Hiperaktivite Nedir?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan jockeя
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
1
EXE RANK

jockeя

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
12 Tem 2008
Mesajlar
1,503
Tepkime puanı
0
Puanları
0
jockeя
Hiperaktivite Nedir?



Hiperaktivite son zamanlarda son derecede moda olmuş bir kavramdır. Kelime anlamı olarak “aşırı hareketlilik” anl***** gelirken, psikoloji ve tıp bilimindeki anlamı ise farklı yükler içermektedir. “Bu çocuk hiperaktif” gibi sözler duyulduğu zaman iki anlamdan birine atıfta bulunuluyor olabilir. Bu sorun “Dikkat Eksikliği Sendromu” veya “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Sendromu” olarak tanımlanmaktadır. Dikkat Eksikliği Sendromu’ndan söz edildiği zaman temel davranış sorunu olarak:


Dikkat bozukluğu
Dürtüsel davranma
Aşırı hareketlilik
Olarak karşımıza çıkar. Bu çocuklarla ilgili olarak;



Ebeveynlerin söyledikleri:

Söylediğim bir kulağından giriyor,diğerinden çıkıyor.

Dikkatini verebiliyor, saatlerce bilgisayar oynuyor.

Bütün futbolcuların adını biliyor ama bir dakika önce kendisine söylediğimi hatırlamıyor.



Öğretmenlerin söyledikleri:

Bazen uzayda gibi dolaşıyor.

Onu kaldırdığım zaman hiçbir zaman okunan parçanın neresinde olduğumuzu bilmiyor.

Yönergeleri takip edemiyor





Ebeveynlerin söyledikleri:

10 yaşına geldi hala sözümü kesiyor.

O kadar çabuk patlıyor ki neye kızacağını bilemiyoruz.

Sokakta bisiklete binmesine izin veremiyorum, o kadar çok kazası oldu ki.



Öğretmenlerin söyledikleri:

Bu okul öncesi çocuktan gözünü ayırmak mümkün değil.

Diğer çocuklar onu nasıl çıldırtacaklarını biliyorlar ve sürekli kızdırıyorlar.

Sırasını bekleyemiyor, cevabı bağırıveriyor.





Ebeveynlerin söyledikleri:

Doğmadan önce bile sürekli hareket halindeydi.

Bu ufaklık sürekli hareket halinde.

Misafirliğe gittiğimizde her şeye dokunmak zorunda.



Öğretmenlerin söyledikleri:


Uzun süre sırasında oturamıyor.

Sürekli yanındaki ile konuşuyor.

Sürekli kalemini bir yerlere vurup ses çıkarıyor.




Bunlara ek olarak beraber görülebilen başka davranış grupları:


organize olamama
yaşıtlar ve kardeşlerle ilişki sorunları
saldırgan davranışlar
düşük benlik algısı
heyecan arayan davranışlar
hayallere dalma
koordinasyon eksikliği
bellek sorunları
tekrarlayıcı düşüncelere takılmak


HİPERAKTİVİTENİN BİLDİĞİMİZ YARAMAZLIKTAN FARKI NE?


Halk arasında “yaramaz” diye tanımlanan bazı davranışlar gerçekten de Dikkat eksikliği Sendromunun belirtileri olabilir. Ayrıca Öğrenme Temelli Davranış Sorunu diye tanımlanan ve sosyal ortamlarda kazanılmış istenmedik davranışların gösterilmesi olarak ortaya konan Davranış Bozukluğu da gözlendiği pek çok durumda Dikkat Eksikliği sendromu ile karıştıtlmaktadır.



NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR?

Ülkemizde bu konuda yapılmış sağlıklı bir çalışma olmasa da, dünyanın pek çok kültüründe yapılan çalışmalar bu Sendromun okul çağında çocuk nüfusunun %3- ila %5 inde gözlendiğini göstermektedir. Erkek çocuklarda kızlara oranla 5 kat fazla sıklıkta görülür. Son günlerde çok moda olduğundan “Hiperktivite” tanısına pek sık rastlanmaktadır. Yukarıdaki oranları unutmazsanız, çocuğunuzun %95 ihtimalle “yaramaz” ya da Davranış ya da Öğrenme sorunundan dolayı “Hiperaktif” olarak tanımlanan davranışları yaptığını öncelikle düşünürsünüz.



HİPERAKTİVİTE ZEKA BELİRTİSİ MİDİR?

Araştırmalar bu düşünceyi doğrulanmamaktadır. Aşırı hareket ve dikkat eksikliği ve zeka arasında bir bağ gözlenmemektedir. Hatta Dikkat Yoğunluğu zekanın önemli bir parçasıdır. Ancak, araştırıcılık ve merak yüksek zekanın önemli göstergeleridir ve bunların yansıması, özellikle okul öncesi dönemde, aşırı hareketlilik olarak da algılanabilir.



NEDENİ NEDİR?

Bu sendromun biyolojik bir temeli olduğu düşünülmektedir. Hem genetik hem de nöropsikolojik çalışmalar bunu göstermektedir.



NASIL TANINIR?

Dikkat Eksikliği Sendromu tanısı mutlaka bir Davranış Bilimi uzmanı tarafından

Öğretmen/Veli Gözlemlerin taranması
Psikolojik testler
Davranışsal Gözlemlere
dayanarak yapılmalıdır.



BÜYÜYÜNCE GEÇER Mİ?


Hayır, Çalışmalar yardım almayan Dikkat Eksikliği sendromlu çocukların, yetişkinlikte de bu belirtileri gösterdiklerine işaret eder. Üstelik okul deneyiminden de yararlanamayıp ikincil sorunlar da eklenmektedir.



NE YAPILABİLİR?


Önerilen yöntemler;

İlaç: Bir Çocuk psikiyatristinin gözetiminde ilaç kullanımının bu sendromun temel özelliklerini kontrolde başarılı olduğu görülmektedir. Ancak, sadece dikkati ve aşırı hareketliliği kontrol altına almak öğrenilmemiş olan becerilerin kendiliğinden kazanılmazsına yeterli olmamaktadır. Onun için ilacın yanı sıra,
Anne Baba Aileye yönelik davranışsal Yaklaşımlar
Çocuğa yönelik beceri geliştirme çalışmaları
Okula yönelik davranış kontrolü çalışmaları,
Varsa beraber giden diğer sorunlara (Davranış bozukluğu,kaygı,olumsuz benlik, ÖÖG) yönelik yaklaşımlar ,


Çok gereklidir. Bu şekilde birkaç koldan yapılan yardım çalışmaları sonunda Dikkat Eksikliği sendromu tanısı almış çocukların %80’inde başarıya ulaşıldığını gösteren çalışmalar vardır.



EBEVEYNLER İÇİN ÖNEMLİ BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ



Çocuğu kabul edin

DEBH nörobiyolojik bir sorundur. Astım veya epilepsi gibi uygun ilaçlar ve davranışsal uygulamalarla %80 oranında başa çıkılabilir hale gelir ama yok olmaz. “Büyür geçer” veya “O hiperaktif onun için anlayış göstermeliyiz” anlayışları yanlıştır çocuğa ve çevresine zarar verir.
DEBH ın ne olduğunu anlamak önemli bir ilk adımdır. Hangi davranışsal tekniklerin, tutarlı bir biçimde kullanıldığında etkin olduğunu öğrenin. İlaç tedavisi ilk başta ani ve önemli değişiklik yapar ancak bir süre sonra sorun davranışlar tekrar kendini gösterir. “İlaç alıyor, tamam artık her sorun çözülecek” diye beklemek büyük hayal kırıklığına neden olur.Çocuğa “yeni bir davranış” repertuarı vermenin önemi unutulmamalıdır. Uzun vadeli çalışmalar ilaçla beraber davranışsal tekniklerin uygulanmasının en etkin olduğunu göstermiştir.
Kriz anlarında sakin kalmayı öğrenin. Ebeveynin de gevşeme ve stresle başa çıkma yöntemleri öğrenmesi ve bunları uygulaması gerekir. Sakin ve kontrollü olmak çocuğun ihtiyaç duyduğu ilişki ve ortamı kurmaya yarar.
Bir düzeni sürdürün. Okulda ve evde belirgin bir düzenin olması çok önemlidir. Ne zaman-neyin bekleneceğinin bilinmesi çok önemlidir. Alışkanlıkların geliştirilmesi de aynı derecede önemlidir. Ancak düzen aynılık demek olmamalıdır . Düzeninin içindeki ögelerde değişiklikler yapılması ilgisini uyanık tutma açısından önemlidir. Geçişlerin zor olduğunu bilip bunlar önceden planlanmalıdır.
İletişimlerde her zaman net ve açık olun. Bu basit gibi görünür ama sıklıkla evde ve sınıftaki sorunların kaynağıdır. İletişim evde ve sınıftaki düzenin temelidir. İletişim belirsiz olunca çocuğun kafası karışır. Yönerge verirken açık ve net olun, adım adım ve kısa olmasına özen gösterin, gerektiği zaman yazılı olarak beklentileri, istekleri vermekten kaçınmayın. Kendi kendine söylenmek, dırdır etmek, tartışmak, bağırmak, gürültü üzerinden konuşmak etkin olmayacaktır.
Krizleri başlatan olaylara dikkat edin. Öğretmenler olsun, ebeveynler olsun davranış sorunlarını başlatan durumları genelde tahmin ederler. Bu tür durumları önceden planlamak ve iletişim,beklenti,sonuca önem vermek sorunu olmadan önler.
Olumlu Kalmaya dikkat edin. Bu öneri okul ve evde sükunetin devamı için en önemlisi olabilir. Olumsuz ilgi verildiği zaman herkes gerginleşmektedir. Davranış arttıkça, ilişkiler gerilmekte ve şiddete dönüşene kadar artmaktadır.
Uygun davranış tekniklerini kullanın. Veliler ve ebeveynler bir takım kanallar yolu ile davranışsal tekniklerle karşılaşmaktadırlar. Ancak bunlar hakkında zaman zaman yanılgılı sonuçlara varılmaktadır. “Okulda ödül denendi, buna işlemiyor” gibi sonuçlar yanılgılıdır. Davranış programı ya yanlış planlanmış, çocuk için aslında etkin olmayan ödüller veya sonuçlar seçilmiş ya da tutarsız ya da çok kısa uygulanmıştır. Ne yapılacağı, ne zaman yapılacağını bilmek önemli olduğu gibi davranış değişikliğinin çok yavaş olacağını da akılda tutmak gerekir.
Olanak varsa başka velilerle beraber bir gruba katılın. Başa çıkılan sorunlarda yalnız olmadığınızı bilmek, yöntem öğrenmek ve nelerin çalıştığını duymak her bakımdan yararlıdır.
 
Geri
Üst