10
EXE RANK
By.BuRkay
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 29 Haz 2009
- Mesajlar
- 10,428
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 31
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Olayları cereyan ettiği devrin şartlarına göre değerlendirmek gerekir.
Türkiye’de meşrutiyete yönelik hareketlerin başladığı ve geliştiği
devirdeki dünyanın durumuna bakılırsa, mevcut mutlakiyet idaresinin
yerini demokratikleşmeye bıraktığı ve siyasi, içtimai, iktisadi sistemlerde
yeniden yapılanma faaliyetlerinin bulunduğu görülür.
Osmanlı devleti‘ninde vaziyeti bu devirde oldukça kritikti. Fransız
ihtilalinin yaydığı fikirler, yeni bir silah olarak emperyalistlerin eline
geçmişti. Devleti parçalamak için osmanlı tebaası gayri müslimler lehine
ıslahatlar istemekteydiler. Bu sebeple haliçte bitmek bilmeyen harpler devam
ederken dahilide de istiklallerini isteyen azınlıkların isyanları
başlamıştı.
O devir devlet adamlarına ve avrupa görmüş aydınlara göre emperyalistlerin
baskısını ortadan kaldırmak ve devleti içine düştüğü kötü durumdan kurtarmak
için onlar gibi olmak, hiç olmazsa görünüş itibariyle avrupalı gibi olmak
gerekiyordu. Bu yönde 19. Asrın ikinci devresinde başlattıkları faaliyetleri
1876 ve 1908 ‘ de iki defa meşrutiyeti idareyi gerçekleştirdi.
Bu ödevimde Türkiye’deki batı kaynaklı fikri inkişafların siyasi
hadiselere verdiği istikametin bir neticesi olarak ortaya çıkan meşrutiyeti
incelemeye çalıştık. Şuphesiz meşrutiyetin sonucu ortaya çıkan 31 mart
olayıda tarihimizde önemli bir yere sahiptir.
Bu ödevin hazırlanmasında bize yardımlarını esirgemeyen Kürşat GÖKKAYA
hocamıza teşekkürlerimizi bir borç biliriz.
Mehmet DEMİR
-GİRİŞ-
Meşrutiyeti; siyasi rejimlerden birisidir. Hükümdarın başkanlığı altında
anayasalı parlemento idaresidir. Meşrutiyet yöntemi, mutlak manarşiden
temsili rejime geçiş merhalesinde yer alır.
Meşrutiyet ilk önce İngilterede gelişti sonra diğer avrupa ülkelerine
nakledildi. Krallık ve parlemento müessesinin bir arada yürüdüğü ingiltere
günümüz demokrasi rejimlerinin doğuş yeridir. Batıda ise demokrasi
hareketinin gelişimi halkın ekseriyetine mal olan ve kanlı mucadeleler
neticesinde mümkün oldu.
Osmanlı devletinde ise halk hiç bir şekilde ülke idaresinde söz sahibi olmak
için harekette bulunmadı. Bunuda dini nedenlere bağlamak mümkündür.
Meşrutiyet hareketleri halktan gelen birir hareket değildi. Bazı devlet
adamları ile avrupa kültürüyle yetiştirilmiş kişiler avrupa devletlerinden
de destek görerek sürdükdükleri faaliyetleri neticesinde ortaya çıktı.
1876’da ikinci meşrutiyeti ilan edildi. Ama osm. Devl. Yapısı gereği
parlementer sistemin uygulaması zordu. Çünkü devlet sadece türklerden ibaret
değildi. Çeşitli ırk ve mezheplerden insanlar vardı. O zamanlarda
milliyeteçilik hızla giderek böyle bir sistem osmanlıyı paröalyabilirdi.
Ayrca meşrutiyeti destekleyenler örgütsüz olmaları v.s. gibi nedenler
kolayca duruma hakim oldu.
Bu nedenlerden dolayı II. Abdülhamit meclis-i mebusanı kapattı. 1908 yılına
kadar bir daha toplanamadı. Ödevimizde yer alacak bir takım nedenler ve
koşullar sonucu 23 temmuz 1908 yılında 2. Meşrutiyet ilan edildi. Bunda
ittihat ve terakkinin payı büyüktü.
2. meşrutiyetin ilanından sonra ortaya çıkan özgürlük ortamı gereğince yeni
kurulan partilerin ittihat ve terakki cemiyetine muhalefetleri sonucu 31
mart irtica olayı patlak vermiştir. 31 mart isyanının bastırılmasının
ardından II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine 5. Sultan Mehmet Reşat
getirilmiştir.
İTTİHAT VE TERAKKİNİN KURULUŞU
İttihat ve terakki avrupalıların jön türkleri dediğini 1865’te kurulup
1872’de dağılan namık kemal ve arkadaşlarının vücuda getirdikleri yeni
osmanlılar cemiyetinin kuruluşu 1889 senesine rastlar. Bu cemiyeti kuran ve
hedefi belirleyen fikirler ise çok önceden ortaya çıkmıştır. Cemiyeti
kuralları geniş kapsamıyla abdülhamit idaresine muhalif olanlar ve meşruti
idariyi arzu edenler olarak düşünmek mümkündür. Terakki cemiyetinin
kuruluşundan abdülhamit’e karşı mücadelenin bir programa alınmasına kadar
görülen muhalif hareketler dört grupta toplanır:
1. Üç harbiyeli öğrencinin kurdukları fakat üzerinde pek az şey bildiğimiz
örgüt,
2. Çırağan olayı (20 Mayıs 1878)
3. Scali eri aziz bey komitesi (temmuz 1878’de)
4. Bu son komitede ali şefkati beyin napoli ve cenevrede 1879 ve 1881
arasrnda çıkardığı istiklal gazetesidir.
Cemiyetin teşkilatlanmasında da italyan cerbanari örgütünün hücre teşkilatı
örnek
alınmıştır. 1889-1895’e kadar cemiyet iç teşkilatlanmasını yapkış zamanlada
yeni atılımlarda
sayısını arttırmıştır. Cemiyetin bir numaralı üyesi ibrahim temo’dur.
Cemiyet 1897’de dağıtılarak üyeleri sürgün edilmiştir.
BÖLÜM-1
İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ VE
MEŞRUTİYETİN İLANI
A- İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİNİN KURULMASI
İttihat ve terakki cemiyeti 1889 mayısı’nın 21. Günü tıbbıye bahçesinde bir
araya
gelen ibrahim temo, arap kirli, abdullh cevdet, diyarbakırlı ishak sukuti
kafkasyalı mehmet reşit, bakulu heseyinzade ali adlı tıbbıye öğrencileri
tarafından kuruldu. Bu sıralar abdülhamit pan islamizmi savunuyor başka
gelişmelere musade etmemekteydi. Cemiyeti bu yüzden faaliyetlerini gizli
olarak yürütüyordu. Toplantıları ahmet rıza bey başkanlığında avrupada
gizlice yapıyordu. Gazete ve dergiler gizlice yurda sokulup dağılıtılıyordu.
İlk şubesini bulgaristanda açan ittahat ve terakki hızla yayılmaya başladı.
Selanik ve manastır şubelari kuruldu. Kordineli hareket edilmeye başlandı.
Şamda görevli olmasına rağmen makedonya’ daki çalışmalarda Mustafa Kemal’in
dahi kunuda önemli rol oynadığı anlaşılıyor. erzurumda hürriyetçilerin
çıkardığı fakat başarısızlığa uğrayan ayaklanma artık faaliyete geçildiğinin
ilk işreti olmuştur. 1906’da selanikte kurulan gizli osmanlı hürriyet
cemiyeti ertesı yıl paristeki İ. T: cemiyeti ile birleşti. Öte yandan
rumelideki ordulardaki büyük huzursuzluk artık cemiyetin varlığını herkese
duyurmaya başladı.
B- MEŞRUTİYETİN İLANI
Rus japon savaşının çok geniş yankıları oldu. Avrupada ki emperyalistlerin
yenilmezliğine vurulan damga onların yenilebileceğine gösterdi.
Avrupa’da demokrasi yolunda faaliyetler hazırlanırken iranda bile
meşirutiyet ilan edildi. Çin’de meşrutiyete yöneldi. Bütün bu olanlar ise
jön türklere cesaret veriyor inandıkları yolda azimle yürümelerini
sağlıyordu. II.jön türk kongresinde osmanlı terakki ve ittihat cemiyeti
teşebbüs-ü şahsi ve adem-i merkeziyet-i mmeşrutiyet cemiyeti londra’da
türkçe ve arapça çıkan “hilafet-in yazı kurulu, taşnaksutyan, mısır cemiyeti
israliyesi bazı ermeni yayınların yöneticileri birleşik ihtilal ile
birlikte hareket edeceklerini duyurdu.
5 ocak 1908’de pro-armeniz dergisinde kongrede alınan kararları duyurdu.
Rumeli şehirlerinde birbirine takiben toplantılar yapıldı. Kosora’da 30 bin
kadar arnavut toplanarak meşrutiyet üzerine yemin çekilen telgrafla abdül
hamite bildirildi. Artık imparatorluk kendi kendisini mahvetmek üzere olan
tehlikelerle karşı karşıyadır.
Bütün bu olaylarda genel istek (1876) kanun-i esasi’nin tekrar yürürlüğe
konmasıdır ve amaca ulaşılmazsa “üçüncü orduyu hümayunla beraber” maksadı
elde etmek için tahta
doğru hareket hazırlanmıştır.
Yıldız büyük çapta halk hareketi karşısında bulunduğuna inanmış dehşet
içinde kalmıştır.m
Meşrutiyet 21 temmuz günü 21 pare topla manastır’da meşrutiyet terakki ve
ittihat tarafından ilan edilir. Yine o gün terakki ve ittihat rumelinin bir
çok merkezinde meşrutiyeti törenlerle ilan eder ve durum bir telgraf yağmuru
halinde yıldıza duyrulur ve hükümetin buna uyması istenir.
Abdülhamit durumun farkındadır ve böyle olacağınıda biliyor. İstemeyerekte
olsa meşrutiyeti ilan etmekten başka çaresi kalmamıştır. Nihayrtinde zaten
meşrutiyet ilan olunmuştur.
Nitekim İ.T. cemiyetinin amacı 1876 kanun-i esasi’nin yürürlüğe
koyulmasını, osmanlı mebusan meclisinin açılışını sağlamaktı. Cemiyet 1908
‘de rumelide büyük bir silahlı ayaklanma bastırılamadığı gibi 23 temmuz
1908’de manastır, selanik ve rumelide hürriyet ilan edilmiş bunun sonucu
olarak kanun-i esasi yürürlüğe koyulmuştur. 1908 yılında böylece II.
Meşrutiyet dönemi başlamıştır. İ.T cemiyeti bir ölçüde II. Meşutiyeti ilan
ettirerek bir başarı kazanıyorlardı.
31 MART OLAYININ HAZIRLANMASI
1908 yılında II. Abdülhamit rumelinin zoruyla II. Meşrutiyeti ilan etmek
zorunda kaldı. Padişah II. Abdülhamit ve meclis kanun-i esasiyi bildirdiği
için mutlakiyet devrinin bütün adamları baştaydı. Bu kadroyla II.meşrutiyeti
korumaya çalışacaktır. II. Meşrutiyetin ilanından sonra yapılan seçimlerde
seçilip millet vekili olanların cesaretle savunacağı bir görüşlerinin
olmaması muhalefetin ekmeğine yağ sürdü. Eğer İ.T. bir darbeyle devrilse
meclis bu durum karşısında boyun eğip uysallıkla muhalefetin ekmeğine yağ
sürdü. Daha önce kamil paşayı oy birliğiyle destekleyen meclis bir kaç hafta
sonra onun savunmasını beklemeden devirmişti. Bu durumu gören İ.T.’ye karşı
çevrede şöyle bir konu uyanmıştı; eğer İ.T. bir darbe ile devrilirse meclis
bu durum karşısında boyuneğip uysallıkla muhalefetin ardından giderdi. İşte
31 mart’a böyle bir hava içinde yavaş yavaş yaklaşılıyordu.
Bu hava içinde muhalefetin faliyeti artmıştı. Bir yandan din adamlarıyla
bir yandan da ordudan çıkarılan alaylı subayların kışkırtmasıyla askerler
ayaklanmaya teşvik edilip yapılacak olan askeri hükümet derbesine doğru
yavaş yavaş yaklaşılmaktadır. 31 mart’tan önceki düşünce ve tavırlarını
izlemeye başlayabiliriz.
II. abdülhamit istanbulda İ.T. alehine bir ayaklanma çıkacağını 31 mart’tan
önce bunu biliyordu. Bu durumu tayyar bey jurnalinde “der saadet içinde
ihtilal çıkarmak için mevcut askerin kısmı azamı müttefiktir. En başta
mevlanzade rıfat olduğu halde bir kaç güne kadar ittihat aleyhine hücüm
edeceklerdir.” İkimci abdülhamitin isyancıların kendisine zara vememesi
için para dağıttığı zair gerçektir.
31 mart olayı hazırlanırken padişah ve istibdahçıların tutumu muhalif parti
ve cemiyetler ulema ve askerler incelenmesi gerekenlerdir
31 Mart Olayının Başlaması
Artık kamu oyu ve asker yapılan propogandalar sonucu da yeter derecede
dolmuş özellikle askeri kandırmak için yapılan propogandalar meyva verecek
hale gelmişti. 30 mart’ı 31 mart’ bağlayan gece yani 12-13 nisan 1909 gece
yarısı meşrutiyeti savunmak için rumelinden avcı taburları isyanı başlattı.
Hareket saatinin geldiğine karar veren komutanlar tutuklanıp hapsedildi.
Kışla kapıları açılarak dışarda askeri lışkırtanların bulunduğu bir grup
hocadaittihat-ı muhammedi cemiyetinin bayraklarıyla bu askerlere katılıp
meydanda toplandılar. Meydanda askerlerle medrese softaları ittihafı
muhammedi cemiyeti üyeleri bir arada toplanır.
“isyancılar ilk günden kan dökmeye başlarlar. Meclis-i mebusan reisi Ahmet
rızaya benzeterek adliye nazırı Nazım paşayı sirkecide öldürürler. Gene orda
lazkiye mebusu Arslan bey hüseyin sahite benzetilerek öldürtülür. İlk bazı
mektepli subaylarda galata köprüsünde yüzbaşı spatarı divan yolunda
öldürülür.
İsyancıların istekleri “ isyancılar daha sonra mebusan meclisine girerek
şeriat istediklerini ve alaylı subaylar içinde bazı şeyler istenir. Bu
sırada isyancıların sözcülüğünü üstlenen beyazıd camisi müezzini hoca rasim
isteklerini şeyhul islama sunmuştur.
Türkiye’de meşrutiyete yönelik hareketlerin başladığı ve geliştiği
devirdeki dünyanın durumuna bakılırsa, mevcut mutlakiyet idaresinin
yerini demokratikleşmeye bıraktığı ve siyasi, içtimai, iktisadi sistemlerde
yeniden yapılanma faaliyetlerinin bulunduğu görülür.
Osmanlı devleti‘ninde vaziyeti bu devirde oldukça kritikti. Fransız
ihtilalinin yaydığı fikirler, yeni bir silah olarak emperyalistlerin eline
geçmişti. Devleti parçalamak için osmanlı tebaası gayri müslimler lehine
ıslahatlar istemekteydiler. Bu sebeple haliçte bitmek bilmeyen harpler devam
ederken dahilide de istiklallerini isteyen azınlıkların isyanları
başlamıştı.
O devir devlet adamlarına ve avrupa görmüş aydınlara göre emperyalistlerin
baskısını ortadan kaldırmak ve devleti içine düştüğü kötü durumdan kurtarmak
için onlar gibi olmak, hiç olmazsa görünüş itibariyle avrupalı gibi olmak
gerekiyordu. Bu yönde 19. Asrın ikinci devresinde başlattıkları faaliyetleri
1876 ve 1908 ‘ de iki defa meşrutiyeti idareyi gerçekleştirdi.
Bu ödevimde Türkiye’deki batı kaynaklı fikri inkişafların siyasi
hadiselere verdiği istikametin bir neticesi olarak ortaya çıkan meşrutiyeti
incelemeye çalıştık. Şuphesiz meşrutiyetin sonucu ortaya çıkan 31 mart
olayıda tarihimizde önemli bir yere sahiptir.
Bu ödevin hazırlanmasında bize yardımlarını esirgemeyen Kürşat GÖKKAYA
hocamıza teşekkürlerimizi bir borç biliriz.
Mehmet DEMİR
-GİRİŞ-
Meşrutiyeti; siyasi rejimlerden birisidir. Hükümdarın başkanlığı altında
anayasalı parlemento idaresidir. Meşrutiyet yöntemi, mutlak manarşiden
temsili rejime geçiş merhalesinde yer alır.
Meşrutiyet ilk önce İngilterede gelişti sonra diğer avrupa ülkelerine
nakledildi. Krallık ve parlemento müessesinin bir arada yürüdüğü ingiltere
günümüz demokrasi rejimlerinin doğuş yeridir. Batıda ise demokrasi
hareketinin gelişimi halkın ekseriyetine mal olan ve kanlı mucadeleler
neticesinde mümkün oldu.
Osmanlı devletinde ise halk hiç bir şekilde ülke idaresinde söz sahibi olmak
için harekette bulunmadı. Bunuda dini nedenlere bağlamak mümkündür.
Meşrutiyet hareketleri halktan gelen birir hareket değildi. Bazı devlet
adamları ile avrupa kültürüyle yetiştirilmiş kişiler avrupa devletlerinden
de destek görerek sürdükdükleri faaliyetleri neticesinde ortaya çıktı.
1876’da ikinci meşrutiyeti ilan edildi. Ama osm. Devl. Yapısı gereği
parlementer sistemin uygulaması zordu. Çünkü devlet sadece türklerden ibaret
değildi. Çeşitli ırk ve mezheplerden insanlar vardı. O zamanlarda
milliyeteçilik hızla giderek böyle bir sistem osmanlıyı paröalyabilirdi.
Ayrca meşrutiyeti destekleyenler örgütsüz olmaları v.s. gibi nedenler
kolayca duruma hakim oldu.
Bu nedenlerden dolayı II. Abdülhamit meclis-i mebusanı kapattı. 1908 yılına
kadar bir daha toplanamadı. Ödevimizde yer alacak bir takım nedenler ve
koşullar sonucu 23 temmuz 1908 yılında 2. Meşrutiyet ilan edildi. Bunda
ittihat ve terakkinin payı büyüktü.
2. meşrutiyetin ilanından sonra ortaya çıkan özgürlük ortamı gereğince yeni
kurulan partilerin ittihat ve terakki cemiyetine muhalefetleri sonucu 31
mart irtica olayı patlak vermiştir. 31 mart isyanının bastırılmasının
ardından II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine 5. Sultan Mehmet Reşat
getirilmiştir.
İTTİHAT VE TERAKKİNİN KURULUŞU
İttihat ve terakki avrupalıların jön türkleri dediğini 1865’te kurulup
1872’de dağılan namık kemal ve arkadaşlarının vücuda getirdikleri yeni
osmanlılar cemiyetinin kuruluşu 1889 senesine rastlar. Bu cemiyeti kuran ve
hedefi belirleyen fikirler ise çok önceden ortaya çıkmıştır. Cemiyeti
kuralları geniş kapsamıyla abdülhamit idaresine muhalif olanlar ve meşruti
idariyi arzu edenler olarak düşünmek mümkündür. Terakki cemiyetinin
kuruluşundan abdülhamit’e karşı mücadelenin bir programa alınmasına kadar
görülen muhalif hareketler dört grupta toplanır:
1. Üç harbiyeli öğrencinin kurdukları fakat üzerinde pek az şey bildiğimiz
örgüt,
2. Çırağan olayı (20 Mayıs 1878)
3. Scali eri aziz bey komitesi (temmuz 1878’de)
4. Bu son komitede ali şefkati beyin napoli ve cenevrede 1879 ve 1881
arasrnda çıkardığı istiklal gazetesidir.
Cemiyetin teşkilatlanmasında da italyan cerbanari örgütünün hücre teşkilatı
örnek
alınmıştır. 1889-1895’e kadar cemiyet iç teşkilatlanmasını yapkış zamanlada
yeni atılımlarda
sayısını arttırmıştır. Cemiyetin bir numaralı üyesi ibrahim temo’dur.
Cemiyet 1897’de dağıtılarak üyeleri sürgün edilmiştir.
BÖLÜM-1
İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ VE
MEŞRUTİYETİN İLANI
A- İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİNİN KURULMASI
İttihat ve terakki cemiyeti 1889 mayısı’nın 21. Günü tıbbıye bahçesinde bir
araya
gelen ibrahim temo, arap kirli, abdullh cevdet, diyarbakırlı ishak sukuti
kafkasyalı mehmet reşit, bakulu heseyinzade ali adlı tıbbıye öğrencileri
tarafından kuruldu. Bu sıralar abdülhamit pan islamizmi savunuyor başka
gelişmelere musade etmemekteydi. Cemiyeti bu yüzden faaliyetlerini gizli
olarak yürütüyordu. Toplantıları ahmet rıza bey başkanlığında avrupada
gizlice yapıyordu. Gazete ve dergiler gizlice yurda sokulup dağılıtılıyordu.
İlk şubesini bulgaristanda açan ittahat ve terakki hızla yayılmaya başladı.
Selanik ve manastır şubelari kuruldu. Kordineli hareket edilmeye başlandı.
Şamda görevli olmasına rağmen makedonya’ daki çalışmalarda Mustafa Kemal’in
dahi kunuda önemli rol oynadığı anlaşılıyor. erzurumda hürriyetçilerin
çıkardığı fakat başarısızlığa uğrayan ayaklanma artık faaliyete geçildiğinin
ilk işreti olmuştur. 1906’da selanikte kurulan gizli osmanlı hürriyet
cemiyeti ertesı yıl paristeki İ. T: cemiyeti ile birleşti. Öte yandan
rumelideki ordulardaki büyük huzursuzluk artık cemiyetin varlığını herkese
duyurmaya başladı.
B- MEŞRUTİYETİN İLANI
Rus japon savaşının çok geniş yankıları oldu. Avrupada ki emperyalistlerin
yenilmezliğine vurulan damga onların yenilebileceğine gösterdi.
Avrupa’da demokrasi yolunda faaliyetler hazırlanırken iranda bile
meşirutiyet ilan edildi. Çin’de meşrutiyete yöneldi. Bütün bu olanlar ise
jön türklere cesaret veriyor inandıkları yolda azimle yürümelerini
sağlıyordu. II.jön türk kongresinde osmanlı terakki ve ittihat cemiyeti
teşebbüs-ü şahsi ve adem-i merkeziyet-i mmeşrutiyet cemiyeti londra’da
türkçe ve arapça çıkan “hilafet-in yazı kurulu, taşnaksutyan, mısır cemiyeti
israliyesi bazı ermeni yayınların yöneticileri birleşik ihtilal ile
birlikte hareket edeceklerini duyurdu.
5 ocak 1908’de pro-armeniz dergisinde kongrede alınan kararları duyurdu.
Rumeli şehirlerinde birbirine takiben toplantılar yapıldı. Kosora’da 30 bin
kadar arnavut toplanarak meşrutiyet üzerine yemin çekilen telgrafla abdül
hamite bildirildi. Artık imparatorluk kendi kendisini mahvetmek üzere olan
tehlikelerle karşı karşıyadır.
Bütün bu olaylarda genel istek (1876) kanun-i esasi’nin tekrar yürürlüğe
konmasıdır ve amaca ulaşılmazsa “üçüncü orduyu hümayunla beraber” maksadı
elde etmek için tahta
doğru hareket hazırlanmıştır.
Yıldız büyük çapta halk hareketi karşısında bulunduğuna inanmış dehşet
içinde kalmıştır.m
Meşrutiyet 21 temmuz günü 21 pare topla manastır’da meşrutiyet terakki ve
ittihat tarafından ilan edilir. Yine o gün terakki ve ittihat rumelinin bir
çok merkezinde meşrutiyeti törenlerle ilan eder ve durum bir telgraf yağmuru
halinde yıldıza duyrulur ve hükümetin buna uyması istenir.
Abdülhamit durumun farkındadır ve böyle olacağınıda biliyor. İstemeyerekte
olsa meşrutiyeti ilan etmekten başka çaresi kalmamıştır. Nihayrtinde zaten
meşrutiyet ilan olunmuştur.
Nitekim İ.T. cemiyetinin amacı 1876 kanun-i esasi’nin yürürlüğe
koyulmasını, osmanlı mebusan meclisinin açılışını sağlamaktı. Cemiyet 1908
‘de rumelide büyük bir silahlı ayaklanma bastırılamadığı gibi 23 temmuz
1908’de manastır, selanik ve rumelide hürriyet ilan edilmiş bunun sonucu
olarak kanun-i esasi yürürlüğe koyulmuştur. 1908 yılında böylece II.
Meşrutiyet dönemi başlamıştır. İ.T cemiyeti bir ölçüde II. Meşutiyeti ilan
ettirerek bir başarı kazanıyorlardı.
31 MART OLAYININ HAZIRLANMASI
1908 yılında II. Abdülhamit rumelinin zoruyla II. Meşrutiyeti ilan etmek
zorunda kaldı. Padişah II. Abdülhamit ve meclis kanun-i esasiyi bildirdiği
için mutlakiyet devrinin bütün adamları baştaydı. Bu kadroyla II.meşrutiyeti
korumaya çalışacaktır. II. Meşrutiyetin ilanından sonra yapılan seçimlerde
seçilip millet vekili olanların cesaretle savunacağı bir görüşlerinin
olmaması muhalefetin ekmeğine yağ sürdü. Eğer İ.T. bir darbeyle devrilse
meclis bu durum karşısında boyun eğip uysallıkla muhalefetin ekmeğine yağ
sürdü. Daha önce kamil paşayı oy birliğiyle destekleyen meclis bir kaç hafta
sonra onun savunmasını beklemeden devirmişti. Bu durumu gören İ.T.’ye karşı
çevrede şöyle bir konu uyanmıştı; eğer İ.T. bir darbe ile devrilirse meclis
bu durum karşısında boyuneğip uysallıkla muhalefetin ardından giderdi. İşte
31 mart’a böyle bir hava içinde yavaş yavaş yaklaşılıyordu.
Bu hava içinde muhalefetin faliyeti artmıştı. Bir yandan din adamlarıyla
bir yandan da ordudan çıkarılan alaylı subayların kışkırtmasıyla askerler
ayaklanmaya teşvik edilip yapılacak olan askeri hükümet derbesine doğru
yavaş yavaş yaklaşılmaktadır. 31 mart’tan önceki düşünce ve tavırlarını
izlemeye başlayabiliriz.
II. abdülhamit istanbulda İ.T. alehine bir ayaklanma çıkacağını 31 mart’tan
önce bunu biliyordu. Bu durumu tayyar bey jurnalinde “der saadet içinde
ihtilal çıkarmak için mevcut askerin kısmı azamı müttefiktir. En başta
mevlanzade rıfat olduğu halde bir kaç güne kadar ittihat aleyhine hücüm
edeceklerdir.” İkimci abdülhamitin isyancıların kendisine zara vememesi
için para dağıttığı zair gerçektir.
31 mart olayı hazırlanırken padişah ve istibdahçıların tutumu muhalif parti
ve cemiyetler ulema ve askerler incelenmesi gerekenlerdir
31 Mart Olayının Başlaması
Artık kamu oyu ve asker yapılan propogandalar sonucu da yeter derecede
dolmuş özellikle askeri kandırmak için yapılan propogandalar meyva verecek
hale gelmişti. 30 mart’ı 31 mart’ bağlayan gece yani 12-13 nisan 1909 gece
yarısı meşrutiyeti savunmak için rumelinden avcı taburları isyanı başlattı.
Hareket saatinin geldiğine karar veren komutanlar tutuklanıp hapsedildi.
Kışla kapıları açılarak dışarda askeri lışkırtanların bulunduğu bir grup
hocadaittihat-ı muhammedi cemiyetinin bayraklarıyla bu askerlere katılıp
meydanda toplandılar. Meydanda askerlerle medrese softaları ittihafı
muhammedi cemiyeti üyeleri bir arada toplanır.
“isyancılar ilk günden kan dökmeye başlarlar. Meclis-i mebusan reisi Ahmet
rızaya benzeterek adliye nazırı Nazım paşayı sirkecide öldürürler. Gene orda
lazkiye mebusu Arslan bey hüseyin sahite benzetilerek öldürtülür. İlk bazı
mektepli subaylarda galata köprüsünde yüzbaşı spatarı divan yolunda
öldürülür.
İsyancıların istekleri “ isyancılar daha sonra mebusan meclisine girerek
şeriat istediklerini ve alaylı subaylar içinde bazı şeyler istenir. Bu
sırada isyancıların sözcülüğünü üstlenen beyazıd camisi müezzini hoca rasim
isteklerini şeyhul islama sunmuştur.