Osmanlı'nın 'Che Guevara'ları

11
EXE RANK

~TiM[e]-oVeR~

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
2 Kas 2008
Mesajlar
11,101
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.google.com
~TiM[e]-oVeR~
Arjantin’de doğan
virgul.gif
Küba’da devrim yapan ve Bolivya’da kurşuna dizilen efsanevi devrimci Che Guevara
virgul.gif
ölümün 40. yılında tüm dünyada etkinliklerle anılıyor.
Peki Osmanlı topraklarında doğup bir başka ülkedeki devrimci ayaklanmalara katılan "Che Guevara"larımız olduğunu biliyor muydunuz? Fransa’da cumhuriyeti korumak için gönüllüler ordusuna katılanlardan
virgul.gif
İran’da meşrutiyet için dağa çıkanlara kadar
nokta.gif
. İşte Osmanlı’nın devrimci "Che Guevara"ları.

ADI Ömer Naci’ydi. Askeri künyesinde "1878-Beylerbeyi İstanbul" yazılıydı. Aslında doğum tarihi ve yeri bilinmiyordu.

Kafkas göçmeni bir ailenin çocuğuydu. Ailesini daha kundakta iken kaybetmişti.

Kafkasya’dan dönen Defterdar Cemal Bey
virgul.gif
yolda bulduğu bebeği evlatlık aldı. Onu öz evladı gibi sevdi. Çok iyi eğitim olanakları sundu.

Ömer Naci
virgul.gif
küçük yaşta Arapça
virgul.gif
Farsça ve Fransızca öğrendi.

MUSTAFA KEMAL’İN ARKADAŞI

Ömer Naci ilk siyasal görüşlerle Bursa Işıklar İdadisi’nde tanıştı. Devrimci Jöntürkler’in yayınlarını gizli gizli okumaya başladı.

Korkusuzdu. Görüşlerini arkadaşlarına anlatırken hiç sakınmıyordu. Çok iyi hatipti ve askeri öğrencileri çok çabuk etkisi altına alıyordu.

Hürriyetperver fikirleri yüzünden birkaç kez hapse kondu Babasının torpiliyle kurtuldu hep.

Okul yönetimi başedemedi. Manastır Askeri İdadisi’ne sürgüne gönderildi. Burada da kısa zamanda askeri öğrencilerin lideri oldu.

Yakın arkadaş olduğu isimlerden biri Mustafa Kemal’di. Ömer Naci
virgul.gif
Mustafa Kemal’in sadece ilk siyasi öğretmeni değildi; ona edebiyatı da sevdiren arkadaşıydı.

Namık Kemal’in
virgul.gif
Tevfik Fikret’in şiirlerini Mustafa Kemal’e o tanıtmış
virgul.gif
o sevdirmişti.

Ömer Naci okul çağlarında şair oldu. Şiirleri devrin önemli edebiyat dergilerinde yayımlandı.

Ömer Naci ateş topu gibiydi; yerinde duramayan bir gözüpekti.

Ama aynı zamanda soğukkanlılığı hiç elden bırakmıyordu. Arnavutluk’ta çıkan bir isyanı bastırmak için orduya gönüllü katılmak isteyen Mustafa Kemal’in de arasında bulunduğu arkadaşlarını uyaran da oydu: "Muayyen bir kemale erişmeden yapılacak ataklıklar fayda yerine zarar getirir. Sabırlı olmak lazımdır."

Sabırlı olmayı öğrendiler mi? Dönem buna uygun zamanı verecek gibi değildi.

PARİS’E KAÇIYOR

Ömer Naci 1902’de Harbiye’den Mülazım (Teğmen) olarak mezun oldu. Üsküp’e tayin oldu. Bir yıl sonra
virgul.gif
komutanı Binbaşı Mehmed Ali Bey’in 17 yaşındaki kızı Emine ile evlendi. Bir yıl sonra oğlu Hikmet dünyaya geldi.

1905’te Jandarma teşkilatını organize etmek için Selanik’e gelen İtalyan komutan Generali Georgi’nin yaveri olması
virgul.gif
yaş***** toptan değiştirdi.

Devrimci fikir hareketlerinin merkezi olan Selanik’te
virgul.gif
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin temeli olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin kuruluşunda bulundu.

Selanik’te aynı zamanda edebiyat çevreleriyle tanıştı; "Çocuk Bahçesi" isimli edebiyat dergisinde makaleler yazdı.

Bir makalesi yüzünden dergi kapatıldı. Ömer Naci tevkif edilmemek için 1907’de Paris’e kaçmak zorunda kaldı. İkinci çocuğu Müzeyyen henüz yeni doğmuştu.

Paris’teki muhalif Osmanlılar iki gruba ayrılmıştı: Liberal Prens Sabahaddin ile İttihatçı Ahmed Rıza.

Dr. Nazım’ın konuşmalarından etkilenerek İttihatçı ekipte yer aldı. Grubun Bonaparte Sokağı’ndaki lojmanında yaşamaya başladı. Sürgünde çıkan meşrutiyet yanlısı yayın organlarına makaleler yazdı.

İttihatçıların amacı Sultan II. Abdülhamid’e meşrutiyeti ilan ettirmekti.

Ama bu arada İran’daki gelişmeleri de yakından takip ediyorlardı. Mehmed Ali Şah
virgul.gif
İran parlamentosunu kapatmış
virgul.gif
meşrutiyete son vermişti. İttihatçılar İranlı devrimcilere yardım etme kararı aldılar.

İRAN’DA TÜRK KOMİTACI

Devrimci Ömer Naci gizlice İran’a gitti. Paris kıyafetlerini çıkarmıştı artık. Miskin günleri geride kalmıştı.

Türklerin yoğun olduğu Hoy kentine yerleşti. Sırat-ı Müstakim adında dergi çıkardı. Ama İran’daki karışıklıklar Hoy şehrine de ulaşınca dağa çıktı. Elinde artık kalemi yoktu.

O
virgul.gif
elinde tüfeği
virgul.gif
başında kalpağı
virgul.gif
ayağında çizmeleri ve yerel kıyafetiyle İranlı ihtilalcilerden farklı değildi.

Elli kişilik bir çeteyle geziyordu. Şah taraftarı köylere bile gidip camilerde propaganda yapıyordu. Kimi zaman keskin nişancı bir silahşor
virgul.gif
kimi zaman fedakár bir misyonerdi.

Bir gün Şah’ın güçlü bir takip kolu
virgul.gif
Ömer Naci çetesini pusuya düşürdü. Ömer Naci
virgul.gif
altı arkadaşıyla birlikte yakalandı. Diğerleri kurtulmayı başardı.

Şahın askerleri
virgul.gif
Ömer Naci ve arkadaşlarını tek bir direğe bağladılar. Günlerce aç susuz bıraktılar. Ömer Naci ve arkadaşları konuşmadılar. Hatta Ömer Naci
virgul.gif
"İranlılar Şii’dir" diye adının "Ömer" değil "Ali" olduğunu söyledi.

Konuşmayacakları anlaşılınca İranlı devrimciler bir savaş topunun önüne konuldu ve top ateşlendi. Sıra Ömer Naci ve arkadaşı Hüsrev Sami’ye gelmişti. İranlılar
virgul.gif
Osmanlı tebaasına bağlı oldukları için öldürmeye karar veremiyorlardı. Hapishaneye ***ürdüler.

Şans Ömer Naci’ye güldü: Bu olayların yaşandığı sırada Osmanlı’da II. Meşrutiyet ilan edildi. İttihatçılar devrim yapmıştı.

Diplomatik temaslar sonucu Ömer Naci ve arkadaşı serbest bırakıldı.

Ömer Naci’yi sınırda
virgul.gif
İttihatçıların Doğu ve Güneydoğu cemiyetlerini kurması için görevlendirdikleri Binbaşı Vehip Bey karşıladı.

Söz açıldı yazayım; Binbaşı Vehip (Kaçı) Bey
virgul.gif
yıllar sonra 1935’te
virgul.gif
İtalyanlara karşı bağımsızlık mücadelesi veren Habeşistan’a (Etiyopya) gönüllü olarak gitti. İşgale direnen Habeşlilerin komutanlığını yaptı!
nokta.gif


O nesil başkaydı.

Biz tekrar Ömer Naci’ye dönelim
nokta.gif
.

İhtilalci Ömer Naci
virgul.gif
Erzurum
virgul.gif
Muş
virgul.gif
Trabzon’da seyyah bir derviş oluverdi; meşrutiyet devrimini öven ateşli nutuklar söyleyerek İstanbul’a gitti.

İstanbul’da fazla kalmadı; tekrar yollara düştü. Yurdun dört bir yanında konferanslar verdi
virgul.gif
mitinglerde konuşmalar yaptı.

BABIÁLİ DARBESİ

1910’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin merkez komitesine seçildi. Kırkkilise (Kırklareli) mebusu olarak Meclis’e girdi. Adı bakan olacaklar içinde geçiyordu.

Ama Ömer Naci koltuklarda oturarak
virgul.gif
Meclis’e giderek politika yapmayı sevmiyordu.

O bir serdengeçtiydi. Eski Türk akıncılarının ruhunu taşıyordu sanki. Kendini vatanına adamıştı.

1911’de İtalyanlar Trablusgarp’a saldırınca
virgul.gif
günlerce aç susuz çölleri aşıp cepheye koştu. Yol parasını bir arkadaşından ödünç almıştı.

Enver’den Mustafa Kemal’e; Ömer Naci’den Yakup Cemil’e kadar hepsi
virgul.gif
Osmanlı İmparatorluğu’nu bir arada tutabilmek için var güçleriyle cepheden cepheye koşuyorlardı. Bir mucizeyi gerçekleştirmek istiyorlardı.

Bu arada muhalif Hürriyet ve İtilaf Fırkası
virgul.gif
askeri gücü cephede olan İttihatçıları iktidardan uzaklaştırdılar.

Balkan hezimeti
virgul.gif
devletin üzerine bir kara bulut gibi çökmüştü. Devlet yönetimine kargaşa hákimdi.

Ömer Naci’nin de aralarında bulunduğu bir avuç idealist
virgul.gif
bu kötü gidişe dur demek için ihtilal yapmaya karar verdi.

1913’te Babıáli’yi basıp iktidarı devirdiler.

Bu darbede halkın desteğini almalarında Ömer Naci’nin heyecanlı nutuklarının büyük payı vardı kuşkusuz.

Feylesof Rıza Tevfik ve (adı spor salonlarına verilen) Selim Sırrı ile birlikte
virgul.gif
at üzerinde mahalle mahalle dolaşarak nutuk atmışlardı.

Bir ihtilal devriyesiydi onlar!

KERKÜK’TE BİR ŞEHİTLİK

Birinci Dünya Savaşı’nda Ömer Naci
virgul.gif
Teşkilat-ı Mahsusa’nın bir neferiydi.

Mezopotamya bölgesinde görevlendirildi. Görevi İran’daki Azeri Türklerini ayaklandırmaktı.

Bir avuç fedai müfrezesiyle bir yanda mahalli güçleri örgütlüyor
virgul.gif
diğer yanda Rus ordusuna baskınlar
virgul.gif
sabotajlar yapıyordu.

Ölümle alay ediyordu. "Ölüm nereden gelirse gelsin hoş geldi sefa geldi" diyordu sanki.

1915’te emrindeki fedailerle Tebriz’e girdi. Hüveyze ve Ahraz’daki petrol borularını havaya uçurdu. Urumiye civarında Ruslara büyük kayıplar verdirdi. Bahtiyar aşiretini İngilizlere karşı ayaklandırmaya çalıştı.

Cepheden cepheye koşarken tifüse yakalandı. 29 Temmuz 1916’da
virgul.gif
ateşin ve barutun arasında hayata gözlerini kapadı.

Kerkük’e defnedildi. Mezarı halen
virgul.gif
Kerkük Türk Şehitliği’ndedir.

Dünya Che Guevara’yı tanıyor; anıyor.

Peki biz Ömer Naci’yi biliyor muyuz?

Geçmişini bilemeyen geleceğini kuramaz.

PARİS KOMÜNÜ’NDEKİ TÜRKLER

DOKUZ kişiydiler:

Reşad Bey
virgul.gif
Nuri Bey
virgul.gif
Agáh Efendi
virgul.gif
Rıfat Bey
virgul.gif
Mehmed Bey
virgul.gif
Hüseyin Vasfi Paşa
virgul.gif
Ziya Paşa
virgul.gif
Ali Suavi ve Namık Kemal.

Avrupa’ya kaçmak zorunda kalmışlardı. 1867 Mayıs’ında İstanbul’dan ayrılmalarının nedeni
virgul.gif
hürriyet aşkıydı. Meşrutiyetin ilan edilmesini istiyorlardı.

Avrupa’ya kaçtıklarında ilk yaptıkları gazete çıkarmak oldu. "Muhbir"
virgul.gif
"Hürriyet"
virgul.gif
"İttihat" vs.

Ancak yıllar geçtikçe dokuz ihtilalci arasında kişisel ve ideolojik ayrışmalar yaşandı. Grup dağıldı. Kimi Londra’ya
virgul.gif
kimi Cenevre’ye
virgul.gif
kimi de Brüksel’e gitti.

Genç Osmanlılar’ın ilk kurucuları; Reşad
virgul.gif
Nuri ve Mehmed birbirlerinden kopmadılar
virgul.gif
Paris’te kaldılar. Aslında bu üç isim
virgul.gif
başından beri diğerlerinden farklıydı.

Öncelikle onlar
virgul.gif
meseleyi sadece Saray’dan mevki kapmak olarak gören Mısırlı Prens Mustafa Fazıl’ın teklifiyle yurtdışına çıkmamışlardı.

Bu nedenle Namık Kemal
virgul.gif
Ziya Paşa ve diğerleri gibi Mustafa Fazıl’dan para/maaş almamışlardı. Onlar ihtilalcilikle parayı birleştiremiyorlardı.

Meseleyi sistem sorunu olarak görüyorlardı. "Sadrazamların veya bürokratların değişmesiyle sorun çözülemez" diyorlardı.

1870 yılında Genç Osmanlılar kendi sorunlarıyla boğuşurken
virgul.gif
Fransa’yı da hiç iyi günler beklemiyordu.

III. Napolyon’un başlattığı
virgul.gif
Fransız-Prusya Savaşı
virgul.gif
Fransızların yenilgisiyle sonuçlandı. Prusyalılar Paris’i kuşattı.

Parisliler Cumhuriyetçi General Louis Adolphe Thiers liderliğinde direnme kararı aldı.

Paris’teki üç Jöntürk; Reşad
virgul.gif
Nuri ve Mehmed
virgul.gif
bir akşam Saint-Michel’deki bir kahvede oturup ne yapacaklarını konuştular.

Üçü de aynı fikirdeydi. Parisliler gibi onlar da cumhuriyeti koruyacaklardı.

4 Eylül 1870’te General Thiers’e mektup yazdılar. Üç mektubun da metni aynıydı:

"General
virgul.gif
Türk’üm ve vatanıma Fransa’nın yaptığı hizmetleri unutmadım. Minnet duygusunun ve büyük bir millete zaruri olan demokratik ruhun heyecanıyla yazıyorum.

General
virgul.gif
sizden rica ederim; Fransız cumhuriyetinin düşmanlarıyla harp etmek için beni gönüllü olarak Fransız ordusuna alınız.

Vatanseverliğiniz hakkındaki hayranlığımı ve cumhuriyetçi Fransa için beslediğim bağlılık duygularımı lütfen kabul ediniz General."

Yanıt olumluydu.

Üç Jöntürk
virgul.gif
Fransız Ordusu’na katıldı.

Prusya işgaline karşı direnen Parislilerin yanında üç de Türk vardı artık.

Karargáhtan kendilerine askeri giysiler verildi. Üniformaları giydiler.

Ama
virgul.gif
bir tek başlarındaki kırmızı fesleri çıkarmadılar. Onlara
virgul.gif
"kırmızı fesli Türk gönüllüleri" adı verildi.

İşgal
virgul.gif
Paris’i gün geçtikçe zora soktu. Yemek ve su stokları tükenmişti.

Prusyalılar kenti sürekli topa tutuyordu.

General Thiers
virgul.gif
Prusya ile anlaşma imzalamak zorunda kaldı.

Paris düştü.

Ancak Paris’in bu kadar rahat elden çıkarılmasını yoksul mahalleler kabul etmedi. Direnişe devam kararı aldılar. 1871 Mart’ında Paris Komünü yönetimi devraldı.

Yoksulların
virgul.gif
işçilerin Paris’i ele geçirmesine karşı çıkan Fransız burjuvalar
virgul.gif
Versay Ordusu’yla Paris’e saldırdılar.

Tüm bu kargaşalar sürerken Reşad
virgul.gif
Nuri ve Mehmed
virgul.gif
Brüksel’deki Jöntürk Agáh Efendi’nin yanına gittiler. Yol parasını Reşad’ın baba yadigárı saati satarak bulabilmişlerdi.

Sonraki aylarda yine Paris’e döndüler ama Paris eski Paris değildi artık. İstanbul’a dönüp dönmeme konusunda aralarında tartışma çıktı.

Mehmed
virgul.gif
diğer ikiliden ayrıldı.

Reşad ve Nuri Bey
virgul.gif
İstanbul’a dönmenin yollarını aramaya başladı.

Yurda döndüklerinde cezaevine girmek istemiyorlardı. Akrabaları ikisi için seferber oldu. Ama işler kolay yürümüyordu.

Bekleme günleri geçmek bilmedi. Reşad ve Nuri beş parasız kaldılar. Paris’in o soğuk günlerinde sobasız bir odada ısınmak için güreş tuttular!

Sonuçta affedilen Reşad ve Nuri
virgul.gif
İstanbul’a döndüler. "İbret" Gazetesi’nde Paris komününü destekleyen makaleler kaleme aldılar.

Yine sürgüne gönderildiler.

Ama hayatlarının sonuna kadar Paris komününe
virgul.gif
enternasyonale bağlı kaldılar.

Mehmed
virgul.gif
Paris’te kalmayı sürdürdü.

Mehmed Bey’in amcası Mahmud Nedim Paşa sadrazam olunca
virgul.gif
iyi bir görev vereceği teminatıyla yeğenini İstanbul’a çağırdı.

Mehmed Bey’in yanıtı bir ihtilalci yanıtı oldu: "Meşrutiyet olmadıkça İstanbul’a gelmem!"

Jöntürkler arasında en radikal oydu.

Paris’te gazetecilik yapmayı sürdürdü. Fransa’nın ünlü gazetesi Liberte’de makaleler yazan tek Türk oldu.

1874 yılında nedeni bilinmeyen bir sebeple İstanbul’a döndü. Aynı yıl vefat etti.

Bildik şiiri biraz değiştirerek yazımızı noktalayalım:

Bizim de devrimcilerimiz var Che Guevara

Kendi topraklarında tanınmasalar da
nokta.gif
.
 
Geri
Üst