2
EXE RANK
styla45
Fexe Kullanıcısı
Ligde 16. haftayı geride bıraktık.. Zirvenin rengi belli oldu, peki haftanın ardından genel görüntüde neler var? Haftanın futbolcusu kim? Haftanın en iyileri ve tüm maçlar panoramada....
Trabzonspor, çeyrek asırlık hasrete bu sezon son verecek gibi görünüyor. Ligin ilk devresini, devre bitmeden lider bitirdiler.. Başkan Şener bu sezon ligin erken biteceğini söylerken, ikinci devrede de takımından emin olduğu mesajını veriyordu zaten. Böyle devam ederlerse, sezon sonuna kadar artık ipler bordo mavili uşakların elinde..
Fenerbahçe, Kayserispor, Beşiktaş ve hatta çok uzağındaki Galatasaray’ın mağlup olduğu haftada öyle bir rahatladılar ki, Bursaspor’un kazanması bile kafalarına takılmıyor artık. Geçen yılın şampiyonu en yakın rakibe atılan 5 puan fark, ezeli rakiplere toplam 40 puan uzakta olmak takdiri hak ediyor..
Neticede keyifle izlenen bir hafta geride kaldı..
Akılımızda;
Bursaspor’un bu haftanın en şanlı takımı olması..
Tello’nun asistleriyle Beşiktaş’ın tel tel dökülmesi..
Fenerbahçe’nin “tek devrelik” oynayıp devreleri yakması..
G.Saray’ın “Ali Sami Yen ruhu”nu yakışmayan futbolu var..
Vakit geçirmeden aklımızdakileri aktaralım o halde..
ESKİŞEHİRSPOR 2 - 0 BEŞİKTAŞ
Beşiktaş evlere şenlik.. Eskişehirspor karşısında da tel tel döküldüler, 30 yıl sonra ligde rakiplerine yenildiler.. Yenilgiler hep yaşanır, normaldir.. Ama her yenilginin de bir faturası çıkartılır. Bu yenilginin faturası Schuster’e kesilir.. Nedenleri de gayet açık.. Böyle bir deplasmana maç günü sabahında mı gidilir Schuster? Futbolcuların o sabah yolculuğundan nasıl etkilendiği sahadaki hallerinden belliydi! Ayakta kalan tek adam Ersan’dı, o da herhalde başkanın “şımarma” lafının etkisiyle oynadı.. Haa “otel yokmuşmuş” bahanesine de kimse kanmasın!
Diyeceksiniz ki; “Tek suçlu Schuster mi? Zilzurna alkollü trafik kazası yapan, maçta kendini attıran Guti’ye ne olacak?”.. Ben de derim ki; “Bir takımda disiplin sorunu yaşanıyorsa, bunun da tek sorumlusu 'patrondur'! O faturanın da gideceği adres aynıdır.. Ayrıca Guti atılmasa da Beşiktaş bu maçı kazanamazdı”..
Kimse kimsenin özel hayatına karışamaz, biz ne konuşsak boş.. 270 promil alkolle yakalanmış, yani yaklaşık 1,5 şişe votka içmiş Guti.. Yarasın.. Yine de yenilginin sadece bir “figüranıydı” o kadar.. Kendisini oyundan attırmak için çabaladı, noel tatiline erken çıktı, giderken de Beşiktaş için kritik 3 puanlardan birini yanında ***ürdü belki ama maç 11’e 11 gitse bile, filmin 'başrol'ündeki Schuster’in oyun kurgusu ve takımın bu yorgun haliyle kazanması mucize olurdu.. Bu nedenle kendi egosu uğruna “puan” harcayan Schuster, yenilginin tek sorumlusudur..
Beşiktaş’a uzun uzun değindik Eskişehirspor’u atlamayalım.. “Tel tel” dökülen Kartal’ı Tello’nun asistleriyle yıktılar.. Çok akıllı oynadılar, hırslarıyla kazandılar.. Beşiktaş 10 kişi kalınca işleri kolaylasa da, Guti sahada olsa bile o diri halleriyle kaybetmeyeceklerinin sinyalini vermişlerdi.. Daha farklı da kazanabilirlerdi ama bu da yetti hatta arttı bile.. Eskişehirspor Bülent hocayla gelen başarının tesadüf olmadığını göstermeye başladı, hadi hayırlısı..
KARDEMİR D.Ç. KARABÜKSPOR 2 - 0 MEDİCAL PARK ANTALYASPOR
Karabükspor acayip bir takım.. İstikrarsız sonuçlarıyla da, oynadığı futbolla da acayip.. İzleyenlerin başını döndüren golcüleri de var, son haftalarda 6 ve 10. sıralar arasında sürekli gezinmeleriyle bizim başımızı döndüren bir istatistikleri de.. Dedim ya acayipler işte.. Ama gel gelelim; zaman zaman beklenmeyen sonuçlar alsalar da bu takım bu noktada olmayı hak ediyor.. Hatta biraz daha istikrar yakalar, deplasmanda da kazanmayı alışkanlık haline getirirlerse; İstanbul ekiplerine bile “cıs” diyip ilk 5’e girerler.
Bu hafta da baskı altına aldıkları Antalyaspor’u ikinci yarıda da olsa geçtiler. Emenike yine golünü attı, “bu ligin en iyi golcüsü benim” dedi. Devre arasında kanına kimse girmezse, ikinci yarıda Karabük halkını güldürmeye devam eder. Bu hafta “tek adama bağlı” yapılarından da kurtulmuş gibiydiler, Deumi çok iyiydi.. Antalyaspor ise haftalar sonra kazanmasının ardından daha iyi bir görüntü beklerken Karabük’te adeta kömür oldu.. O isteksiz hallerini ligin ikinci devresinde bir kenara atmazlarsa, o ski Şifo sahaya girse bu takım iflah olmaz. Benden söylemesi..
BUCASPOR 1 - 1 MANİSASPOR
Ligin dibinde Sivasspor kendini ateşin dışına attı, Bucaspor ise oradan çıkmaya niyetli görünmüyor. Kazanmaları gereken kritik maçlardan istediğini alarak çıkamıyorlar nedense. Evlere şenlik savunmaları ile Manisa’ya ders niteliğinde güzel bir gol attırdıktan sonra puan almalarını bile beklemiyorduk aslında.. Ancak bu hafta ilk kez geriden gelip bunu başardılar. Bu savunma zaafları ve “gol atamamayı” oyun haline getiren golcüleriyle ligin dibinden çıkamazlar! Samet hoca devre arasında neşteri sert indirmeli..
Tarzanlar’a gelince.. Ligin en gözü kara takımı Manisaspor “ya kaybediyor, ya da kazanıyordu”.. Bu hafta ortayı buldular. Daha önce kaybettikleri bir sürü maçtan 1 puan almayı bilseler şuan rahat durumda olurlardı. Şanssız bir golle Buca’da 2 puanı kaybettiler belki ama o 1 puan, ilerisi için bir umuttur. Daha önce de söyledim; Manisa’nın oyunsal anlamda sıkıntısı yok. Alt sıralara yakın gibi görünseler de bu sene düşme sıkıntısı yaşamayacaklardır. Moralsiz İBB’yi de devirirlerse devre arasında Hikmet hoca bu takımı iyice toparlar..
GALATASARAY 0 - 2 GENÇLERBİRLİĞİ
Sarı kırmızılılar için bu maçı anlamlı kılan; sayısız zaferin kazanıldığı Ali Sami Yen Stadı'nda son lig maçına çıkılmasıydı.. 46 yıllık mabede görkemli bir vedaydı tek istenen.. İstanbul'daki o buz gibi soğuğa, inanılmaz yağışa rağmen taraftar stadı doldurdu ama böyle bir vedayı hak etmemişlerdi.. Bizim ligi bu sezon pek takip etmeyen bir yabancı futbolsevere; “Galatasaray Ali Sami Yen’deki veda maçını kazanmış mıdır?” diye sorsak “UEFA şampiyonu Galatasaray elbette kazanmıştır” cevabını verirdi muhakkak.. Ancak bu seneki Galatasaray, maalesef mazisine yakışmayacak şekilde oynuyor.. Eskişehir’e kaybetmeleri sorun değil.. Takım zaten lige erken havlu atmış. En azından Ali Sami Yen’i hüzünle terk etmeselerdi.. O stadın ruhuna aykırı bir veda oldu..
Daha ilk dakika dolmadan gelen gol tribünlerdeki heyecanı etkilemese de, beraberlik sayısı ararken yenilen ikinci gol, bu sezon bilindik tabloların ortaya çıkmasına neden oldu. Dakikalar ilerledikçe yönetim aleyhine tezahüratlar, kırılan koltuklar, ve en acısı “Sami Yen size hakkını helal etmiyor” tezahüratları.. Kısacası yakışmadı bu hüzünlü son Ali Sami Yen’e.. Böyle anlamlı bir gecede maçın bitiminden dakikalar önce mabetlerini boşaltan taraftarlar, kimbilir neleri hayal etti.. Duygu yüklü başlayan gece, Galatasaray için hüzünlü bir şekilde son buldu. Yine de Sezar’ın hakkı Sezar’a elbette.. Tehlike bölgesine iyice yaklaşan Gençlerbirliği belki de beklediğinden fazlasını bulduğu maçta kazanmayı istedi, hak etti.. Tarihe karışmak üzere olan Ali Sami Yen cehenneminde 5 haftalık bir aranın ardından 3 puanla tanıştı, sonunda deplasmanda kazandı, stresi üzerinden attı.. Futbolun gerçeği de bu..
SİVASSPOR 1 - 0 KONYASPOR
Sivas'ta "6 puanlık maç" deyimiyle örtüşen bir mücadele izledik.. İki ekip de tehlike bölgesinden uzaklaşmak istiyordu, iki ekip de kaybederse çok şey yitireceğinden haberdardı.. Tıpkı kazanırsa neler elde edeceğini bildikleri gibi.. Kazanan ev sahibi takımın yaşadığı sevinç, ne kadar kritik bir 3 puan aldıklarını ve “neler kazandıklarını” ispatlıyordu zaten.. Hani boksta “direkt vuruş” vardır ya rakibi bayıltan, Sivasspor da Erman’ın o tek vuruşla attığı nefis frikik golüyle Konyaspor’u yere serdi, bir klas vuruşun nasıl bir “son” yaratacağını herkese gösterdi.
Rıza Çalımbay'ı takımın başına getirdikten sonra yükselişe geçen Sivasspor, 14. dakikadan itibaren 10 kişi oynadığı karşılaşmadan galibiyetle ayrılarak hem büyük bir moral kazandı hem de puan cetvelinde rakibinin üzerine yerleşmeyi başardı. Konyaspor ise maçın büyük bölümünü 10 kişi oynayan rakibi karşısında fırsatı tepti. Bu maçtan alacağı galibiyetle düşme potasıyla arasındaki farkı açma şansını yakalamışlardı, şimdi mağlubiyetin verdiği kayıpla tehlikeli bölgenin içindeler.. İşte size bir futbol gerçeği daha..
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 1 - 3 TRABZONSPOR
Trabzonspor geçen hafta Buca karşısında biraz isteksizdi, bu hafta ise bize adeta “istek” nasıl olur ispat etti. Gerçi o taraftarın huzurunda başka bir şey de bekleyemezdik.. Burak’ın nefes golüyle başlayan maçta “gol şov yapacaklar” diye düşünürken, İBB kapandı, devre arasına da beklenmedik bir golle girdi.. Aslında buna da şaşırmadım.. İstanbul ekibi böyle gollere alışık.. Ancak bu kez golün üstüne yatamadılar! Alanzinho ile Engin oyuna girince son 15 dakikada beklenen goller geldi, Trabzonspor hak ettiğini bileğinin gücüyle aldı! Kimse hakem falan demesin.. O penaltı çalınmasaydı da Trabzonspor bu maçı alırdı.. Muhteşem taraftarıyla sezonun ilk devresini hakkıyla önde bitirdiler, 3 büyüklere tarihi fark attılar, bize de onları alkışlamak kaldı...
Bu ligde Trabzonspor rakipsiz görünüyor. Dün ortaya çıkan Jaja sorunu gibi, kendi “mikser”lerini kendileri yaratamazlarsa, ikinci yarının da açık ara favorisi bordo mavililer..
Bir de İstanbul Büyükşehir’e değinelim. Öyle kontrataktan, duran toptan bir gol bulayım, sonra da üstüne yatayım taktiği her hafta yemez beyler.. Evet penaltı itirazınıza katılabilirim.. Bu ligde sahipsiz olduğunuz, taraftarınızın dediği gibi “her maç deplasman” yaşadığınız doğru.. Verdiğiniz mücadeleye de saygım sonsuz.. Ancak bu maçı hak edecek ne yaptınız diye soruyorum.. Sayın Avcı penaltıdan bahsedeceğine maçı yeniden izlesin, kararı kendisi versin..
GAZİANTEPSPOR 2 - 0 KAYSERİSPOR
Gol yollarında sıkıntı yaşayan iki takımın mücadelesi, gol kaçırma yarışı gibiydi.. Evet iki gol izledik ama Julio Cesar De Souza'nın harika frikik golünü ayrı bir yere koyarak başlayalım.. “O topu kurtarmak için kalede 3 kaleci olması lazımdı”.. Bunu ben değil Şota söyledi.. Haklıydı da.. Haftanın golü dışında, maçın kırılmasını da sağlayan bir gol attı Cesar.. Sonuçta, devre arasında takıma önemli takviyeler yapmayı planlayan Gaziantepspor eksiklerle çıktığı maçta son iki haftada aldığı kötü sonuçların izlerini silip, devre arasına rahat bir yerde girmeyi garantiledi. Ancak hep dediğim gibi, Gaziantepspor daha oturmadı.. Beşiktaş maçında ne yapacakları, devre arası planları için de belirleyici olacaktır.
Gol yollarındaki etkili ayaklarının bir bir sakatlanmasıyla sıkıntıya giren Kayserispor'da ise düşüş devam ediyor. Ligin ilk haftasından beri potada yer alıp, son haftalarda ilk 4’ü bile riske atmaları devre arasına keyifsiz girmelerini sağlayacak. Sarı kırmızılılar, sadece iki gol bulduğu ve iki puan aldığı son 4 haftanın ardından lider Trabzonspor'un 10 puan gerisine düştü. Bundan sonra şampiyonluk yarışının içinde yer almaları da oldukça zor gibi gözüküyor.
MKE ANKARAGÜCÜ 2 - 1 FENERBAHÇE
Son dönemde izlediğim ilginç maçlardan biriydi.. İlk yarıdaki Fenerbahçe gerçekten de etkiliydi. Aykut hoca “sezonun en iyisi buydu” dese de, bence o kadar değildi ama yine de iyiydi.. Çok istediler, çok gol kaçırdılar.. Ankaragücü’nün ise rakip kaleye gidecek hali bile yoktu. Kenarda Ümit hoca “ya sabır” çekti durdu. Sabrın sonu selametmiş gerçekten de.. Fenerbahçe zaten ilk yarıların takımı.. Golü bulunca devamında ecel terleri de dökseler kazanıyorlardı; bu kez olmadı.. Haftalardır “hem iyi hem kötü oynadı” dediğimiz Fenerbahçe bu görüntüsünü “iki devreye yayınca” devreleri yaktı!
60. dakikadan sonra Fenerbahçe’nin oyundan düştüğünü iyi tespit etmiş Ümit hoca.. Klukowski’nin önderliği ve Fenerbahçe’nin jöle kıvamındaki hücum hattı maçın kopmasında en büyük etken oldu. Golcü Niang solcu olur, savunmacılar bir elin parmaklarını geçmeyen faul sayısıyla maçı kapatırsa kaçınılmaz son gerçekleşir. Gerçi Aykut hocanın kenardan “izlediği” takım geçen hafta deplasmanda Emenike’ye ilk golünü attırmıştı, 7 hafta sonra Ankaragücü’nü mutlu etmeleri de pek yadırganmadı. Sestak’ın haftanın golü seçilmeyi kılpayı kaçıran 2. golüyle birlikte, Fener’i kupada olduğu gibi bir kez daha deviren eski kaptan Ümit Özat alkışı aldı..
BURSASPOR 2 - 1 KASIMPAŞA
Trabzonspor kazanmış, diğer büyükler kaybetmiş.. Böyle bir pazartesi gününde kapanışı yapmak hem stres, hem de bir rahatlık.. Bu nedenle Bursaspor önce stresi yaşadı, sonra da rahatlığı.. İki takım için de 3 puanın büyük önem taşıdığı maç çok zor şartlarda oynandı, karla kaplı zeminde bırakın futbolun güzelliklerini göstermeyi ayakta kalmak bile başarıydı.. Bursaspor kaptanı Ömer'in yere kapaklanıp “ofsayta düştüğü” pozisyon, Kasımpaşa için şanstı ve konuk ekip üstünlüğü yakaladı. Ancak Paşa’nın zaafı belli.. 1960’ların futbolunu oynamıyorlar ki! Golden sonra baskı kuran ev sahibi ekip fazla zaman geçmeden skora dengeyi getirdi. Dakikalar azaldıkça galibiyet için riskleri alan Bursaspor karşısında önemli fırsatları değerlendirmeyen Paşa kendi sonunu kendi hazırladı, son anlarda gelen şans golüyle kazanan belirlendi.
Bursaspor, lider Trabzonspor dışında şampiyonluk mücadelesi veren rakiplerinin yenildiği haftada şansının da yardımıyla çok önemli bir 3 puanı hanesine yazdırmayı başardı. 8 puanla ligin dibinde yer alan Kasımpaşa için ise tehlike çanları çalıyor. Sezonun ikinci yarısının 3-4 haftalık sürecinde alacakları sonuçlar, kaderlerine yön verecektir.
-HAFTANIN PANORAMASI-
Haftanın Maçı
Büyükşehir Bld.Spor - Trabzonspor
Soğuk havada “Güneş” açan Olimpiyat Stadı, böyle taraftarı çok az gördü.. Deplasmana en çok taraftar ***üren takım oldu Trabzonspor.. Keyifli bir maçla birlikte şahane tribünleri de izledik.. Golleri, tartışmaları, mücadelesi ve tribünleri ile haftanın maçı listesinde zirveyi İBB – Trabzonspor maçına verdik..
Haftanın Takımı
Trabzonspor (Eskişehirspor, Ankaragücü, Gençlerbirliği)
Tek bir takım seçmek diğerlerine haksızlık olacaktı.. Ligin ilk yarısını önde kapatan Trabzonspor haftanın takımı olmayı en baştan hak etti.. Ancak Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ı aynı haftada deviren 3 Anadolu ekibini de unutmamalıydık..
Haftanın Futbolcusu
Sestak - Ankaragücü
Tak, tak, tak.. Kim O? Sestak.. Ankaragücü’nde 7 hafta sonra galibiyetin kapısını aralayan Sestak, Fenerbahçe’yi tek başına yıkan adam oldu, bu unvanı hak etti.
Haftanın "Kare As"ı
Sestak (Ankaragücü),
Tello (Eskişehirspor),
Burak (Trabzonspor),
Hurşut (Gençlerbirliği)
Haftanın Teknik Direktörü
Ümit Özat (Ankaragücü)
Haftanın Golü
Cesar (Gaziantepspor)
Haftanın Olayı
Bu hafta da tek bir olay seçemedik, hiçbirini es geçmek olmazdı, biz de 3 kategoriye ayırdık haftanın olaylarını..
Hüzün: Ali Sami Yen’e buruk veda
Neşe: 60 bin Trabzonsporlu’ya karşı deplasmanda gibi oynayan İBB taraftarlarının açtığı “Bize her yer deplasman” pankartı..
Tartışma: Bursaspor- Kasımpaşa maçında karlı zeminde sarı topla mücadele edilmesi, Bursaspor’un beyaz formayla sahada kalması.
>> Haftanın sonuçları:
10 Aralık 2010 Cuma:
Eskişehirspor 2 - 0 Beşiktaş
11 Aralık 2010 Cumartesi:
Kardemir Karabükspor 2 - 0 Medical Park Antalyaspor
Bucaspor 1 - 1 Manisaspor
Galatasaray 0 - 2 Gençlerbirliği
12 Aralık 2010 Pazar:
Sivasspor 1 - 0 Konyaspor
İstanbul BŞB 1 - 3 Trabzonspor
Gaziantepspor 2 - 0 Kayserispor
MKE Ankaragücü 2 - 1 Fenerbahçe
13 Aralık 2010 Pazartesi:
Bursaspor 2 - 1 Kasımpaşa
>> Gelecek hafta programı:
17 Aralık 2010 Cuma:
20.00 Trabzonspor - Kardemir Karabükspor
18 Aralık 2010 Cumartesi:
14.00 Kayserispor - Bucaspor
16.00 Gençlerbirliği - Bursaspor
17.00 Medical Park Antalyaspor - MKE Ankaragücü
19.00 Fenerbahçe - Sivasspor
19 Aralık 2010 Pazar:
14.00 Manisaspor - İstanbul BŞB
16.00 Konyaspor - Galatasaray
17.00 Kasımpaşa - Eskişehirspor
19.00 Beşiktaş - Gaziantepspor
Trabzonspor, çeyrek asırlık hasrete bu sezon son verecek gibi görünüyor. Ligin ilk devresini, devre bitmeden lider bitirdiler.. Başkan Şener bu sezon ligin erken biteceğini söylerken, ikinci devrede de takımından emin olduğu mesajını veriyordu zaten. Böyle devam ederlerse, sezon sonuna kadar artık ipler bordo mavili uşakların elinde..
Fenerbahçe, Kayserispor, Beşiktaş ve hatta çok uzağındaki Galatasaray’ın mağlup olduğu haftada öyle bir rahatladılar ki, Bursaspor’un kazanması bile kafalarına takılmıyor artık. Geçen yılın şampiyonu en yakın rakibe atılan 5 puan fark, ezeli rakiplere toplam 40 puan uzakta olmak takdiri hak ediyor..
Neticede keyifle izlenen bir hafta geride kaldı..
Akılımızda;
Bursaspor’un bu haftanın en şanlı takımı olması..
Tello’nun asistleriyle Beşiktaş’ın tel tel dökülmesi..
Fenerbahçe’nin “tek devrelik” oynayıp devreleri yakması..
G.Saray’ın “Ali Sami Yen ruhu”nu yakışmayan futbolu var..
Vakit geçirmeden aklımızdakileri aktaralım o halde..
ESKİŞEHİRSPOR 2 - 0 BEŞİKTAŞ
Beşiktaş evlere şenlik.. Eskişehirspor karşısında da tel tel döküldüler, 30 yıl sonra ligde rakiplerine yenildiler.. Yenilgiler hep yaşanır, normaldir.. Ama her yenilginin de bir faturası çıkartılır. Bu yenilginin faturası Schuster’e kesilir.. Nedenleri de gayet açık.. Böyle bir deplasmana maç günü sabahında mı gidilir Schuster? Futbolcuların o sabah yolculuğundan nasıl etkilendiği sahadaki hallerinden belliydi! Ayakta kalan tek adam Ersan’dı, o da herhalde başkanın “şımarma” lafının etkisiyle oynadı.. Haa “otel yokmuşmuş” bahanesine de kimse kanmasın!
Diyeceksiniz ki; “Tek suçlu Schuster mi? Zilzurna alkollü trafik kazası yapan, maçta kendini attıran Guti’ye ne olacak?”.. Ben de derim ki; “Bir takımda disiplin sorunu yaşanıyorsa, bunun da tek sorumlusu 'patrondur'! O faturanın da gideceği adres aynıdır.. Ayrıca Guti atılmasa da Beşiktaş bu maçı kazanamazdı”..
Kimse kimsenin özel hayatına karışamaz, biz ne konuşsak boş.. 270 promil alkolle yakalanmış, yani yaklaşık 1,5 şişe votka içmiş Guti.. Yarasın.. Yine de yenilginin sadece bir “figüranıydı” o kadar.. Kendisini oyundan attırmak için çabaladı, noel tatiline erken çıktı, giderken de Beşiktaş için kritik 3 puanlardan birini yanında ***ürdü belki ama maç 11’e 11 gitse bile, filmin 'başrol'ündeki Schuster’in oyun kurgusu ve takımın bu yorgun haliyle kazanması mucize olurdu.. Bu nedenle kendi egosu uğruna “puan” harcayan Schuster, yenilginin tek sorumlusudur..
Beşiktaş’a uzun uzun değindik Eskişehirspor’u atlamayalım.. “Tel tel” dökülen Kartal’ı Tello’nun asistleriyle yıktılar.. Çok akıllı oynadılar, hırslarıyla kazandılar.. Beşiktaş 10 kişi kalınca işleri kolaylasa da, Guti sahada olsa bile o diri halleriyle kaybetmeyeceklerinin sinyalini vermişlerdi.. Daha farklı da kazanabilirlerdi ama bu da yetti hatta arttı bile.. Eskişehirspor Bülent hocayla gelen başarının tesadüf olmadığını göstermeye başladı, hadi hayırlısı..
KARDEMİR D.Ç. KARABÜKSPOR 2 - 0 MEDİCAL PARK ANTALYASPOR
Karabükspor acayip bir takım.. İstikrarsız sonuçlarıyla da, oynadığı futbolla da acayip.. İzleyenlerin başını döndüren golcüleri de var, son haftalarda 6 ve 10. sıralar arasında sürekli gezinmeleriyle bizim başımızı döndüren bir istatistikleri de.. Dedim ya acayipler işte.. Ama gel gelelim; zaman zaman beklenmeyen sonuçlar alsalar da bu takım bu noktada olmayı hak ediyor.. Hatta biraz daha istikrar yakalar, deplasmanda da kazanmayı alışkanlık haline getirirlerse; İstanbul ekiplerine bile “cıs” diyip ilk 5’e girerler.
Bu hafta da baskı altına aldıkları Antalyaspor’u ikinci yarıda da olsa geçtiler. Emenike yine golünü attı, “bu ligin en iyi golcüsü benim” dedi. Devre arasında kanına kimse girmezse, ikinci yarıda Karabük halkını güldürmeye devam eder. Bu hafta “tek adama bağlı” yapılarından da kurtulmuş gibiydiler, Deumi çok iyiydi.. Antalyaspor ise haftalar sonra kazanmasının ardından daha iyi bir görüntü beklerken Karabük’te adeta kömür oldu.. O isteksiz hallerini ligin ikinci devresinde bir kenara atmazlarsa, o ski Şifo sahaya girse bu takım iflah olmaz. Benden söylemesi..
BUCASPOR 1 - 1 MANİSASPOR
Ligin dibinde Sivasspor kendini ateşin dışına attı, Bucaspor ise oradan çıkmaya niyetli görünmüyor. Kazanmaları gereken kritik maçlardan istediğini alarak çıkamıyorlar nedense. Evlere şenlik savunmaları ile Manisa’ya ders niteliğinde güzel bir gol attırdıktan sonra puan almalarını bile beklemiyorduk aslında.. Ancak bu hafta ilk kez geriden gelip bunu başardılar. Bu savunma zaafları ve “gol atamamayı” oyun haline getiren golcüleriyle ligin dibinden çıkamazlar! Samet hoca devre arasında neşteri sert indirmeli..
Tarzanlar’a gelince.. Ligin en gözü kara takımı Manisaspor “ya kaybediyor, ya da kazanıyordu”.. Bu hafta ortayı buldular. Daha önce kaybettikleri bir sürü maçtan 1 puan almayı bilseler şuan rahat durumda olurlardı. Şanssız bir golle Buca’da 2 puanı kaybettiler belki ama o 1 puan, ilerisi için bir umuttur. Daha önce de söyledim; Manisa’nın oyunsal anlamda sıkıntısı yok. Alt sıralara yakın gibi görünseler de bu sene düşme sıkıntısı yaşamayacaklardır. Moralsiz İBB’yi de devirirlerse devre arasında Hikmet hoca bu takımı iyice toparlar..
GALATASARAY 0 - 2 GENÇLERBİRLİĞİ
Sarı kırmızılılar için bu maçı anlamlı kılan; sayısız zaferin kazanıldığı Ali Sami Yen Stadı'nda son lig maçına çıkılmasıydı.. 46 yıllık mabede görkemli bir vedaydı tek istenen.. İstanbul'daki o buz gibi soğuğa, inanılmaz yağışa rağmen taraftar stadı doldurdu ama böyle bir vedayı hak etmemişlerdi.. Bizim ligi bu sezon pek takip etmeyen bir yabancı futbolsevere; “Galatasaray Ali Sami Yen’deki veda maçını kazanmış mıdır?” diye sorsak “UEFA şampiyonu Galatasaray elbette kazanmıştır” cevabını verirdi muhakkak.. Ancak bu seneki Galatasaray, maalesef mazisine yakışmayacak şekilde oynuyor.. Eskişehir’e kaybetmeleri sorun değil.. Takım zaten lige erken havlu atmış. En azından Ali Sami Yen’i hüzünle terk etmeselerdi.. O stadın ruhuna aykırı bir veda oldu..
Daha ilk dakika dolmadan gelen gol tribünlerdeki heyecanı etkilemese de, beraberlik sayısı ararken yenilen ikinci gol, bu sezon bilindik tabloların ortaya çıkmasına neden oldu. Dakikalar ilerledikçe yönetim aleyhine tezahüratlar, kırılan koltuklar, ve en acısı “Sami Yen size hakkını helal etmiyor” tezahüratları.. Kısacası yakışmadı bu hüzünlü son Ali Sami Yen’e.. Böyle anlamlı bir gecede maçın bitiminden dakikalar önce mabetlerini boşaltan taraftarlar, kimbilir neleri hayal etti.. Duygu yüklü başlayan gece, Galatasaray için hüzünlü bir şekilde son buldu. Yine de Sezar’ın hakkı Sezar’a elbette.. Tehlike bölgesine iyice yaklaşan Gençlerbirliği belki de beklediğinden fazlasını bulduğu maçta kazanmayı istedi, hak etti.. Tarihe karışmak üzere olan Ali Sami Yen cehenneminde 5 haftalık bir aranın ardından 3 puanla tanıştı, sonunda deplasmanda kazandı, stresi üzerinden attı.. Futbolun gerçeği de bu..
SİVASSPOR 1 - 0 KONYASPOR
Sivas'ta "6 puanlık maç" deyimiyle örtüşen bir mücadele izledik.. İki ekip de tehlike bölgesinden uzaklaşmak istiyordu, iki ekip de kaybederse çok şey yitireceğinden haberdardı.. Tıpkı kazanırsa neler elde edeceğini bildikleri gibi.. Kazanan ev sahibi takımın yaşadığı sevinç, ne kadar kritik bir 3 puan aldıklarını ve “neler kazandıklarını” ispatlıyordu zaten.. Hani boksta “direkt vuruş” vardır ya rakibi bayıltan, Sivasspor da Erman’ın o tek vuruşla attığı nefis frikik golüyle Konyaspor’u yere serdi, bir klas vuruşun nasıl bir “son” yaratacağını herkese gösterdi.
Rıza Çalımbay'ı takımın başına getirdikten sonra yükselişe geçen Sivasspor, 14. dakikadan itibaren 10 kişi oynadığı karşılaşmadan galibiyetle ayrılarak hem büyük bir moral kazandı hem de puan cetvelinde rakibinin üzerine yerleşmeyi başardı. Konyaspor ise maçın büyük bölümünü 10 kişi oynayan rakibi karşısında fırsatı tepti. Bu maçtan alacağı galibiyetle düşme potasıyla arasındaki farkı açma şansını yakalamışlardı, şimdi mağlubiyetin verdiği kayıpla tehlikeli bölgenin içindeler.. İşte size bir futbol gerçeği daha..
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 1 - 3 TRABZONSPOR
Trabzonspor geçen hafta Buca karşısında biraz isteksizdi, bu hafta ise bize adeta “istek” nasıl olur ispat etti. Gerçi o taraftarın huzurunda başka bir şey de bekleyemezdik.. Burak’ın nefes golüyle başlayan maçta “gol şov yapacaklar” diye düşünürken, İBB kapandı, devre arasına da beklenmedik bir golle girdi.. Aslında buna da şaşırmadım.. İstanbul ekibi böyle gollere alışık.. Ancak bu kez golün üstüne yatamadılar! Alanzinho ile Engin oyuna girince son 15 dakikada beklenen goller geldi, Trabzonspor hak ettiğini bileğinin gücüyle aldı! Kimse hakem falan demesin.. O penaltı çalınmasaydı da Trabzonspor bu maçı alırdı.. Muhteşem taraftarıyla sezonun ilk devresini hakkıyla önde bitirdiler, 3 büyüklere tarihi fark attılar, bize de onları alkışlamak kaldı...
Bu ligde Trabzonspor rakipsiz görünüyor. Dün ortaya çıkan Jaja sorunu gibi, kendi “mikser”lerini kendileri yaratamazlarsa, ikinci yarının da açık ara favorisi bordo mavililer..
Bir de İstanbul Büyükşehir’e değinelim. Öyle kontrataktan, duran toptan bir gol bulayım, sonra da üstüne yatayım taktiği her hafta yemez beyler.. Evet penaltı itirazınıza katılabilirim.. Bu ligde sahipsiz olduğunuz, taraftarınızın dediği gibi “her maç deplasman” yaşadığınız doğru.. Verdiğiniz mücadeleye de saygım sonsuz.. Ancak bu maçı hak edecek ne yaptınız diye soruyorum.. Sayın Avcı penaltıdan bahsedeceğine maçı yeniden izlesin, kararı kendisi versin..
GAZİANTEPSPOR 2 - 0 KAYSERİSPOR
Gol yollarında sıkıntı yaşayan iki takımın mücadelesi, gol kaçırma yarışı gibiydi.. Evet iki gol izledik ama Julio Cesar De Souza'nın harika frikik golünü ayrı bir yere koyarak başlayalım.. “O topu kurtarmak için kalede 3 kaleci olması lazımdı”.. Bunu ben değil Şota söyledi.. Haklıydı da.. Haftanın golü dışında, maçın kırılmasını da sağlayan bir gol attı Cesar.. Sonuçta, devre arasında takıma önemli takviyeler yapmayı planlayan Gaziantepspor eksiklerle çıktığı maçta son iki haftada aldığı kötü sonuçların izlerini silip, devre arasına rahat bir yerde girmeyi garantiledi. Ancak hep dediğim gibi, Gaziantepspor daha oturmadı.. Beşiktaş maçında ne yapacakları, devre arası planları için de belirleyici olacaktır.
Gol yollarındaki etkili ayaklarının bir bir sakatlanmasıyla sıkıntıya giren Kayserispor'da ise düşüş devam ediyor. Ligin ilk haftasından beri potada yer alıp, son haftalarda ilk 4’ü bile riske atmaları devre arasına keyifsiz girmelerini sağlayacak. Sarı kırmızılılar, sadece iki gol bulduğu ve iki puan aldığı son 4 haftanın ardından lider Trabzonspor'un 10 puan gerisine düştü. Bundan sonra şampiyonluk yarışının içinde yer almaları da oldukça zor gibi gözüküyor.
MKE ANKARAGÜCÜ 2 - 1 FENERBAHÇE
Son dönemde izlediğim ilginç maçlardan biriydi.. İlk yarıdaki Fenerbahçe gerçekten de etkiliydi. Aykut hoca “sezonun en iyisi buydu” dese de, bence o kadar değildi ama yine de iyiydi.. Çok istediler, çok gol kaçırdılar.. Ankaragücü’nün ise rakip kaleye gidecek hali bile yoktu. Kenarda Ümit hoca “ya sabır” çekti durdu. Sabrın sonu selametmiş gerçekten de.. Fenerbahçe zaten ilk yarıların takımı.. Golü bulunca devamında ecel terleri de dökseler kazanıyorlardı; bu kez olmadı.. Haftalardır “hem iyi hem kötü oynadı” dediğimiz Fenerbahçe bu görüntüsünü “iki devreye yayınca” devreleri yaktı!
60. dakikadan sonra Fenerbahçe’nin oyundan düştüğünü iyi tespit etmiş Ümit hoca.. Klukowski’nin önderliği ve Fenerbahçe’nin jöle kıvamındaki hücum hattı maçın kopmasında en büyük etken oldu. Golcü Niang solcu olur, savunmacılar bir elin parmaklarını geçmeyen faul sayısıyla maçı kapatırsa kaçınılmaz son gerçekleşir. Gerçi Aykut hocanın kenardan “izlediği” takım geçen hafta deplasmanda Emenike’ye ilk golünü attırmıştı, 7 hafta sonra Ankaragücü’nü mutlu etmeleri de pek yadırganmadı. Sestak’ın haftanın golü seçilmeyi kılpayı kaçıran 2. golüyle birlikte, Fener’i kupada olduğu gibi bir kez daha deviren eski kaptan Ümit Özat alkışı aldı..
BURSASPOR 2 - 1 KASIMPAŞA
Trabzonspor kazanmış, diğer büyükler kaybetmiş.. Böyle bir pazartesi gününde kapanışı yapmak hem stres, hem de bir rahatlık.. Bu nedenle Bursaspor önce stresi yaşadı, sonra da rahatlığı.. İki takım için de 3 puanın büyük önem taşıdığı maç çok zor şartlarda oynandı, karla kaplı zeminde bırakın futbolun güzelliklerini göstermeyi ayakta kalmak bile başarıydı.. Bursaspor kaptanı Ömer'in yere kapaklanıp “ofsayta düştüğü” pozisyon, Kasımpaşa için şanstı ve konuk ekip üstünlüğü yakaladı. Ancak Paşa’nın zaafı belli.. 1960’ların futbolunu oynamıyorlar ki! Golden sonra baskı kuran ev sahibi ekip fazla zaman geçmeden skora dengeyi getirdi. Dakikalar azaldıkça galibiyet için riskleri alan Bursaspor karşısında önemli fırsatları değerlendirmeyen Paşa kendi sonunu kendi hazırladı, son anlarda gelen şans golüyle kazanan belirlendi.
Bursaspor, lider Trabzonspor dışında şampiyonluk mücadelesi veren rakiplerinin yenildiği haftada şansının da yardımıyla çok önemli bir 3 puanı hanesine yazdırmayı başardı. 8 puanla ligin dibinde yer alan Kasımpaşa için ise tehlike çanları çalıyor. Sezonun ikinci yarısının 3-4 haftalık sürecinde alacakları sonuçlar, kaderlerine yön verecektir.
-HAFTANIN PANORAMASI-
Haftanın Maçı
Büyükşehir Bld.Spor - Trabzonspor
Soğuk havada “Güneş” açan Olimpiyat Stadı, böyle taraftarı çok az gördü.. Deplasmana en çok taraftar ***üren takım oldu Trabzonspor.. Keyifli bir maçla birlikte şahane tribünleri de izledik.. Golleri, tartışmaları, mücadelesi ve tribünleri ile haftanın maçı listesinde zirveyi İBB – Trabzonspor maçına verdik..
Haftanın Takımı
Trabzonspor (Eskişehirspor, Ankaragücü, Gençlerbirliği)
Tek bir takım seçmek diğerlerine haksızlık olacaktı.. Ligin ilk yarısını önde kapatan Trabzonspor haftanın takımı olmayı en baştan hak etti.. Ancak Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ı aynı haftada deviren 3 Anadolu ekibini de unutmamalıydık..
Haftanın Futbolcusu
Sestak - Ankaragücü
Tak, tak, tak.. Kim O? Sestak.. Ankaragücü’nde 7 hafta sonra galibiyetin kapısını aralayan Sestak, Fenerbahçe’yi tek başına yıkan adam oldu, bu unvanı hak etti.
Haftanın "Kare As"ı
Sestak (Ankaragücü),
Tello (Eskişehirspor),
Burak (Trabzonspor),
Hurşut (Gençlerbirliği)
Haftanın Teknik Direktörü
Ümit Özat (Ankaragücü)
Haftanın Golü
Cesar (Gaziantepspor)
Haftanın Olayı
Bu hafta da tek bir olay seçemedik, hiçbirini es geçmek olmazdı, biz de 3 kategoriye ayırdık haftanın olaylarını..
Hüzün: Ali Sami Yen’e buruk veda
Neşe: 60 bin Trabzonsporlu’ya karşı deplasmanda gibi oynayan İBB taraftarlarının açtığı “Bize her yer deplasman” pankartı..
Tartışma: Bursaspor- Kasımpaşa maçında karlı zeminde sarı topla mücadele edilmesi, Bursaspor’un beyaz formayla sahada kalması.
>> Haftanın sonuçları:
10 Aralık 2010 Cuma:
Eskişehirspor 2 - 0 Beşiktaş
11 Aralık 2010 Cumartesi:
Kardemir Karabükspor 2 - 0 Medical Park Antalyaspor
Bucaspor 1 - 1 Manisaspor
Galatasaray 0 - 2 Gençlerbirliği
12 Aralık 2010 Pazar:
Sivasspor 1 - 0 Konyaspor
İstanbul BŞB 1 - 3 Trabzonspor
Gaziantepspor 2 - 0 Kayserispor
MKE Ankaragücü 2 - 1 Fenerbahçe
13 Aralık 2010 Pazartesi:
Bursaspor 2 - 1 Kasımpaşa
>> Gelecek hafta programı:
17 Aralık 2010 Cuma:
20.00 Trabzonspor - Kardemir Karabükspor
18 Aralık 2010 Cumartesi:
14.00 Kayserispor - Bucaspor
16.00 Gençlerbirliği - Bursaspor
17.00 Medical Park Antalyaspor - MKE Ankaragücü
19.00 Fenerbahçe - Sivasspor
19 Aralık 2010 Pazar:
14.00 Manisaspor - İstanbul BŞB
16.00 Konyaspor - Galatasaray
17.00 Kasımpaşa - Eskişehirspor
19.00 Beşiktaş - Gaziantepspor