Küçük Dev : Hücre

11
EXE RANK

~TiM[e]-oVeR~

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
2 Kas 2008
Mesajlar
11,101
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.google.com
~TiM[e]-oVeR~
Küçük Dev : Hücre


Hücrenin yapısının ilk keşfedildiği yıllarda basit bir molekül yumağından ibaret yapılar olduğu zannediliyordu. Ancak teknoloji ilerledikçe hücrenin iç yapısının inanılmaz derecede kompleks olduğu ortaya çıkmıştır.Hücre konusunda ders kitaplarında anlatılan bilgiler hücrenin en kaba halini göstermekle birlikte kolaylıkla anlaşılması için organel ve hücre sistemlerinin çizimleri oldukça basite indirgenmiştir.
Eğer hücre üzerine araştırmalarınızı derinleştirirseniz, yanlızca hücre zarının bile oldukça karmaşık sistemlere sahip olduğunu keşfedebilirsiniz.
Bizlere verilen hücre bilgileri kısaca hücre zarı, mitokondri, endoplazmik retikulum ve nukleus'u kapsayan klasik bilgilerdir. Bu sayfada hücrenin birkaç organel ile birlikte mikroskopik boyutlarına karşın akıl almaz karmaşık yapılarını özetlemeye çalışacağım.
Doğadaki tüm canlılar hücrelerden oluşmuştur.Tek hücreli olsun çok hücreli olsun her canlının yapısının temelinde hücre vardır.Bir bakteri veya bir Alg'in vücutları yanlızca bir hücreden oluşmasına karşın bir kedi, köpek,koyun vs. diğer tüm canlıların vücutları ise birden fazla hücreden oluşurlar.Bu hücreler birbirleriyle sürekli br işbirliği içerisindedirler ve aralarında sürekli bir madde veya hormon alış verişi hüküm sürer.
Hücre yapı itibariyle basit gibi görünsede derinlerine inildikçe kompleksliğin boyutları artmaktadır.Örneğin hücreyi kuşatan zarın yapısı ışık mikroskoplarında çok yalın bir yapıya sahip gibi gözükür fakat yanlızca hücre zarının içerisinde bile akıl almayacak derecede kimyasal olaylar cereyan eder.Mesela zarda iyon pompalarından kimyasal reseptörlere, yardımcı proteinlerden enzimlere kadar hemen her yapı iş görmektedir. Nitekim hücre zarının çalışma mekanizmaları üzerine halen açıklık kazanamamış ve teoriler üretilen karanlık noktalar vardır.
Hücreyi ele alırken en dıştan en içe doğru yapıları teker teker ele alacağız.Yani hücrenin en uç bölgesi olan Membran (zar)' dan en iç bölgesi olan Nukleolus'a kadar her yapıyı teker teker ele alarak açıklamaya çalışacağız.
Hücre zarı (Membran) :
Hücre zarının yapısı en basit olarak Fosfolipit adı verilen bir tabakadan oluşur.Bu tabakanın kalınlığı her hücre için farklı olmasına karşın ortalama kalınlığı 8 - 10 nm dir (Nano metre metrenin milyarda biridir).Aşağıdaki şekilde de gördüğümüz gibi fosfolipit tabakası birbirlerine sırt sırta dayanmış molekül gruplarından oluşmaktadır.
membran3.jpg
Altın rengindeki bilyeler ve bu bilyelere bağlı bulunan ipliksi yapılar görülmekte.

Altın rengindeki bilyeler proteinlerdir.Bu moleküller biyokimyasal özellikleri itibariyle sulu ortamlara yaklaşma eğilimi gösterirler.Suyu seven moleküllere ise " Hidrofilik " denir.
Bu moleküllerin hemen altında bulunan ve karşı karşıya gelmiş ipliksi moleküller ise yağ molekülleridir.Yağ molekülleri ise suya yaklaşma değil kaçma eğilimi gösterirler.
Suyu sevmediklerinden dolayı bunlarada " Hidrofobik " denir.

Yağ ve protein molekülleri, hidrofilik ve hidrofobik özellikleri sayesinde şekildeki gibi bir dizilim gösterirler.
Zarda aynı zamanda kolestrol, zar proteinleri, reseptörler, karbonhidratlar, iyon pompaları ve enzimler iş görür.Kolestrol molekülleri protein - lipid tabakadaki sırt sırta vermiş molekülleri birbirine bağlamada iş görür.Zar proteinleri ise bazılar iyonları transfer etmede görev görürken bazılarda zarın üzerinde bulunan karbonhidrat moleküllerine yataklık yapar.
Şekilde mavi renkle gösterilmiş yapılar zar proteinleridir ve bu proteinlerin içlerinde kanallar bulunup zarın seçici geçirgen özelliğini belirler.Çünki protinlerin içlerindeki bu kanallardan hücrenin isteğine göre ya madde alınır yada dış ortama madde verilir.Dikkat ederseniz bu proteinler zarın bir tarafından diğer tarafına kadar uzanır.Bu proteinlere " İntegral protein " adı verilir.Fakat zarı delmeden yazlıca yüzeylere tutunan proteinlerde vardır.Bu tip proteinlerede " Periferal (yüzeysel) protein " adı verilir.
Zar proteinlein görevlerini kısaca özetleyelim ;

  • Molekül transferlerinde görev alırlar. Zarın yapısını kuvvetlendirerek elastik bir yapı kazandırır. Zar üzerinde kesiklikler yaparak zarın üzerinde porları oluştururlar.
  • Biyokimyasal reaksiyonlarda enzim olarak iş görürler.
Bunun dışında zardaki proteinlerin ve iyon pompalarının nasıl çalıştığı üzerinde fizyolojik çalışmalar halen devam etmektedir.

İyon pompalarının çalışması ise tıpkı bir karınca gibidir.Bir molekülü tutarak diğer tarafa taşırlar ve bu işi hiç durmaksızın yaparlar.
tasima1.jpg

Şekilde, hücre zarının enine kesitini görmektesiniz.Zarın içinde moleküllerin bir taraftan diğer tarafa transferini sağlayan taşıyıcı molekül görlülüyor.Bu moleküller, taşınması zor olan ve difüzyon (yayınma) yoluyla geçemeyen büyük molekülleri ATP enerjisi kullanarak hücre içerisine veya hücre dışarısına taşırlar. Bu molekül pompalarının, kalınlığı yanlızca 8 - 10 nm olana zarın içerisinde kusursuz bir biçimde çalışması ise insanı adeta hayranlık içerisinde bırakmaktadır.
Hücrenin zarı oldukça elastik bir yapıya sahip olup hücrenin büyümesine paralel olarak yüzeysel bir genişleme gösterir.Hücrenin % 75 ' lik bir kısımını ise su oluşturur.Hücre zarı bu bakımdan sitoplazma ve organellerin dağılmaması açısından oldukça mühim bir görev üstlenmiştir.
Yukarıdaki ilk şekilde hücre zarı üzerinde yeşil renkli boncuk dizisine benzer yapılar görülmektedir.Bu moleküller " Karbonhidrat " molekülleri olup yanyana dizildiklerinde hücre zarının dış yüzeyinde ikinci bir örtüyü meydana getirir.Bu örtüye ise " Glikokaliks " adı verilir. Glikokaliksin, hücre zarının iç yüzeyi ile dış yüzeyi arasında bir gradiyent farkı oluşturarak kimyasal taşıma ve reaksiyonların meydana gelmesi açısından önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir.
 
Geri
Üst