Sensiz çareye koşulmuyor gülüm...

20
EXE RANK

`korkunc` `FENA`

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
6 Kas 2010
Mesajlar
28,252
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
`korkunc` `FENA`
Sensiz çareye koşulmuyor gülüm...
Nedendir şu anlamsız gecede gözlerinde beliren yıldızlar parlak değil... Sevgi... Sevginin nasıl bir varlık olduğunu anlayabildin mi? Bu anlamı sana anlatmayı çok isterdim... Bahtına küs! Gönlüm buna müsaade etmiyor. Neden mi? Bana boş verdiğin gibi boş ver ki o da bana kalsın. Kalsın ki hasretim çoğalmasın. Yüreğim dağlanmasın ve ben bendeki seni bitirmeyeyim... Farkında mısın? Satırlarım gibi bahtım da karışık saçların gibi hayatım da karışık!..


Nasıl yaşadığımı asla bilemezsin!.. Öyle sabahlarım var ki tarifsiz çilelere aşık olmuş.. İşte o sabahlarda güneş doğmadan önce bakışlarımı semaya ***ürüyorum... Seni çizmek istiyorum mavi göklerde... Ama olmuyor beceremiyorum gülüm... Yalnız gözlerin çizilmedik kalıyor... Yoksa benim için ağlıyor musun?.. Sakın! ağlama gül yüzlüm. Sakın zannetme ki ben seni düşünmüyorum... Sanma ki; ben seni anmıyorum veya özlemiyorum... Ben bunları yaşamazsam o uykularım içinde seni sevenin gördüğü rüyalar var ya... İşte onlar beni rahat bırakmaz elleri kement gibi yakama yapışır sana yeniden yüzlerce kez aşık olurum... Tebessüme bürünürsün hep rüyalarımda... Ah... 0 rüyalar. Şimdi onlar da o kadar uzak ki...

Beni yaşayabiliyor musun gül gözlüm!... Göz demişken nasıl anlatıp tarif edeyim?.. O gözlerini... Nasıl anlatayım? Şairlerin şiir yazdığı beni mecnuna çeviren gören ceylanların kıskanacağı gözyaşının imrenip de gözlerine sırf dokunmak için aktığı o gözlerin... 0 gözlerin... Bunu da geçmek zorundayım. Neden diye sakın sorma!.. Sonra beni ben olarak bulamazsın...
Bazen değil çoğu kere düşünürüm. Acaba her şey boş mu veya basit bir yalan mı? Her ikisinde de karşıma sen çıkarsın... İşte o zaman gözlerimin önüne tek tel saçın çıkıverir. Ne varsa senin olmadığın mazimde o tek tel saçına asarım. Çığlık çığlığa kaybolurlar. Ve senli mazim başlar. Düşünmek bile ayrı bir tat verir. Ne nedir? Nasıldır? Ve hatta seni de unuturum... Mecnun?un Leyla?sına takılırım... Gözyaşı bana bakar ben gözyaşına... Ümitler biter ve şaşkın dilimde bir dua başlar. Bitmez; Mevla Mevla Mevla ve Sen...

Ürpermeye başlarım... Rüyalar uykular çıldırır bent bent... Duygular derbeder düşünceler serseri ızdırab tam ızdırab. Gözyaşım şakağımdan kayar gider sana doğru. Ve zaman durur. Hayal viranemde bulurum kendimi... Dilim öyle bir of çeker ki. Kurur düşlerim gözlerimdeki yanardağlar söner gözbebeğindeki fırtınalara tutulurum... Mızrap amansız değer yüreğimin tellerine... Alınların aşındırdığı seccade duyar da sen duymazsın...

Senden ayrı senden uzakta. Gönül acıyla bir oluyor. Kalbinden sürgün mü oldum ne? Duyamıyorum sesini. Sahi nerelerdesin? Ben hayal ikliminde dahi kurumuş gülün sahibi... Sana dünyanın en güzel hediyesini veriyorum.

Seni sana bırakıyorum...Bahtın açık olsun!
Sensiz çareye koşulmuyor gülüm...
Nedendir şu anlamsız gecede gözlerinde beliren yıldızlar parlak değil... Sevgi... Sevginin nasıl bir varlık olduğunu anlayabildin mi? Bu anlamı sana anlatmayı çok isterdim... Bahtına küs! Gönlüm buna müsaade etmiyor. Neden mi? Bana boş verdiğin gibi boş ver ki o da bana kalsın. Kalsın ki hasretim çoğalmasın. Yüreğim dağlanmasın ve ben bendeki seni bitirmeyeyim... Farkında mısın? Satırlarım gibi bahtım da karışık saçların gibi hayatım da karışık!..

Nasıl yaşadığımı asla bilemezsin!.. Öyle sabahlarım var ki tarifsiz çilelere aşık olmuş.. İşte o sabahlarda güneş doğmadan önce bakışlarımı semaya ***ürüyorum... Seni çizmek istiyorum mavi göklerde... Ama olmuyor beceremiyorum gülüm... Yalnız gözlerin çizilmedik kalıyor... Yoksa benim için ağlıyor musun?.. Sakın! ağlama gül yüzlüm. Sakın zannetme ki ben seni düşünmüyorum... Sanma ki; ben seni anmıyorum veya özlemiyorum... Ben bunları yaşamazsam o uykularım içinde seni sevenin gördüğü rüyalar var ya... İşte onlar beni rahat bırakmaz elleri kement gibi yakama yapışır sana yeniden yüzlerce kez aşık olurum... Tebessüme bürünürsün hep rüyalarımda... Ah... 0 rüyalar. Şimdi onlar da o kadar uzak ki...


Beni yaşayabiliyor musun gül gözlüm!... Göz demişken nasıl anlatıp tarif edeyim?.. O gözlerini... Nasıl anlatayım? Şairlerin şiir yazdığı beni mecnuna çeviren gören ceylanların kıskanacağı gözyaşının imrenip de gözlerine sırf dokunmak için aktığı o gözlerin... 0 gözlerin... Bunu da geçmek zorundayım. Neden diye sakın sorma!.. Sonra beni ben olarak bulamazsın...
Bazen değil çoğu kere düşünürüm. Acaba her şey boş mu veya basit bir yalan mı? Her ikisinde de karşıma sen çıkarsın... İşte o zaman gözlerimin önüne tek tel saçın çıkıverir. Ne varsa senin olmadığın mazimde o tek tel saçına asarım. Çığlık çığlığa kaybolurlar. Ve senli mazim başlar. Düşünmek bile ayrı bir tat verir. Ne nedir? Nasıldır? Ve hatta seni de unuturum... Mecnun?un Leyla?sına takılırım... Gözyaşı bana bakar ben gözyaşına... Ümitler biter ve şaşkın dilimde bir dua başlar. Bitmez; Mevla Mevla Mevla ve Sen...


Ürpermeye başlarım... Rüyalar uykular çıldırır bent bent... Duygular derbeder düşünceler serseri ızdırab tam ızdırab. Gözyaşım şakağımdan kayar gider sana doğru. Ve zaman durur. Hayal viranemde bulurum kendimi... Dilim öyle bir of çeker ki. Kurur düşlerim gözlerimdeki yanardağlar söner gözbebeğindeki fırtınalara tutulurum... Mızrap amansız değer yüreğimin tellerine... Alınların aşındırdığı seccade duyar da sen duymazsın...


Senden ayrı senden uzakta. Gönül acıyla bir oluyor. Kalbinden sürgün mü oldum ne? Duyamıyorum sesini. Sahi nerelerdesin? Ben hayal ikliminde dahi kurumuş gülün sahibi... Sana dünyanın en güzel hediyesini veriyorum.


Seni sana bırakıyorum...Bahtın açık olsun!
Sensiz çareye koşulmuyor gülüm...
Nedendir şu anlamsız gecede gözlerinde beliren yıldızlar parlak değil... Sevgi... Sevginin nasıl bir varlık olduğunu anlayabildin mi? Bu anlamı sana anlatmayı çok isterdim... Bahtına küs! Gönlüm buna müsaade etmiyor. Neden mi? Bana boş verdiğin gibi boş ver ki o da bana kalsın. Kalsın ki hasretim çoğalmasın. Yüreğim dağlanmasın ve ben bendeki seni bitirmeyeyim... Farkında mısın? Satırlarım gibi bahtım da karışık saçların gibi hayatım da karışık!..

Nasıl yaşadığımı asla bilemezsin!.. Öyle sabahlarım var ki tarifsiz çilelere aşık olmuş.. İşte o sabahlarda güneş doğmadan önce bakışlarımı semaya ***ürüyorum... Seni çizmek istiyorum mavi göklerde... Ama olmuyor beceremiyorum gülüm... Yalnız gözlerin çizilmedik kalıyor... Yoksa benim için ağlıyor musun?.. Sakın! ağlama gül yüzlüm. Sakın zannetme ki ben seni düşünmüyorum... Sanma ki; ben seni anmıyorum veya özlemiyorum... Ben bunları yaşamazsam o uykularım içinde seni sevenin gördüğü rüyalar var ya... İşte onlar beni rahat bırakmaz elleri kement gibi yakama yapışır sana yeniden yüzlerce kez aşık olurum... Tebessüme bürünürsün hep rüyalarımda... Ah... 0 rüyalar. Şimdi onlar da o kadar uzak ki...

Beni yaşayabiliyor musun gül gözlüm!... Göz demişken nasıl anlatıp tarif edeyim?.. O gözlerini... Nasıl anlatayım? Şairlerin şiir yazdığı beni mecnuna çeviren gören ceylanların kıskanacağı gözyaşının imrenip de gözlerine sırf dokunmak için aktığı o gözlerin... 0 gözlerin... Bunu da geçmek zorundayım. Neden diye sakın sorma!.. Sonra beni ben olarak bulamazsın...
Bazen değil çoğu kere düşünürüm. Acaba her şey boş mu veya basit bir yalan mı? Her ikisinde de karşıma sen çıkarsın... İşte o zaman gözlerimin önüne tek tel saçın çıkıverir. Ne varsa senin olmadığın mazimde o tek tel saçına asarım. Çığlık çığlığa kaybolurlar. Ve senli mazim başlar. Düşünmek bile ayrı bir tat verir. Ne nedir? Nasıldır? Ve hatta seni de unuturum... Mecnun?un Leyla?sına takılırım... Gözyaşı bana bakar ben gözyaşına... Ümitler biter ve şaşkın dilimde bir dua başlar. Bitmez; Mevla Mevla Mevla ve Sen...

Ürpermeye başlarım... Rüyalar uykular çıldırır bent bent... Duygular derbeder düşünceler serseri ızdırab tam ızdırab. Gözyaşım şakağımdan kayar gider sana doğru. Ve zaman durur. Hayal viranemde bulurum kendimi... Dilim öyle bir of çeker ki. Kurur düşlerim gözlerimdeki yanardağlar söner gözbebeğindeki fırtınalara tutulurum... Mızrap amansız değer yüreğimin tellerine... Alınların aşındırdığı seccade duyar da sen duymazsın...

Senden ayrı senden uzakta. Gönül acıyla bir oluyor. Kalbinden sürgün mü oldum ne? Duyamıyorum sesini. Sahi nerelerdesin? Ben hayal ikliminde dahi kurumuş gülün sahibi... Sana dünyanın en güzel hediyesini veriyorum

__________________
 
Duvarlara yazıyorum yeminlerimi
Harf harf çocukluguma kazıyorum anılarımı
Gece yıldızların üzerine bir perde çekiyor ve hep öyle kalıyor
Kaderle yüzleşiyorum arasıra
Kendimi tanımadın kaderin bana sunduklarını yaşıyorum
Kalemimden ince ince mürekkepler sızıyor kağıtlara
Kayboluyorum
Kağıtlar benide emiyor mürekkep gibi
Uyandıgımda korkak hecelerle savaşıyorum
Bilmiyorum
Her hecemi beni kapana sıkıştırıyor?
Yoksa benmi her hecede kapanıyorum içime?
İçimi kusuyorum paragraflara
Her paragraf ayrı sözcükleri vuruyor yüzüme
Göz bebeklerimin en dibinde
Sarhoş kentler yaşıyor
Berdüşlüge kapanıyor gözlerim
Hakikatin uyuşmaz ülkesi doguyor içimde
Uykularım karantina altında
Düşlerim mezar taşlarına nöbetler tutuyor
Sayfa sayfa
Satır satır arıyorum kendimi
Gardiyanlar eşlik ediyor sebelerime
Sonuçlarım yoktu
Yitiktim
Anlamsızlıgı taşırdım dudaklarımda
Kalemi elime her alışımda
Cisil cisil dökülüyordu karelerin üzerine
Sonra kapı eşigine attım
Bir daha aralanmak üzere...
 
Ey içimin öksüz kalan yanı
Ey yüreğimin siyaha çalan laciverti
Ey lal duruşum
Hangi tümceyle seslenebilirim ki sana?
Hangi alfabe anlatabilir ki seni?

Sen (b)ile ben olamazken
Ben (n)asıl sen olabilirdim?
Bile bile (sa)vuruyorum kendimi duvarlarına
Bak yine seninle avutuyorum kendimi Yalnızlığım
Gör ki YOKSAYDIM-YOKOLDUM
Bu gel-gitlerim senden gidemeyişimin ruhsatıdır.
Demir parmaklıklarla kuşatmışsın hücrende beni
Sen de benim hücrelerimde buluyorsun kendini
Bu nasıl bir iç içe geçiştir ki içim dışıma ters tersim içime fazla
Ben kapına geldim yine içimin en ağrıyan yanıyla ve iç çekişlerimle
Sen beni hiç bırakmayacaksın mühür vurulan ihanetimle
Hadi yine beraber üfleyelim kanamalarımı
Hadi yeni senle ben olalım
Kapına geldim yalnızlığım.

GEÇMEYECEK BİLİYORUM
AMA GEÇMİŞ OLSUN YÜREĞİM DİYORUM!...
 
Düşlerde sevdim seni söyleyemedim
Sessiz öptüm nefesini söyleyemedim


İnsanın içini en çok yakan şey söylenemeyen sözlermiş meğer. Sana söyleyemediğim her söz acı bir yumruk gibi boğazımda. Sana her baktığımda kalbimi avucuna alıyorsun sesini her duyduğumda biraz daha sıkıyorsun avucunu yüreğim sıkışıyor sesini duyduğumda. Kaçmak istiyorum senden senin sesinden senin gözlerinden kaçmak istiyorum bırakmıyorsun. Bilmeden tutuyorsun beni. Bilmeden sevdiriyorsun. Bilmeden acılar veriyorsun yüreğime. Bilmeden… öldürüyorsun.

Sana ben şiirler sözler büyüttüm
Sana ben baharlar yazlar büyüttüm
Sana ben hummalı gizler büyüttüm
Söyleyemedim

Yanı başında olabilmek isterken delice sana bakmak isterken seninle konuşmak isterken sana dokunmak isterken sana yakarken yüreğimi sana baktıkça acı çekiyorum. Gözlerin ölümüm oluyor.

Sana baktıkça yıkıla yıkıla ölüyorum.

Sen bilmesen de ben biliyorum.

Şarkılar yazdım sana okuyamadım
Hep yanımdaydın oysa dokunamadım


Bir gün sen de bileceksin biliyorum. Bir gün söyleyemediğim bütün sözler yol bulacak yüreğimden gözlerine. Yüreğim yol bulacak yüreğine. Biliyorum bir gün uzattığım ellerim buluşacak ellerinle. Bilmekle yetiniyorum. Sensizlikte seni sevmek yüreğime yetmese de gözlerinde yabancı olmak gözlerime yetmese de uzandığım boşlukta seni hissetmek ellerime yetmese de yetiriyorum. Seni sevmekten vazgeçmemek için kendimi bitiriyorum. Yokluğunda seni var etmeye çalışırken varlığımda yok oluyorum. Bitiriyorum kendimi bizi başlatmak için. Seni çok seversem duyarsın sanıyorum. Yüreğimin çığlıklarından kendimi duyamıyorum.

Sana yüreğimi duyuramıyorum.
Sen bilmesen de ben biliyorum.

Sana ben hayaller düşler büyüttüm
Sana ben gözümde yaşlar büyüttüm
Sana ben hummalı aşklar büyüttüm
Söyleyemedim


Gözlerimden gitmiyor bakışın. Gülüşüne bakarken gülüşünü özlüyorum. Bana gülmeni istiyorum sadece. Benim için gülmeni. Gülümserken küçülen gözlerine aşık oluyorum durup durup. Durup durup seni seviyorum.

Sen bilmesen de ben biliyorum.
Sen sevmeden de ben seviyorum
.
 
Hayatla sen arasındaki kavgam bitti artık...
Gücüm kalmadı ne seni uzak tutmaya benden ne de beni...
Bu kez ne sus diyorum sana ne de başka bir cümle
Dök içini benden sonra…

AŞK-tın...
AŞIK-tım...
Aş-a-madık...

Tüm beyazlarımı sana emanet ediyorum ve gidiyorum...
Sen kokulu bir hatıram olsun geceden ellerine dokunan ve okunduğunda görmemezlikten geleceğin kör satırlar olsun…

Yalanlarını satıyorum düşünce pazarımda her birine inanma elbiseleri giydiriyorum ama uymuyor bedenlerine o kadar büyükler ki…

Daha kaç ten söndüreceksin kendinle savaşına ortak
Daha kaç sürecek ve
Sen ne kadar daha kaçacaksın geldiğin gibi aniden;
Bilmezler gizinde neler gizli
Gördüm ve uzandım
Ama ellerim yok şimdi kırıldım…

Satıyorum umutlarımı sana
Bana fazla geliyor artık
Satırlar başkasına doğru akacaksa kaleminde
Sende kalsın istemem
Anlatamadım sana aşkın özünü
seni seviyorum la tamamlanır ve anlamlanır sandın;
Yanıldın…

Yeni bir sevda hayat sinemanda vizyona giriyor ama sen hala perdenin arkasında durup hangi maskemi taksam diye düşünüyorsun seç al birini nasıl olsa yine aynı sonla bitecek film….

Tamam ben sustum biliyorum düştü yine geveze kalemim
Dur ey kalem …herkes kendi için yaşar ve hayat acı tecrübelerle dolu kime anlatacaksın ki yaşananları yaşadıklarını nasıl olsa farklı kimliklerle sunuluyor başkalarına
Doğruya yer yok bu köyde kovuldu
Yalanlar sardı gözleri
Ben doğru idim sen yalan
Ve kovulan hayattan…
Şimdi sunuyorum sana kalemimden bir tutam mutluluk
Yüreğinden eksik etme sahte gülümsemeleri
Ama son bir şey isteyeyim hakkım olmadan
Bu sefer çıkar maskeyi olur mu?
 
Geri
Üst