Peygamberimiz Hz.Muhammed'in Söylediği Hadis-i Şerifler

7
EXE RANK

-тнє αLуx-

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
21 Tem 2009
Mesajlar
7,782
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.netbilgini.com
-тнє αLуx-
Sükûtu tefekkür, bakisi ibret olan kimseler ile sahifesinde çok istifar bulunan kisi, felaha kavusmuslardir... ( Hadis )
Kaynak : yorumla.net - [SIZE=5][COLOR=red]Linkleri Sadece ...OR=black]Uye Olmak Icin Tiklayiniz...[/COLOR][/COLOR][/SIZE]

Müminlerin ruhlari cennet agaçlarinda ikamet eden ve meyvelerinden yiyen yesil kuslarin kursaginda olur... Kiyamet günü Allah, onlari cesetlerine iade edinceye kadar (bu böyle) devam eder... ( Hadis )



Allah bir kuluna nimet etti mi mutlaka insanlari ona muhtaç kilar, eger o, onlarin ihtiyacini karsilamazsa, kendisine verilen nimete zeval hasil olur, yani nimeti elinden kaçrir. (Hadis)



Allah bir seyi yaratti mi mutlaka onu maglup edecek bir sey daha yaratir. Rahmetini gazabin yenmek için yaratmistir. (Hadis)



Allah yeryüzünde akildan daha az bir sey yaratmadi, yeryüzünde akl kibrit-i ahmerden daha azdir. (Hadis)



Allah'tan yardim mihnet oraninda gelir, sabir da bela oraninda.(Hadis







Namaz kildiginiz zaman, benim için Allahtan vesile dileyiniz. Vesile nedir? diye sordular; söyle buyurdu: Vesile, Allah katinda öylesine yüksek bir derecedir ki, ona ancak tek bir insan nail olacak. te o insanin ben olmasini umuyorum. (Hadis)



Gögün gürledigini duyarsaniz tesbih getirin, tekbir getirmeyin. (Hadis)

Gök gürültüsü duyarsaniz Allah zikredin. Çünkü (yildirim) zikir edene isabet etmez. (Hadis)

Yangin gördügünüz zaman tekbir getirin, çünkü tekbir onu söndürür. (Hadis)



Bir âlimin devamli olarak bir sultanla düsüp kalktigini görürsen, bil ki o bir hirsizdir. (Hadis)



Mescitte birini bir sey satarken yahut satin alirken görürsen ona; Allah, ticaretinde sana kazanç vermesin de; birini de yitigini ararken görürsen; Allah, onu sana buldurmasin de. (Hadis)





Kalem üç kisiden kaldirilmistir: Uyanincaya kadar uyuyandan, ihtilâm oluncaya kadar çocuktan, akli erinceye kadar mecnundan. (Hadis)



Âdemoglu ihtiyarladikça onda iki sey gençlesir: Mala karsi hirs ve hayata karsi hirs. (Hadis)



Allah indinde kisinin yuttugu en sevapli yudum, Allah'in rizasini düsünerek kendini tutup, yuttugu öfke yudumudur. (Hadis)



Allah Teâla hazretleri ferman etti: "izzetim ve celalim hakki için, magfiret etmek istedigim hiç kimseyi, bedenine bir hastalik, rizkina bir darlik vererek boynundaki günahlarindan temizlemeden dünyadan çikarmayacagim. (Hadis)



Kim bir kimse için sefaatçi olur, o da bu mefaatine karsi bir hediyede bulunursa hediyeyi kabul ettigi taktirde, riba kapilarindan büyük bir kapya girmis olur. (Hadis)



Ecelini altmis yasina kadar uzattigi kimselerden Cenab- Hakk, her çesit özür ve bahâneyi kaldirmistir. (Hadis)



Abdest imanin yarisidir. Elhamdülilllah mizan doldurur; sübhanallah velhamdulillah arz ve sema arasini doldurur; namaz nurdur; sadaka bürhandir; sabir ziyadir; Kur'ân ise lehine veya aleyhine bir hüccettir. Herkes sabahleyin kalkar, nefsini satar; kimisi kurtarir, kimisi de helâk eder. (Hadis)



Allah için sefer yapanlar üçtür: Gâzi, haci, umreci. (Hadis)

Cum'a, en hayirli günlerinizden biridir. Hz. Adem aleyhisselam(in topragi) o gün yaratildi, o gün kabzedildi. (Kiyamette Sûr'a) o gün üflenecek, sayha da o günde olacak. Öyleyse o gün bana salâvati çok okuyun. Zira salâvatlariniz bana arzedilir!"
Orada bulunanlar:
"Salavatlarimiz size nasil arzedilir? Siz çürümüs olacaksiniz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah Teala Hazretleri, Arz'a peygamberlerin cesetlerini yemeyi haram kildi! buyurdular. (Hadis)





Allah Teâla Hazretleri hastaliga da ilac da indirmistir. Ve her hastaliga bir ilaç vermistir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan seyle tedavi olmayin.

Hastalarinizi yeyip içmeye zorlamayin. Zira Allah Teâla hazretleri onlara yedirir içirir.

Benim tiryak içmem, temime (muska) takinmam, içimden gelen siiri okumam aldirmazlik olur.

Ölüm disinda hiçbir hastalik yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasin.



Muhakkak ki, Allah bu ümmet için, her yüz senenin banda, kendisine dini tecdîd edecek kimse(ler) gönderecektir.



Sadaka Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder.



Biriniz güneste olunca gölge ondan kalkar da, yarisi gölgede yarisi günete kalacak olursa oradan kalksin.


Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine sefkatte mü'minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsz olsa, diger uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona itirak ederler.



içerisinde tesehhüd bulunmayan bir dua, kesilmis el gibidir.



Kur'ân- Kerîm'den tek harfi okuyana bile bir sevab vardir. Her hasene on misliyle (kayde geçer). Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir



Allah kiskançtir, mü'min de kiskançtir. Allah'in kiskanmasi, mü'minin Allah'in haram ettigi eyi yapmasidir. (Hadis)

Kulla küfür arasinda namazin terki vardir. (Hadis)



Kisiyle sirk arasinda namazin terki vardir. (Hadis)



Küfürle iman arasinda namazin terki vardir. (Hadis)



Namazin ilk vaktinde Allah'in rizasi vardir; son vaktinde de aff vardir. (Hadis)



Deve agillarinda namaz kilmayin, çünkü onlar seytandandir.
Koyun agillarindan soruldu:
Oralarda kilin, çünkü onlar berekettir. (Hadis)



imanin tadini; Rabb olarak Allahi', din olarak islami', peygamber olarak Muhammed'i seçip razi olanlar duyar. (Hadis)





Öyle devir gelecek ki, insanoglu, aldigi seyin helalden mi, haramdan mi olduguna hiç aldrmayacak. (Hadis)



Kiyamet Allah Allah diyen bir kimsenin üzerine kopmayacaktr. (Hadis)



Zaman yakinlamadikça Kiyamet kopmaz. Bu yakinlasma öyle olur ki, bir yil bir ay gibi, ay bir hafta gibi, haftada bir gün gibi, gün saat gibi, saat de bir çira tutusmasi gibi (kisa) olur. (Hadis)



Çocuk sagini solundan ayirmasini bildi mi ona namaz emredin. (Hadis)



Hiç biriniz, günesin dogmasi ve batmasi esnasinda namaz kilmaya kalkmasin. (Hadis)










Surasi muhakkak ki, oruçlunun iftarini açtigi zaman reddedilmeyen makbul bir duasi vardir.



Sükreden oruçsuz kimseye, sabreden oruçlunun sevabinin misli verilir.



Allah bir kisim farzlar koymustur, siz bunlar daraltmayin. Bir kisim da sinirlar (yasaklar) koydu. Bunlara tecavüz etmeyin. Bazi seyleri de haram kildi, onlara yaklasmayin. Bazi seyleri de (farz, sinir, haram diye tavsif etmeden mutlak) birakmistir. Bunlar, unutarak birakmis degildir. Öyle ise onlari (farz mi, haram mi.. vs. diye didikleyip) arastirmayin. (Hadis)



Allah örtülüdür. Örtünmeyi ve utanmayi sever. içinizden biri yikanacagi zaman örtünsün. (GUNYET-ÜT TALBN/S.81)












Kim, kendisini babasindan baskasina nisbet ederse (yani onun oglu oldugunu söylerse) veya mevlasindan baska birini mevla (efendi) edinirse, Allah'in, meleklerin ve bütün insanlarin laneti üzerine olsun. (Hadis)


Kim sabah namazina giderse, iman bayragiyla gitmis olur. Kim de çarsiya giderse, o da iblis bayragiyla gitmis olur. (Hadis)



Kim çocuguyla annesi arasini ayririsa kiyamet günü Allah (celle celâluhu) sevdikleriyle onun arasini ayirir. (Hadis)



Muhammed'in nefsini kudret eliyle tutan zâta yemin ederim ki, bu ümmetten her kim -Yahudi olsun, Hristiyan olsun- beni isitir, sonra da bana gönderilenlere inanmadan ölecek olursa, mutlaka cehennem ehlinden olacaktr. (Hadis)



Kim Allah için sever, Allah için bugzeder, Allah için verir, Allah için vermezse imanini kemâle erdirmistir. (Hadis)



Bana bir mü'min selam verdi mi, kendisine mukabele etmem için Allah ruhumu bedenime iade eder. Ben de mutlaka selama mukabele ederim. (Hadis)



Her bir dinin kendine has bir ahlâki vardir. islam'in ahlâki hayadir. (Hadis)



Muhakkak ki sende Allah'in sevdigi iki haslet var: Hilm (acele etmemek) ve haya. (Hadis)



Haya imandandir. iman (sahibi) ise cennettedir. Hayasizlik (ve bundan kaynaklanan kabaliklar, çirkin ve kirici sözler) cefa (eziyet, zulüm, haksizlik)dan bir parçadir. Cefa (eden de) cehennemdedir. (Hadis)





Sizden biri, rükü ve secdelerde belini (tam olarak) dogrultmadikça namazi yeterli olmaz. (Hadis)



AIIah temizlik olmayan namazi kabul etmez, hiyânetle kazanilan paradan verilen sadakayi da kabul etmez. (Hadis)



Abdesti olmayanin namazi da yoktur. Üzerine besmele çekmeyenin abdesti yoktur. (Hadis)



Kim, kiblesi ile kendi arasina bir baskasinin girmemesine muktedir olursa, bunu saglasin. (Hadis)



Allah, kula namazda saga sola iltifat etmedikçe rahmetiyle yaklasmaya devam eder. ltifat etti mi ondan yüz çevirir. (Hadis)



Sizin en hayiriliniz, namazda omuzlari en yumusak olanidir. (Hadis)



(Mûtad olarak) geceleyin namaz kilan bir kimse, uykunun gâlebe çalmisiyla (bir gece uyuya kalsa ve namazini kilamasa) Allah'u Teâlâ hazretleri onun namazinin sevabini yine de yazar, onun uykusu (Allah'in ona yaptigi bir ikram) bir sadaka olur. (Hadis)



Size geceleyin kalkmayi tavsiye ederim. Çünkü o, sizden önce yasayan salihlerin âdetidir; Rabbinize yakinlik (vesîlesi)dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere kefarettir, bedenden hastaligi kovucudur. (Hadis)






Herseyin bir zekati (temizlenme vasitasi) vardir, cesedin zekat oruçtur. Oruç, sabrin yarisidir.



Ramazan ayinda, hasta veya ruhsat sahibi olmakisizin kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez.



Nice oruçlular vardir ki, tuttugu oruçtan yanina sadece çektigi açlik kâr kalir. Nice gece namaz kilanlar vardir ki, onlarin da kâr gece uykusuz kalmaktan ibarettir.



Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bagirip çagirmasin. Birisi kendisine yakisiksiz laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulasmasin).'



Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ates arasina, genisligi sema ile arz arasini tutan bir hendek kilar.



Kim oruçlu oldugu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasin. Çünkü ona Allah yedirip içirmistir.



Gece u taraftan (dogudan) gelince, gündüz de u taraftan (batidan) gidince, güne de batinca oruçlu orucunu açmistir.




Kim bir sey hususunda yemin eder, sonra da hilafini daha hayrli görürse, derhal kefâret vererek yemininden vazgeçsin ve yemin ettigi husustan daha hayrli olani yapsin.ki bütün alemlerin Rabbisin.
Allah-u Teala buyuracak:
Sizin mümin kardesleriniz aç idi. Onlara yemek verseydiniz, aynen bana yemek vermis olurdunuz. ( Kudsi Hadis )



aLLAH bir kuluna nimet etti mi mutlaka insanlari ona muhtaç kilar, eger o, onlarin ihtiyacn karsilamazsa, kendisine verilen nimete zeval hasil olur, yani nimeti elinden kaçirir. (Hadis)





istihare eden eli bos dönmez, istiare eden pisman olmaz, iktisad eden muhtaç olmaz. (Hadis)
 
Sükûtu tefekkür, bakisi ibret olan kimseler ile sahifesinde çok istifar bulunan kisi, felaha kavusmuslardir... ( Hadis )
Kaynak : yorumla.net - [SIZE=5][COLOR=red][B]Linkleri Sade...OR=black]Uye Olmak Icin Tiklayiniz...[/COLOR][/COLOR][/SIZE]


Müminlerin ruhlari cennet agaçlarinda ikamet eden ve meyvelerinden yiyen yesil kuslarin kursaginda olur... Kiyamet günü Allah, onlari cesetlerine iade edinceye kadar (bu böyle) devam eder... ( Hadis )



Allah bir kuluna nimet etti mi mutlaka insanlari ona muhtaç kilar, eger o, onlarin ihtiyacini karsilamazsa, kendisine verilen nimete zeval hasil olur, yani nimeti elinden kaçrir. (Hadis)



Allah bir seyi yaratti mi mutlaka onu maglup edecek bir sey daha yaratir. Rahmetini gazabin yenmek için yaratmistir. (Hadis)



Allah yeryüzünde akildan daha az bir sey yaratmadi, yeryüzünde akl kibrit-i ahmerden daha azdir. (Hadis)



Allah'tan yardim mihnet oraninda gelir, sabir da bela oraninda.(Hadis







Namaz kildiginiz zaman, benim için Allahtan vesile dileyiniz. Vesile nedir? diye sordular; söyle buyurdu: Vesile, Allah katinda öylesine yüksek bir derecedir ki, ona ancak tek bir insan nail olacak. te o insanin ben olmasini umuyorum. (Hadis)



Gögün gürledigini duyarsaniz tesbih getirin, tekbir getirmeyin. (Hadis)

Gök gürültüsü duyarsaniz Allah zikredin. Çünkü (yildirim) zikir edene isabet etmez. (Hadis)

Yangin gördügünüz zaman tekbir getirin, çünkü tekbir onu söndürür. (Hadis)



Bir âlimin devamli olarak bir sultanla düsüp kalktigini görürsen, bil ki o bir hirsizdir. (Hadis)



Mescitte birini bir sey satarken yahut satin alirken görürsen ona; Allah, ticaretinde sana kazanç vermesin de; birini de yitigini ararken görürsen; Allah, onu sana buldurmasin de. (Hadis)





Kalem üç kisiden kaldirilmistir: Uyanincaya kadar uyuyandan, ihtilâm oluncaya kadar çocuktan, akli erinceye kadar mecnundan. (Hadis)



Âdemoglu ihtiyarladikça onda iki sey gençlesir: Mala karsi hirs ve hayata karsi hirs. (Hadis)



Allah indinde kisinin yuttugu en sevapli yudum, Allah'in rizasini düsünerek kendini tutup, yuttugu öfke yudumudur. (Hadis)



Allah Teâla hazretleri ferman etti: "izzetim ve celalim hakki için, magfiret etmek istedigim hiç kimseyi, bedenine bir hastalik, rizkina bir darlik vererek boynundaki günahlarindan temizlemeden dünyadan çikarmayacagim. (Hadis)



Kim bir kimse için sefaatçi olur, o da bu mefaatine karsi bir hediyede bulunursa hediyeyi kabul ettigi taktirde, riba kapilarindan büyük bir kapya girmis olur. (Hadis)



Ecelini altmis yasina kadar uzattigi kimselerden Cenab- Hakk, her çesit özür ve bahâneyi kaldirmistir. (Hadis)



Abdest imanin yarisidir. Elhamdülilllah mizan doldurur; sübhanallah velhamdulillah arz ve sema arasini doldurur; namaz nurdur; sadaka bürhandir; sabir ziyadir; Kur'ân ise lehine veya aleyhine bir hüccettir. Herkes sabahleyin kalkar, nefsini satar; kimisi kurtarir, kimisi de helâk eder. (Hadis)



Allah için sefer yapanlar üçtür: Gâzi, haci, umreci. (Hadis)

Cum'a, en hayirli günlerinizden biridir. Hz. Adem aleyhisselam(in topragi) o gün yaratildi, o gün kabzedildi. (Kiyamette Sûr'a) o gün üflenecek, sayha da o günde olacak. Öyleyse o gün bana salâvati çok okuyun. Zira salâvatlariniz bana arzedilir!"
Orada bulunanlar:
"Salavatlarimiz size nasil arzedilir? Siz çürümüs olacaksiniz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah Teala Hazretleri, Arz'a peygamberlerin cesetlerini yemeyi haram kildi! buyurdular. (Hadis)





Allah Teâla Hazretleri hastaliga da ilac da indirmistir. Ve her hastaliga bir ilaç vermistir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan seyle tedavi olmayin.

Hastalarinizi yeyip içmeye zorlamayin. Zira Allah Teâla hazretleri onlara yedirir içirir.

Benim tiryak içmem, temime (muska) takinmam, içimden gelen siiri okumam aldirmazlik olur.

Ölüm disinda hiçbir hastalik yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasin.



Muhakkak ki, Allah bu ümmet için, her yüz senenin banda, kendisine dini tecdîd edecek kimse(ler) gönderecektir.



Sadaka Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder.



Biriniz güneste olunca gölge ondan kalkar da, yarisi gölgede yarisi günete kalacak olursa oradan kalksin.


Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine sefkatte mü'minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsz olsa, diger uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona itirak ederler.



içerisinde tesehhüd bulunmayan bir dua, kesilmis el gibidir.



Kur'ân- Kerîm'den tek harfi okuyana bile bir sevab vardir. Her hasene on misliyle (kayde geçer). Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir



Allah kiskançtir, mü'min de kiskançtir. Allah'in kiskanmasi, mü'minin Allah'in haram ettigi eyi yapmasidir. (Hadis)

Kulla küfür arasinda namazin terki vardir. (Hadis)



Kisiyle sirk arasinda namazin terki vardir. (Hadis)



Küfürle iman arasinda namazin terki vardir. (Hadis)



Namazin ilk vaktinde Allah'in rizasi vardir; son vaktinde de aff vardir. (Hadis)



Deve agillarinda namaz kilmayin, çünkü onlar seytandandir.
Koyun agillarindan soruldu:
Oralarda kilin, çünkü onlar berekettir. (Hadis)



imanin tadini; Rabb olarak Allahi', din olarak islami', peygamber olarak Muhammed'i seçip razi olanlar duyar. (Hadis)





Öyle devir gelecek ki, insanoglu, aldigi seyin helalden mi, haramdan mi olduguna hiç aldrmayacak. (Hadis)



Kiyamet Allah Allah diyen bir kimsenin üzerine kopmayacaktr. (Hadis)



Zaman yakinlamadikça Kiyamet kopmaz. Bu yakinlasma öyle olur ki, bir yil bir ay gibi, ay bir hafta gibi, haftada bir gün gibi, gün saat gibi, saat de bir çira tutusmasi gibi (kisa) olur. (Hadis)



Çocuk sagini solundan ayirmasini bildi mi ona namaz emredin. (Hadis)



Hiç biriniz, günesin dogmasi ve batmasi esnasinda namaz kilmaya kalkmasin. (Hadis)










Surasi muhakkak ki, oruçlunun iftarini açtigi zaman reddedilmeyen makbul bir duasi vardir.



Sükreden oruçsuz kimseye, sabreden oruçlunun sevabinin misli verilir.



Allah bir kisim farzlar koymustur, siz bunlar daraltmayin. Bir kisim da sinirlar (yasaklar) koydu. Bunlara tecavüz etmeyin. Bazi seyleri de haram kildi, onlara yaklasmayin. Bazi seyleri de (farz, sinir, haram diye tavsif etmeden mutlak) birakmistir. Bunlar, unutarak birakmis degildir. Öyle ise onlari (farz mi, haram mi.. vs. diye didikleyip) arastirmayin. (Hadis)



Allah örtülüdür. Örtünmeyi ve utanmayi sever. içinizden biri yikanacagi zaman örtünsün. (GUNYET-ÜT TALBN/S.81)












Kim, kendisini babasindan baskasina nisbet ederse (yani onun oglu oldugunu söylerse) veya mevlasindan baska birini mevla (efendi) edinirse, Allah'in, meleklerin ve bütün insanlarin laneti üzerine olsun. (Hadis)


Kim sabah namazina giderse, iman bayragiyla gitmis olur. Kim de çarsiya giderse, o da iblis bayragiyla gitmis olur. (Hadis)



Kim çocuguyla annesi arasini ayririsa kiyamet günü Allah (celle celâluhu) sevdikleriyle onun arasini ayirir. (Hadis)



Muhammed'in nefsini kudret eliyle tutan zâta yemin ederim ki, bu ümmetten her kim -Yahudi olsun, Hristiyan olsun- beni isitir, sonra da bana gönderilenlere inanmadan ölecek olursa, mutlaka cehennem ehlinden olacaktr. (Hadis)



Kim Allah için sever, Allah için bugzeder, Allah için verir, Allah için vermezse imanini kemâle erdirmistir. (Hadis)



Bana bir mü'min selam verdi mi, kendisine mukabele etmem için Allah ruhumu bedenime iade eder. Ben de mutlaka selama mukabele ederim. (Hadis)



Her bir dinin kendine has bir ahlâki vardir. islam'in ahlâki hayadir. (Hadis)



Muhakkak ki sende Allah'in sevdigi iki haslet var: Hilm (acele etmemek) ve haya. (Hadis)



Haya imandandir. iman (sahibi) ise cennettedir. Hayasizlik (ve bundan kaynaklanan kabaliklar, çirkin ve kirici sözler) cefa (eziyet, zulüm, haksizlik)dan bir parçadir. Cefa (eden de) cehennemdedir. (Hadis)





Sizden biri, rükü ve secdelerde belini (tam olarak) dogrultmadikça namazi yeterli olmaz. (Hadis)



AIIah temizlik olmayan namazi kabul etmez, hiyânetle kazanilan paradan verilen sadakayi da kabul etmez. (Hadis)



Abdesti olmayanin namazi da yoktur. Üzerine besmele çekmeyenin abdesti yoktur. (Hadis)



Kim, kiblesi ile kendi arasina bir baskasinin girmemesine muktedir olursa, bunu saglasin. (Hadis)



Allah, kula namazda saga sola iltifat etmedikçe rahmetiyle yaklasmaya devam eder. ltifat etti mi ondan yüz çevirir. (Hadis)



Sizin en hayiriliniz, namazda omuzlari en yumusak olanidir. (Hadis)



(Mûtad olarak) geceleyin namaz kilan bir kimse, uykunun gâlebe çalmisiyla (bir gece uyuya kalsa ve namazini kilamasa) Allah'u Teâlâ hazretleri onun namazinin sevabini yine de yazar, onun uykusu (Allah'in ona yaptigi bir ikram) bir sadaka olur. (Hadis)



Size geceleyin kalkmayi tavsiye ederim. Çünkü o, sizden önce yasayan salihlerin âdetidir; Rabbinize yakinlik (vesîlesi)dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere kefarettir, bedenden hastaligi kovucudur. (Hadis)






Herseyin bir zekati (temizlenme vasitasi) vardir, cesedin zekat oruçtur. Oruç, sabrin yarisidir.



Ramazan ayinda, hasta veya ruhsat sahibi olmakisizin kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez.



Nice oruçlular vardir ki, tuttugu oruçtan yanina sadece çektigi açlik kâr kalir. Nice gece namaz kilanlar vardir ki, onlarin da kâr gece uykusuz kalmaktan ibarettir.



Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bagirip çagirmasin. Birisi kendisine yakisiksiz laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulasmasin).'



Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ates arasina, genisligi sema ile arz arasini tutan bir hendek kilar.



Kim oruçlu oldugu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasin. Çünkü ona Allah yedirip içirmistir.



Gece u taraftan (dogudan) gelince, gündüz de u taraftan (batidan) gidince, güne de batinca oruçlu orucunu açmistir.




Kim bir sey hususunda yemin eder, sonra da hilafini daha hayrli görürse, derhal kefâret vererek yemininden vazgeçsin ve yemin ettigi husustan daha hayrli olani yapsin.ki bütün alemlerin Rabbisin.
Allah-u Teala buyuracak:
Sizin mümin kardesleriniz aç idi. Onlara yemek verseydiniz, aynen bana yemek vermis olurdunuz. ( Kudsi Hadis )



aLLAH bir kuluna nimet etti mi mutlaka insanlari ona muhtaç kilar, eger o, onlarin ihtiyacn karsilamazsa, kendisine verilen nimete zeval hasil olur, yani nimeti elinden kaçirir. (Hadis)





istihare eden eli bos dönmez, istiare eden pisman olmaz, iktisad eden muhtaç olmaz. (Hadis)




Gördünüz ya; ondan yüz çevirmedim. Çünkü iki melek gördüm cennet meyvalarindan (ehid olarak ölenin) agzina veriyorlardi, onun aç olarak öldügünü bundan fark ettim. (Hadis)

Ahir zamanda dünyada, bela ve fitne devamlidir. Birinizin ameli kaba benzer; üstü iyi olursa alti da iyi olur; üstü çirkin olursa alti da çirkin olur. (Hadis

Ben istek ve korku namaz kildim. Ümmetim için Allah Azze ve Celleden üç ey istedim. kisini verdi, birini geri çevirdi. Onlara kendilerinden baska bir düsmanin musallat olmamasini diledim, verdi. Onlarin bogularak ölmemelerini istedim, bunu da verdi. Kendi aralarinda sikinti (tefrika ayrilik) olmamasin diledim, bunu geri çevirdi. (Hadis)

Eger sen bizi seviyorsan, fakirlige karsi kendine bir siper edin! Çünkü fakirlik bizi sevene, dagin tepesinden asagiya hücum eden selden daha süratli gelir. (Hadis)

imamlarnizin arkasinda namaz kildiginiz zaman abdestinizi dikkâtli alin; çünkü arkasnida namaz kilan adamin iyi abdestli olmamasi yüzünden imam, okumakta bocalayabilir. (Hadis)

Aksiran bir kimseye hamd ile baslamasini talep edin. (Hadis)







Kuvvetli kimse, (güreste hasmini yenen) pehlivan degildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendigi zaman nefsini yenen kimsedir. (Hadis)

Kim haksiz oldugu bir münakasayi terk ederse kendisine cennetin kenarinda bir ev kurulur. Hakli oldugu bir münâkasayi terk edene de cennetin ortasinda bir ev kurulur. (Hadis)



En sâdik rüya seher vakitlerinde görülen rüyadir. (Hadis)



Rü'ya üç kisimdir: Biri Allah'tan bir müjdedir. Biri nefsin konusmasidir. Biri de seytanin korkutmasidir. Biriniz hosuna giden bir rü'ya görecek olursa, dilerse onu anlatsin. Eger hosuna gitmeyen bir sey görürse onu kimseye anlatmasin, kalkip namaz kilsin. (Hadis)



insanlarin serlileri, ulemaya (birsey ögrenmek için degil), onlar yaniltmak için zararli meselelerden soru soranlardr. (Hadis)



Kim korkarsa aksam karanliginda yol alir. Kim aksam karanliginda yol alirsa hedefine varir. Haberiniz olsun Allah in mali pahalidir, haberiniz olsun Allah'in mali cennettir. (Hadis)



Süphesiz, her derede, âdemoglunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her seye karsi bir ilgi duyar). Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacagina hiç aldirmaz. Kim de Allah'a tevekkül ederse, kalbinin her seye (ilgi kurarak dalmasini önlemek için) Allah ona yeter. (Hadis)





Kâfirin diyeti, mü'minin diyetinin yarisidir. (Hadis)



iki sey vardir, asla reddedilmezler: Ezan esnasinda yapilan dua ile, insanlar birbirine girisdikleri savas sirasinda yapilan dua. (Hadis)[/B]
 
Peygamber Efendimiz (sav);in Sabırla İlgili Hadisleri
Sen, yakini bir imanla, tam bir rıza ile Allah için çalışmaya muktedir olabilirsen çalış; şayet buna muktedir olamazsan, hoşuna gitmeyen şeyde sabırda çok hayır var. Şunu da bil ki nusret sabırla birlikte gelir, kurtuluş da sıkıntıyla gelir, zorlukta da kolaylık vardır, bir zorluk iki kolaylığa asla galebe çalamayacaktır.

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 315
Sabır imanın yarısı, yakin de imanın tamıdır. (Hz.İbni Mesud r.a) Ramuz El-hadis s.217



Haya zinettir. Takvada keremdir. En hayırlı binek de sabırdır. İbtila halinde insanın musibetinin berteraf olmasını Allahtan beklemek ibadettir.

(Hz.Cabir r.a). Ramuz El-Hadis s.204

Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır.

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992, s. 208
 
Sevgi, Merhamet ve Adalet ile İlgili Hadis-i Şerifler
Kardeşini güler yüzle karşılaman, kendi kovandan kardeşinin kabına su vermen de birer maruftur.

Tirmizi, Hz. Cabir'den rivayet etti kutub-ı sıtte, 2. Cilt



Mümin kişi, diğer mümine karşı duvar gibidir, birbirlerini takviye ederler.

(Nesai kutub-ı sıtte, 2. Cilt , Sf. 374)



Size vermekte olduğu nimetlerinden ötürü Allah'ı sevin, beni de Allah beni sevdiği için seviniz.

Tirmizi; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 4. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s.594

Allah uğrunda birbirine muhabbet eden kimseler, Onun gölgesinden başka gölge olmayan günde, Ounu Arş-ı Alâsının gölgesindedirler. Kendilerine nurdan kürsüler kurulur. Onların Rableri ile olan meclislerine, Peygamberler, sıddıklar ve şehidler bie imrenirler.

(Hz. Muaz İbni Cebel r.a.) Ramuz El-Hadis s.233


"Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular."

Buhari ve Müslim; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 152


"Hediyeleşin, birbirinizi sevin. Birbirinize yiyecek hediye edin. Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder."

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.239

"Ziyaretleşin, hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de kalpteki kötü duyguları söker atar."

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.239

"Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah'ın kulları kardeşler olunuz."

Buhari ve Müslim; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 315

"Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın."

Tirmizi; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 425


Müminler birbirlerine muhabbetli ve hayırlıdır, evleri ve bedenleri ayrı olsa da. Facirler ise birbirlerini aldatıcıdırlar. Evleri ve bedenleri toplu olsa da. Ve birbirleriyle mücadele ederler.

(Hz. Enes r.a.) Ramuz El-Hadis s.233


Merhamet edin, merhamet olunasınız. Af edin, af olunasınız. Yazık, laf ebesi olanlara. Yazık günahlarına bilerek devam edip, istiğfar etmeyenlere.

G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 70/10


Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin.

Hz. Said İbni Ebu Berde; G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 510/5


Allah yoluna birbirlerini sevenler, arşın gölgesinden başka gölge olmayan o günde, arşın gölgesindedirler. Nurdan münberler üzerinde. Onların mekanlarına Nebiler ve Sıddıklar gıbta ederler.

(Hz. Muaz r.a.) Ramuz El-Hadis s.233


Allah yolunda muhabbet edenler, Arşı Alâ etrafında yakuttan kürsüler üzerinde olurlar.

(Hz. Ebu Eyyub r.a) Ramuz El-Hadis s.233

"Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle."

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317

"Fakirleri seviniz ve onlara yakın olunuz. Siz onları severseniz, Allah da sizi sever. Siz onlara yakın olursanız, Allah da size yakın olur. Siz onları giydirirseniz, Allah da sizi giydirir. Siz onları yedirirseniz, Allah da sizi yedirir. Siz cömert olunuz ki, Allah Teala da size karşı cömert olsun."

G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 17/15


"Zulümden kaçının. Zira zulüm, kıyamet günü karanlıklar olacaktır. Cimrilikten de kaçının, zira cimrilik, sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramlarını helal addetmeye sevk etmiştir."

Muslim, Birr 56; Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 357


Mümin alicenaptır ve kerimdir (Hüsnü zannı sebebile aldanır). Facir ise hilekardır.

(Hz. Ebu Hüreyre r.a.) Ramuz El-Hadis s.230


Mümin her halinde hayır üzerindedir. Ruhu, Allah Azze ve Celleye hamd eder olduğu halde, iki yanı arasında kabzolunur.

(Hz.İbni Abbas r.a.) Ramuz El-Hadis s.230


Mümin omuzları yumuşak kimsedir (iyi geçimlidir). O din kardeşine rahatlık verir. Münafık ise uzak durur. Ve kardeşine sıkıntı verir. Mümin selâm vermekte atılgandır. Münafık ise bakar ki 0nce kendisine versinler.

(Hz. Enes r.a.) Ramuz El-Hadis s.230

Maruf (iyilik) cennet kapılarındandır. Ve fena ölümü defeder. İyilik ismi gibi iyidir. Ve dünyada iyilik adamı olan ahirette de iyilik ehli olur.

(Hz.İbni Şihab r.a.) Ramuz El-Hadis s.236



"Ey insanlar dikkat ediniz! Rabbiniz tektir. Arabın, Arab olmayana, Arab olmayanın Arab'a, siyahın kırmızıya, kırmızının siyaha, takvadan öte, hiçbir üstünlüğü yoktur. Şüphesiz Allah Teala katında en üstününüz, Allah Teala'dan en çok korkanınızdır."

Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 5/411
 
ORUCUN KALKAN OLUŞU VE ORUÇLUNUN İKİ SEVİNÇ ANI



1218. Ebu Hüreyre radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükafatını da ben vereceğim" buyurmuştur.

Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: 'Ben oruçluyum' desin.

Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır."

Buharî, Savm 9; Müslim, Sıyam 163

Açıklamalar

Hadisimiz, orucun diğer ibadetlerden farklı olan yönlerini belirlemektedir.

Bu yönlerden biri orucun sırf Allah rızası için yapılan bir ibadet olması, yani, oruçlu bildirmediği sürece, dışarıdan hiç kimsenin bilemeyeceği, riya ve gösterişten uzak bir ibadet olmasıdır. Çünkü orucun diğer ibadetler gibi görünür bir şekli yoktur. Öte yandan, tarihte varlıkları bilinen müşriklerin, ilahlarına yakın olmak için yaptıkları kulluk türleri içinde oruç bulunmamaktadır. Yani hiçbir putperest oruç tutarak putlara kulluk etmemiştir. Bu yönüyle de oruç, sırf Allah için yerine getirilen bir ibadet türüdür.

Orucun diğer ibadetlerden farklı bir başka yönü de mükafatının, -önceden bildirilmiş ölçülerin çok üstünde- Allah Teala tarafından takdir edilecek olmasıdır.

Her iki özellik de oruç ibadetinin fazilet ve üstünlüğünü anlamamız için yeterlidir.

Ayrıca hadisimizde, oruçlu ile ilgili bir tesbit, bir tavır, bir vakıa ve bir de müjdeye dikkat çekilmektedir. Söz konusu tavır kimseye kötü söylememek ve çatmamak, kendisine çatan, kötü söyleyen olursa, ona da nazikçe "lütfen bana ilişmeyin, ben oruçluyum" diyerek, kendisini oruç kalkanıyla korumasıdır. Çünkü oruç, oruçlu için dünyada günahlara, ahirette cehennem azabına karşı koruyucu kalkan konumundadır.

Vakıa ise şöyle ifade edilebilir: Oruç tutan kişide özellikle uzun yaz günlerinde açlıktan ileri gelen bir ağız kokusu oluşur. Bu koku, Allah katında, insanlarca en güzel koku diye bilinen miskten daha güzeldir. Ancak bu gerçek, hiçbir zaman o ağız kokusunun misvak veya fırça kullanmak suretiyle giderilmesine mani değildir.

İftar ve Allah'a kavuşma anlarındaki büyük rahatlama ve sevinç... Bu iki haldeki sevinç ve ferahlıktan birincisi maddî, görünür ve geçici; öteki manevî ve süreklidir. Her ikisi de sadece oruçluya aittir. İftar edildiği zamanki rahatlama, Allah huzurundaki rahatlamanın kesin bir delili olarak zikredilmiş olmaktadır. Oruç tutan kimsenin iftar ettiği an rahatlaması ne kadar gerçek ise, oruçlunun Allah'a kavuştuğu zamandaki rahatlaması da o kadar gerçektir.

Hadisimiz, oruçluya verilecek sevabın, dinimizdeki bir iyiliğe on katından yedi yüz misline kadar verilecek sevap ve mükafat ölçüsünün dışında ve üstünde, tamamen Allah Teala'nın takdirinde olduğunu tescil ve ilan ederken, tabii olarak oruç ibadetinin dinimizdeki müstesna yerini ve son derece üstün faziletini de ortaya koymuş olmaktadır. Orucun fazileti, yüce Rabbimiz'in onu kendisine izafetle "Benim içindir" buyurması ve "Mükafatı da bana aittir" diyerek sonsuz lütuf ve kerem kapısını oruçluya açmış olmasından ileri gelmektedir. Böyle bir teşrif ve iltifat her şeyin üstündedir. Bu da hadisimizdeki müjdeyi oluşturmaktadır.

"İnsanın her ameli kendisi içindir" buyurulmuş olması, oruç dışındaki her ibadetin, insanın haz alacağı, başkalarından gizleyemeyeceği hatta belki de göstermek isteyeceği bir tarafı olduğunu tesbit etmektedir. Sadece oruçta böyle bir durumun bulunması onun ne denli saf ve has bir ibadet olduğunu göstermektedir. Hadisimizin ana tesbiti de budur.

Hadisten Öğrendiklerimiz

1. Allah Teala'nın, "mükafatını ben vereceğim" buyurduğu yegane ibadet oruçtur.

2. Allah için yapılacak hiçbir fedakarlık ve amel karşılıksız kalmaz.

3. Oruçlu günahlara ve cehennem azabına karşı zırhlanmış kişi demektir. Çünkü "Oruç kalkandır" buyurulmuştur.
 
Hazreti Aişe radıyallahu anhâ'nın şöyle anlattığı nakledilir:

Allah'ın Resulü bir sefere çıkmak istediği zaman, zevceleri arasında kur'a çeker ve içlerinden kime isabet ederse beraberinde de onu ***ürürdü, işte böyle savaşlarından biri olan Benî Mustalik harbinde çektiği kur'a bana düşmüştü; Ben de hicâb âyeti nazil olduktan sonra Peygamber aleyhisselâm ile beraber yola çıktım. Devemin mahmilinde kalıyor, bir yerde mola verdiğimiz zaman da orada bulunuyordum. Bu şekilde yola devam ettik. Peygamber aleyhisselâm bu harbi bitirip döndüğü ve Medine'ye yaklaştığımız zaman, kafileye konaklamak için izin verdi. Ben de bu istirahat sırasında abdest bozmak için kalkarak gittim. Askerin -mola verdiği mevkiiden uzaklaşıp abdestimi bozduktan sonra eşyalarımın bulunduğu yere döndüm. Bir de, gerdanlığımı düşürdüğümün farkına vardım ve onu aramaya gittim. Ararken bir süre kalmıştım. Bu arada içinde bulunduğum kafile hareket etmiş, benim mahmilimin içerisinde olduğumu sanarak, onu alıp deveme yüklemişler. Mahmilimin içinde olmadığımın farkına varmamışlar. Çünkü kadınlar o vakitler şişman olmadıklarından hafif yapılı idiler. Zira çok az bir şeyler yiyorlardı. Bu sebeple mahmilimi kaldırırken hafif olmasına aldırış etmemişler. Ben zaten o vakit, genç bir kadındım. Böylece deveyi çekip yola çıktılar. Asker oradan ayrıldıktan sonra ben de gerdanlığımı buldum. Askerin konakladığı yere geldiğim zaman, orada kimseler kalmamıştı. Ben de, orada olduğum yerde kaldım ve beni arayıp döneceklerini düşündüm. Bu hal içerisinde beklediğim yerde otururken, uyku basmış ve uyuya kalmışım.

Safvan bin Muattal Sulemî Zekvanî askerin arkasından giderdi. Benim bulunduğum yere gelince, bir insan karaltısı görmüş ve yanıma yaklaşıp beni görür görmez de tanımıştı. Zira hicâb âyeti inmezden evvel beni görürdü. Beni görüp tanıyınca, ölmüş olduğumu zannederek «innâ lillahî ve innâ ileyhi raciûn» demesi ile uyandım. Yüzümü örttüm. Allah'a yemin ederim ki, bunu söylemesinden başka kendisinden bir söz duymadım.

Nihayet devesini dizleri üzerine çöktürdü. Ayağını hayvanın diz kapağına koydu ve bu şekilde ben deveye bindim. Hayvanı çekerek beni ***ürdü. Asker günün en sıcak vaktinde bir yerde konakladıktan sonra kendilerine yetiştik.

Bu hadise sebebiyle iftira yürütenler helak oldu. İftirayı yürütenlerin başı Ubeyy bin Selûl idi. Sonra Medine'ye vardık. Ben bir ay hasta halde yattım, iftira edenlerin lafları ağızdan ağıza yayılıyordu. Ben ise bunların farkında değildim. Fakat, Peygamber aleyhisselâmın bana, daha önce hastalandığım vakitlerde gösterdiği iltifatı göstermemesi, derdimi fazlalaştırıyordu. Çünkü Allah'ın Resulü ziyaretime geliyor, «şu hasta nasıl?» demekle kifayet ediyor, sonra gidiyordu. Ben insanlar arasında dolaşan kötülükten habersizdim.

Biraz iyileşmeye başlayınca, bir gün dışarı çıktım. Ummü Mistah da benimle birlikte Menası denilen yere doğru çıktı. Menası bizim kaza-yi hacet ettiğimiz yerdir. Ancak geceleri oraya çıkardık. Bu, evlerimiz yakınında hela yapmaya başlamadan önce idi. Adetimiz ilk arapların âdeti gibi, şehrin dışında bir yeri abdest bozmak için kullanmak idi. Evlerimizin içerisinde hela yapmaktan eza duyardık, işte bu şekilde Ümmü Mistah ile beraber gittik. Ummü Mistah Abdi Menafin oğlu Ebû Rnhm'un kızıdır. Anası da Hazreti Ebû Bekir'in teyzesidir. İhtiyacımızı tamamladıktan sonra kendisi ile beraber eve doğru yürüdük. Yolda Ummü Mistah'ın ayağı elbisesine takılarak kaydı.

Bunun üzerine Ummü Mistah:

— Mistah helak olsun! diye söylendi. Ben de kendisine:

— Ne kötü konuştun, Bedir harbine katılmış olan kimseye nasıl böyle dersin? dedim.

Ümmü Mistah:

— Şuna bak, onun ne söylediğini duymadın mı? diye cevap verdi. Ben:

— Ne söyledi ki? diye sordum.

Bunun üzerine Ummü Mistah, iftiracıların konuştuklarını bana anlattı. Bunu duyunca hastalığım bir kat daha fazlalaştı.

Bundan sonra evime dönünce Peygamber aleyhisselâm yanıma gelerek:

— Bu hasta nasıl? diye sordu. Ben de:

— Anne - babamın yanına gitmeme izin verir misin? dedim. Bu haberler hakkında ebeveynimden katı bilgi almak istiyordum. Peygamber aleyhisselâm izin verdi. Ebeveynimin yanına geldim.

Anama:

— Anacığım, bu insanlar neler konuşuyorlar? diye sordum. Anam:

— Kızcağızım, üzülme, kocasının kendisini- sevdiği ve aynı zamanda ortakları da olan, çok az güzel kadın vardır ki, onun hakkında doğru - yanlış şeyler konuşulmuş olmasın! dedi.

Ben:

— Sübhânellah, demek insanlar bunu söylediler! dedim. O gece göz yaşlarım dinmeden, gözüme uyku girmeden ağlayarak sabahladım.

Bu mesele ile alâkalı vahiy gecikince, Allah'ın Resulü Ebû Talib'in oğlu Ali ile Zeyd'in oğlu Usame'yi çağırdı. Onlarla ailesinden ayrılıp ayrılmamak hususunda müşavere edecekti. Usâme radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâmm ailesinin suçsuz olduğunu ve Peygamber aleyhisselâmın da onlara karşı olduğunun bilindiğini söyledi ve:

— Ey Allah'ın Resulü, aileni terketme, onlar senin iffet sahibi zevcelerindir. Onlar hakkında iyilikten başka bir şey bilmiyoruz, dedi... Hazreti Ali ise:

— Ey Allah'ın Resulü, Allah sana zevce kıtlığı vermemiştir. Onlardan başka çok kadınlar vardır. Eğer Hazreti Aişe'nin hizmetini gören cariye Berire'ye sorarsan, o aana doğruyu söyler, dedi.

Sonra Peygamber aleyhisselâm Berîre'yi çağırdı ve:

— Ey Berîre! Aişe'de bir kötülük gördün mü? diye sordu. Berîre:

— Seni hak ile gönderen zâta yemin ederim ki, onda kendisini ayıplayacağın bir şey görmedim. Ancak, o genç bir kadındır. Evinin hamurunu tutar da uykuya dalar, sonra da evin koyunu gelip o hamuru yer. Bundan daha fazla ayıplanacak bir şeyi yoktur, diye cevap verdi.

Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm kalktı ve Abdullah bin Ubeyy bin Selûl'e karşı kendisine yardımcı kimseler isteyerek minberde şöyle konuştu:

— Ey müslümanlar topluluğu, aileme karşı kötü ağız ve çirkin harekette bulunan adama karşı kim bana yardımda-bulunur? diye sordu. Allah'a yemin ederim ki, ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Yine kendisinde hayırdan başka bir şey bilmediğim bir adama da kötülük ettiler. Halbuki o adam, hiç bir vakit ben olmadan ailemin yanına girmemiştir.

Bunun üzerine Saad bin Muaz radıyallahu anh kalkıp:

— Ey Allah'ın Resulü, ben sana yardım eder ve o adamın hakkından gelirim. Eğer Evs kabilesinden ise onun boynunu vururum, kardeşlerimiz Hazrec kabilesinden ise, emir buyurursanız, emrinizi yerine getiririz, dedi.

Bu açıklama karşısında Hazrec'lilerin reisi olan Saad bin Ubâde radıyallahu anh kalktı. Saad bin Ubâde bundan önce iyi bir kimseydi, fakat bu anda kabile hislerine mağlûp olarak Said bin Muaz'a dedi ki:

— Allah'a yemin ederim ki, yalan söylüyorsun. Sen onu öldüremezsin, öldürmeye gücün de yetmez!

Buna karşılık olarak Saad bin Muaz'ın amcaoğlu Useyd bin Hudayr radıyallahu anh konuştu ve Saad bin Ubâde'ye:

— Allah'a yemin ederim ki, sen yalan söylüyorsun, onu muhakkak öldürürüz, sen münafıkları tutan bir münafıksın, dedi. Bu şekilde iki Ensâr kabilesi Evs ile Hazrec'liler arasında durum gerginleşti. Hattâ Peygamber aleyhisselâm minberde iken kavga etmeye hazırlandılar. Allah'ın Resulü de onları devamlı olarak sakinleştirmeye gayret etti. Nihayet sustular, Peygamber aleyhisselâm da sükût etti.

— O gün gözyaşlarım kesilmeden ve gözlerime uyku girmeden ağladım, iki gün, iki gece ağlarken anne-babam yanımda bulunuyorlardı. Ağlamaktan yüreğimin parçalanacağını sanıyorlardı. Her ikisi yanımda oldukları halde, Ensârdan bir kadın yanıma gelmek için izin istedi. Girmesine izin verdim. Girip oturdu ve benimle beraber ağlamaya başladı. Biz bu hal içerisinde ağlarken, Peygamber aleyhisselâm içeriye girdi. Selâm verdikten sonra oturdu. Halbuki bu dedi - koduların ortaya çıktığı zamandan beri hiç yanımda oturmamıştı. Bir ay hakkımda vahiy inmediği halde beklemişti.

Oturunca önce şehadet getirdi. Sonra şöyle buyurdu:

— Bundan sonra, ey Aişe, hakkında şöyle şöyle bazı şeyler duydum. Eğer suçun yoksa Allah seni temize çıkaracaktır. Bir suç işlediğin, Allah'a tevbe ve istiğfar et. Çünkü kul, günahını itiraf edince Allah onu afveder. Peygamber aleyhisselâm konuşmasını bitirince, gözyaşlarım kuruyup kesildi, bir damla dahi akmadı.

Babama:

— Peygamber aleyhisselâmın söylediklerine cevap ver! diye söyledim. Babam:

— Allah'ın Resulüne ne söyleyeceğimi bilmiyorum, dedi. Bu defa anneme: -

— Sen cevap ver! dedim. O da:

— Ben de Allah'ın Resulüne ne diyeceğimi bilmiyorum, diye konuştu.

Bunun üzerine, çok Kur'ân okumayan genç bir kadın olduğum halde, dedim ki:

— Allah'a yemin ederim ki, ben, bu dedi - koduyu işittiklerinizi, bunun içinizde yer ettiğini ve doğru olduğunu kabullendiğinizi biliyorum. Suçsuz olduğumu söylesem ki, Allah suçsuz olduğumu bilir, inanmayacaksınız. Allah'ın suçsuz olduğumu bildiği bir şeyi kabul etsem, ona inanacaksınız. Allah'a yemin ederim ki, ben, size Yusuf aleyhisselâmın söylediğinden başka bir misâl bulamıyorum. O, «Sabr-ı cemilden başka bir şey kalmamıştır.» (Yusuf Sûresi) demişti. Sizin şu anlatışınıza karşı sığınılacak ancak Allâhü Teâlâ'dır.

Bunu söyledikten sonra, dönüp yatağıma yattım. Katî olarak suçsuz olduğumu biliyordum. Ancak, Allah'a yemin ederim ki, Allâhü Teâlâ'nın hakkımda kıyamete kadar okunacak bir vahiy indireceğini sanmıyordum. Buna göre, durumum Allah'ın, hakkımda vahiy suretiyle bir şey buyuracağı kadar değerli değildir. Fakat, Peygamber aleyhisselâmın, Allâhü Teâlâ'nın -beni tebrik ettiğine dâir bir rüya görmesini ümid ediyordum.

Allah'a yemin ederim ki, Peygamber aleyhisselâm bu meclisten ayrılmadan ve ev halkından bir tek kimse dışarı çıkmadan Allah'ın Resulüne vahiy geldi. Vahyin şiddetinden kendisine ânzî bir hal oldu. Hattâ vahyin ağırlığı dolayısiyle, kış mevsiminde bulunduğumuz halde, inci gibi ter dâneleri yüzünden akıyordu.

Vahyin nazil olması sona erince, gülerek ilk söylediği şey:

— Ey Âişe, Allah suçsuz olduğunu bildirdi, sözü oldu.. Bunun üzerine annem:

— Kalk, Allah'ın Resulünün yanına git! dedi. Ben:

— Hayır, gitmem ve ancak Allâhü Teâlâ'ya hamdederim, dedim.

Nihayet Allâhü Teâlâ «iftirayı yapanlar sizden küçük bir zümredir...» (Nur Sûresi) meali ile başlayan on âyetin hepsini indirdi.

Allâhü Teâlâ, suçsuz olduğumu ifade buyuran bu âyetlerini indirdiği zaman, Hazreti Ebû Bekir radıyallahu anh: -

— Allah'a yemin ederim ki, Aişe hakkında bu iftiraları söyledikten sonra Mistah'a hiç bir zaman artık yardımda bulunmayacağım, dedi. Halbuki Mistah fakir ve Ebû Bekir'in akrabası olduğu için ona devamlı yardımda bulunurdu. Hazreti Ebû Bekir böyle deyince Allahü Teâlâ, «Sizden zengin ve fazilet sahibi kimseler, akrabalarına, miskinlere, Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermeyeceklerine dair yemin etmesinler. Avf ve bağış ile muamele etsinler. Allah'ın günahlarınızı mağfiret etmesini istemiyor musunuz? Allah mağfiret edicidir, merhamet sahibidir.» (Nur Sûresi) mealindeki Ayet-i Kerîmeyi inzal buyurdu.

Bu Ayet-i Kerime nazil olunca, Ebû Bekir radıyallahu anh:

— Bilâkis, ben Allah'a beni mağfiret etmesini istiyorum, dedi ve Mistah'a yapmakta olduğu yardımı tekrar vermeye başladı, bu yardımı asla kendisinden esirgemeyeceğim, diye söyledi.

Hazreti Aişe devamla der ki:

Peygamber aleyhisselâm benim meselem hakkında Zeyneb binti Cahş radıyallahu anhâ'ya da sorar ve:

— Ey Zeyneb, bildiğin ve gördüğün bir şey var mı? derdi. Zeyneb de: — Ey Allah'ın Resulü, kulağımı ve gözümü korurum. Hayırdan başka bildiğim bir şey yok, diye cevap vermişti.

Zeyneb radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâm'ın zevceleri içinde kendini, benim derecemde kabul ederdi. Allah onu muhafaza etti. Fakat kız kardeşi Hamne, onun lehine benimle mücadele etmeye teşebbüs etti ve iftirayı yapanlardan helak olanlar arasında o da helak oldu. Yani ona da kazf cezası tatbik edildi.

Suçsuz olduğuma dâir vahiy nazil olunca Peygamber aleyhisselâm minbere çıkıp bunu anlattı ve inen âyetleri okudu. Minberden indikten sonra da iki erkek (Hassan bin Sabit ve Mistah bin Usâse) ile bir kadına (Hamne binti Cahş) iftira cezasının tatbik edilmesini emir buyurdu ve bunlara ceza uygulandı. (Bu sahabîler daha sonra tevbe etmişlerdir).
 
TÜRKİYE’DE 1818 SAKAL-I ŞERİF VAR

Türkiye’de toplam 1818 sakal-ı şerif bulunuyor. Bunlardan 422’si İstanbul’da, 1 Bursa’da, 98’i İzmir’de, 87’si Yozgat’ta, 83’ü de Balıkesir’de muhafaza ediliyor.

Diğer illere göre Sakal-ı Şerif sayıları şöyle:

“Nevşehir 57, Kayseri 52, Çanakkale 45, Kocaeli 42, Çankırı 32, Çorum 31, Manisa 31, Sivas 31, Bolu 30, Konya 28, Rize 28, Erzincan 25, Ankara 24, Kastamonu 23, Malatya 21, Amasya 20, Samsun 19, Afyon 18, Niğde 17, Sakarya 17, Kütahya 17, Tokat 17, Tekirdağ 17, Eskişehir 16, Muğla 16, Adana 15, Antalya 14, Elazığ 14, Trabzon 14, Kahramanmaraş 13, Zonguldak 13, Bilecik 12, Yalova 12, Karabük 12, Denizli 12, Edirne 11, Sinop 11, Erzurum 11, Isparta 11, Gaziantep 10, Giresun 10, Aydın 9, Aksaray 9, Mersin 9, Hatay 8, Kırklareli 7, Kars 6, Şanlıurfa 6, Karaman 5, Kilis 5, Kırıkkale 5, Kırşehir 4, Ordu 4, Adıyaman 4, Osmaniye 4, Uşak 3, Diyarbakır 3, Bartın 3, Van 2, Tunceli 2, Burdur 2, Gümüşhane 2, Ağrı 1, Artvin 1, Mardin 1, Ardahan 1."
 
Geri
Üst