Meclis Barış 'elçi'sini Uğurladı

3
EXE RANK

`~DeathGate~`

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
23 Ağu 2012
Mesajlar
3,549
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
`~DeathGate~`
13561793171.jpg


Türkiye'de Kürtler var, bende Kürdüm" sözleri nedeniyle 12 Eylül darbesi sonrası 2 yıl hapis cezasına çarptırılan, eski Bakan Şerafettin Elçi 74 yaşında hayatını kaybetti. Elçi için TBMM'de düzenlenen tören devletin zirvesini bir araya getirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan, Elçi'nin evine de taziye ziyaretinde bulunarak Kürt sorunun çözümü için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Elçi'nin cenazesi bugün memleketi Cizre'de toprağa verilecek.
BİR TEK BAHÇELİ YOKTU
Bir süredir kanser tedavisi gören KADEP Genel Başkanı, Diyarbakır Milletvekili Elçi için Meclis'te düzenlenen törene Başbakan Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yanı sıra Bakanlar Kurulu üyeleri ve BDP'li vekiller katıldı. Başbakan Erdoğan, Elçi'nin ailesi ile tek tek tokalaşarak başsağlığı diledi. Eşi Fatma Elçi, damadı Mustafa Denizli ve çocukları taziyeleri kabul etti. MHP'den hiç kimsenin yer almadığı törende Ferda Paksüt'ün katılması dikkat çekti.

BAŞBAKAN EVİNE DE GİTTİ

Elçi'nin ölüm haberini duyunca önceki akşam Denizli'yi arayan Başbakan Erdoğan, önceki akşam evine de taziye ziyaretinde bulundu. Başbakan Erdoğan, Elçi için Kuran okunduğu dakikalarda gittiği taziye evinde yaklaşık yarım saat kaldı, ailesine başsağlığı diledi. Başbakan Erdoğan, taziye evinde anılar dile getirilirken, konu Kürt sorununa gelince "Ortada bir sorun var çözmek için elimizden geleni yapıyoruz" dedi.

'ACI ÇEKTİRENLER HESAP VERİYOR'
Ecevit hükümetinde Bayındırlık ve İskân Bakanlığı yapan Elçi'nin eski kabine arkadaşlarından Tuncay Mataracı "Aynı cezaevinde birlikte yattık. Bugün bize bu acıyı çektirenler de hesap veriyor, aynı acıyı çekiyor" dedi.

DAMADI VE DOSTU MUSTAFA DENİZLİ

Elçi'nin son nefesinde yanında olan damadı Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Mustafa Denizli de taziyeleri kabul ederken "Siyasette boşluğu doldurulamayacak bir insanı kaybettik. O sadece kayınpeder değil, değerli bir dosttu. Türk siyasetinde iz bıraktı" diye konuştu. Elçi'nin büyük oğlu Renas Elçi de babasının çileli bir siyasi mücadelesi olduğunu ifade ederek, "Yaşamı boyunca çözüm için çırpındı, demokrasi mücadelesi verdi" dedi.

AHMET TÜRK: ACIMIZ BÜYÜK

DTK Başkanı Ahmet Türk, Elçi'nin aklını duygularının önüne koyarak siyaset yaptığını belirterek, "Çok yakın bir dostumuzu kaybettik, acımız büyük" diye konuştu.

YAŞAR KEMAL: KAHRAMANDI

Yazar Yaşar Kemal, "Türkiye'nin demokratikleşme arayışı, namuslu ve tutarlı bir sesini yitirdi. O bir kahramandı" açıklaması yaparken, BDP lideri Demirtaş mesajında şöyle dedi: "Bıraktığı siyasi miras demokrasi ve özgürlük mücadelesine ışık tutacaktır."

CİZRE'DE TOPRAĞA VERİLECEK

Elçi, vasiyeti üzerine bugün Cizre'de aile kabristanına defnedilecek. Elçi'nin ailesini arayarak başsağlığı dileyen Mesut Barzani'nin de törene temsilci göndereceği bildirildi.

'KÜRTLER VAR' DEDİ İKİ YIL BOYUNCA CEZAEVİNDE YATTIAnkara'da gözlerini yuman Şerafettin Elçi, 1938'de Cizre'de doğdu. Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitiren Elçi, "49'lar davası" olarak bilinen davada "Kürtçülük yaptığı" gerekçesiyle yargılandı. 12 Mart 1971 muhtırası sonrası "Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi" davası nedeniyle 8 ay askeri cezaevinde tutuklu kaldı. 1977 seçimlerinde Mardin'den milletvekili seçilen Elçi, "Güneş Motel" buluşmasında yer alan eski AP'li 12 isim arasındaydı.

ECEVİT'İN BAKANI

Demirel hükümetinin düşürülmesinin ardından Elçi, 1978-1979'da Ecevit hükümetinde Bayındırlık ve İskân Bakanı oldu. Elçi, "Türkiye'de Kürtler var, bende Kürdüm" sözleri nedeniyle 12 Eylül darbesinde Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi'nce 2 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ardından da "Kürtleri işe alıyor" iddiasıyla darbe sonrası Yüce Divan'da yargılandı. Bu kez de 2 yıldan fazla ceza aldı. 1992'de 98 Kürt aydını ile birlikte Kürt Hak ve Özgürlükler Vakfı'nı kurdu. Cumhuriyet tarihinde ilk olarak "Kürt" adı ile bir kurum resmiyet kazandı. Elçi'nin partisi Demokratik Kitle Partisi 1999'da Anayasa Mahkemesi'nce kapatıldı. Elçi, yaklaşık 30 ay cezaevinde kaldı, 10 yıl kadar siyasi haklardan mahrum edildi. Avukatlık yapmaktan alıkonuldu.

2011'DE MECLİS'E DÖNDÜ
Elçi, siyasete dönünce 19 Aralık 2006'da kurulan Katılımcı Demokrasi Partisi'nin (KADEP) Başkanı oldu. Meclis'e ise 2011 seçimlerinde BDP'nin desteklediği "Emek Özgürlük ve Demokrasi Bloku'nda Diyarbakır Milletvekili olarak döndü. Hakkında açılan davaların arkası gelmedi. 12 Haziran seçimlerindeki konuşması nedeniyle "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan dava da 21 Ocak 2013'e ertelenmişti. Elçi Evli ve 7 çocuk babasıydı.

'Çözüm için hâlâ fırsat var, umutluyum'"Çözüm için son şans bizim nesil" diyen Şerafettin Elçi, ölümünden kısa bir süre önce SABAH'a konuştu. Elçi, "Bu topraklara illa ki barış gelecek. Çözüm için hala fırsat var, umudumu yitirmedim. Kürt halkının sesine verilmeli, empati kurularak cesur adımlar atılmalı" dedi. BDP ile hakları savunma konusunda farklı görüşlere sahip olduğunu belirten Elçi, "Öcalan, PKK konusunda aynı fikirde olmadık" diye konuştu. Yaşamını, Kürt sorununun barışçıl çözümü için adayan ve tadavisi sürerken sık sık görüştüğümüz Elçi ile en son sivil inisiyatifin barış girişimi ve BDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda konuştuk. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "tam destek veririm" dediği "akil adamlar" girişiminin çalışmasını önemsediğini belirten Elçi, "Ortak akıl hepimize lazım. Kürt sorunun çözümü aslında göründüğü kadar da zor değil. Herkesin empati kurması gerekiyor. Bu sorunun Türk halkına doğru anlatılması gerekiyor. Kürtler ve Türkler birbirini anlamaya başlarsa ortak akıl için de ilk adım atılmış olacak" dedi. Dokunulmazlık tartışmalarını anlamsız bulduğunu vurgulayan Elçi, DEP sürecinden ders alınması gerektiğini ifade etti. Elçi, "Yaşamım boyunca demokrasinin, demokratikleşmenin önemine vurgu yaptım. Partileri kapatmak, siyasetçileri yasaklamakla demokrasiye hizmet edilmez. BDP'li vekil arkadaşlarımızın dokunulmazlığını kaldırmak çözüm değil" diyerek şunları söyledi:

'CESUR ADIMLARA İHTİYAÇ VAR' "
Şiddetin her türlüsü hepimize zarar veriyor. Bu topraklarda artık kan kokusu duymak istemiyoruz. Bunu hepimiz istiyoruz. Madem öyle devlet çözüm için kararlı ve iyi niyetliyse önce cezaevlerindeki Kürt siyasetçileri bıraksın. Kürt halkına yapılan haksızlıklar son bulsun. AK Parti'ye bu konuda ciddi bir sorumluluk düşüyor. Cesur olması gerekiyor. Öncelikle KCK adı altında yapılan operasyonları noktalayıp, bu insanları bıraksınlar. Kürtlerin de kızgınlığı azalsın. Benim Öcalan ve PKK konusundaki tavrım her zaman netti. Her türlü şiddete karşı olduğumu her zaman dile getirdim. BDP ile tabiî ki ayrıştığım iki nokta da buydu. Ancak onları da anlamaya çalıştım. Bu konudaki farklı görüşlerim nedeniyle hiçbir zaman tehdit, baskı görmedim. Tam tersi saygı gösterdiler."
 
Geri
Üst