5
EXE RANK
AEROPOSTALE.`
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 18 Ara 2009
- Mesajlar
- 5,401
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32

ATATÜRK'ÜN AMACI: ULUSAL DİL VE TÜRKÇENİN BİLİM DİLİ OLMASI
Osmanlı aydınları arasında dil tartışmalarının giderek arttığı bir dönemde öğrenimini tamamlayan ve ulusal her konuyla yakından ilgilenip geleceğe dönük tasarımlarını olgunlaştıran Mustafa Kemal'in daha Birinci Dünya Savaşı yılarında Türkçe'nin özleşmesi sorununa eğildiğini görüyoruz. XVI. Kolordu Komutanı olarak Silvan'da bulunurken, anı defterine 10 Aralık 1916 günü için şunları yazmıştı:

''...Yemekten evvel Emin Bey'in Türkçe Şiirler'i ile Fikret'in Rübab-ı Şikeste'sinden aynı konuda bazı parçalarını okuyarak bir karşılaştırma yapmak istedim. İkisi de başka başka güzel. Ancak Türkçe olanda da, diğerinde de aynı derecede Arapça, Farsça sözcükler var. Başkalık, biri parmak hesabı, diğeri değil!''
Bu satırlar Atatürk'ün ''Ulusal Şair'' sanı verilen Mehmet Emin Yurdakul'un Türkçe Şiirler adını taşıyan şiirlerinde bile yer alan Arapça, Farsça sözcükleri fazla bulduğunu ve dolayısıyla daha o dönemde yazı dilimizde Türkçe sözcükler kullanılmasından yana olduğunu açıkça göstermektedir.
Atatürk, ortaokullarda ders kitabı olarak okutulmak amacıyla 1931 yılında Bn. Âfet (İnan) imzasıyla yazılan Vatandaş İçin Medeni Bilgiler kitabının ulus (millet) bölümünü doğrudan doğruya kendisi hazırlamış ve orada Türk ulusunu anlatırken:

''Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir'' tanımını yapmıştır.
Bundan sonra Türk ulusunu oluşturan ''6'' etken arasında ''Dil Birliği''nin de büyük rol oynadığını vurgulayan Atatürk, Türkçeyi nasıl değerlendirdiğini şöyle belirtmektedir:
''Türk ulusunun dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk ulusu için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk ulusunun geçirdiği bunca tehlikeli durumlarda, ahlâkının, geleneklerinin, anılarının, çıkarlarının, özetle, bugün kendi ulusallığını yapan her şeyin dili aracılığıyla korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk ulusunun kalbidir, belleğidir.'
Türk ulusunu ayırt edici nitelikler, özellikler arasında da dil öncelik taşımaktadır. Gerçekten de Atatürk, bu ulusçuluk tanımına uygun olarak dili ''ulusallığın en belirgin özelliklerinden biri olarak değerlendirmektedir:
''Türk demek dil demektir. Ulusallığın çok belirgin özelliklerinden birisi dildir. Türk ulusundanım diyen insanlar, her şeyden önce ve ne olursa olsun Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan, Türk ekinine, topluluğuna bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz.''
Kaynak; Atatürk Araştırma Merkezi Dergileri