15
EXE RANK
-AUXERRE. `
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 1 Ara 2009
- Mesajlar
- 15,286
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
TEKKEYE GELEN KADI
Kadı Mahmud dervişliğe niyetlenir. Önce Eskici Mehmed Dede’nin kapısını çalar. Ama mübarek:
-Senin nasibin bizden değil! der
-Üftade hazretlerine gitsen gerek!
Kadı Mahmud adamlarına:
-Tiz atım hazırlansın! der
kurulur eyere.
Üftade Hazretleri’nin dergahına yaklaştığı sırada atının ayakları kayalara saplanır. Gelgelelim
henüz yaşadıklarını muhakeme edecek halde değildir. Atı bırakır
yürür kapıya. Karşısına ilk çıkana:
-Ben! der
-Bursa kadısıyım. Geldiğimi söyleyin
Şeyh Üftade’yi göreceğim!
Kapıdaki yaşlı derviş önce acı acı güler
sonra:
-Üftade benim evladım! der
-Ama bu kapı yokluk kapısıdır
eğer malını
mülkünü
itibarını
rütbeni silemeyeceksen var git işine.
Kadı Mahmut mahçup ve pişmandır.
Üftade Hazretleri kadife gibi yumuşak bir sesle devam eder:
-Bak yavrum bu yol çilelidir
görmüyor musun atın bile döndü geriye!
Bunlar ne manalı sözler
bu ne içe işleyici sestir. İşte o an tevhid denizine yelken açar
sıyrılır yalan dünyanın girdaplarından. “Bu huzur hiç bitmese” der. Ama şimdi çetin imtihanlar bekler onu.
Koca Kadı
denilen her şeyi yapar
mesela sırmalı kaftanıyla mahalle mahalle dolaşır ciğer satar. Peşinde yalınayak veledler
arsız kediler.
Alay edenler
fıkır fıkır gülenler. Eski memurları “deli mi ne?” derler. Ama o direndikçe üstüne yürür
İşte helaları temizlediği günlerden birinde avluyu bir davul sesi doldurur
sonra tellalın gür sesi duyulur. Bursa’ya atanan yeni kadıyı ilan ederler. Bir şaşaa
bir depdebe
bir gulgule…
Alçak nefis diklenmek ister. “Sen sürün bakalım” der
“Elin oğlu bıraktığın makama oturdu bile!” Ama o vesvelere güler geçer
“Boş versene!” der
“Sen buna layıksın. Hatta buna bile layık değilsin ama…”
İşte
tam o an ufuklar görünür
gökler duvak duvak açılır. Kalbine anlatılmaz bir huzur ve sürur dolar. Üftade Hazretleri develer yükü kitabın veremeyeceğini bir bakışıyla talebesinin kalbine nakşeder. Artık bulutların üstünü
yerin altını görür
zikreden zerreleri işitir. İşte bu yüzden çimlere basamaz
çiçekleri koparamaz.
Ve Sivrihisarlı Kadı Mahmud
Aziz Mahmud Hüdayi olur. Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri
hocasına çok hizmet eder
ömrünün son demlerinde yanında olur
duasını alır. Üftade Hazretleri öylesine hoşnut olurlar ki anlatılamaz. Hatta açar ellerini:
-Allah ne muradın varsa versin
der
-Padişahlar ardınca yürüsün e mi?
Bir gün Sultan Ahmed Han yolda Hüdayi Hazretleri’ne rastlar
derhal atından inip eyeri gösterir:
-Efendim buyurmaz mısınız?
Talebeleri Hüdayi Hazretleri gibi mütevazı bir velinin bu teklifi reddedeceğini sanır. Ancak Hüdayi Hazretleri hayvana biner
Koca padişahı ardından yürütür. Ama birkaç adım ya gider
ya gitmez iner:
-Bunu sırf hocamın duası yerine gelsin diye yaptım
der
-Yoksa padişahımın atına binmek ne haddime! nefsinin burnunu sürter yerlere.
Kadı Mahmud dervişliğe niyetlenir. Önce Eskici Mehmed Dede’nin kapısını çalar. Ama mübarek:
-Senin nasibin bizden değil! der

-Üftade hazretlerine gitsen gerek!
Kadı Mahmud adamlarına:
-Tiz atım hazırlansın! der

Üftade Hazretleri’nin dergahına yaklaştığı sırada atının ayakları kayalara saplanır. Gelgelelim


-Ben! der

-Bursa kadısıyım. Geldiğimi söyleyin

Kapıdaki yaşlı derviş önce acı acı güler

-Üftade benim evladım! der

-Ama bu kapı yokluk kapısıdır




Kadı Mahmut mahçup ve pişmandır.
Üftade Hazretleri kadife gibi yumuşak bir sesle devam eder:
-Bak yavrum bu yol çilelidir

Bunlar ne manalı sözler


Koca Kadı



Alay edenler


İşte helaları temizlediği günlerden birinde avluyu bir davul sesi doldurur



Alçak nefis diklenmek ister. “Sen sürün bakalım” der



İşte





Ve Sivrihisarlı Kadı Mahmud




-Allah ne muradın varsa versin


-Padişahlar ardınca yürüsün e mi?
Bir gün Sultan Ahmed Han yolda Hüdayi Hazretleri’ne rastlar

-Efendim buyurmaz mısınız?
Talebeleri Hüdayi Hazretleri gibi mütevazı bir velinin bu teklifi reddedeceğini sanır. Ancak Hüdayi Hazretleri hayvana biner


-Bunu sırf hocamın duası yerine gelsin diye yaptım


-Yoksa padişahımın atına binmek ne haddime! nefsinin burnunu sürter yerlere.