Bilecik - Tarihi

7
EXE RANK

-тнє αLуx-

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
21 Tem 2009
Mesajlar
7,782
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.netbilgini.com
-тнє αLуx-
Bilecik - Tarihi

Bilecik'in belgelere göre bilinen tarihi milattan önce 1950'li yıllarda yaşamış olan Trakya kavimlerinden "Thynler"le başlar. Tarihte pek çok uygarlıklara sahne olan yöre, daha sonra Mısırlılar, Hititliler, Frigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Bitinya Krallığı ve Roma imparatorluğu'nun geçiş dönemini yaşamıştır.

Doğu Roma Döneminde BELEKOMA adıyla bilinen şehir bir Tekfurluk idi. Tekfur denilen beyler yönetiminde kentin çevresi kaleyle korunurdu. Eski Bilecik Vadisinde bulunan ünlü Belekoma Kalesinin bugün ancak temelleri ayakta kalabilmiştir.

Bilecik, Kayı Boyu'nun Orta Asya'dan 400 çadırla gelip kök saldığı, yurt edinip yerleştiği ve Söğüt'te Osmanlı Devleti'ni kurdukları yerdir. Yine büyük önder Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nda "Siz orada yalnız düşmanı değil, Türk milletinin makus talihini de yendiniz" dediği yerdir Bilecik. Bu özellikleri ile de kuruluş ve kurtuluş anılarını ve izlerini taşır.

Ulu çınar ağaçlarının serin gölgesinde buz gibi yayık ayranını yudumlamak, bozulmamış, kirlenmemiş göletleriyle çamların kucaklaştığı huzuru hissetmek; üzerinde rengarenk çiçekleri, yüzlerce bitki türleri, berrak suları ve tertemiz havasıyla yaylaların kekik kokusunu teneffüs etmek, cıvıl cıvıl kuş seslerinin yankılandığı dağlarda dolaşmak ister misiniz?.

Mermeri, fayansı, ayvası, narı, kirazı, üzümü ve hünerli ellerin işlediği turistik el sanatı ürünleri ile de ünlü ilimizin konukseverliği sizleri bekliyor.


Yerel Mimari

Bilecik'te yapılmış eski evler birbirinin güneşini, havasını ve görünüşünü kesmeyecek biçimde yapılmış; kırmızı kiremitli, ahşap tavanlı, genellikle beyaz badanalı ve çatıları birbirine değen evlerden oluşurdu.

Özellikleri itibariyle iki, üç katlı yapılmış olan bu evlerde yakın bir tarihe kadar inşaat malzemesi olarak ker*** ve ağaç kullanılmaktaydı. Evlerin alt katları hizmet bölümleri, ara katlar asıl yaşama odaları veya ipek böcekçiliği için ayrılmıştır. Cumbalı yapılar da ahşap ve taş uyumlu olarak kullanılıyordu.

İlimizde özellikle Osmaneli İlçe merkezinde Osmanlı dönemine ait sivil mimarlık örnekleri halen mevcuttur.

Daha sonra yapılmış yapıların ise yapı tekniği tamamen ahşap özellik göstermektedir. Her biri zarif görünüşlü motifli süslemelerle bezenmiştir.

İlin sahip olduğu tarihi-kültürel değerlerin birçoğu Türk Sanat tarihinin ilk dönem Osmanlı mimarlık eserlerinin bulunduğu çağa aittir. Camiler genellikle taş temelden, kare plan üzerine kubbeli, bir kısmı tamamen taştan sade özellikte yapılmıştır. yine kubbeli özellikte yapılmış hamamlar ise soğuktan sıcağa doğru ilerleyen bölümler halindedir.

Türbelerin inşasında kesme taşlar kullanıldığı gibi tuğla da kullanılmış ve üzeri kubbe ile örtülmüştür. Kesme taş ve tuğlanın da kullanılarak yapıldığı kervansaraylar ise dikdörtgen plana sahip ve kapı üzerleri kemerlidir.

Ayrıca; köprüler taştan yapılmış, çeşmeler neo-klasik yapıda , surlar Roma ve Bizans dönemine ait özellikte, kilise antik ve Bizans sanatları karışımı üslupta yapılmıştır.

Söğüt Ertuğrulgazi Müzesi

Söğüt İlçe Merkezinde Eski Türk evi mimarisiyle restore edilerek 2001 yılında hizmete açılan Müze’de Söğüt ve civarı ile yakın çevrede yaşayan yörüklere ait etnografik eserler ve eşyalar sergilenmektedir.

Müze'de sancak, eski giyim ve kuşamlar, el dokuması kilim ve halılar, silahlar, ölçü ve tartı aletleri, peşkir ve para keseleri; Arkeolojik eserler (Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerine ait sikkeler, Roma dönemine ait toprak kaplar) mevcuttur.

Şeyh Edebalı Türbesi

Edebalı, 1208 yılında Horasan’ın Merv şehrinde doğmuştur. Osman Gazi'nin kayınpederi ve Anadolu'nun ilk Ahi Şeyhlerindendir. çocukluğunu Horasan'da geçiren Edebalı, tahsilini Şam'da tamamlayarak devrin büyük bilginlerinden ders almış ve Eskişehir'in İtburnu Köyüne yerleşmiştir.
Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi, kuruluş döneminde ahilerden ve özellikle Ahi Şeyhi olan Edebalı'dan büyük yardım görmüşlerdi.

Osman Bey, Söğüt'teki tanışmasından sonra (1281) sık sık Şeyh Edebalı'nın Eskişehir'deki dergahını ziyaret ederek onun görüşlerinden faydalanmıştır. Edebalı Bilecik'in fethinden sonra da Bilecik Kadılığına tayin edilmiştir.

Şeyh Edebalı at sırtında gezen, yayla ve otlaklarda dolaşan Kayı Aşiretini bir hamur gibi yoğurmuş, onların yerleşik hayata geçmelerinde önemli rolü olmuştur. Devlet yapısının kurulmasında büyük hizmetler veren ve yardım eden, bu bakımdan Osmanlı Devleti;nin ;Manevi Lideri; olarak bilinen Edebalı, 1328 yılında 120 yaşında vefat etmiştir. Edebalı;nın bazı uyarı ve sözleri şunlardır:

Toprağa bağlanınız. Suyu israf etmeyiniz. Veriniz; elleriniz yumuk kalmasın. İlim sahiplerini koruyunuz. Ağaç dikiniz.....

Türbe, Orhan Gazi tarafından, Eski Bilecik şehrinin kurulduğu vadinin sırtında küçük bir tepe üstüne yaptırılmıştır. Eskiden kubbeli olan fakat Yunanlıların yaptıkları saldırılarla tahrip edilen türbenin üzerine kiremit çatı örtülmüştür. Bir salon ve iki ayrı odadan ibaret olan türbede, büyük oda mihraplı bir mescit, diğer yandaki oda ise sohbethane ve misafirhane olarak kullanılmaktaydı.

Şeyh Edebalı ve yakınlarının bulunduğu kısımda, tavanı kubbeli bölüm dikdörtgen biçiminde olup burada yedi büyük, dört küçük sanduka bulunmaktadır.
 
Geri
Üst