15
EXE RANK
-AUXERRE. `
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 1 Ara 2009
- Mesajlar
- 15,286
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
Hatırlama Ve Unutma..
Geri getirme genellikle deneklerin hedef malumatı hatırlayıp hatırlamadıkları veya onu tanıyıp tanımadıklarını tespit yoluyla değerlendirilir, İki safhalı hatırlama görüşüne göre hatırlama bir arama veya geri getirme sürecini kapsar. Geri getirilen malumatın uygun olduğu tespit edilir. Tanımada ise geri getirilen malumatın aranılan hedef olduğuna karar verilir. Bu görüşe gere hatırlama ancak; bir iteni geri getirilir hem de tanınırsa meydana gelir yani iki süreci kapsar, tanıma ise sadece tek bir süreci, karar vermeyi kapsar. Hedef itemler, hatırlama testlerinden çok tanıma testlerinde tespit edilebilmektedir. Bu manada tanıma testlerinin daha kolay olduğu söylenebilir (çoktan seçmeli test tarzındaki imtihanların, yazılı imtihanlardan daha kolay olmasının sebebi budur). Bu iddiaya göre hatırlama ve tanımayı laikli şekillerde etkileyen değişkenler vardır ve hatırlama her zaman tanımadan daha iyidir.
Hatırlama ve tanımayı farklı şekillerde etkileyen çeşitli değişkenler vardır. Her zaman kullanılan kelimeler nispeten daha az kullanılan kelimelerden daha kolay hatırlanır. Günlük veya az kullanılan kelimelerden oluşan listeleri alan deneklerin hatırladıkları kelime sayısı, günlük kullanılan kelimelerden yana ağırlık oluşturacaktır ama bunun yanısıra az kullanılan kelimelerin pofumu daha, sonra tanıyacaklardır. Bu durum kelime sıklığının etkisi olarak bilinir ve genellikle iki safhalı geri getirme görüşüne göre şöyle ayıklanmaktadır. Günlük kelimeler arasındaki bağlantı kodlarım islemek daha kolaydır (tespitte yardımcıdır ve bu sebeple hatırlanır) bunun aksine daha az kullanılan kelimeler daha ayırdedicidir (karar vermede yardımcıdır bu sebeple tanınır). fakat bu iddialara dair çok az delil vardır. Tanıma ve hatırlamayı farklı etkileyen ikinci bir değişken öğrenme niyetidir. Meselâ bir kelime listesinin olağan taraması; maksatlı bir öğrenme görevim takıl) eden bir tanımayı çok az engellerken hatırlamayı çok kötü engeller.
Tanıma çok az engellenir, çünkü kısmen tekrarla korunması onun aşinalığım arttırır ama bunun hatırlamaya olan etkisi ya azdır veya hiç yoktur. Aşinalık arttıkça tanıma artacaktır (Mandler, 1980). Maksatlı olarak öğrenilen materyalle aşinalık (tekrar yoluyla) arttıkça denek itemı tanıdığı kararını daha hızlı verir. Aşinalık az olduğunda ise denek uyaranın hatırlanması gerekmeyen bir item olduğu katarına daha çabuk varacaktır.
Tanıma ve hatırlamayı farklı etkileyen üçüncü bir önemli değişken ise öğrenme stratejisidir. iteneklerin kendilerine öğrenmeleri için verilen materyali daha sonra bir hatırlama veya bir tanıma testine tabî tutulup tutulmayacağına, dair beklentilerine bağlı olarak farklı şekillerde ödendikleri görülmektedir. Hatırlama testine tabi tutulacağım zanneden bir grup denek ile tanıma testine gireceğini zanneden diğer denek grubunun gösterdikleri performans, deneklerin bekledikleri yönde teste tabî tutulduklarında daha iyi olurken aksine yönde bir teste girdiklerinde ise daha kötü olmuştur. Eger tanıma ve hatırlamada kodlama birbirine uyar şekilde yapılıyor olsaydı her iki teste de deneklerin başarıları benzer olurdu. Bu sebeple tanıma ve hatırlama seviyelerinin halen düşük bir korelasyon gösterdiği ifade edilmektedir.
Tanıma ile hatırlamada rol oynayan süreçler şöyle örneklenebilir: gördüğünüz bir yüzü "tanımamızı o yüzü önce nerede ve ne zaman görmüş olduğunuza dair malumatı geri getirmemiz gerektirebilir. Ama insanın yüzünü hatırlamak, isim ve yüzleri hatırlamamıza yardımcı olacak bir ansiklopediye başvurmamızı gerektirir. Başka bir ifade ile hatırlama testleri hedefin bizzat kendisini, ilgili uygun özelliklerinden doğru arayıp bulmayı gerektirir. Tanıma ise hedef malumatın arka planında yer alan ilgili uygun önceliklerini arayıp bulmayı gerektirir. (Yabancı ülke insanlarının Atatürk'ü Türkiye ilgili bilgilerinden hareketle tanıyor olmaları, beri taraftan Türk'lerin bizzat onunla ilgili olay ve düşüncelerinden dolayı Atatürk' ü hatırlamaları ve dolayısıyla onu biliyor olmaları).
Mandler tanımanın ancak, hafızanın zayıf düştüğü bir anda geri getirmeyi kapsayabileceğini öne sürer. Deneklere birbiri ile ilişkisiz kelimeleri kategoriler halinde gruplara ayırmaları talimatını verdikten sonra onları sürpriz bir teste tabi tutmuştur. Verilen kısa aralıklar için, hatırlanan kelimeler ile gruplara ayırmada kullanılan kategorilerin sayısı arasında iyi bir korelasyon seviyesi gözlenmiştir. Bu sonuç hatırlamanın kayıt esnasındaki düzenleme organizasyonu vasıtasıyla geliştiği fikrini verir. Kısa bir sure içersinde kullanılan kategori sayısı verilen sine 5 haftaya ulaştığında çok kuvvetlenmektedir. Mandler bu sebeple hafıza zayıf okluğunda tanımanın, bir arama prosesini kapsaması sebebiyle kodlamadaki organizasyonel süreçlere bağlı olduğunu öne sürer, Hafıza kuvvetli olduğunda ise hatırlamanın bu tür bir arama sürecine ihtiyacı yoktur.
Geri getirme genellikle deneklerin hedef malumatı hatırlayıp hatırlamadıkları veya onu tanıyıp tanımadıklarını tespit yoluyla değerlendirilir, İki safhalı hatırlama görüşüne göre hatırlama bir arama veya geri getirme sürecini kapsar. Geri getirilen malumatın uygun olduğu tespit edilir. Tanımada ise geri getirilen malumatın aranılan hedef olduğuna karar verilir. Bu görüşe gere hatırlama ancak; bir iteni geri getirilir hem de tanınırsa meydana gelir yani iki süreci kapsar, tanıma ise sadece tek bir süreci, karar vermeyi kapsar. Hedef itemler, hatırlama testlerinden çok tanıma testlerinde tespit edilebilmektedir. Bu manada tanıma testlerinin daha kolay olduğu söylenebilir (çoktan seçmeli test tarzındaki imtihanların, yazılı imtihanlardan daha kolay olmasının sebebi budur). Bu iddiaya göre hatırlama ve tanımayı laikli şekillerde etkileyen değişkenler vardır ve hatırlama her zaman tanımadan daha iyidir.
Hatırlama ve tanımayı farklı şekillerde etkileyen çeşitli değişkenler vardır. Her zaman kullanılan kelimeler nispeten daha az kullanılan kelimelerden daha kolay hatırlanır. Günlük veya az kullanılan kelimelerden oluşan listeleri alan deneklerin hatırladıkları kelime sayısı, günlük kullanılan kelimelerden yana ağırlık oluşturacaktır ama bunun yanısıra az kullanılan kelimelerin pofumu daha, sonra tanıyacaklardır. Bu durum kelime sıklığının etkisi olarak bilinir ve genellikle iki safhalı geri getirme görüşüne göre şöyle ayıklanmaktadır. Günlük kelimeler arasındaki bağlantı kodlarım islemek daha kolaydır (tespitte yardımcıdır ve bu sebeple hatırlanır) bunun aksine daha az kullanılan kelimeler daha ayırdedicidir (karar vermede yardımcıdır bu sebeple tanınır). fakat bu iddialara dair çok az delil vardır. Tanıma ve hatırlamayı farklı etkileyen ikinci bir değişken öğrenme niyetidir. Meselâ bir kelime listesinin olağan taraması; maksatlı bir öğrenme görevim takıl) eden bir tanımayı çok az engellerken hatırlamayı çok kötü engeller.
Tanıma çok az engellenir, çünkü kısmen tekrarla korunması onun aşinalığım arttırır ama bunun hatırlamaya olan etkisi ya azdır veya hiç yoktur. Aşinalık arttıkça tanıma artacaktır (Mandler, 1980). Maksatlı olarak öğrenilen materyalle aşinalık (tekrar yoluyla) arttıkça denek itemı tanıdığı kararını daha hızlı verir. Aşinalık az olduğunda ise denek uyaranın hatırlanması gerekmeyen bir item olduğu katarına daha çabuk varacaktır.
Tanıma ve hatırlamayı farklı etkileyen üçüncü bir önemli değişken ise öğrenme stratejisidir. iteneklerin kendilerine öğrenmeleri için verilen materyali daha sonra bir hatırlama veya bir tanıma testine tabî tutulup tutulmayacağına, dair beklentilerine bağlı olarak farklı şekillerde ödendikleri görülmektedir. Hatırlama testine tabi tutulacağım zanneden bir grup denek ile tanıma testine gireceğini zanneden diğer denek grubunun gösterdikleri performans, deneklerin bekledikleri yönde teste tabî tutulduklarında daha iyi olurken aksine yönde bir teste girdiklerinde ise daha kötü olmuştur. Eger tanıma ve hatırlamada kodlama birbirine uyar şekilde yapılıyor olsaydı her iki teste de deneklerin başarıları benzer olurdu. Bu sebeple tanıma ve hatırlama seviyelerinin halen düşük bir korelasyon gösterdiği ifade edilmektedir.
Tanıma ile hatırlamada rol oynayan süreçler şöyle örneklenebilir: gördüğünüz bir yüzü "tanımamızı o yüzü önce nerede ve ne zaman görmüş olduğunuza dair malumatı geri getirmemiz gerektirebilir. Ama insanın yüzünü hatırlamak, isim ve yüzleri hatırlamamıza yardımcı olacak bir ansiklopediye başvurmamızı gerektirir. Başka bir ifade ile hatırlama testleri hedefin bizzat kendisini, ilgili uygun özelliklerinden doğru arayıp bulmayı gerektirir. Tanıma ise hedef malumatın arka planında yer alan ilgili uygun önceliklerini arayıp bulmayı gerektirir. (Yabancı ülke insanlarının Atatürk'ü Türkiye ilgili bilgilerinden hareketle tanıyor olmaları, beri taraftan Türk'lerin bizzat onunla ilgili olay ve düşüncelerinden dolayı Atatürk' ü hatırlamaları ve dolayısıyla onu biliyor olmaları).
Mandler tanımanın ancak, hafızanın zayıf düştüğü bir anda geri getirmeyi kapsayabileceğini öne sürer. Deneklere birbiri ile ilişkisiz kelimeleri kategoriler halinde gruplara ayırmaları talimatını verdikten sonra onları sürpriz bir teste tabi tutmuştur. Verilen kısa aralıklar için, hatırlanan kelimeler ile gruplara ayırmada kullanılan kategorilerin sayısı arasında iyi bir korelasyon seviyesi gözlenmiştir. Bu sonuç hatırlamanın kayıt esnasındaki düzenleme organizasyonu vasıtasıyla geliştiği fikrini verir. Kısa bir sure içersinde kullanılan kategori sayısı verilen sine 5 haftaya ulaştığında çok kuvvetlenmektedir. Mandler bu sebeple hafıza zayıf okluğunda tanımanın, bir arama prosesini kapsaması sebebiyle kodlamadaki organizasyonel süreçlere bağlı olduğunu öne sürer, Hafıza kuvvetli olduğunda ise hatırlamanın bu tür bir arama sürecine ihtiyacı yoktur.