Argo Sözlüğü

20
EXE RANK

OttoMaNs* ;яeiz

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
32,869
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web sitesi
www.netbilgini.com
OttoMaNs* ;яeiz
ARGO, Bir sosyal sınıfın, bir meslek grubunun ya da bir topluluğun üyelerinin kullandığı, genel dilin sözcüklerine yeni anlamlar yükleyerek ya da yeni sözcükler, deyimler katarak oluşturulan özel dil.
Bir toplumda geçerli genel dilden ayrı, ama ondan türemiş olan, yalnızca belli çevrelerce kullanılan, toplumun her kesimince anlaşılmayan, kendine özgü bir sözcük, deyim ve deyişlerden oluşan argonun, ayrı bir grameri yoktur.
Argo, anadil içinde sonradan türetilmiş bir yardımcı dil olarak konuşulur. Temelde sözlü ve doğal bir dildir. Argo sürekli değişen ve gelişen özel bir dil olmakla birlikte oluşumunu bazı genel ilkelere bağlamak mümkündür. Sıfatlardan cins isim türetme, eski ve bölge dili sözlerinden yararlanma, genel dildeki sözcüklerin biçimlerini bozma, yabancı kökenli sözcük kullanma, sözcüklerin anlamlarını kaydırma ve değiştirme bu ilkelerin başlıcalarıdır. Türk argosu eski İstanbul'un külhanbeyi ve tulumbacı çevrelerinde gelişmiştir.
Rakı'ya "anzarot", polis"e "aynasız", kâğıt paraya "papel" vs. demek; boş ver, abayı yakmak, açıktan almak, boş koymak gibi deyişler argo içinde zikredilir.
Burada Türk argosu üzerine yapılmış iki çalışmayı zikredecek olursak: Ferit Devellioğlu-Türk Argosu (1980), Hulki Aktunç-Büyük Argo Sözlüğü (1989).
Kaynak: Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü-Murat AKINCI)
Diğer tanımlar:
Bir toplumda geçerli genel dilden ayrı, ama ondan türemiş olan, yalnızca belirli çevrelerce kullanılan, toplumun her kesimince anlaşılmayan, kendine özgü sözcük, deyim ve deyişlerden oluşan özel dil.
Ana Britanicca Genel Kültür Ansiklopedisi, c. 2, s. 266.
 
Toplumda belli bir gruba veya sosyal bir sınıfa mahsus olan ve genel dilin koynunda asalak bir kelime hazinesi bulunan konuşma sistemleri.
Türk Argosu, Ferit Devellioğlu, 6. baskı, s. 9.
 
- Aynı meslek veya topluluğa (atölye, okul, kışla vb.) mensub olan şahısların benimsedikleri özel terimlerin bütünü. - Kaba konuşma, kültürsüz ve aşağı tabakanın ağzı.
Meydan Larousse, Büyük Lugat ve Ansiklopedi, c. 1, s. 643.
 
- Başıboşlar, hırsızlar gibi toplum düzeninin dışında kalan kişilerin kendi aralarında kullandıkları özel dil, bu dili belirleyen sözcük ve deyimler. - Aynı meslekten olan kişilerin kendi aralarında kullandıkları özel sözcük ve deyimler.
Yazın Terimleri Sözlüğü, Tahir Nejat Gencan-Haydar Ediskun-Baha Dürder-Enver Naci Gökşen, s. 16.
 
Eskiden, önce esnafın, sonra da dilenci , serseri, külhanbeyi, hırsız, kaçakçı ve genel olarak şerir takımının kendi yaşayış tarzı isteğine uyarak, etrafındakilerin anlayamayacağı bir şekilde ve kendi aralarında konuştuğu aşağılık, özel ve gizli dil. (İnönü Ansiklopedisi, c. 3, s. 289.)
 
abondone : pes etmek
abanmak : birine yük olarak onun sırtından geçinmeye bakmak
abtestini vermek : azarlamak
afi : gösteriş
afi kesmek :gösteriş yapmak
aftos : metres,oynaş
aklına tükürmek : birinin düşüncesini beğenmemek
akmak : çabucak savuşmak,ortadan kaybolmak
alabandayı yemek : adamakıllı azarlamak
alarga : uzaktan,açıktan
alarga etmek : geri çekilmek,uzaklaşmak
alay geçmek : alay etmek
alengirli :gösterişli,yakışıklı
anam avradım olsun : birini kesin olarak inandırmak için söylenen söz
anam babam :teklifsiz bir seslenme
****** örekesi : saçma bir söze karşı verilen karşılık
anasının gözü : çok kurnaz,çok açıkgöz
anafordan :yolsuz veya emeksiz olarak
anaforcu : yolsuz veya emeksiz kazanç peşinde olan
anaforlamak : yolsuz veya emeksiz kazanç elde etmek
anahtarcı :kapı,kasa gibi yerlere anahtar uydurarak hırsızlık yapan kimse
andaval : aptal,ahmak,beceriksiz
andavallı :görgüsüz,beceriksiz
anlamak : sahip olmayı istemek
anzarot : rakı
aparmak : gizlice çalmak
apiko : hazır,tetik
arakçı : hırsız
armut : fazla aptal,budala
asıntı : sırnaşan,tebelleş olan kimse
asıntı olmak : sırnaşmak,tebelleş olmak
aşıramento :çalma,aşırma
aşmak : görünmeden kaçmak
aşna fişne :gizli dost
atmak : 1.bilmeden,kestirerek söylemek 2.yalan veya abartılı söz söylemek 3.söylemek
atma Recep,din kardeşiyiz : söylediklerin hep yalan,farkındayız
aval : saflığı sersemlik derecesine varan kimse
aval aval :aptal bir biçimde,aptal aptal
avanta : bir kimsenin emek vermeden sağladığı kazanç
avantacı : çıkarcı,beleşçi,bedavacı
avurtlu : çalım satan,yüksekten atan
ayarlamak :kandırmak
ayazda kalmak : boş yere beklemek
ayna : iyi bir durumda,yolunda
aynalı : parlak yüzlü,yakışıklı,güzel
aynasız : hoşa gitmeyen,kötü,yakışıksız,çirkin,ters,biçimsiz
ayran ağızlı : aptal,budala,sersem
ayvayı yemek : kötü duruma düşmek,işi bozulmak
 
babaçko : güçlü ve gösterişli,iri yarı kadın
babalanmak : diklenmek,kabadayıca davranmak
bal kabağı : aptal,beyinsiz
balta olma : direnerek birşey istemek,asılmak,musallat olmak
bamya tarlası : mezarlık
bas git : çekil,yürü git,defol
bayılmak : vermek,ödemek
bayramlık ağzını açmak : kaba konuşmak,küfretmek
becermek : 1.ırzına geçmek,kirletmek 2.birisini öldürmek
beleş : karşılıksız,emeksiz,parasız elde edilen
bıçkın : kabadayı
bilezik : kelepçe
bitirim : 1.çok hoşa giden kimse,yer 2.kahve,kumarhane 3.yaman,zeki,çok beğenilen
bitirmiş : bilgili,açıkgöz
bitmek : 1.çok sevmek,bayılmak,beğemek 2.beklenmedik bir anda ortaya çıkmak
boğuntu : bir şeyi değerinden çok yükseğe satma işi
bozuk çalmak : canı sıkılmış,yüzü asılmış olmak
bozum havası : utangaçlık,mahcupluk
bozum olmak : utanmak,utanacak duruma düşmek
bözük : yüreklilik,cesaret
 
caddeyi tutmak : korkulu bir durumda başını alıp gitmek,uzaklaşmak
caka : gösteriş,çalım,kabadayılık,fiyaka
caka satmak : gösteriş yapmak,çalım satmak
camekan : gözlük
canına ezan okumak : bir kimsenin hakkından gelmek
canını cehenneme göndermek : öldürmek
cart kaba kağıt : yüksekten atana karşı söylenen söz
carta : yellenme
cartayı çekmek : ölmek
cavalacoz : değersiz,önemsiz,derme çatma
cavlamak : ölmek
cebellezi : hakkı olmayan bir şeyi cebine koyma,sahip çıkma
cebellezi etmek : cebine koymak
cızlam : kaçma,savuşma
cızlamı çekmek : kaçmak,savuşup gitmek
cicoz : hiç yok
cicozlamak : kaçamak,uzaklaşmak
cilalamak : neşesini arttırmak
cins : garip,tuhaf
 
çaça : sokak kadını
çakal : kurnaz,yalancı,düzenci,aşağılık kimse
çakmak : 1.kabul edilmeyecek birşeyi kurnazlıkla kabul ettirmek 2.içki içmek
çakar almaz : işe yaramayacak durumda olan
çarık : para cüzdanı
çarkına etmek : birine büyük kötülük yapmak
çekmek : içki içmek
çeyrek : alman markı
çıkmak : vermeye katlanmak
çıngar : kavga,gürültü
çifte dikiş : bir sınıfta iki yıl okuma
çuvallamak : başaramamak
 
dalga : 1.gizli iş,dalavere 2.dalgınlık 3.geçici sevgili
dalgaya gelmek : yanılmak,dalgınlıkla unutmak
dalgaya getirmek : birinin dalgınlığından yararlanmak
dalgıç : birinden habersiz birşeyi almakhuyunda olan kimse
dam : tutuk evi
damlamak : biryere çağrılmadan birdenbire gitmek
dava : sevgili
davul tozu : gerçekleşmesi imkansız olan durumlar için kullanulan söz
dehlemek : kovmak
delik : cezaevi
demirhindi : pinti,hasis
deve olmak : kaybolmak
dik alası : genellikle hoş karşılanmayan birşeyin aşırılığını anlatır
dikiz : bakma,gözetleme
dikizlemek : sezdirmeden bakmak,gözetlemek
dinine yandığım : öfk,kızgınlık gibi duyguları belirtmek için kullanılan ilenme sözü
diskur çekmek : nutuk verir gibi konuşmak
dolma : yaln hile,dalavere
dolma yutmak : kanıp aldanmak
dubara : oyun,düzen
dubaracı : oyunla,düzenle iş gören,düzenci
duman : 1.kötü,yaman 2.esrar
duman attırmak : kötü duruma düşürmek,geride bırakma,birini yıldırma
duman etmek : dağıtmak,bozmak,yoketmek
duman olmak : işi,durumu berbet olmak
dut gibi olmak : çok sarhoş olmak,utanmak,mahçup olmak
düdük : akılsız,boş kafalı
düdük makarnası : aptal,anlayışsız
düdüklemek : cinsel ilişkide bulunmak,aldatmak,kandırmak
dükkan : kumarhane
dümen : dalavere,hile
dümen kullanmak : bir işi kurnazca yönetmek
dümen yapmak : dalavere,hile ile birini kandırmak,aldatmaya çalışmak
dümeni kırmak : çekip gitmek,uzaklaşmak,kaçmak
dümenci : 1.en geride olan,sonuncu,en tembel 2.dalavereci,hileci,düzenbaz
dümencilik : 1.en geride olama durumu,sonuncu olma durumu 2.dalaverecilik,hilecilik,düzenbazlık
 
ekmek : 1.birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek,atlatmak 2.boşuna harcamak,ziyan etmek 3.yarışta geçmek
ekmeklik : oyunda hep yenilerek kendisinden para kazanılan kimse
ekişmek : 1.utanmak,mahçup olmak 2.sırnaşmak,ısrar etmek
elden gel : ver
emmek : uzun süre yararlanmak
enayi : fazla bön,avanak
enayi dümbeleği : çok enayi
ense yapmak : hiç çalışmadan rahatça yaşamak
enselemek : yakalamak
enselenmek : yakalanmak
erteke : dikiz
esnaf : kötü yola sapmış kadın
eşek cenneti : öbür dünya
eşekten düşmüş karpuza dönmek : 1.çok sarsılmak 2.kötü bir duruma düşmek
ezmek : harcamak
 
faça : 1.yüz,çehre,surat 2.giysi 3.iskambil destesinin en altındaki kağıt
façasını almak : birini mahçup etmek,bozmak
fasarya : boş anlamsız söz
fayrap(fire up) : açma,çıkarma
fayrap etmek : 1.herhangi bir işi veya şeyi hızlandırmak 2.açmak,çıkarmak
fertik çekmek : kaçmak
fır : ***,fırlama
fırlama : ***
filinta : yakışıklı,güzel
film çevirmek : eğlenmek hoş vakit geçirmek
filo : bit
fino : esrar
fişek atmak : cinsel ilişkide bulunmak
fit olmak : ödeşmek,razı olmak
fiyaka satmak : gösteriş yapmak
fora etmek : çekip çıkarmak
fos : çürük,boş,kof
fos çıkmak : bir işin sonu gelmemek
foslatmak : utandırmak
frigo : sevimsiz soğuk kimse
frikik : eteğin açılmasıyla bacağın görülmesi
frikik yakalamak : açık bacak görmek
 
gaco : kadın,dost,sevgili,metres
gaga : ağız
gazlamak : kaçmak
gazla : defol,git
gazoz ağacı : bir sözün çok saçma olduğunu bildirmek için söylenen söz
gebeş : aptal,sersem
geçmişi kınalı : sövgü yerine söylenen bir söz
gerzek : gerizekalı
gevşemek : sevmek,hoşlanmak
geyik : karısının veya bir kadının ihanetine uğramış erkek
gıcık : sözleriyle,davranışlarıyla karşısındakini kızdıran,sinirlendiren,sıkan kimse
gıcık kapmak : bir davranışa veya bir kimseye sinirlenmek
gıcık etmek : sinirlendirmek,öfkelendirmek
gıcır : yeni
gır : 1.söz,lakırdı 2.yalan,uydurma
gır atmak : konuşmak,laf atmak
gır geçmek : bol bol konuşmak,çene çalmak
gır gır geçmek : alay etmek
gır kaynatmak : işlerini bırakıp yarenlik etmek
gümlemek : sınıfta kalmak
güneşe karşı işemek : saygı gösterilmesi gereken şeylere saygısızlık etmek
 
hacamat : hafif yaralama
hacamat etmek : hafifçe yaralamak
hacamatlamak : hafifçe yaralamak
hafız : 1.aptal,ahmak,bön 2.birşeyi anlamadan ezberleyen kimse
hafızlık : aptallık,ahmaklık
hali duman olmak : kötü duruma düşmek
hallenmek : birşeye karşı istek duymak
hamamcı olmak : güsul aptesi alması gerekmek
hanım evladı : ***
hap : bir içimlik afyon
harcamak : yokolmasına,ölmesine sebep olmak
hasbi geçmek : önem vermemek,ilgi göstermemek,kısa kesmek
hasta : parasız,züğürt
haşatı çıkmak : bozulmak,işe yaramaz hale gelmek,çok yorulmak,bitkin düşmek
hava almak : umduğunu bulamamak,hiçbirşey kazanamamak
hava basmak : büyüklenmek,gururlanmak
hava gazı : boş laf,önemsiz şey
havyar kesmek : vaktini boşa geçirmek
haybe : boş,işe yaramaz,anlamsız
haybeci : işsiz güçsüz,bedavadan geçinen
haydamak : kovmak,defetmek
haza : etkisiz,kusursuz
hırbo : 1.iri yarı kimse 2.sersem,salak ve kaba saba
hırboluk : sersemlik,salaklık
hırt : sersem,budala,ahmak
hırtapoz : sersem,aptal,şaşkın
hırtapozluk : hırtapoz olma durumu
hırtlık : sersemlik,budalalık,ahmaklık
hışır : aptal,sersem
hıyar : kaba saba,görgüsüz,budala
hıyarlaşmak : kaba saba,budalaca davranışlarda bulunma
hoşur : şişman,dolgun,güzel kadın
hödük : görgüsüz,kaba,anlayışı kıt kimse
 
ıska : boşa çıkarma,rast getirememe
ıska geçmek : 1.hedefe rast getirememe 2.üzerinde durmamak,önem vermemek
ıskalamak : hedefe rast getirememe
ıslak karga : çok korkak,çekingen
ıslatmak : dayak atmak veya ağır harakette bulunmak
 
iç etmek : eline geçen birşeyi sahibine bildirmeden kendine mal etmek
içinden okumak : sessiz bir biçimde sövmek
ifadesini almak : üstün gelmek,yenmek
iki seksen uzanmak : bir çarpma,vurma sonucu boylu boyuna serilmek
ilik gibi : çok güzel,istek uyandıran(kadın)
imam kayığı : tabut
imam suyu : rakı
imanım : kardeş,arkadaş anlamında bir sesleniş
inek : 1.çok çalışkan öğrenci 2.****
ineklemek : çok çalışmak,çok çalışarak öğrenmek,hafızalamak
inmek : vurmak
iplemek : saygı göstermek,değer vermek
iskandil etmek : gözetlemek,çevreyi kollamak
iskele almak : sarkıntılık etmek
işini görmek : öldürmek
iyi etmek : soymak,parasını ve/veya malını almak
 
kafa ütülemek : çok laf edip tedirgin etmek
kafayı bulmak : sarhoş olup,neşesi keyfi yerine gelmek
kafayı çekmek : içki içmek
kafayı tütsülemek : sarhoş olmak
kafes : hapishane
kafese girmek : aldatılıp kendisinden çıkar sağlanmak
kafese koymak : aldatıp çıkar sağlamak
kakırdamak : ölmek
kalay : sövme,küfür
kalayı basmak : adamakıllı küfür etmek
kaldırmak : çalmak,aşırmak
kalıbını basmak : birşeyi güvenle doğrulamak
kamanço etmek : yüklemek,aktarmak,elden ele geçirmek
kamış koymak : birine oyun etmek,arabozanlık etmek
kandil : çok sarhoş
kantarlı : ağır sövgü,ağır sövmek
kaparoz : yolsuzca veya zorla elde edilen mal
kaput gitmek : hiçbir sınavı verememek
karavana : atış taliminde hedefi vuramama
karga bokunu yemeden : çok erken bir saatte
kaşalot : aptal,budala
kaşar : oyunda açıkgöz,kurnaz olan kimse
kaşkaval : aptal,sersem
katakulli : yalan,dolan,oyun,tuzak,düzen
kayarto : ahlaksız kimse,melun,pezevenk
kayışa çekmek : aldatmak,kandırmak
kaynamak : arada kaybolmak
kaynatmak : 1.belli etmeden almak,unutturmak 2.konuşmak,sohbet etmek
kaypak : sözünde durmayan,dönek
kelek : aptal
kemik atmak : susturmak
kendini fasulye gibi nimetten saymak : kendini çok önemli biri gibi görmek
kepçe kuruk : başkalarının sırtından bedavadan geçinen
keriz : kolayca kandırılabilen kişi
kesilmek : çok beğenmek,çok hoşlanmak
kesişmek : (erkek&kadın)bakışarak anlaşmak
kesmek : uydurmak,yalan söylemek
keş : aptal
kıç atmak : çok istemek
kıkırdamak : ölmek
kırmak : kaçmak,uzaklaşmak
kışlatmak : musallat etmek
kıtıpiyos : değersiz,bayağı,kötü
kıtır : uydurma söz,yalan
kıtır atmak : yalan uydurup söylemek
kıtıra almak : alay etmek
kıtırcı : çok yalan söyleyen kimse
kıyak çakmak : çok uygun düşmek,yakışık almak
kıyakçı : gözüpek
kıytırık : değersiz,bayağı,basit
kirişi kırmak : bulunduğu yerden ayrılmak,kaçıp gitmek
kocakarı : anne
kodes : tutukevi,hapishane,karakol
kokoroz : çirkin kimse
kokoz : parası olmayan,züğürt
koltuk : genelev
kontak : ruh sağlığı yerinde olmayan kimse
kopil : 1.arsız sokak çocuğu 2.***
kova : futbolda çok gol yiyen kaleci veya takım
koyduğum yerde otluyor : hiçbir ilerleme gösteremeyenler için kullanılır
kuyruğu titremek : ölmek
kül yutmak : kurnazca yapılan bir oyuna düşmek
küp : sarhoş
 
lolo : gösteriş,kabadayılık
lüp : hiç emek vermeden kazanılan şey
 
madara : kötü,sevimsiz
madara etmek : kötü duruma düşürmek
madara olmak : kötü duruma düşmek
madik atmak : dolap çevirmek,hile yapmak
makaraları koyvermek : kendini tutamayarak kahkayla gülmeye başlamak
mandepsi : tuzak,oyun
mandepsiye basmak : tuzağa düşmek,aldatılmak
mangiz : para
mantar : uydurma söz,yalan
mantar atmak : yalan söylemek
mantarlamak : aldatmak,yalan söylemek
mars olmak : söz söyleyemeyecek duruma düşmek
mastor : çok sarhoş
matiz olmak : sarhoşluktan sızacak duruma gelmek
matrak : eğlenceli,gülünç,hoş
maval : yalan,uydurma söz
maya : arsız,utanmaz kimse
mayası bozuk : kötü yaradılışlı,karaktersiz
mehterhane : hapishane
mektep çocuğu : acemi,toy
mıhsıçtı : cimri,elisıkı
mortlamak : ölmek
mortoyu çekmek : ölmek
mortocu : imam
mostra olmak : kendini gülünç bir duruma sokmak
mostralık : kötü veya yersiz davranışlarıyla göze batan kimse
mum olmak : razı olmak
 
nağme yapmak : bildiği bir şeyi bilmez görünmek
nalları dikmek : ölmek
nallamak : öldürmek
nanay : yok
ne çiçektir,biliriz : ne mal olduğunu biliriz
 
Geri
Üst