bin hüzünlü aşk

8
EXE RANK

~ Paa$aaLiii *

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
8,843
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Web sitesi
pasali7.wordpress.com
~ Paa$aaLiii *
Onun, gizliden gizliye ruhunu yiyip bitiren öfkeli, sessiz çığlığıyla
yankılanan o zifiri gözlerine bırakıyorum kendimi.

Ben, Ahtamara.

‘Kirli yüzlü melekler’le düşüp kalkan, kentin en
akıl almaz yerlerine girip çıkan Ahtamara.

Aslında hiçbir zaman var olmamış ve gerçekte hiçbir vakit yaşamamış
birisi.



Beni arayan bir kızı arıyorum; beni arama serüvenini, kendini arama
serüvenine dönüştüren bir kızı…

Aslında hiç olmamış ve hiç yaşamamış birisi olarak,
‘yokluğu’ arayış serüvenini
‘varlığa’ dönüştüren ya da
‘varlığı’ ‘yokluk’ta arayan
bir kızı arıyorum.

Ve onun, o kahverengi saçlarına düşürdüğü o kapkara yalnızlığının
ardından gidiyorum; endişeli bekleyişlerin gölgelediği uçsuz bucaksız
hayalleri ve durmaksızın içini kemiren umarsız isyanının ardından.



Ben, Ahtamara.

Onun sadık bir gölgesi olan Ahtamara.

Beni sur diplerinde, köprü altlarında, kuzguni gecelerde kuzguni
geceler gibi güzel gözleriyle arayan bir kızı arıyorum; beni çamurlu
virane sokaklarda, karanlık izbe yollarda karanlık yüzlü adamlar
arasında, kalbindeki ‘bin hüzünlü bir haz’zın
ağusuyla arayan bir kızı...

Ve onun sadık bir gölgesi olarak, soğumaya yüz tutmuş tutkular ve
korkularla çevrelenmiş dudaklarından yansıyan o kırılgan gülüşünün
ardından gidiyorum.



Adım, Ahtamara.

İçinde ‘binlerce hüznü barındıran bir aşk’la, onca
tahribat ve onca yıkımı taşımaktan yorulmuş ruhumu -aklımı başımdan
alacak bir tek gülüşü ve bütün ağrılarımı unutturacak bir tek bakışı
için- şeytana satmaya dünden razı olmuş birisi.

Aslında hiç yaşamamış; hiçbir yerde bulunmamış, hiçbir şeyi ve hiç
kimseyi aramamış birisi...

Onu arıyorum.

Ve bütün melankolik hallerimi bir kenara bırakıp, onun kederlerinden
kendi kederlerime doğru akabilecek sonsuz ve upuzun bir yolculuğa
çıkıyorum.



Onun, taştan duvarlarla örülmüş yüreğine hapsolan ve alttan alta,
dalga dalga yayılıp sadece kendi duvarlarına çarpabilen ıslak, nemli
soluğuna bırakıyorum sesimi.

Benim gibi ‘kirli yüzlü melekler’le düşüp kalkmış,
kentin en akıl almaz yerlerine girip çıkmış o kızı arıyorum; ruhunda
‘binlerce hüznü barındıran haz’ları,
‘binlerce hüznü barındıran aşk’lar gibi taşıyan o
kızı...



Ben, Ahtamara...

Aslında hiç yaşamamış ve gerçekte hiç var olmamış birisi…

Ve onun ardından gidiyorum; o olmazsa ben de olmam, biliyorum; aslında
hiçbir zaman var olmamış ve yaşamamış o kızın ardından…

Adım, Ahtamara...
 
Geri
Üst