7
EXE RANK
-тнє αLуx-
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 21 Tem 2009
- Mesajlar
- 7,782
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
BÜYÜK GAZA (II. Bölüm)
"Er Şuutum, Gök yeleli kurdum Pekin'e han oldu diyeceğine başı derde girdi desene, altın tahta oturdu diyeceğine eceli geldi desene. Kaç kere söyledimse de sözümü dinlemedi, söylediğime yanaşmadı. Pekin beş günlük yol dedi. Pekin'in halkı hor dedi, Şuutum. Kakançin'e han olursa, boğazından yenilir, Pekin'e tutulursa bahadırların tamamı Çinlilere yenik düşer, Şuutum. Duyduğuma göre Pekin'e giden geri dönmezmiş, oraya tutulan sağ kalmazmış. Dikkatle dinle Er Şuutum, yüce soylu efendim evladını ne zaman görecek? Arkasında erkek oğul kaldı, kötü niyetli akrabalar kötülük edecektir, beyim Pekin'de ölürse gözümden yaş kurumaz!" dedi Kanıkey hıçkırarak ağlayıp.
O gece Kanıkey acayip bir rüya gördü. Talas'tan ateş çıkıp her yeri kapladı. Kocaman gölün suyunu kuruttu, çukurdaki ve düzlüklerdeki çınar ağaçlarını yaktı.
Uykudan korkup uyanan Kanıkey'in dünyası kararıp kötü rüya gördüm diye yırtık keçeyi saçıyla birlikte yakarak külünü boyasız kulplu ağaç çanaka koyup "Gece gördüğüm kötü rüya yırtık keçe gibi yandı, evde külün dahi kalmadı, çık" diye tütürüp eşik yanındaki çiğlerin arasına ters çevirip bıraktı. "
Han hatunu Kanıkey Er Şuutu'yu beyaz çadıra çağırdı. Beşikteki bebeğine bakıp haberciye şöyle dedi:
"Er Şuutum, dinledikten sonra yola koyul. Bir an evvel bahadır manas beyimi oğlunun haberini ulaştır, oğlun seni özlemiş diye söyle. Kanıkey ağlıyor de," Kanıkey siyah gözlerinden yaş akıtıp, şaşalayarak küçücük bir mektup verdi.
Şuutu Bahadır Manas'ın g'z'ya bineceği yürük atlardan eğitilmiş Tayburul'u yedeğe alarak tekrar Büyük Pekin'e atlandı.
Er Şuutu'nun döndüğünü gören Agınay kızı Aruuke gelerek: .
"Amca, bakar mısınız, Almambet arslana iki kelime amanet sözümü ulaştırın, bir zahmet" dedi...
"Yavrum kulağım sende" dedi Şuutu "Bir kelimesini eksik ulaştırırsam, Tanrı beni lanetlesin."
"Amca, doğuracak günlerim sayılı. Bahadırıma hediye olarak nakışlı altın mendilimi ***ür" dedi. Aruke.
Şuutu kul tulpar atını oynatıp altı gün yol yürüyerek Pekin'e ulaştı.
O günlerde Alevke'nin oğlu Kongurbay otların üzerinde süzülerek yılan gibi aralıyordu, ormanları arslan gibi yokluyordu, zehire bandırılmış baltasını eline alarak Kırgızların yiğidi Manas'ı öldüreceğim diye brikatları dolaşıp duruyordu, utancından kendi şehir Çet-Beecin'e girmeden yolları bekliyordu.
Akşam olup karanlık çökerken, Çet-Beecin'e ulaşmak üzereyken, kapıdan içeri girerken Er-Şuutu Kongurbay'a rastladı.
Düşmanın kurdu Er Kongurbay Ala-Dağ'a haber gönderip Er Şuutu'nun gittiğini öğrenmişti. Talas'tan haber gelecek diye yolu kesip bekliyordu. Er Şuutu'yu görür görmez Algara atını sıçratıp, ağzından rüzgar çıkarıp dağdan çıkan arslan gibi saldırdı.
.
Kongurbay'ı gören Şuutu kulun bileğinden derman gitti, yüreği yerinden oynadı. O atını geri çekemeden, arkasına bakmadan Taybuuruldun üzengi kayışına basarak kaçtı.
Ölesiye kaçam Şuutu nehirin bataklığına tutuldu. Kongurbay yaklaşmaya başlarken keyfi kaçan Şuutu atını mahmuzlayarak nehire bırakmıştı, yetişkin tulpar hiç şaşmadan çabucak nehirin öteki kıyısına atladı. At atlarken kesenin ağzı açılıp Kanıkey'in yazdığı mektup nehire düştü. Şuutu kul düşen kağıda bakmadan Çet-Beecin'e doğru kaçtı. Fazla geçemeden, gözü açıp kapayıncaya kadar (Azizkan'ın) altın perçemli, saçaklı kuşak oğlu Almambet Sarala'yı eyerleyip, Talas'tan çıkan habercinin gelmesi yakındır diyerek, yolları gözlüyordu.
Şuutu'yu takibe alın Kongurbay'ı görünce tahammül edemeyerek, "Manas" diye bağırarak hücum etti.
Almambet'i gören Kongurbay bu kahrolası beni rahat bırakmaz diye düşünüp çarpışmaya cesaret edemeyerek başka bir yana saptı.
Alevke'nin herifi Er Almambet'ten ölesiye kaçarak kurtuldu.
Herif kaçıp gittikten sonra bahadır arslan Almambet Talas'tan gelen haberci Şuutu'ya döndü.
"Yakışıklı Er Şuutum, var ol! Cıvıl cıvıl kuşları olan, bülbülü öten ılgın ağaçlı geniş Talas'ın esen mi? Yiğitlerini yetiştiren halkın sağ mı? Arkamda erkek evladım yoktu" ama Agınay kızı Aruuke zevcem sağ salim mi" dedi Almambet, Er Şuutu'ya sarılarak.
"Kanıkey'in idare ettiği halk sağ, bahadır! Altın karargah yerli yerinde bahadır. Sevgilin Aruuke sana çok selam söyledi. Aruuke yakında doğuracakmış bahadır. Almambet arkamda erkek evlat yok diye üzülüyordu, Pekin'den gecikmeden çocuğunu görmeye gelsin diyor."
Bu haberi duyan, çocuk hasretiyle yanan Er Almambet aşırı sevincinden gözyaşı dökerek ağlamaya başlamaz mı.
Kapı bekçileri de Han, sarayının bekçileri de Er Almambet ile Er Şuutu'ya saygıyla eğilerek yol açtılar
"Er Şuutum, Gök yeleli kurdum Pekin'e han oldu diyeceğine başı derde girdi desene, altın tahta oturdu diyeceğine eceli geldi desene. Kaç kere söyledimse de sözümü dinlemedi, söylediğime yanaşmadı. Pekin beş günlük yol dedi. Pekin'in halkı hor dedi, Şuutum. Kakançin'e han olursa, boğazından yenilir, Pekin'e tutulursa bahadırların tamamı Çinlilere yenik düşer, Şuutum. Duyduğuma göre Pekin'e giden geri dönmezmiş, oraya tutulan sağ kalmazmış. Dikkatle dinle Er Şuutum, yüce soylu efendim evladını ne zaman görecek? Arkasında erkek oğul kaldı, kötü niyetli akrabalar kötülük edecektir, beyim Pekin'de ölürse gözümden yaş kurumaz!" dedi Kanıkey hıçkırarak ağlayıp.
O gece Kanıkey acayip bir rüya gördü. Talas'tan ateş çıkıp her yeri kapladı. Kocaman gölün suyunu kuruttu, çukurdaki ve düzlüklerdeki çınar ağaçlarını yaktı.
Uykudan korkup uyanan Kanıkey'in dünyası kararıp kötü rüya gördüm diye yırtık keçeyi saçıyla birlikte yakarak külünü boyasız kulplu ağaç çanaka koyup "Gece gördüğüm kötü rüya yırtık keçe gibi yandı, evde külün dahi kalmadı, çık" diye tütürüp eşik yanındaki çiğlerin arasına ters çevirip bıraktı. "
Han hatunu Kanıkey Er Şuutu'yu beyaz çadıra çağırdı. Beşikteki bebeğine bakıp haberciye şöyle dedi:
"Er Şuutum, dinledikten sonra yola koyul. Bir an evvel bahadır manas beyimi oğlunun haberini ulaştır, oğlun seni özlemiş diye söyle. Kanıkey ağlıyor de," Kanıkey siyah gözlerinden yaş akıtıp, şaşalayarak küçücük bir mektup verdi.
Şuutu Bahadır Manas'ın g'z'ya bineceği yürük atlardan eğitilmiş Tayburul'u yedeğe alarak tekrar Büyük Pekin'e atlandı.
Er Şuutu'nun döndüğünü gören Agınay kızı Aruuke gelerek: .
"Amca, bakar mısınız, Almambet arslana iki kelime amanet sözümü ulaştırın, bir zahmet" dedi...
"Yavrum kulağım sende" dedi Şuutu "Bir kelimesini eksik ulaştırırsam, Tanrı beni lanetlesin."
"Amca, doğuracak günlerim sayılı. Bahadırıma hediye olarak nakışlı altın mendilimi ***ür" dedi. Aruke.
Şuutu kul tulpar atını oynatıp altı gün yol yürüyerek Pekin'e ulaştı.
O günlerde Alevke'nin oğlu Kongurbay otların üzerinde süzülerek yılan gibi aralıyordu, ormanları arslan gibi yokluyordu, zehire bandırılmış baltasını eline alarak Kırgızların yiğidi Manas'ı öldüreceğim diye brikatları dolaşıp duruyordu, utancından kendi şehir Çet-Beecin'e girmeden yolları bekliyordu.
Akşam olup karanlık çökerken, Çet-Beecin'e ulaşmak üzereyken, kapıdan içeri girerken Er-Şuutu Kongurbay'a rastladı.
Düşmanın kurdu Er Kongurbay Ala-Dağ'a haber gönderip Er Şuutu'nun gittiğini öğrenmişti. Talas'tan haber gelecek diye yolu kesip bekliyordu. Er Şuutu'yu görür görmez Algara atını sıçratıp, ağzından rüzgar çıkarıp dağdan çıkan arslan gibi saldırdı.
.
Kongurbay'ı gören Şuutu kulun bileğinden derman gitti, yüreği yerinden oynadı. O atını geri çekemeden, arkasına bakmadan Taybuuruldun üzengi kayışına basarak kaçtı.
Ölesiye kaçam Şuutu nehirin bataklığına tutuldu. Kongurbay yaklaşmaya başlarken keyfi kaçan Şuutu atını mahmuzlayarak nehire bırakmıştı, yetişkin tulpar hiç şaşmadan çabucak nehirin öteki kıyısına atladı. At atlarken kesenin ağzı açılıp Kanıkey'in yazdığı mektup nehire düştü. Şuutu kul düşen kağıda bakmadan Çet-Beecin'e doğru kaçtı. Fazla geçemeden, gözü açıp kapayıncaya kadar (Azizkan'ın) altın perçemli, saçaklı kuşak oğlu Almambet Sarala'yı eyerleyip, Talas'tan çıkan habercinin gelmesi yakındır diyerek, yolları gözlüyordu.
Şuutu'yu takibe alın Kongurbay'ı görünce tahammül edemeyerek, "Manas" diye bağırarak hücum etti.
Almambet'i gören Kongurbay bu kahrolası beni rahat bırakmaz diye düşünüp çarpışmaya cesaret edemeyerek başka bir yana saptı.
Alevke'nin herifi Er Almambet'ten ölesiye kaçarak kurtuldu.
Herif kaçıp gittikten sonra bahadır arslan Almambet Talas'tan gelen haberci Şuutu'ya döndü.
"Yakışıklı Er Şuutum, var ol! Cıvıl cıvıl kuşları olan, bülbülü öten ılgın ağaçlı geniş Talas'ın esen mi? Yiğitlerini yetiştiren halkın sağ mı? Arkamda erkek evladım yoktu" ama Agınay kızı Aruuke zevcem sağ salim mi" dedi Almambet, Er Şuutu'ya sarılarak.
"Kanıkey'in idare ettiği halk sağ, bahadır! Altın karargah yerli yerinde bahadır. Sevgilin Aruuke sana çok selam söyledi. Aruuke yakında doğuracakmış bahadır. Almambet arkamda erkek evlat yok diye üzülüyordu, Pekin'den gecikmeden çocuğunu görmeye gelsin diyor."
Bu haberi duyan, çocuk hasretiyle yanan Er Almambet aşırı sevincinden gözyaşı dökerek ağlamaya başlamaz mı.
Kapı bekçileri de Han, sarayının bekçileri de Er Almambet ile Er Şuutu'ya saygıyla eğilerek yol açtılar