımlar beraberlerinde 100 bin amperlik akım ***ürürler. Yıldırımların sıcaklığı, güneşin yüzeyindeki sıcaklıktan 5 kat daha fazladır. Bu sıcaklıkta 30.000°C dolaylarındadır. Saniyedeki hızlan 100.000 km. bulan yıldırımlar enerjilerinin % 75'ini geçtikleri yollar üzerindeki havaya ısı enerjisi halinde vererek dağıtırlar. Herhangi bir yıldırımın yolu üzerindeki havanın sıcaklığı 15-20 bin °C'ye yükselir. Bu yükseliş havanın genleşmesini sağlar. Bu hadise 25 km. uzaktan gök gürültüsü şeklinde duyulan ses dalgalarını doğurur.
Yıldırım her yıl takriben yarım milyarlık mal kaybına sebeb olmaktadır. ABD' de her yıl 90 milyon yıldırımdan 50.000'i evlere çarpmaktadır. Almanya'da yılda yaklaşık 100 kişi yıldırımdan ölmektedir. Bu sayı Dünya nüfusuna göre 1000-2000 kişiyi bulmaktadır. Yıldırım çarpma ihtimali Dünyanın her yerinde aynı değildir. Zira yıldırım oluşabilmesi için fırtına bulutu gerekir. Fırtınayı meydana getiren unsurlar nem ve sıcaklıktır. Kutup bölgelerinde sıcaklık, çöllerde de nem olmadığı için oralara ne yıldırım düşer ne de gök güder.
Yıldırımın elektrikle çalışan vasıtalara yaptığı hasar yüz milyonlarca dolan bulur. Radyo parazitlenir, televizyon net yayın yapamaz, elektrik hattına yıldırım düşerse yüksek gerilim oluşur. Bu gerilim şehirlerde pek tehlikeli olmamakla beraber köylerde oluşursa zararı büyük buudlara ulaşabilir. Telefon hattına düşen yıldırım o an telefon etmekte olan kişiyi öldürebilir. Aynı zamanda yıldırım çarpmalarında kalbin durması, ölüme sebep olmaktadır.
Yıldırımın, yukarıda saydığımız zararları olmasına rağmen kendisinden kolayca korunulabilir. Paratonerler, binanın üstüne konur ve çevrede oluşan yıldırımın yolunu kesip onu yakalayarak hiç bir zarara sebeb olmadan toprağa gönderebilir. Açık bir arazide fırtınaya tutulan bir kimse ortada yalnız duran bir ağacın (cinsine bakmadan) yapraklan altına sığınmaktan sakınmalıdır. Düz arazide ise en yüksek noktayı teşkil etmemek için yere çömelerek beklenmelidir. Ormanlık bir bölgede ise genç ağaçların altına sığınmalıdır.