Geziye giden arkadaşların başına gelen sıradışı olay!

Bundan beş yıl önce okulun bittiği gün arkadaşlarla toplanıp piknik yapmak istedik.Oldukça kalabalık bir gurup sabahın erken saatlerinde toplanıp Amasya’yı tüm güzelliğiyle gösteren ve sanki o bölgeyi bir çember içinde çevreleyen tepeye çıktık. Her şey mükemmeldi yenilen öğle yemeğinden sonra birkaç arkadaş çevredeki tarihi harabeleri gezmek için guruptan ayrıldık.

Eski bir yapının önüne geldiğimizde arkadaşlarla tartışmaya başladık bu büyük bir bölümü yıkılmış yer hakkındaki düşüncelerimiz farklı idi.Bir kısmı eski bir han diğer bir kısmı ise sütunlara bakarak buranın dini törenlerin yapıldığı bir yer olduğunu savunuyordu.İçeri girmeye kara verdik.Biraz ilerlediğimizde bazı dehliz girişlerini gördük Cesaretli birkaç arkadaşlarla dehlize girerek diğer guruptan ayrıldık.Hepimiz garip bir duyguya kapılmıştık.Konuşmak değil nefes bile alamıyorduk.Garip bir etki alanına girmiştik.Dehliz garip bir odaya açılıyordu taş masa kalıntıları ve ortada çok büyük bir alan vardı bu alanın her iki ucu taş kapı şeklinde birleşiyordu kapıların neye açıldığını merak ederek yaklaştık ama kapılar sanki dehlizin duvarlarına yapışmıştı açmak imkansızdı.Çok serin ve kasvetli olan bu yerde daha fazla durmak istemedik.Dışarı çıktığımızda arkadaşlarımızın bizi çok merak ettiğini gördük biz farkında olmasak da uzun bir süre içeride kalmıştık.Akşam üzeri dönmek için toplanırken kız arkadaşım bel çantasını dehlizde unuttuğunu söyleyince oraya tekrar dönmek fikri bana çok cazip gelmese de başka çarem yoktu.İki cesaretli arkadaşımdan rica ederek tekrar yıkıntılardaki dehlize girdik.Kız arkadaşım elindeki küçük radyoyu sonuna kadar açarak popüler bir şarkıya bağıra çağıra eşlik ediyordu.Korkudan böyle bir şey yaptığını bildiğim halde sanki orada birileri varda ve onlara saygısızlık ediyormuşuz gibi bir düşünceye kapılarak radyoyu kapattırdım.Bize çok uzun gibi gelen beş on dakika içinde tekrar dehlizin içinde sürünerek büyük taş odaya ulaştık.Kırık taş masanın üzerindeki bel çantasına uzandığımda birden hayat durmuşçasına yada farklı bir ortamın içine girmişçesine etrafımızın gümüş rengi bir sis bulutu daha doğrusu gümüş rengi garip bir ışıkla çevrildiğini gördük. Birden sağ taraftaki taş kapının içinden başlarında sarıklar üzerlerinde uzun elbiselerle iki şer sıra halinde her hallerinden keşiş yada dinsel misyonu olduğu çok açık şekilde belli olan sekiz ,on kinin ağır ,ağır ilerleyerek ve dudaklarını dua okurcasına kıpırdatarak yürüdüklerini gördük.Bir kaç dakika yada bir dakika içinde sol taraftaki kapının içinden geçerek yok oldular.O anda yaşam sanki yeniden başlamıştı.Kafamı arkadaşlarıma çevirdiğimde hepsinin yüzlerinde dehşet yanaklarında ise göz yaşı gördüm.Çantayı almak için uzandığımda ayaklarıma sanki tonlarca taş bağlanmıştı.Çok zor hareket ederek arkadaşlarımın yanına doğru yürüdüm ve hızlı bir şekilde orayı terk etmek için tekrar dehlizin içinde sürünmeye başladık.Dışarı çıktığımızda hiç kimsenin ağzını açacak kuvveti kalmamıştı.Günler boyunca süren araştırmalarımız sonucu o yerin çok eski tarihlere ait bir ibadethane olduğunu öğrendik.Bulduğumuz bilgiler ışığında şunu anladık ki bizler dört arkadaş bir zaman kayması yaşamıştık.Geriye doğru yaşanan bu zaman kayması bize hayatın sonsuz olduğunu çok net anlatmıştı. Yaşanmış doğaüstü olaylarda neyin gerçek olduğunu bilme şansımız elbetteki mümkün değil.Dünya belki de düşündüğümüz yada bildiğimiz den farklı bir işleyiş içinde dönüyor.Hangi güç hangi şartlar beni çözümlenemeyen bir vizyonun içine aldı.. Bunun cevabını veremesem de Yaşanmış sıra dışı bir deneğim yaşadığımızı biliyorum….

saoL

sende sagol

Öff yA gecen,in 3 ünde okudum keşke okumasaydım .
ama paylaşım için saoL
nu sende travma yarattımı

Okumayı Niçin Sevmiyonuz Siz Yaa

way be eski zamana da GidebiLmişLeR OLaqaN üsTü.......