2
EXE RANK
ć$в1Lм3z `
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 6 Ocak 2009
- Mesajlar
- 2,147
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
Aydın Menderes, babasının idam haberini radyodan öğrendiğini söyledi.
Aydın Menderes, "Allah hiç kimseye yaşatmasın ve bunun nasıl bir acı olduğunu da hiç kimse yaşayarak öğrenmek durumunda kalmasın." dedi.
Yassıada'nın 'Demokrasi Adası' olma taleplerini de desteklediğini açıklayan Menderes, milletin hassasiyetine hürmeten, bundan sonraki nesillere milli iradenin egemenliği uğrunda, demokrasi uğrunda Türkiye'nin ne büyük acılar çektiğini bir şekilde anlatılması açısından bu ve benzer girişimlere mutlaka büyük bir ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Menderes, o dönem yaşadıklarını anlattı.
Babasını 27 Mayıs'tan 2 gün evvel Eskişehir'e gideceği günü sabahleyin evden annesiyle birlikte uğurladığını dile getiren Menderes, darbeden önce son görüşmelerinin bu olduğunu ifade etti.
Yassıada'ya götürüldükten sonra ise kendileri dahil orada bulunanların eşleri, çocukları, birinci derece akrabalarının 15 aylık süre içerisinde 2 kere görüştürüldüğünü anlatan Menderes, babasıyla ilk görüşmelerinin annesiyle birlikte 16 Kasım 1960'da, ikincisinin de ağustos ayının ortalarında Avrupa'dan dönen 2 rahmetli abisiyle birlikte Yassıada'da gerçekleştiğini ifade etti.
ANNEM, 'BİR MİZANSENE FİGÜRANLIK YAPMAM' DEYİP DURUŞMALARA KATILMADI
3 kere görüşmenin hiç kimseye kısmet olmadığını dile getiren Menderes, "Mahkemeye annem katılmayacağını söyledi. 'Bir mizansene figüranlık yapmam. Varsın uzaktan da olsa eşimi görmeyeyim. Ben oraya gitmem.' dedi. Çok haklıydı, hiçbirimiz gitmedik. Ve sadece rahmetli annem, 'Örtülük Ödenek Davası' dolayısıyla tanık olarak çağrılmıştı. 1961 yılı başlarında tanıklık yapmak için Yassıada Mahkemesi'ne gitti. Tanıklık yapmama imkânı yasal olarak vardı, fakat rahmetli annem 'Ben bu yasal hakkı kullanmak için değil, buraya bu konudaki bütün sorularınızı cevaplandırmak için geldim.' dedi. Sadece böyle bir tanıklık yapmıştır. Tanık olarak mahkemeye, duruşmaya gitmek; tanıklığı kabul edecekse de etmeyecekse de o duruşmada zaten yasal olarak bulunmak mecburiyetindeydi." şeklinde konuştu.
İdamları bütün Türkiye gibi kendilerinin de 17 Eylül akşam 19.00 haberlerinde radyodan öğrendiklerini söyleyen Menderes, o zamanlar televizyon olmadığını ve o saate kadar da idam haberinin gizli tutulduğunu belirtti.
Hâlbuki İmralı'da pazar günü 13.30 sıralarında idamın gerçekleştirildiğine dikkat çeken Menderes, "Ancak orada zaten ne Adnan Menderes'in avukatları, ne yakınları bulundurulmamıştı o esnada. Sadece İmralı'daki görevliler ve gerekli kişiler bulunmuştu. Basın ve radyo da yoktu. Bu itibarla zaten bütün Türkiye'nin bu çok acı haberi radyo dışında veya Anadolu Ajansı, Milli Birlik Komitesi açıklaması dışında öğrenebilmesi mümkün değildi. Bizimde o saatte kalabalıktı evimiz, o an öğrenmiş olduk." dedi.
ADNAN MENDERES'İN OĞLUNA YAKIŞIR BİR METANET VE VAKARLA DAVRANDIM
Aydın Menderes, babasının ölüm haberini aldığında yaşadığı acıyı ise şöyle tarif ediyor: "Bir insan en yakınını fevkâlede haksız bir şekilde darağacında ve bir cinayet şeklinde kaybederse; insanlar ne hissederlerse, nasıl bir acı duyarlarsa, sanki bir el göğüslerini yarmış ciğerlerini oradan koparmışcasına belki daha büyük bir acı duyarlarsa hepimiz böyle bir acı duyduk. Allah hiç kimseye yaşatmasın ve bunun nasıl bir acı olduğunu da hiç kimse yaşayarak öğrenmek durumunda kalmasın."

Aydın Menderes, "Allah hiç kimseye yaşatmasın ve bunun nasıl bir acı olduğunu da hiç kimse yaşayarak öğrenmek durumunda kalmasın." dedi.
Yassıada'nın 'Demokrasi Adası' olma taleplerini de desteklediğini açıklayan Menderes, milletin hassasiyetine hürmeten, bundan sonraki nesillere milli iradenin egemenliği uğrunda, demokrasi uğrunda Türkiye'nin ne büyük acılar çektiğini bir şekilde anlatılması açısından bu ve benzer girişimlere mutlaka büyük bir ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Menderes, o dönem yaşadıklarını anlattı.
Babasını 27 Mayıs'tan 2 gün evvel Eskişehir'e gideceği günü sabahleyin evden annesiyle birlikte uğurladığını dile getiren Menderes, darbeden önce son görüşmelerinin bu olduğunu ifade etti.
Yassıada'ya götürüldükten sonra ise kendileri dahil orada bulunanların eşleri, çocukları, birinci derece akrabalarının 15 aylık süre içerisinde 2 kere görüştürüldüğünü anlatan Menderes, babasıyla ilk görüşmelerinin annesiyle birlikte 16 Kasım 1960'da, ikincisinin de ağustos ayının ortalarında Avrupa'dan dönen 2 rahmetli abisiyle birlikte Yassıada'da gerçekleştiğini ifade etti.
ANNEM, 'BİR MİZANSENE FİGÜRANLIK YAPMAM' DEYİP DURUŞMALARA KATILMADI
3 kere görüşmenin hiç kimseye kısmet olmadığını dile getiren Menderes, "Mahkemeye annem katılmayacağını söyledi. 'Bir mizansene figüranlık yapmam. Varsın uzaktan da olsa eşimi görmeyeyim. Ben oraya gitmem.' dedi. Çok haklıydı, hiçbirimiz gitmedik. Ve sadece rahmetli annem, 'Örtülük Ödenek Davası' dolayısıyla tanık olarak çağrılmıştı. 1961 yılı başlarında tanıklık yapmak için Yassıada Mahkemesi'ne gitti. Tanıklık yapmama imkânı yasal olarak vardı, fakat rahmetli annem 'Ben bu yasal hakkı kullanmak için değil, buraya bu konudaki bütün sorularınızı cevaplandırmak için geldim.' dedi. Sadece böyle bir tanıklık yapmıştır. Tanık olarak mahkemeye, duruşmaya gitmek; tanıklığı kabul edecekse de etmeyecekse de o duruşmada zaten yasal olarak bulunmak mecburiyetindeydi." şeklinde konuştu.
İdamları bütün Türkiye gibi kendilerinin de 17 Eylül akşam 19.00 haberlerinde radyodan öğrendiklerini söyleyen Menderes, o zamanlar televizyon olmadığını ve o saate kadar da idam haberinin gizli tutulduğunu belirtti.
Hâlbuki İmralı'da pazar günü 13.30 sıralarında idamın gerçekleştirildiğine dikkat çeken Menderes, "Ancak orada zaten ne Adnan Menderes'in avukatları, ne yakınları bulundurulmamıştı o esnada. Sadece İmralı'daki görevliler ve gerekli kişiler bulunmuştu. Basın ve radyo da yoktu. Bu itibarla zaten bütün Türkiye'nin bu çok acı haberi radyo dışında veya Anadolu Ajansı, Milli Birlik Komitesi açıklaması dışında öğrenebilmesi mümkün değildi. Bizimde o saatte kalabalıktı evimiz, o an öğrenmiş olduk." dedi.
ADNAN MENDERES'İN OĞLUNA YAKIŞIR BİR METANET VE VAKARLA DAVRANDIM
Aydın Menderes, babasının ölüm haberini aldığında yaşadığı acıyı ise şöyle tarif ediyor: "Bir insan en yakınını fevkâlede haksız bir şekilde darağacında ve bir cinayet şeklinde kaybederse; insanlar ne hissederlerse, nasıl bir acı duyarlarsa, sanki bir el göğüslerini yarmış ciğerlerini oradan koparmışcasına belki daha büyük bir acı duyarlarsa hepimiz böyle bir acı duyduk. Allah hiç kimseye yaşatmasın ve bunun nasıl bir acı olduğunu da hiç kimse yaşayarak öğrenmek durumunda kalmasın."