11
EXE RANK
~TiM[e]-oVeR~
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 11,101
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.google.com
Rüya ve İslam İlşkisi, Rüya ve İslam Hakkında ( Rüya ve İslam )
İslam âlimlerinden bazıları rüyanın, rüya melekleri tarafından gösterildiğine inanırlar
Bunun da insana rüyasında refâkat eden rüya meleklerinin, insan ruhuna refâkat ederek değişik yerlere ***ürülüp gezdirilmesi şeklinde olduğunu söylerler
Bu seyahat sırasında ruhun gördüğü olaylar, akıl veya zihin olarak tabir edilen hafıza tarafından kaydedilir, sonra yeri ve zamanı geldikçe veya uyandıktan sonra bir şekilde hatırlanır
Rüya hakkında hemen herkes bir şeyler söylemiş ve özellikle İslam alimleri, rüya tabircileri ve filozoflara varıncaya kadar herkes, rüya üzerine değişik yorumlar yapmışlardır
Burada Risale-i Nur külliyatından Mektubat isimli eserde geçen ve üstat Bediüzzaman'ın naklettiği güzel bir rüyayı ve rüyalara ait bazı ilmi gerçekleri ifade eden bir bölümü nakletmek yerinde olacaktır
Şöyle ki:
"Bir zaman kalp ehli iki çoban varmış
Kendileri ağaç kâsesine süt sağıp yanlarına bıraktılar
Kaval tabir ettikleri düdüklerini, o süt kâsesi üzerine uzatmışlardı
Birisi "Uykum geldi
" deyip yatar
Uykuda bir zaman kalır
Ötekisi yatana dikkat eder, bakar ki; sinek gibi bir şey, yatanın burnundan çıkıp, süt kâsesine bakıyor ve sonra kaval içine girer, öbür ucundan çıkar gider, bir geven altındaki deliğe girip kaybolur
Bir zaman sonra yine o şey döner, yine kavaldan geçer, yatanın burnuna girer; o da uyanır
Der ki: "Ey arkadaş! Acayip bir rüya gördüm
" O da der: "Allah hayır etsin, nedir?" Der ki: "Sütten bir deniz gördüm
Üstünde acayip bir köprü uzanmış
O köprünün üstü kapalı, pencereli idi
Ben o köprüden geçtim
Bir meşelik gördüm ki, başları hep sivri
Onun altında bir mağara gördüm, içine girdim, altın dolu bir hazine gördüm
Acaba tabiri nedir?" Uyanık arkadaşı dedi: "Gördüğün süt denizi, şu ağaç çanaktır
O köprü de, şu kavalımızdır
O başı sivri meşelik de şu gevendir
O mağara da, şu küçük deliktir
İşte kazmayı getir, sana hazineyi de göstereceğim
" Kazmayı getirir
O gevenin altını kazdılar, ikisini de dünyada mesut edecek altınları buldular
İşte yatan adamın gördüğü doğrudur, doğru görmüş, fakat rüyada iken ihatasız olduğu için tabirde hakkı olmadığından, âlem-i maddî ile âlem-i manevîyi birbirinden fark etmediğinden, hükmü kısmen yanlıştır ki, "Ben hakikî maddî bir deniz gördüm
" der
Fakat uyanık adam, âlem-i misal ile âlem-i maddîyi fark ettiği için tabirde hakkı vardır ki, dedi: "Gördüğün doğrudur, fakat hakikî deniz değil; belki şu süt kâsemiz senin hayaline deniz gibi olmuş, kaval da köprü gibi olmuş ve hakeza
" Demek oluyor ki; âlem-i maddî ile âlem-i ruhanîyi birbirinden fark etmek lâzım gelir
Birbirine karıştırılsa, hükümleri yanlış görünür
Meselâ: Senin dar bir odan var; fakat dört duvarını kapayacak dört büyük âyine konulmuş
Sen içine girdiğin vakit, o dar odayı bir meydan kadar geniş görürsün
Eğer desen "Odamı geniş bir meydan kadar görüyorum", doğru dersin
Eğer "Odam bir meydan kadar geniştir" diye hükmetsen, yanlış edersin
Çünkü âlem-i misali, alemi hakikiye karıştırırsın
"
İslam âlimlerinden bazıları rüyanın, rüya melekleri tarafından gösterildiğine inanırlar



Rüya hakkında hemen herkes bir şeyler söylemiş ve özellikle İslam alimleri, rüya tabircileri ve filozoflara varıncaya kadar herkes, rüya üzerine değişik yorumlar yapmışlardır


"Bir zaman kalp ehli iki çoban varmış






















İşte yatan adamın gördüğü doğrudur, doğru görmüş, fakat rüyada iken ihatasız olduğu için tabirde hakkı olmadığından, âlem-i maddî ile âlem-i manevîyi birbirinden fark etmediğinden, hükmü kısmen yanlıştır ki, "Ben hakikî maddî bir deniz gördüm











