Dini değiştirmek

20
EXE RANK

`korkunc` `FENA`

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
6 Kas 2010
Mesajlar
28,252
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
`korkunc` `FENA`
Dini değiştirmek
Mecelle’nin Dürer-ül-hükkam şerhinde (Zamanın değişmesi ile, örf ve âdete dayanan hükümler değişebilir. Nassa dayanan hükümler zamanla değişmez) deniyor.

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Bazıları, yapacakları değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannediyorlar. Ortaya bid’atler çıkarıyorlar. Bid’atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değildir. Kâmildir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bugün sizin için dininizi ikmal eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum.)[Maide 3]

Dini noksan sanıp, tamamlamaya [asra göre, çağdaş tefsir yazmaya] çalışmak bu âyet-i kerimeye inanmamak olur. (1/260)

Allahü teâlâ ve Onun Resulü Muhammed aleyhisselam, kıyamete kadar hayat şekillerinde ve fen vasıtalarında yapılacak değişikliklerin, yeniliklerin hepsine şamil olan hükümleri bildirdiler. Müctehidler de bunların hepsini açıkladılar. Sonra gelen müceddid âlimler, bu hükümlerin yeni olaylara nasıl tatbik edileceklerini, tefsir ve fıkıh kitaplarında bildirdiler.

Tefsir akla değil, nakle dayanır
Sual: Kur’an-ı kerimin manasını Muhammed aleyhisselamdan başkası anlayamaz mı?
CEVAP
Kur’an-ı kerimin manasını tam olarak yalnız Muhammed aleyhisselam anlamıştır. Ondan başka hiç kimse tam anlayamaz. Eshab-ı kiram, ana dili olarak Arabi bildikleri, edib ve beliğ oldukları halde, bazı âyetleri anlayamaz, Peygamber efendimize sorarlardı. Resulullahın Kur’an-ı kerimin tefsirini Eshabına bildirdiğini imam-ı Süyuti haber vermektedir. (Hadika)

Tefsir, akılla yapılmaz. Eshab-ı kiramın bildirdiğinden başka türlü söyleyenler, dalalete, hatta küfre düşer. Tefsir nakle dayanır.

Muhammed Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Kemalatın, üstünlüklerin ve olgunlukların her çeşidi nübüvvet kaynağından ve ışığından alınmıştır. Fakat herkes bu kaynaktan istidadı kadar ve kabiliyeti nispetinde istifade eder.

Resulullah, Hak âşıklarının istidatlarına uygun olarak, onların ruhlarına manevi sırlar bildirir, feyz ve marifetleri ulaştırır ve yansıtırdı. Hadis-i şerifte, (İnsanlarla akıllarının seviyesine göre konuşunuz)buyuruldu.

Bir gün Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e derin, ince marifetleri, onun seviyesine göre anlatıyordu. Yanlarına Hazret-i Ömer gelince, konuşma üslubunu onun da anlayacağı şekilde değiştirdi. Yanlarına Hazret-i Osman gelince, yine konuşma üslubunu değiştirdi. Oraya Hazret-i Ali de gelince konuşmasını, hepsinin anlayacağı şekilde değiştirdi. Peygamber efendimizin her defasında konuşma üslubunu değiştirmesi, oraya gelen zatların yaratılış ve istidatlarının farklı oluşlarından meydana gelmiştir. (1/59)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Biz Peygamberler, herkese, seviyesine göre muamele yapmak ve anlayabileceği şekilde hitap etmekle emrolunduk.) [İ. Gazali]

(Aklın almayacağı şeyi söylemek, fitne olur.) [İbni Asakir]

Hazret-i Ali, göğsünü işaret edip, (Burada istediğiniz kadar bilgi vardır. Ancak bunu taşıyabilecek birisi olsa, hepsini ona anlatırım) buyurdu. Adamın biri bir âlime ince bir mesele sordu. Âlim cevap vermeyince, o kimse dedi ki:
— Sen, (İlmini gizleyene Allahü teâlâ ateşten gem vurur) hadis-i şerifini bilmiyor musun?
— Eğer anlattıklarımı anlayabilecek bir kimse sorar da söylemezsem, o zaman bana gem vurulur. Kur’an-ı kerimde, (Sefihlere, akılsızlara malınızı vermeyin) buyuruluyor. Mal verilmezse, ilim hiç verilmez. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi fitneye sebep olur. (İhya)
 
Geri
Üst