4
EXE RANK
~ k u k L a `
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 8 Şub 2012
- Mesajlar
- 4,449
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
Alex hep Kocaman'ın kendisiyle konuşmamasına üzülüyordu
Alex için her şey yolunda gidiyordu. Taa ki Aykut Kocaman, Daum'un yerine takımın yeni teknik direktörü oluncaya kadar… Kocaman'ın kafasında rakip kaleye hızlı gidebilen, 10 numarasız bir sistem vardı. Daha ilk günden Brezilyalı futbolcuyla yıldızı hiç barışmadı.
Alex için her şey yolunda gidiyordu. Taa ki Aykut Kocaman, Daum'un yerine takımın yeni teknik direktörü oluncaya kadar… Kocaman'ın kafasında rakip kaleye hızlı gidebilen, 10 numarasız bir sistem vardı. Daha ilk günden Brezilyalı futbolcuyla yıldızı hiç barışmadı.
Kocaman'ın takımla birlikte yaptığı ilk hazırlık kampının konusu Alex'le olan sorunlarıydı.
Aykut Kocaman'ın sportif direktör olduğu dönemde zamanın teknik direktörü Daum'a, "Alex standartın çok altında oynuyor, takımı yavaşlatıyor.
El freni gibi. Alex'siz F.Bahçe daha hızlı ve daha güçlü görünür" demiş ancak Alman çalıştırıcı bu öneriyi geri çevirmişti. Konuyu bilen Alex daha o günlerde Kocaman'ın kendisini istemediğini biliyordu. Aradaki gerginlik her geçen gün daha da büyüdü.
KİMSE ADIM ATMIYOR
Gazetelerde çarşaf çarşaf kriz haberleri yayınlanıyor, ne Kocaman ve ne de Alex sorunu bitirecek adımı atıyordu.
O günlerde Aziz Yıldırım'ın Kocaman'la yaptığı bir görüşme sorunun kısa süreliğine rafa kalkmasını sağladı. Aziz Yıldırım, "Biz ne senden, ne de Alex'den vazgeçeriz. Onsuz bir F.Bahçe düşünemiyorum. Bize çok büyük hizmetleri oldu. Çıkın basının karşısına bu işi tatlıya bağlayın.
Alex takımın oyuncusudur.
İyi olduğu sürece bu takımda oynar" diye kestirip attı.
Kocaman bu sözlerden sonra geri adım atmak zorunda kaldı.
Alex lige inanılmaz bir başlangıç yaptı. Fizik olarak mükemmel durumdaydı. Takımı taşıyan isimlerin başında geliyordu.
Atıyor, attırıyor, sarı-lacivertli taraftarları mest ediyordu.
Aykut Kocaman istemeyerek de olsa Alex'e mecbur kalmıştı.
Futbolculuğunun tartışılması Alex'i hırslandırmış hem fizik, hem de mental açıdan en üst düzeye gelmişti. Kazanan Fenerbahçe olmuştu. Alex o günleri anlatırken bile duygulanıyordu: "Fenerbahçe'ye geldiğimden bu yana kimseyle kişisel bir sorunum olmadı. Aykut hocanın benimle ilgili düşüncelerini biliyordum.
Ortada anlam veremediğim bir sıkıntı vardı. Kocaman'la defalarca bu konuyu yüz yüze konuşmak istedim. Ama benimle konuşmadı. Takımda kimin oynayıp oynamayacağına karar veren teknik direktördür. Çok iyi bir kamp dönemi geçirmiştim.
Kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissediyordum.
Maçlarda bu açıkça görülüyordu.
Buna rağmen hâlâ tartışılıyordum.
Kocaman'la yıldızımız hiçbir zaman barışmadı. Antrenmanlarda, maç toplantılarında bana karşı hep soğuktu. Ben sadece işimi yapmaya odaklandım.
Çünkü bu sorunu başka türlü halledemeyeceğimi anlamıştım."
YARIN: Kriz büyüyor
Emre BOL
* * *
iLK MAÇTA NOTUNU VERDiM YANILMADIM
Orta çizginin rakip kaleye bakan bölümünde top aldığı zaman koşu mesafesi daha kısalıyor ve pasları daha dikine ve etkili oluyor Şansal ağabey'' Alex ile ilgili ilk yorumum buydu.
Lig TV'de program yaparken sevgili Şansal ağabeyin benden istediği teknik analize bu sözlerle başlamıştım. Bilgisayar analiz programının söylettikleri ilk cümlelerimin arkasının çok dolu olacağını hissetmiştim onu seyrettiğimde.
Türkiye'nin en az top kaybeden orta saha-hücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde Oldu da… Türkiye'nin ceza alanına en fazla dikine ara pası veren orta saha-hücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da… Türkiye'nin en iyi duran top kullanan orta saha-hücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da…
DAHA NE YAPSIN?
Türkiye'nin uzaktan şutla en fazla gol atan orta sahahücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da… Türkiye'nin en az kart gören, rakiple en az didişen orta saha-hücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da… Türkiye'nin en az top kazanan orta saha-hücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da… Türkiye'nin en az koşan ama en çok iş yapan orta saha- hücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da… Türkiye'nin rakibe en fazla saygı gösteren orta sahahücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da… Türkiye'nin en fazla asist yapan, gol atan orta saha-hücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da…
ELEŞTİREMEM
Türkiye'nin özel olarak seyretmeye gideceğim 1 numaralı orta saha-hücum oyuncusu olacağını düşünmüştüm ilk geldiğinde.
Oldu da… Türkiye'nin gittiğinde en fazla üzüleceği orta sahahücum oyuncusu olacağını düşün-müştüm ilk geldiğinde.
Oldu da… Eleştirim mi?
Aykut hoca ile olan ilişkisine yorumum mu?
Son basın toplantısında ne söylediklerine nasıl baktığım mı?
Alex'i, yaptıklarıyla uğurlayan, kattığı değerlerle taçlandıran, pozitif taraflarıyla gören bir veda yazısı bu.
Diğer konuların yeri değil.
Hiç değil.
Güle güle Alex. İçim buruk… Futbol topunun senin ayağındaki esaretini göremeyeceğim için. Allah yolunu açık etsin…
Gürkan KUBİLAY
* * *
YERİ BAŞKAYDI
Aex'in en büyük hayal kırıklıklarından birisi 2006 Dünya Kupası'na çağrılmamaktı.
Alex, bu yüzden Carlos Alberto Parreira'yla küskünlük yaşamıştı.
Ama yine aynı dönemde Alex'in Türkiye'deki itibarı çok yüksekti.
Hatta Beşiktaş'ın transfer ettiği Ricardinho, birkaç ay sonra bir Brezilya gazetesine, "Brezilyalılar burada çok seviliyor.
Ama Alex bu konuda en önde gelir" diyordu.
AVRUPA'YI SALLADI
Onun Avrupa maçlarında yeterince performans gösteremediğini düşünenlere yanıtı 2007-2008 sezonunda geldi.
Alex, Fenerbahçe'nin çeyrek final oynadığı Şampiyonlar Ligi'nde asist kralı oldu.
Hollandalı Pierre van Hooijdonk'la arasının açık olduğu iddia edildi hep.
Ama açıkçası bu, gerçeklerle uyuşmuyordu. Yıllar sonra Pierre, oğluyla ilgili bir hikaye anlatırken Alex'e de selam çakıyordu: "Oğluma Fenerbahçe forması aldığımda benim numaramı ve ismimi yazdıracağını sanıyordum. Ama o, takımın en iyi oyuncusunu yani Alex'i tercih etti."