9
EXE RANK
Z1rT
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 26 Kas 2009
- Mesajlar
- 9,190
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
- Web sitesi
- www.netbilgini.net
TEVHİD-İ TEDRİSAT NEDİR?
Osmanlı Devleti 1776’dan itibaren Batı örneğine göre askeri okullar ve tazminat yıllarından itibaren de Rüşdiye, idadi, sultani gibi ortaöğretim iptidai gibi ilköğretim kurumları açılmış ve Darulfünün’unda kurulmasıyla Maarif Nezaretine bağlı bu mekteplerin yanında Meşriyati , Şeriye ve Evkaf Nezaretine bağlı medreseler ile Sıbyan Mektepleri etkilerini sürdürmüşlerdir.
Bunların haricinde azınlık ve yabancı okullarda ülke içinde açılmayan başlayıp faaliyetlerini sürdürmüşler bir çok karışıklıktan biran önce kurtulmak için 3 Mart 1924’te 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğrenimlerin birleştirilmesi anlamına gelen bu kanunla getirilen düzenlemeler şunlardır:
Madde1: Ülkedeki tüm bilim ve öğretim kurumları Maarif Vekaletine bağlanmıştır.
Madde 2: Şeriye ve Evkaf Vekaleti ya da özel vakıflarınca idare edilen tüm medrese ve mektepler Maarif Vekaletine bağlanmıştır.
Madde 3: Şeriye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde mekteplere ve medreselere ayrılan para Maarif bütçelerine geçirilecektir.
Madde 4: Maarif Vekaleti yüksek din uzmanları yetiştirmek için Darulfünun’da bir ilahiyat fakültesi imam ve hatip yetiştirmek için de ayrı mektepler açacaktır.
Bu maddelerden de anlaşılacağı gibi Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ya da onun sonuçları olarak eğitimimize aşağıdaki yenilikler ve değişiklikler getirilmiş olmaktadır: (Akyüz, 2001)
1.Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Uygulanması
Tüm eğitim ve öğretim kurumları eğitim bakanlığına bağlanıp işlerin tekrardan yönetilmesi sağlanmıştır (Askeri okulların yönetimi milli savunma bakanlığına bağlanmıştır).
Medreselerin kapatılması Eğitim Bakanı Vasif Çınar’ın 11 Mart 1924 tarihli bir genelgeyle gerçekleşip 16.000 kadar medrese öğrencisi ilk, ortaokul, lise ve öğretmen okullarına aktarılmıştır. İmam ve hatip mektepleri de 6 yıl sonra kapatılmasına “laiklik” doğrultusunda önemli adımlar atılmıştır. Laiklik 1937’de anayasamıza girecektir.
3 Mart 1924 yılında sadece Tevhid-i Tedrisat Kanunu ilan edilmemiş 429 sayılı kanunla şeriye ve evkaf vekaleti kaldırılmış, 431 sayılı kanunla hilafet (halifelik) kaldırılarak Osmanlı hanedanı mensupları yurt dışına çıkarılmıştır.
30 Kasım 1925 tarihli ve 677 sayılı kanunla tekkeler, türbeler kapatılmış, tarikatlar kaldırılıp, 1933’de ilahiyat fakültesi kurulmuştur. Ayrıca ilk ve ortaöğretimde din derslerinin saatleri azaltılmış, bu dersler bir süre sonra tamamıyla kaldırılmıştır.
2.Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Yabancı Okullara Yansıması
Öğretimin birleştirilmesiyle ülkedeki farklı isimler altında faaliyet gösteren bütün eğitim ve öğretim kurumlarının denetim altına alınmasıdır.
Bu kanun ile getirilen laiklik ve millilik prensibiyle yabancı okulların öğretim faaliyetleri arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırabilmek için getirilen kurallar şunlardır:
Yabancı okullarda mabetler dışında dersane ve salonlarda bulunan dini semboller salip, heykel, dini tasvirler vb. kaldırılacaktır.
Müslümanların ve başka mezhepten öğrencilerin okullardaki dini ayinlere katılmaları yasaktır. Bunun için sık sık denetlemeler yapılarak suçlular cezalandırılacaktır. (Sezer, 1999)
Başlangıçta pek çok okul riayet etmek istemese de İstanbul’daki bazı Fransız ve İtalyan okulları dini sembolleri kaldırmadıklarından dolayı kapatılmışlardır. Buna rağmen Fransız ve İtalya gibi ülkeler okullarının yeniden açılmalarını istemeleri üzerine Türkiye Cumhuriyeti yabancı okullar siyasetini şöyle belirtmiştir.
Okullar mezhep yönünden tarafsız olarak ve derslerde milli hislere yer verilecektir.
Türkiye’de medreselerin kaldırılması üzerine Türk okullarına uygulanan bu durumdan Hıristiyan okulları istisna edilemeyecek.
Konu bir iç mesele olduğundan yabancı hükümetlerin protestoları dikkate alınmayacaktır. (Sezer, 1999)
Bu kanunla yabancı okullar sıkı denetim altına alınmış ve cumhuriyetin yabancı okullar politikası bundan sonra yayınlanan bazı kanun ve kararlarda açıkça ortaya konulmuştur.
B. CUMHURİYET DÖNEMİNDE EĞİTİMİN RESMİ TEMEL AMAÇ VE İLKELERİ
Bu dönemdeki eğitimin başlıca amacı; her düzeydeki okullarda cumhuriyet rejiminin gerektirdiği ve yeni Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu nesiller yetiştirmek olmuştur. Eğitim Bakanı İsmail Safa Özler’in 8 Mart 1923 tarihli bir genelgesinde “Eğitimin amaçları” şöyle gösterilir:
Nesillerin milli varlıkları ile çatışmaya her fikre saygılı olması, okulların ülkeyi iktisadi esaret altında bırakmayacak, kafalar yetiştirmesi her şeyden önce güçlü ve azimli nesiller yetiştirmek gibi ilkeler olan genelgede “Öğretimin temel amacı” olarak da Atatürk’ün şu sözleri gösterilmiştir: “Bilgiyi insan için bir süs baskı aracı veya medeni bir zevkten ziyade maddi hayatta başarı sağlayan uygulamalı ve hesaplanabilir bir hale getirmek.” (Akyüz, 2001)
O dönemin Milli Eğitim Bakanı Vasıf Çınar’ın 8 Eylül 1924 tarihli genelgesinde eğitim ve öğretimin temel amaçları şöyle özetlenmiştir:
Eğitimin milli esasları ve batı medeniyetinin yöntemlerine dayanması
Çocukları kalplerinde ve ruhlarında cumhuriyet için fedakar olmaları ülküsünü taşımaları.
Okulların insan ilişkileri toplumsal yaşama kuralları, vicdan ve fikir hürriyeti ve bilinçli sorumluluk sahibi olması.
Okulların ilim ve okuma zevkini vermeyi halka sağlığın değerini ve sağlıklı olmanın yollarını öğrenmesi ve beden ve fikrin dengeli gelişmesi ve çocuklarda hür ve makul bir disiplin oluşturması gibi amaçları vardır.
Osmanlı Devleti 1776’dan itibaren Batı örneğine göre askeri okullar ve tazminat yıllarından itibaren de Rüşdiye, idadi, sultani gibi ortaöğretim iptidai gibi ilköğretim kurumları açılmış ve Darulfünün’unda kurulmasıyla Maarif Nezaretine bağlı bu mekteplerin yanında Meşriyati , Şeriye ve Evkaf Nezaretine bağlı medreseler ile Sıbyan Mektepleri etkilerini sürdürmüşlerdir.
Bunların haricinde azınlık ve yabancı okullarda ülke içinde açılmayan başlayıp faaliyetlerini sürdürmüşler bir çok karışıklıktan biran önce kurtulmak için 3 Mart 1924’te 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğrenimlerin birleştirilmesi anlamına gelen bu kanunla getirilen düzenlemeler şunlardır:
Madde1: Ülkedeki tüm bilim ve öğretim kurumları Maarif Vekaletine bağlanmıştır.
Madde 2: Şeriye ve Evkaf Vekaleti ya da özel vakıflarınca idare edilen tüm medrese ve mektepler Maarif Vekaletine bağlanmıştır.
Madde 3: Şeriye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde mekteplere ve medreselere ayrılan para Maarif bütçelerine geçirilecektir.
Madde 4: Maarif Vekaleti yüksek din uzmanları yetiştirmek için Darulfünun’da bir ilahiyat fakültesi imam ve hatip yetiştirmek için de ayrı mektepler açacaktır.
Bu maddelerden de anlaşılacağı gibi Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ya da onun sonuçları olarak eğitimimize aşağıdaki yenilikler ve değişiklikler getirilmiş olmaktadır: (Akyüz, 2001)
1.Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Uygulanması
Tüm eğitim ve öğretim kurumları eğitim bakanlığına bağlanıp işlerin tekrardan yönetilmesi sağlanmıştır (Askeri okulların yönetimi milli savunma bakanlığına bağlanmıştır).
Medreselerin kapatılması Eğitim Bakanı Vasif Çınar’ın 11 Mart 1924 tarihli bir genelgeyle gerçekleşip 16.000 kadar medrese öğrencisi ilk, ortaokul, lise ve öğretmen okullarına aktarılmıştır. İmam ve hatip mektepleri de 6 yıl sonra kapatılmasına “laiklik” doğrultusunda önemli adımlar atılmıştır. Laiklik 1937’de anayasamıza girecektir.
3 Mart 1924 yılında sadece Tevhid-i Tedrisat Kanunu ilan edilmemiş 429 sayılı kanunla şeriye ve evkaf vekaleti kaldırılmış, 431 sayılı kanunla hilafet (halifelik) kaldırılarak Osmanlı hanedanı mensupları yurt dışına çıkarılmıştır.
30 Kasım 1925 tarihli ve 677 sayılı kanunla tekkeler, türbeler kapatılmış, tarikatlar kaldırılıp, 1933’de ilahiyat fakültesi kurulmuştur. Ayrıca ilk ve ortaöğretimde din derslerinin saatleri azaltılmış, bu dersler bir süre sonra tamamıyla kaldırılmıştır.
2.Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Yabancı Okullara Yansıması
Öğretimin birleştirilmesiyle ülkedeki farklı isimler altında faaliyet gösteren bütün eğitim ve öğretim kurumlarının denetim altına alınmasıdır.
Bu kanun ile getirilen laiklik ve millilik prensibiyle yabancı okulların öğretim faaliyetleri arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırabilmek için getirilen kurallar şunlardır:
Yabancı okullarda mabetler dışında dersane ve salonlarda bulunan dini semboller salip, heykel, dini tasvirler vb. kaldırılacaktır.
Müslümanların ve başka mezhepten öğrencilerin okullardaki dini ayinlere katılmaları yasaktır. Bunun için sık sık denetlemeler yapılarak suçlular cezalandırılacaktır. (Sezer, 1999)
Başlangıçta pek çok okul riayet etmek istemese de İstanbul’daki bazı Fransız ve İtalyan okulları dini sembolleri kaldırmadıklarından dolayı kapatılmışlardır. Buna rağmen Fransız ve İtalya gibi ülkeler okullarının yeniden açılmalarını istemeleri üzerine Türkiye Cumhuriyeti yabancı okullar siyasetini şöyle belirtmiştir.
Okullar mezhep yönünden tarafsız olarak ve derslerde milli hislere yer verilecektir.
Türkiye’de medreselerin kaldırılması üzerine Türk okullarına uygulanan bu durumdan Hıristiyan okulları istisna edilemeyecek.
Konu bir iç mesele olduğundan yabancı hükümetlerin protestoları dikkate alınmayacaktır. (Sezer, 1999)
Bu kanunla yabancı okullar sıkı denetim altına alınmış ve cumhuriyetin yabancı okullar politikası bundan sonra yayınlanan bazı kanun ve kararlarda açıkça ortaya konulmuştur.
B. CUMHURİYET DÖNEMİNDE EĞİTİMİN RESMİ TEMEL AMAÇ VE İLKELERİ
Bu dönemdeki eğitimin başlıca amacı; her düzeydeki okullarda cumhuriyet rejiminin gerektirdiği ve yeni Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu nesiller yetiştirmek olmuştur. Eğitim Bakanı İsmail Safa Özler’in 8 Mart 1923 tarihli bir genelgesinde “Eğitimin amaçları” şöyle gösterilir:
Nesillerin milli varlıkları ile çatışmaya her fikre saygılı olması, okulların ülkeyi iktisadi esaret altında bırakmayacak, kafalar yetiştirmesi her şeyden önce güçlü ve azimli nesiller yetiştirmek gibi ilkeler olan genelgede “Öğretimin temel amacı” olarak da Atatürk’ün şu sözleri gösterilmiştir: “Bilgiyi insan için bir süs baskı aracı veya medeni bir zevkten ziyade maddi hayatta başarı sağlayan uygulamalı ve hesaplanabilir bir hale getirmek.” (Akyüz, 2001)
O dönemin Milli Eğitim Bakanı Vasıf Çınar’ın 8 Eylül 1924 tarihli genelgesinde eğitim ve öğretimin temel amaçları şöyle özetlenmiştir:
Eğitimin milli esasları ve batı medeniyetinin yöntemlerine dayanması
Çocukları kalplerinde ve ruhlarında cumhuriyet için fedakar olmaları ülküsünü taşımaları.
Okulların insan ilişkileri toplumsal yaşama kuralları, vicdan ve fikir hürriyeti ve bilinçli sorumluluk sahibi olması.
Okulların ilim ve okuma zevkini vermeyi halka sağlığın değerini ve sağlıklı olmanın yollarını öğrenmesi ve beden ve fikrin dengeli gelişmesi ve çocuklarda hür ve makul bir disiplin oluşturması gibi amaçları vardır.