Çin Geleneklerindeki "Vahşet Sahneleri"

5
EXE RANK

AEROPOSTALE.`

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
18 Ara 2009
Mesajlar
5,401
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
AEROPOSTALE.`
Kitap boyunca Uzak Doğu dinlerine ait birçok sapkın geleneği, batıl uygulamayı inceledik. Örneğin Hindu geleneklerinin kadınları yakmayı, kız çocuklarını diri diri gömmeyi teşvik ettiğini gördük. Ancak Uzak doğu dinleri bu saydıklarımızdan çok daha kapsamlı şiddet sahneleri içermektedir. Bunlardan biri de Çin'in Phuket bölgesindeki "Vejeteryan Festivali" sırasında yaşananlardır.

5ii.jpg


9. yüzyılın başlarından bu yana her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen bu garip festivalin amacı Çinlilerin sözde ilahlarına saygı göstermeleridir. Bu saçma "saygı" gösterileri ise, insanın bakmakta dahi zorlandığı korkunç uygulamalar içermektedir. Festivalin adının "vejeteryan bayramı" olmasının nedeni 9 gün boyunca et ve ürünlerinin yenmemesi, sadece sebze ve meyve yenmesidir. Çinliler bu şekilde ruhlarının ve vücutlarının kötülüklerden temizleneceği yönünde batıl bir inanca sahiptirler.

Festival boyunca, "vücutlarına hayali tanrılarının girdiği" aldatmacasına başvuran kişiler yanaklarında, dillerinde ya da vücutlarının çeşitli bölümlerinde delikler açarlar. Daha sonra bu deliklere bıçaklar, sopa, çeşitli metaller, ağaç dalları, maketler gibi çeşitli objeler sokarlar. Herkesin yüzü kan içinde kalır. Sapkın geleneklerine körü körüne bağlanmış Çin halkı ise bu vahşi ritüeli büyük bir hayranlıkla izler. Bu kişiler sokaklarda dolaşır, halkın ikram ettiği yiyecekleri yerler. Çinlilerin saçma inanışlarına göre bu kişilere dokunan kişiler iyileşir, pozitif enerji alır. "Trans" halindeki bu kişiler kendilerinden geçerek garip danslar yapar, ateşte yürür, keskin kılıçlardan yapılmış uzun bir merdivenden çıkar, kızgın yağları üzerlerine döker, tam 9 gün boyunca kendilerine çeşitli işkenceler yaparlar. Bu işkenceleri ise sözde tanrıları için yaptıklarını, bu şekilde ruhlarını ve bedenlerini temizlediklerini söylerler.


Bu insanlar yanağına demir geçirerek ruhunu arındıracağını iddia edecek kadar akıl ve mantıktan yoksundurlar. Oysa insan ruhu ancak Allah korkusunun getirdiği irade ile, güzel ahlakla ve derin imanla kötülüklerden uzaklaşıp temiz bir vicdana ulaşabilir. Aksi yöndeki batıl inanışlar ise Allah'a iman etmeyen insanların karanlık ruh hallerinin doğal bir sonucudur. Çünkü Allah'tan korkmayan bir insan için sapkınlıkta bir sınır yoktur. Böyle bir kişi dünya hayatında yaptıklarından dolayı hesap vermeyeceğini düşündüğü için kendine ve çevresindeki kişilere eziyeti, cinayeti, vahşeti ve şiddeti makul görür.

Kitabın önceki bölümlerinde de gördüğümüz gibi bu kişiler için günah ve suç kavramı yoktur. Bu nedenle de sapkın geleneklerinin emrettiği her batıl inanışı doğru olarak kabul eder ve gözü kapalı bir şekilde uygularlar. Oysa batıl bir hayata saplanan bu kişiler bilmelidirler ki, insan başıboş değildir. Tüm yaptıklarından sorumludur ve yaptığı her hareketten, söylediği her sözden mutlaka Allah katında hesaba çekilecektir. Rabbimiz Kıyamet Suresi'nde "İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor?" şeklinde buyurmuştur.
 
Geri
Üst