11
EXE RANK
~TiM[e]-oVeR~
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 11,101
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.google.com
Bâcıyân-ı Rûm
Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda
Türk unsurların ne türden fedakarlıklar yaptıkları ve nasıl insanüstü bir gayret sarfettikleri
bugünden bakılınca daha da netlik kazanıyor. Adeta ''kellelerini koltuklarına alarak'' Anadolu'nun yeniden İslamlaşması ve Türkleşmesi için çaba sarfeden pek çok Teşkilâtın içinde biri var ki
bir yönüyle benzerlerinden kesin olarak ayrılıyor: Bâcıyân-ı Rûm. Fatma Bacı isminde ve Hacı Bektaş-ı Veli hazretlerine yakınlığı ile bilinen tasavvuf ehli bir kadının önderliğinde kurulan bu kadın Teşkilâtı
özellikle İslamlaştırma çalışmalarına aktif olarak katılması ve asker Teşkilâtında kilit roller üstlenmesiyle
modem anlamda bir ''sivil inisiyatif örgütünün'' belki de en sağlam örneklerinden birini teşkil ediyor. Bâcıyân-ı Rûm
Anadolu'da faaliyet gösterirken o dönem Avrupa'sının
kadınlarını engizisyon mahkemelerinde susturmayı marifet zannetmesi de ayrıca şayan-ı dikkattir.
Türk tarihinde ilk kez Âşıkpaşazâde'nin XIII. yüzyıl Anadolu'sunda varlığından bahsettiği Bâcıyân-ı Rûm (Anadolu Bacıları) Teşkilâtı
tarihimizin en ilginç konularından biridir. Âşıkpaşazâde
Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda rolleri olan dört taifeden bahsederken
“
. ve hem de bu Rûm'da dört taife vardır: Kim misafirler içinde anılır biri Gaziyân-ı Rûm ve biri Abdalân-ı Rûm ve biri Bâcıyân-ı Rûm ve biri Ahiyân-ı Rûm
.” şeklinde sıralamış
üçüncü sırada Anadolu Bacıları Teşkilâtından bahsetmiştir. Müellif devamla
“
.imdi Hacı Bektaş
bunların içinden Bâciyân-ı Rûm'u ihtiyar etti kim Hatun Ana'dır anı kız edindi
.” diye kaydeder.Âşıkpaşazâde
bu Teşkilât ile ilgili kitabının sadece bir yerinde bahsediyor
fazla bilgi vermiyor.
Hacıyan-ı Rûm mu ?
Bâcıyân-ı Rûm mu?
Âşıkpaşazâde'nin haber verdiği bu zümre üzerinde ilk defa Alman müsteşrik Fr. Taeschner durmuştur. Taeschner
o günün toplumunda kadınların bir Teşkilât kurmuş olabileceğini o kadar imkansız görmüştür ki
bunun bir istinsah hatası veya yanlış anlama sonucu ortaya atılmış olduğunu kabul etmiştir. Ona göre Hacıyân-ı Rûm (Anadolu Hacıları) veya Bahşiyân-ı Rûm (Anadolu sihirbazları veya ruhbanları) tabirleri bir yanlışlık sonucu Bacıyân-ı Rûm olarak yazılmıştı.Ancak bunun böyle olmadığı sonraki araştırmalarla anlaşılmıştır.
İlk defa F. Köprülü
Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda içtimai teşekküllerin rolünü incelerken
Âşıkpaşazâde'nin ''Bâcıyân-ı Rûm'' diye adlandırdığı zümre hakkında verdiği bilgileri Bektaşi rivayetleri ve başka kaynaklarla da teyit ederek hakikaten Ortaçağ Anadolu'sunda kadınlar tarafından kurulmuş bir sosyal zümrenin varlığına dikkatleri çekmiştir.Ancak F. Köprülü
bu Teşkilâtın mahiyeti ve çalışmaları hakkında bir bilgi vermemiştir.
F. Köprülü'den 60 sene sonra Mikail Bayram
Anadolu Bacıları Teşkilâtı hakkında ilk çalışmayı yaparak
bu kuruluşun teessüsü
mahiyeti
çalışmaları ve sosyal fonksiyonları hakkında çeşitli bilgiler vermiştir. M. Bayram'ın söz konusu Teşkilât hakkındaki eserinde dayandığı kaynaklar tartışılsa da şu ana kadar konuyla ilgilenen olmadığından
tarihimizin muğlak kalmış bu hususu için önemli bir çalışma olduğu ortadadır.
TÜRKLERDE KADIN
Türk tarihine bakıldığına kadınların her dönemde içtimaî ve siyasi mevkileri açısından önemli bir konumda oldukları görülmektedir. Hunlar
Göktürkler
Uygurlar ve Oğuzlar'da hükümdar eşleri de hakanlar gibi soylu bir boydan seçilirlerdi. Kağanların yanında kendilerine daha sonra hatun ünvanı verilmek suretiyle her konuda söz sahihi idiler. İtibarları Türkler Müslüman olduktan sonra da devam etti. Karahanlılar
Harzemşahlar ve Selçuklular tarihi bunun misalleri ile doludur. Aralarında devlet siyasetine yön verenler
devlet reisliği yapanlar ve naip olarak devleti idare eden hatunlar vardı. İbn Batuta'nın verdiği bilgiler
Ö. L. Barkan'ın araştırmaları
Danişmendnâme
Dede Korkut ve Menakıbnâme gibi eserler
Anadolu'da kadınların çok önemli siyasi
askeri ve sosyal faaliyetlerde bulunduğuna dair öneklerle doludur.
Hatun Ana ya da Kadıncık
Âşıkpaşazâde
verdiği az bilgi içerisinde Hacı Bektaş'ın Bacılara yakınlığından ve bunların ileri gelenlerinden olduğu anlaşılan Hatun Ana 'ya bağlılığından da söz etmektedir. Bu arada Hacı Bektaş'ın gizli ilim ve kerametlerini bu Hatun Ana'ya gösterdiğini
nesi varsa ona emanet ettiğini bildirmektedir. Hacı Bektaş'ın ölümünden sonra onun mezarını yaptırdığını da yazan müellif
''
.Abdal Musa dirlerdi bir derviş vardı Hatun Ana'nın muhibbi idi ol zamanda şeyhlik ve müridlik fariğlerdi Hatun Ana ol azizin üzerine mezar itti geldi bu Abdal Musa bunun üzerinde bir nice gün sakin oldu Orhan Gazi devri geldi gazalar etti
. " ifadesiyle Hatun Ana ile Abdal Musa arasındaki ilgiyi belirtmektedir.
Hacı Bektaş'ın menakıbnâme’sinde de bu Bacı'nın adı ''Fatma Bacı''
''Fatma Ana'' ''Kadıncık Ana'' ''Kadıncık'' olarak sık sık geçmektedir. Vilayetnâme'de “Hünkar Hacı Bektaş Veli
Rûm ülkesine yaklaşınca es-selamu aleykum Rûm 'daki erenler ve kardeşler diye selam verdi. Bu sırada Rûm ülkesinde 57 bin Rûm ereni sohbette meclisteydi. Hünkarın selam verdiği Fatma Bacı 'ya malum oldu Fatma Bacı ayağa kalkıp Hünkarın
bulunduğu tarafa döndü
elini göğsüne koydu
üç kez aleykümüs-selam dedi yerine oturdu kaydı vardır.
Bu Fatma Bacı
Âşıkpaşazâde'nin bahsettiği Hatun Ana olmalıdır ki Vilayetnâme'de daha sonra Sulucakaraöyük'te Hacı Bektaş'ın Kadıncık Ana'nın evinde yerleştiği ve her taraftan muhip müritleri gelip ıhtırılmaya başlandığı kaydedilir. Âşıkpaşazâde'de geçen Abdal Musa
Kadıncık Ana'nın mürididir. Vilayetnâme bize Kadıncık'ı erenlerin anası olarak takdim eder. Gerek Âşıkpaşazâde Tarihi gerek Vilayetnâme
her İkisinden çıkan sonuç
adı geçen dönemde Fatma Bacı'nın liderliğinde kadınlardan oluşan bir sosyal teşekkülün varlığıdır. Hacı Bektaş ve Bektaşiler hakkındaki menkıbelerden XVI. yüzyılda Âlî’nin Künhü'l-Ahbâr ve Evliya Çelebi'nin Seyahatname’sinde bahsedilmesi Âşıkpaşazâde'nin Hacı Bektaş hakkında verdiği bilgilerin doğruluğunu göstermektedir.
Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda







Türk tarihinde ilk kez Âşıkpaşazâde'nin XIII. yüzyıl Anadolu'sunda varlığından bahsettiği Bâcıyân-ı Rûm (Anadolu Bacıları) Teşkilâtı












Hacıyan-ı Rûm mu ?
Bâcıyân-ı Rûm mu?
Âşıkpaşazâde'nin haber verdiği bu zümre üzerinde ilk defa Alman müsteşrik Fr. Taeschner durmuştur. Taeschner

o günün toplumunda kadınların bir Teşkilât kurmuş olabileceğini o kadar imkansız görmüştür ki

İlk defa F. Köprülü



F. Köprülü'den 60 sene sonra Mikail Bayram





TÜRKLERDE KADIN
Türk tarihine bakıldığına kadınların her dönemde içtimaî ve siyasi mevkileri açısından önemli bir konumda oldukları görülmektedir. Hunlar









Hatun Ana ya da Kadıncık
Âşıkpaşazâde





Hacı Bektaş'ın menakıbnâme’sinde de bu Bacı'nın adı ''Fatma Bacı''


bulunduğu tarafa döndü


Bu Fatma Bacı






