20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Yazar : Erol GÜNGÖR- Salim AKÇAY
Yayınevi : Ötüken
Baskı : İstanbul / 1995 / 220 shf.
Erol Güngör tarafından kaleme alınan bu eser iki farklı kitaptan müteşekkil. Birincisi (1974) yılında kaleme alınan Ahlak Psikolojisi ikincisi 1975 yılında yazılan Sosyal Ahlak 'tır.
Birinci kitap Ahlak Psikolojisi, ahlakın kişi üzerinde ki etkilerini anlatmakta dır. Ahlak Psikolojisi iki ana konudan ( 1.Ahlakın Psikolojik Görünüşü 2.İnsanın Yaşayışı ve Ahlak) oluşmaktadır. Birinci bölümde insanın kişiliğini oluşturan unsurlar anlatılmaktadır. Bu arada kişiliğin(şahsiyet)her insanın kendine özgü davranış eğilimlerinin dinamik bir bütünü diye tarif edilmekte insan şahsiyetini meydana getiren unsurların başında soyaçekim geldiği iddia edilmekte bundan başka biyolojik faktörlerin rolünden bahsedilmekte üçüncü faktör olarak çevre olduğu anlatılmaktadır. Yazar çeşitli psikologların görüşlerini serd ediyor ve bu konuda şu karara varıyor; çocuğun şahsiyetinde "0-5"yaş aile, bundan sonra çevre etki etmekte, bunlarla beraber biyolojik faktörlerinde önemli etkisi olduğunu belirtmekte. İkinci alt başlık Ahlakı Davranışın psikolojik yönü. Ahlaki davranışın psikolojik yönü diyince davranış yaptığımız kişi veya varlıklar hakkında ki tutumları kastedilmekte insanın farklı tutum sergilediği iddia edilmekte .Böylesi durumlarda sadece tutumlarımızı değiştirdiğimiz fertler değil kendimizde (benliğimizde) devreye girmekte. Bir insan başkalarına karşı tutumunu değerlendirirken kendi kişiliği hakkında da bilgi sahibi olmak zorunda kalıyor. Kendi şahsımız hakkındaki tutumlarımız benlik veya ben dediğimiz kavramı meydana getirir. İnsan zekası sayesinde kedi şahsımızı objektif bir şekilde, yani dışardaki varlıklardan biriymiş gibi görebiliriz ve ona karşıda bazı tutumlara sahip olur. Herkesde bir benlik kavramı var olduğu iddia edilmekte ve ahlaki davranış bu benlik ile dış dünya arasındaki münasebetin görüntüsü olduğu iddia edilmekte.
Ahlaki davranışta etkili bir faktör olan benliğin oluşumunda toplumun etkisi vardır. çünkü başka insanlarla ilişkiye girmeden davranış olmaz. Davranış olmayınca sosyal davranış şeklinde insanın aklında bir yargı belirmekte insanların ahlaki bir davranış hakkında yargıda bulunabilmeleri için belli zeka kapasitesine sahip olması gerektiği çoğu ilim adamlarınca ileri sürülmekte. zeka yaşına göre insanların ahlaki davranışlar hakkındaki yargılarında da değişiklik olduğu iddia edilmektedir .
Çocukla yetişkinin bir davranış sonucundaki değerlendirmeleri buna örnektir .
Yazar önemine binaen bir parantez açıyor ve cinsel ahlaktan yani iffet kavramından bahsediyor. ahlak sahasında yaşanan münakaşaların çoğu bu cinsel ahlak konusundadır. toplumun ahlak sistemini beğenmeyenler en çok cinsel ahlakla ilgili standartlardan şikayetçidir. Fraude gibi alt ve üst ben inancına sahip olanlar toplumun alt beni güdükleştirdiğini iddia etmektedirler. Toplum cinsel hayatın istikameti için aileyi icat etmiştir.
Üçüncü alt başlık olarak ahlakın boyutları ve gelişmesi anlatılmaktadır
Ahlakın üç boyutu vardır. Bilgi, duygu, davranış. Ahlaki bilgi ahlak değerleri hakkındaki bilgilerdir. Devlet malını yemenin kötü birşey olduğunu insanın bilmesi ahlaki bir bilgidir. Devlet malı yememesi ahlaki bir davranıştır. Yemesi durumunda suçluluk hissetmesi ahlaki bir duygudur. Fakat her zaman bilgi, davranış ve duygu birbiriyle dayanışma içinde olmayabilir. Ahlaki bilgi genelde model olarak alınan insanlardan öğrenilmektedir.
Yayınevi : Ötüken
Baskı : İstanbul / 1995 / 220 shf.
Erol Güngör tarafından kaleme alınan bu eser iki farklı kitaptan müteşekkil. Birincisi (1974) yılında kaleme alınan Ahlak Psikolojisi ikincisi 1975 yılında yazılan Sosyal Ahlak 'tır.
Birinci kitap Ahlak Psikolojisi, ahlakın kişi üzerinde ki etkilerini anlatmakta dır. Ahlak Psikolojisi iki ana konudan ( 1.Ahlakın Psikolojik Görünüşü 2.İnsanın Yaşayışı ve Ahlak) oluşmaktadır. Birinci bölümde insanın kişiliğini oluşturan unsurlar anlatılmaktadır. Bu arada kişiliğin(şahsiyet)her insanın kendine özgü davranış eğilimlerinin dinamik bir bütünü diye tarif edilmekte insan şahsiyetini meydana getiren unsurların başında soyaçekim geldiği iddia edilmekte bundan başka biyolojik faktörlerin rolünden bahsedilmekte üçüncü faktör olarak çevre olduğu anlatılmaktadır. Yazar çeşitli psikologların görüşlerini serd ediyor ve bu konuda şu karara varıyor; çocuğun şahsiyetinde "0-5"yaş aile, bundan sonra çevre etki etmekte, bunlarla beraber biyolojik faktörlerinde önemli etkisi olduğunu belirtmekte. İkinci alt başlık Ahlakı Davranışın psikolojik yönü. Ahlaki davranışın psikolojik yönü diyince davranış yaptığımız kişi veya varlıklar hakkında ki tutumları kastedilmekte insanın farklı tutum sergilediği iddia edilmekte .Böylesi durumlarda sadece tutumlarımızı değiştirdiğimiz fertler değil kendimizde (benliğimizde) devreye girmekte. Bir insan başkalarına karşı tutumunu değerlendirirken kendi kişiliği hakkında da bilgi sahibi olmak zorunda kalıyor. Kendi şahsımız hakkındaki tutumlarımız benlik veya ben dediğimiz kavramı meydana getirir. İnsan zekası sayesinde kedi şahsımızı objektif bir şekilde, yani dışardaki varlıklardan biriymiş gibi görebiliriz ve ona karşıda bazı tutumlara sahip olur. Herkesde bir benlik kavramı var olduğu iddia edilmekte ve ahlaki davranış bu benlik ile dış dünya arasındaki münasebetin görüntüsü olduğu iddia edilmekte.
Ahlaki davranışta etkili bir faktör olan benliğin oluşumunda toplumun etkisi vardır. çünkü başka insanlarla ilişkiye girmeden davranış olmaz. Davranış olmayınca sosyal davranış şeklinde insanın aklında bir yargı belirmekte insanların ahlaki bir davranış hakkında yargıda bulunabilmeleri için belli zeka kapasitesine sahip olması gerektiği çoğu ilim adamlarınca ileri sürülmekte. zeka yaşına göre insanların ahlaki davranışlar hakkındaki yargılarında da değişiklik olduğu iddia edilmektedir .
Çocukla yetişkinin bir davranış sonucundaki değerlendirmeleri buna örnektir .
Yazar önemine binaen bir parantez açıyor ve cinsel ahlaktan yani iffet kavramından bahsediyor. ahlak sahasında yaşanan münakaşaların çoğu bu cinsel ahlak konusundadır. toplumun ahlak sistemini beğenmeyenler en çok cinsel ahlakla ilgili standartlardan şikayetçidir. Fraude gibi alt ve üst ben inancına sahip olanlar toplumun alt beni güdükleştirdiğini iddia etmektedirler. Toplum cinsel hayatın istikameti için aileyi icat etmiştir.
Üçüncü alt başlık olarak ahlakın boyutları ve gelişmesi anlatılmaktadır
Ahlakın üç boyutu vardır. Bilgi, duygu, davranış. Ahlaki bilgi ahlak değerleri hakkındaki bilgilerdir. Devlet malını yemenin kötü birşey olduğunu insanın bilmesi ahlaki bir bilgidir. Devlet malı yememesi ahlaki bir davranıştır. Yemesi durumunda suçluluk hissetmesi ahlaki bir duygudur. Fakat her zaman bilgi, davranış ve duygu birbiriyle dayanışma içinde olmayabilir. Ahlaki bilgi genelde model olarak alınan insanlardan öğrenilmektedir.