20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Yazar : Şerif MARDİN
Yayınevi : İletişim Yayınları
Baskı : İstanbul / 1993 / 312 shf.
İslamcılık cereyanı; özelliklerini daha çok 19. yy ortalarında kazanan, Osm. İmparatorluğunun uzak çevresinde ve Hindistan'da şekillenmiş olmasına rağmen 1870'lerden itibaren imparatorluğun merkezinde gittikçe güçlenen bir ideolojik davranış kümesine verilen addır. İslamcılık cereyanı iki eksenlidir:
İslamcılığı bir dünya görüşü ve hayat rehberi olarak takdim eden aydınlardan oluşan eksen. Muhammed Abduh gibi.
Geniş halk kitlelerinin o kadar net ifade edilmeyen, teorik konulardan çok "İslami Nizam" gerçekleştirmeye çalışan arayışlar. Mevdudi buna örnek verilebilir.
İslamcılık farklı isimler altında tasnif edilebilir: Reformcu İslamcılık, Popülist İslam vs. Reformcu İslamcılıkta; "İslam'ın müspet bilimlere karşı olmadığı ve dolayısıyla batının fen ve tekniğinin alınmasında bir mahzur olmadığı" düşüncesi hakimdir.
Bir ulema grubu tarafından kurulan İttihad-ı Muhammedi kendisinden bir fırka olarak bahsetmektedir. Buna göre partinin başkanı Hz. Muhammed'dir. Bunlara göre dinin insanın hayatına tamamen hakim olması gerekir.
İslamcılık akımı Osmanlı İmparatorluğuna has değildir, bütün İslam alemini etkisi altına almıştır.
Osmanlılarda İslamcılık akımı ilk olarak II. Abdülhamid tarafından desteklenmiş ama asıl hüviyetini 1908'den sonra kazanmıştır. Buna göre Osmanlı İmparatorluğunun Batı karşısında gerilemesinin sebepleri Müslümanların ataleti ve İslam'dan uzaklaşmalarıdır. Osmanlı devletinin çöküşünü engellemenin yolu "İslamlaşmak"tır.
İslamcılık akımının mensupları Batı taklitçiliğine karşı çıkmışlar, Batıdan sadece ilmi ve teknik bilgileri almakla yetinilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Osmanlı devletinin çöküşünü engellemek için ortaya atılan İslamcılık görüşü, II. Abdülhamid döneminde yararları görülmüşse de daha sonraları etkisini kaybetmiştir.
Yayınevi : İletişim Yayınları
Baskı : İstanbul / 1993 / 312 shf.
İslamcılık cereyanı; özelliklerini daha çok 19. yy ortalarında kazanan, Osm. İmparatorluğunun uzak çevresinde ve Hindistan'da şekillenmiş olmasına rağmen 1870'lerden itibaren imparatorluğun merkezinde gittikçe güçlenen bir ideolojik davranış kümesine verilen addır. İslamcılık cereyanı iki eksenlidir:
İslamcılığı bir dünya görüşü ve hayat rehberi olarak takdim eden aydınlardan oluşan eksen. Muhammed Abduh gibi.
Geniş halk kitlelerinin o kadar net ifade edilmeyen, teorik konulardan çok "İslami Nizam" gerçekleştirmeye çalışan arayışlar. Mevdudi buna örnek verilebilir.
İslamcılık farklı isimler altında tasnif edilebilir: Reformcu İslamcılık, Popülist İslam vs. Reformcu İslamcılıkta; "İslam'ın müspet bilimlere karşı olmadığı ve dolayısıyla batının fen ve tekniğinin alınmasında bir mahzur olmadığı" düşüncesi hakimdir.
Bir ulema grubu tarafından kurulan İttihad-ı Muhammedi kendisinden bir fırka olarak bahsetmektedir. Buna göre partinin başkanı Hz. Muhammed'dir. Bunlara göre dinin insanın hayatına tamamen hakim olması gerekir.
İslamcılık akımı Osmanlı İmparatorluğuna has değildir, bütün İslam alemini etkisi altına almıştır.
Osmanlılarda İslamcılık akımı ilk olarak II. Abdülhamid tarafından desteklenmiş ama asıl hüviyetini 1908'den sonra kazanmıştır. Buna göre Osmanlı İmparatorluğunun Batı karşısında gerilemesinin sebepleri Müslümanların ataleti ve İslam'dan uzaklaşmalarıdır. Osmanlı devletinin çöküşünü engellemenin yolu "İslamlaşmak"tır.
İslamcılık akımının mensupları Batı taklitçiliğine karşı çıkmışlar, Batıdan sadece ilmi ve teknik bilgileri almakla yetinilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Osmanlı devletinin çöküşünü engellemek için ortaya atılan İslamcılık görüşü, II. Abdülhamid döneminde yararları görülmüşse de daha sonraları etkisini kaybetmiştir.