Şahmeranın Bacakları

7
EXE RANK

-тнє αLуx-

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
21 Tem 2009
Mesajlar
7,782
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.netbilgini.com
-тнє αLуx-
[align=center]Mungan, Şahmeranın kendisindeki etkisini şu sözlerle ifade eder:
Şahmeran motifi ve acıklı öyküsü; insan başlı, yılan gövdeli ikili kimliği, acıkırmızı pullarla örülü bedeni, beni görsel ve düşünsel olarak etkilemiş, hatta büyülemiş olmakla birlikte; onu dinsel bir hurafe olarak düşünmek kolayıma gelmiş, onunla kendi aramda nedenini bilemediğim gizli bağlar kurmuş, ama gene de onu ve etkisini benden uzak tutmaya çalışmıştım. Oysa ne kadar tutabilirdim ki kendimi; aynı havayı soluduğum coğrafyayı, aynı iklimi yaşadığım bu masallardan. Nitekim yıllar sonra ‘Şahmeran’ın Bacakları’ adlı uzun öyküyü yazarken hep o beyaz badanalı duvar, benimle, geçmişim arasına çekildi. Ya da hep orada duruyordu.46
Yılan kadın imgesinin edebî eserlerde temsilleri üzerine yaptığı incelemesine Mungan’ın “Şahmeran’ın Bacakları” adlı öyküsünü de dâhil eden Sevda Çalışkan, bu motifin doğuda ve batıda “Yemlika”, “Şahmeran”, “Lamia” ve “Yılanların Kraliçesi” adlarıyla kullanıldığını söyler. Mungan, bilinen Şahmeran hikâyesine, Çalışkan’a göre, bazı boyutlar ekler. Mungan’ın Şahmeran’ının orijinalinden farklılığı, Çalışkan’a göre, Şahmeran’ın sırrını bilen birisinin araştırılması sahnesinin, çılgın bir cadı avına, bir tür kitlesel histeriye dönüştürülmesindedir. Bu da herkesi birbirinden şüpheye düşürür ve hükümdarın adamlarının kanıt bulmak için insanlara baskı uygulamasına neden olur. Burada, insanların Şahmeran’a ve onunla ilişkili olanlara karşı nefreti anlatılır. Mevcut düzeni sürdürmeye yarayacak olan, onun ölümüdür. Hükümdar; Hasib’i, Şahmeran’a ihanet ettiği için ödüllendirir. Bununla birlikte Mungan, öyküye, nihayetinde son bir değişiklik ekleyerek,47 hırs ve hasetten dolayı, insanlık ile Şahmeran arasında asla bir anlaşma olamayacağı yargısına ulaşır.48
Mungan, “Şahmeran’ın Bacakları” hikâyesini, İlyas adlı bir çırağın gelişim sürecine oturtur. İç içe hikâyeler biçiminde kurulu metinde, Mahir adlı Şahmeran ustasının çırağı İlyas’a anlattıkları, çırağın yaşadıkları ve farklı anlatıcıların anlatımları hikâyeyi bütünler. İlyas’ın çıraklıktan ustalığa yükselişi, ihanete yazgılı Şahmeran-insan ilişkisini ve ancak deneyimle edinilebilen bilgiyi öğrenme süreciyle eşzamanlı olarak yürür. İlyas’ın, saf bir çocuğun, herkeste olmayan bazı bilgileri edinmesi, bunun neticesinde mutsuzluğa ve yalnızlığa iteklenmesi, ‘bilmenin laneti’ne uğraması ile aynı paralelde ilerler. Bu olgu, Mungan’ın ‘Ortadoğu Estetiği’ kavramsallaştırmasıyla sıkı bir ilişki içindedir. Hikâyedeki insan-hayvan ilişkisi, nihayetinde insan-insan ilişkisinin bir yansımasına dönüşür. İlişkiler ağı, ustanın çırağını eğitme sürecinin işleyişinde, Mungan’ın metnini iç içe hikâyeler biçiminde kurmasında olduğu gibi, doğuya özgüdür. İç içe masal yapısı, özelde Binbir Gece Masalları’nda, genelde doğu anlatılarında rastlanan bir biçimsel özelliktir. Bu yapı özelliği dolayısıyla eylemin tamamlanması geciktirilir veya öyküler yardımıyla tartışma sürdürülür.
Çırak İlyas, ustası Mahir’den deneyimsel bazı bilgiler öğrenir, ancak anlam veremediği veya ustasının muhayyile gücünün eseri olan figürleri çizemez. Mahir usta, İlyas’a bir Şahmeran ustasının bilmesi gereken en önemli şeyin doğruluk olduğunu söyler. İlk günde, insanın kendi Şahmeran’ını çizebilmesinin önkoşulu olarak bu ilkeyi İlyas’a öğretir. Ardından da Şahmeran’ın hikâyesini, İlyas’ın yeni edineceği bilginin sırrı olarak, ama parçalar halinde anlatır. Mahir, Şahmeran’ın hikâyesini parçalar halinde anlatmakla, İlyas’a sabrı, dinlemeyi, ilişkiler üzerine düşünmeyi, bunlar hakkında çıkarımlarda bulunmayı öğretir. Bu, aynı zamanda İlyas’ın kendi Şahmeran’ını çizebilmesi için gereken bilgilenme sürecini de oluşturur. Mahir, İlyas’a bilmenin aynı zamanda sorumluluk üstlenmek ve bunun getirdiği yükün ağırlığını taşımak bilincini de öğretir. İlyas, gönül kırıcı aşk ve ihanet hikâyesini dinledikten sonra, dikkatsiz bir çıraktan, yaptığı işin özünü kavramaya çabalayan biri olma sürecine girer. Başlangıçta dinlediğini, içselleştiremezse de, nihayetinde Şahmeran hikâyesinin kendi hayatının hikâyesi olduğunun farkına varır. Doğru bilgi, bir tür kendilik bilgisidir ve ifadesini, kendindeki yaratma isteğinin bilincine ulaşmış olan İlyas’ın, başarılı bir yazar olarak sözcüklerinde bulur, çizimlerinde değil. İlyas, Şahmeran’ın öyküsünü bilmenin bedelini yalnızlıkla ödemek zorunda kalır. Çünkü Şahmeran’ın hikâyesini bilmek, onu, Şahmeran’ı kapalı, karanlık bir yerde unutulmaya terk etmiş insanoğlundan uzaklaştırır. Her ne kadar Şahmeran bu öykünün sonunda şiddetle incitilmişse de onun ruhu, yaygın biçimde yaşar ve kendisini sevenlere erdem gönderir. Şahmeran, “mezopotamyanın belleğinde / hep diri duran” yüzlerce “kesikbaş / hikâyesi”nden50 yalnızca biridir. Mungan’ın kaleminden, bu türden birçok hikâye, kadim geleneğin bilgeliği, modern bir form içinde günümüze aktarılır.
İç öykülerde bilgilenmiş bazı kişiler, bu bilgilerini paylaşmak yerine, kişisel hırsları uğruna kullanma yoluna giderler. Sözgelimi Yuşa, Tevrat’ta gördüğü Musa’nın son peygamber olmadığını anlatan kısımları çıkararak bir kutu içinde saklar. Bunu, ölümünden sonra, oğlu Belkiya ortaya çıkarır. Mungan bu tür bir bilgilenmenin insanı olgunlaştırmadığını belirtir:
“Oysa bilgi de hava gibi, su gibi, güneş gibi bütün insanlığındır. Onu insanlardan esirgemeye kimsenin gücü yetmez. Yasaklar gerçeği yok etmez, yalnızca erteler. Kaldı ki gerçek, kendisine ihanet edenlerden öcünü bir gün mutlaka alır.”51
[/align]
Hikâye düzleminde, kişinin bireysel hırsları için kullandığı değil de, insanlığın yararına olan bilgelik bilgisi olumlanır.
 
Geri
Üst