Mevlit kandiliniz Mübarek olsun..

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Z1rT
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
9
EXE RANK

Z1rT

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
26 Kas 2009
Mesajlar
9,190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Web sitesi
www.netbilgini.net
Z1rT
862.jpg

İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü’l-evvel ayının 12.gecesi doğmuştur. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır. Bu mübarek geceye “Mevlid Kandili” denir.
O’nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.
O’nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.O gecenin sabahı gerçekten de feyizli bir sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve hidâyet meşalesi olan sevgili peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allahın bütün insanlara en büyük nimetlerinden birisidir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:
[IMG]http://www.islamdenizi.net/wp-content/uploads/2011/02/mevlid-kandili2.gif[/IMG]
“Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.”(Âl-i İmrân, 164)

Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O’nun mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir.

Bununla beraber, O’nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman O’nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.

O âlemlerin Rabbinden, “Alemlere rahmet olarak gönderildi.” Asırlara sığmayacak inkılapları birkaç sene içerisinde gerçekleştirdi. Evlâtlarını diri diri toprağa gömen babalar O’na ve getirdiği prensiplere iman ettikten sonra mükemmelleştiler, dünyaya insanlık, adalet ve medeniyet rehberi olacak hale geldiler. İnsanlar O’nun tek emriyle, kökü yüzlerce yıl derinde olan alışkanlıklarını bıraktı.

O, yirminci asır insanının yüzyılda yerleştiremediği hakkı, hukuku, adâleti, hürriyeti, demokrasiyi ve insan haklarını bir solukta yerleştirdi. Böylece cehâlet asrı bir saâdet asrı olup, çıktı. Nihayet asır, asırlara taştı. Ve O, çağlar ötesiyle kucaklaştı.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed kendisinden önceki peygamberler gibi sadece bir kavme veya millete değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir. O’nun diğer peygamberlerden en farklı yönlerinden birisi budur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:
[IMG]http://www.islamdenizi.net/wp-content/uploads/2011/02/mevlid-kandili3.gif[/IMG]
“Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler.”

(Sebe, 28)

İnsanlığın her zaman ve mekânda Hz. Peygamber’in tebliğ ettiği ilâhî mesaja ve bu mesajın hayata geçirilmiş şekli olan onun sünnetine ihtiyacı vardır. O’nu örnek almak, Kur’an’a uymaktır. Çünkü Hz. Aişe (r.a.)’nın ifâdesiyle O’nun ahlâkı Kur’an’dı. (Müslim, Misâfirîn, 139). Kur’an-ı Kerim, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in inananlar için en güzel örnek olduğunu bildirmekte ve bu hususta şöyle buyurulmaktadır:
[IMG]http://www.islamdenizi.net/wp-content/uploads/2011/02/mevlid-kandili4.gif[/IMG]
“Andolsun, Allah’ın rasûlünde sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah’ı çok ananlar için güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb, 21)

Bu geceyi nasıl ihya edelim?
[IMG]http://www.islamdenizi.net/wp-content/uploads/2011/02/mevlid-kandili5.gif[/IMG]
“Deki: Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın…”
(Âl-i İmrân, 31)

Bütün insanlık âlemine bir hidayet tarihi açan ve âlemlere halis ilâhî rahmet olan böyle yüksek şanlı bir Peygamber’in ümmeti olmakla şereflenmiş bulunan biz müminlere ne mutlu! Bu geceyi vesile bilerek, O’na ümmet olmanın şuuruna erebilmek, Bu gecenin manevî zenginliğinden istifâde etmek için en azından bir Tesbih Namazı kılalım, bir de Hatm-i Enbiyâ yapalım.
O’na ümmet olan müminlere gevşeklik yakışmaz.

Unutmayalım…
Alemlere rahmet olarak gönderilen muazzez Peygamberimizin, doğumunu anarken, yalnız mevlid okumak, ilâhîler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir, sadece bu geceyi yaşamak yeterli değildir. Yüce Allah’ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yegâne yolu, Peygamberimizin yolundan gitmektir…

Ey! bu sonsuz âlemleri, bir zerreden var eden,
Ey! bu sonsuz nimetleri, kullarına yâr eden,
Bizlere cenneti canân, cehennemi nâr eden,
Rahmân olan,Rahim olan, bağışlayan RABB’İMİZ.
Bu gece biz , ruhumuzun kirlerinden arındık.
Bu gece biz, beden beden imân ile sarındık.
Bu gece biz, ümitlerin mâbedinde barındık,
Açtığımız bu elleri, boş çevirme YÂ RABBİ !
Bu gece biz, tövbe ettik, nice gurur kibirden,
Husûmetten, dargınlıktan, zorbalık ve cebirden,
Er geç, Sana gelmek için, geçeceğiz kabirden.
Bize kabir azabını gösterme hiç YÂ RABBİ !
Bu gece af yağmurunu, sağnak sağnak ver bize,
Bu gece cennet yolunu, adım adım ser bize,
Bu gece nûr perdelerin, kanat kanat ger bize,
Mahşer günü, biz kulları, utandırma YÂ RABBİ !
Ataların emâneti, bu mübârek vatanı,
Vatan için şehit düşüp, kucağında yatanı,
O mukaddes kışlalarda eli silah tutanı,
Düşmanların şerlerinden, emin eyle YÂ RABBİ !
Kahraman Türk Milletini, türlü iftiralardan,
Hürriyete kasteden, çağ dışı belâlardan,
Asil Türk gençliğini, sapık mâceralardan,
Anarşiden ve nifaktan, emin eyle YÂ RABBİ !
Koru bizi, huzuruna kul hakkıyla gelmekten,
Nefsimizin batağına, aklımızı çelmekten,
Koru bizi, Kelime-i Şehâdetsiz ölmekten,
Hesap günü cümlemize, müjdeler ver YÂ RABBİ !
Koru bizi, o günahkâr ve karanlık yollardan,
Gıybet eden, iki yüzlü, o münâfık kullardan,
Koru bizi, gâfillerle, sarmaş dolaş hallerden,
Cümlemizi, hak yolundan, ayırma hiç YÂ RABBİ !
Senden şifâ bekleyen, nice hasta kullara,
Acılarla kıvranan, yetimlere dullara,
Yurt dışında, Allah adı yasaklanmış dillere,
Bunca yükü taşıyacak, sabırlar ver YÂ RABBİ !
Helâl kazançlarına, haram lokma katmayan,
Haysiyet servetini, hiç kimseye satmayan,
Verdiğin nimetleri, çöplüklere atmayan,
Kullarına darlık yüzü, gösterme hiç YÂ RABBİ !
Müşriklerden sığındık, biz îman siperine,
Sabrı silah eyledik, şeytanların şerrine,
Bu dünyada, şan, şöhret, saltanatın yerine,
Son nefeste , bize imân serveti ver YÂ RABBİ !
Senin Yüce Kelâmını, baş tâcı edenlere,
Ve Hazreti Muhammed’in izinden gidenlere,
Şu anda huzurunda, el açan bedenlere,
Cennet anahtarlarını, ihsan eyle YÂ RABBİ !
Canımızın cânânı, gönlümüzün Sultânı,
İki cihan güneşi, MUHAMMED ruhu için,
Kalemiyle, kelâmıyla, İslâm’a hizmet eden,
Enbiyâlar, evliyâlar, âlimler ruhu için,
Mezarları kaybolmuş, nice adsız kahraman,
Nice kefensiz yatan, şehitler ruhu için,
Îman lezzeti tatmış, hayrına hayır katmış,
Bu dünyadan göç etmiş, mü’minler ruhu için,

EL FÂTİHA !…
 
Geri
Üst