5
EXE RANK
AEROPOSTALE.`
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 18 Ara 2009
- Mesajlar
- 5,401
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
Merhaba arkadaşlar,
bilim konusunda, bilimin inanmamak olduğunu hepiniz bilirsiniz. işte bu inanmamayı size fizikte ve kimyada sunacağım, siz bana inanarak bilimde inanmamayı tekrarlayacaksınız
Öncelikle tanıtayım,
kimya için atomdaki yanlış anlatımı
fizik için gerçekte dokunmak nedir bunu anlatacağım.
atom,
atomu hepiniz biliyorsunuz çevresinde elektronlar gezen, çekirdeğinde proton ve nötron bulunan maddenin en küçük yapı taşı. ayrıca bu yapı taşında bulunan özellik ise,
protonlar (+) yani pozitif, elektronlar (-) yani negatif değerliktedirler.
bu zıt değerler birbirini çeker ve atomda elektronlar ile protonlar bir arada durur.
Şimdi eğer böyle olsaydı;
1) elektronların hareketi manasız olurdu.
2) çekirdek denen yapıda elektron bulunurdu veya çekirdekte sadece nötron bulunur elektronlarla protonlar dışarıda bulunurdu
3) metal gibi başlı başına bir bilim olan dallar manasız olurdu
4) hiçbir bağ oluşmazdı.
hal öyle ki elektronlar hareket ediyor, moleküler yapıda her atom etkileşim içinde, hatta bu bazen iyon havuzu ismini bile alıyor. üstelik bu yapı ayrı duruyor.
kiminiz ne diyeceğimi anlamıştır, bu proton ve elektronu birbirinden uzak biçimde etkileştiren 3. bir yük var. bu yük Nükleer enerji olarak bilinen atomun kendi içimdeki tutum gücüdür. Nasıl?
Atomlar içinde bulunan protonların hepsi artı yüklüdür. Bu artı yükler zaten birbirlerini itmektedir. peki nasıl oluyorda aralarında boşluk olmadan durmayı başarıyorlar?
yine elektronlar çekirdeğe yaklaşmıyorda çevresinde salınım hareketi yapıyor. Bunun anlamı nedir?
Aynı şekilde elektronlar protonların aksine birbirini ve moleküler yapıda bağlarda yine birbirlerini nasıl itiyor ?
işte bunlara sebep tamamen o enerjidir. Öylesine büyüktür ki protonları bir arada tutar, dahası dışarıdaki elektronun yaklaşmasını önleyerek dünyayı oluşturur. Ve yine dahası bu elektronlara zıt kuvvet uygulayarak protonların çekim kuvvetini merkez kaç kuvvetin döndürür.
Özeteyelim. Tüm atomlarda bulunan bu enerji temelde protonları merkezde tutar. Ayrıca elektronları iter ve salınım hareketi yapmaya zorlar. Bu enerji kısmen negatif gibi davranır ama nötronlar vermediği için tamamen atomda saklı bir soyut enerjidir.
bu enerji elektronları sabit bir yörüngede itmeye zorlar. bu yörüngelerde elektronların sabit dönmesinden ötürü ortaya çıkmış aslında olmayan şeylerdir. çekirdeğe daha yakına getirmek için enerjinin kat ve kat fazla olması gerekir. İşte bu enerjide ışıktan ibarettir. Yani enerji ışık olarak çevremize yansır. Tıpkı einstein in E=mc2 formülündeki düşünce gibi. einstein in açıkladığı bu durum atom bombasının yapımına sebep bile olmuş olsa, bu ışık/ışıma/spektrum/foton ( birçok ismi ve dalı vardır) hayatın temelidir.
yine bir yanlışı düzelten fizik bilimidir. Bu bilimde atomların dışındaki elektronların negatif yükünün birbirini itmesi temeldir. Öyle ki biz asla bir maddeye dokunamayız. Veya hiçbirşey aslında gerçek temas halinde değildir. Tek temas bu elektronların aynı yükte olduğu için zıt yönde hareketidir.
Elimizi masaya veya duvara koyduğumuzda temas halinde olduğumuzu var sayalım. Yine bu teması atomlar yapsaydı o atomun aşındırarak kısa sürede delip geçmesi gerekirdi. Bunun olmamasını sağlayan bu durum çok açıktır ve gözle görülebilir. İnkÂr da edilemez.
Yine bir kitabı masa üzerine bıraktığımızda yer çekimi etkisi ile o cisimin delip geçmesi gerekirdi. Ancak geçmiyor ise yine sebebi bu etkidir. İnanması güç ama bu sebepten ötürü çoğu kez sineği elimizle vuramayız...
Fizikte ve kimyada en azından bu kadar bilinmesi gereken iki ilişkili konu yaşamı oluşturur. Bu durumu ilk fark eden dalton, geliştiren faraday sonlandıran einstein, kötüye kullanan ise amerika olmuştur. Siyaseti sevmem ama en çok nükleer enerjiyi kullananda yine amerikadır. kendi savaş gemilerinde 22 yıl yakıt nakli yaptırmıcak kadar yeterli olan nükleer enerjiyi kullanırlar.
arkadaşımın laptoptayım zor yazıyorm eğer eve gidersem tatilde einstein in E=mc2 ile atom bombası arasındaki mantığı daha iyi açıklarım. Enerjinin ne olduğunu da yine o şekilde çok daha iyi anlayacaksınız.
bilim konusunda, bilimin inanmamak olduğunu hepiniz bilirsiniz. işte bu inanmamayı size fizikte ve kimyada sunacağım, siz bana inanarak bilimde inanmamayı tekrarlayacaksınız
Öncelikle tanıtayım,
kimya için atomdaki yanlış anlatımı
fizik için gerçekte dokunmak nedir bunu anlatacağım.
atom,
atomu hepiniz biliyorsunuz çevresinde elektronlar gezen, çekirdeğinde proton ve nötron bulunan maddenin en küçük yapı taşı. ayrıca bu yapı taşında bulunan özellik ise,
protonlar (+) yani pozitif, elektronlar (-) yani negatif değerliktedirler.
bu zıt değerler birbirini çeker ve atomda elektronlar ile protonlar bir arada durur.
Şimdi eğer böyle olsaydı;
1) elektronların hareketi manasız olurdu.
2) çekirdek denen yapıda elektron bulunurdu veya çekirdekte sadece nötron bulunur elektronlarla protonlar dışarıda bulunurdu
3) metal gibi başlı başına bir bilim olan dallar manasız olurdu
4) hiçbir bağ oluşmazdı.
hal öyle ki elektronlar hareket ediyor, moleküler yapıda her atom etkileşim içinde, hatta bu bazen iyon havuzu ismini bile alıyor. üstelik bu yapı ayrı duruyor.
kiminiz ne diyeceğimi anlamıştır, bu proton ve elektronu birbirinden uzak biçimde etkileştiren 3. bir yük var. bu yük Nükleer enerji olarak bilinen atomun kendi içimdeki tutum gücüdür. Nasıl?
Atomlar içinde bulunan protonların hepsi artı yüklüdür. Bu artı yükler zaten birbirlerini itmektedir. peki nasıl oluyorda aralarında boşluk olmadan durmayı başarıyorlar?
yine elektronlar çekirdeğe yaklaşmıyorda çevresinde salınım hareketi yapıyor. Bunun anlamı nedir?
Aynı şekilde elektronlar protonların aksine birbirini ve moleküler yapıda bağlarda yine birbirlerini nasıl itiyor ?
işte bunlara sebep tamamen o enerjidir. Öylesine büyüktür ki protonları bir arada tutar, dahası dışarıdaki elektronun yaklaşmasını önleyerek dünyayı oluşturur. Ve yine dahası bu elektronlara zıt kuvvet uygulayarak protonların çekim kuvvetini merkez kaç kuvvetin döndürür.
Özeteyelim. Tüm atomlarda bulunan bu enerji temelde protonları merkezde tutar. Ayrıca elektronları iter ve salınım hareketi yapmaya zorlar. Bu enerji kısmen negatif gibi davranır ama nötronlar vermediği için tamamen atomda saklı bir soyut enerjidir.
bu enerji elektronları sabit bir yörüngede itmeye zorlar. bu yörüngelerde elektronların sabit dönmesinden ötürü ortaya çıkmış aslında olmayan şeylerdir. çekirdeğe daha yakına getirmek için enerjinin kat ve kat fazla olması gerekir. İşte bu enerjide ışıktan ibarettir. Yani enerji ışık olarak çevremize yansır. Tıpkı einstein in E=mc2 formülündeki düşünce gibi. einstein in açıkladığı bu durum atom bombasının yapımına sebep bile olmuş olsa, bu ışık/ışıma/spektrum/foton ( birçok ismi ve dalı vardır) hayatın temelidir.
yine bir yanlışı düzelten fizik bilimidir. Bu bilimde atomların dışındaki elektronların negatif yükünün birbirini itmesi temeldir. Öyle ki biz asla bir maddeye dokunamayız. Veya hiçbirşey aslında gerçek temas halinde değildir. Tek temas bu elektronların aynı yükte olduğu için zıt yönde hareketidir.
Elimizi masaya veya duvara koyduğumuzda temas halinde olduğumuzu var sayalım. Yine bu teması atomlar yapsaydı o atomun aşındırarak kısa sürede delip geçmesi gerekirdi. Bunun olmamasını sağlayan bu durum çok açıktır ve gözle görülebilir. İnkÂr da edilemez.
Yine bir kitabı masa üzerine bıraktığımızda yer çekimi etkisi ile o cisimin delip geçmesi gerekirdi. Ancak geçmiyor ise yine sebebi bu etkidir. İnanması güç ama bu sebepten ötürü çoğu kez sineği elimizle vuramayız...
Fizikte ve kimyada en azından bu kadar bilinmesi gereken iki ilişkili konu yaşamı oluşturur. Bu durumu ilk fark eden dalton, geliştiren faraday sonlandıran einstein, kötüye kullanan ise amerika olmuştur. Siyaseti sevmem ama en çok nükleer enerjiyi kullananda yine amerikadır. kendi savaş gemilerinde 22 yıl yakıt nakli yaptırmıcak kadar yeterli olan nükleer enerjiyi kullanırlar.
arkadaşımın laptoptayım zor yazıyorm eğer eve gidersem tatilde einstein in E=mc2 ile atom bombası arasındaki mantığı daha iyi açıklarım. Enerjinin ne olduğunu da yine o şekilde çok daha iyi anlayacaksınız.