Atlantis Yecüc-Mecüc Uygarlığı mı?

7
EXE RANK

-тнє αLуx-

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
21 Tem 2009
Mesajlar
7,782
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.netbilgini.com
-тнє αLуx-
Atlantis Yecüc-Mecüc Uygarlığı mı?
Atlantis ve Atlantislileri Kur’an-ı Kerim’de geçen Zülkarneyn kıssasıyla da ilişkili görülenler de yok değil. Araştırmacı-yazar Orhan Baytan “Geleceğin Tarihi-3” adlı kitabında şunları söylüyordu:

“Dünya esrarengiz tarihi kalıntılarla doludur. Fakat ben yine de onların Yecüc-Mecüc uygarlığı olabileceğine inanmıyorum. O Yecüc-Mecüc uygarlığı öyle bir uygarlık olmalıdır ki, artık izi bile kalmamış olmalıdır. İnka, Maya veya Mısır gibi uygarlıkların ise günümüze uzanmış izleri belirgin bir şekilde vardır. Oysa onlardan da eski uygarlıklar söz konusudur. Zaten İknaların Tiahuanko’ya geldiklerinde orada eski bir medeniyetin kalıntılarını buldukları biliniyor. Yine aynı şekilde Mayaların da kendi uygarlıklarını meçhul bir uygarlığın kalıntıları üzerinde kurdukları sanılıyor. Hatta Mayaların yerini alan Aztekler, İspanyol işgalcilere bu durumu anlatmışlar. Demek ki o kuşaktan da eski ve muhteşem bir uygarlık olması gerek Yecüc-Mecüc uygarlığının.

Bu tanımlamaya oldukça uygun düşen bir uygarlık var: Atlantis Uygarlığı!”

Araştırmacı-yazar Orhan Baytam’ın Atlantis ve Yecüc-Mecüc uygarlığı arasında ilişki kurduğu ayetler şöyle:

“Ey Rasulüm! Sana Zülkarneyn’den sorarlar. De ki: “Size ondan bir haber nakledeceğim.

Hakikat biz onu yeryüzünde pek güçlü kıldık ve ona her şeyden bir sebep verdik. O da bir yol tutup gitti. Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batarken buldu. Onun yanında bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: ‘Ey Zülkarneyn onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin’ dedik.

O şöyle dedi: ‘Haksızlık edeni cezalandıracağız; sonra o, Rabbine gönderilecek; sonra da ona korkunç bir azap uygulayacak’

İman edip de iyi davranan kimseye gelince, onun için de en güzel bir karşılık vardır. Ve buyruğumuzdan, ona kolay olanı söyleyeceğiz.

Sonra yine bir yol tuttu.

Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğru buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.

İşte böylece onunla ilgili her şeyden haberdardık.

Sonra yine bir yol tuttu.

Nihayet iki dağ arasında ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.

Dediler ki: ‘Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Yecüc ve Mecüc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?’

Dedi ki: ‘Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasında aşılmaz bir engel yapayım.’

‘Bana demir kütleleri getirin’ Nihaye dağın iki yanı arasını aynı seviyeye getirince (vadiyi doldurunca) ‘Üfleyin’ (körükleyin) dedi. Artık onu kor haline getirince ‘Getirin bana, üzerine erimiş bakır dökeyim’ dedi.

Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler. Zülkarneyn: ‘Bu Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vadi haktır.’ Dedi. (Kehf 83-98)
__________________
 
Ben Haz. İdris'e dedim ki, etrafımda dolanan bir ruh gördüm. Bana atalarımdan olduğunu belirterek ismini söyledi. Onun ölüm tarihini sordum, bana kırk bin sene önce olduğunu söyledi. Bizim inançlarda Adem'in ne zamanlar yaşadığını sordum. O da, `Hangi Adem'i soruyorsun, Yakın olan Adem mı?' diye sordu. Haz. İdris Buyurdu ki, `Doğrudur ...' "
İbn'ül Arabi, Fütühat-ı Mekkiyye (1)

Adem ve Ademoğulları
Adem, üç semavi din tarafından ilk insan olarak bilinir. Fars-Sanskrit kökeninde bulunan "adamas" sözcüğü Türkçe'de "adam", erkek olarak yerleşmiştir (2). Bu gösteriyor ki Adem sözcüğü oldukça yaygındır. İbranice'de "kızıl toprak" anl***** gelen Adem, ilk insanın Kızılderili olduğu kanısını uyandırmıştır. Ayrıca, Atlantaloglar arasında Atlantis'in toprağının verimli, voklanik ve demir oksitli oluşundan dolayı kırmızı renkte olduğunu düşünenler de var. Kızılderili, Amerika'nın keşfinden çok önce Grekler tarafından (Atlantisliler gibi) deniz ulusları olan Finikelilere ve Giritlilere denilirdi. Fenikeli (Phoinikia) Grekçe'de Kızılderili anl***** gelir. Ayrıca Mısırlılar kendilerinin aslen Kızılderili olduklarını söylerdi. Blavatsky'e göre, "Gizli Doktrin öğretir ki, Ad-i ilk konuşan insanlara verilen adını... Adam, Sanskritçe Ada-Nath'dır, ve Ad-İswara gibi ilk önder anl***** gelir. Aynı şekilde Ad (ilk)'le başlayan her hangi bir Sanskrit sözcük bu anlamı içerir" (3).
 
Geri
Üst